Mahşerin dört atlısı savaş, pandemi, açlık ve ölüm son yıllarda çok hareketli. Zamanla mahşerin dört atlısına 1930’larda faşizm, 21. yüzyılda iklim krizi eklenmişti. Ne yazık ki bir yenisi gündemde: Totalitarizmin hizmetinde yapay zekâ.
İzleme gözetleme, “büyük veri” kapitalizminin 2022’de özellikle yapay zekâ alanındaki gelişmelerle daha da derinleşeceğini, siber savaşlar, otonom silahlar alanındaki yarışı hızlandıracağını söylemek yanlış olmaz. Yıl kapanırken korkutucu iki örnekle karşılaştım.
Birincisi, South China Morning Post’a göre Çin devleti, yapay zekâ ile çalışan, yüzde 97 oranında “doğru” karar verebilen bir elektronik savcı üretmiş. Böylece sıradan suçlara bakan savcıların yükü azalacakmış.
İkincisine de Times of Israel gazetesinin “Dehşet verici siber silah” başlıklı yazısında rastladım. İsrail’de siber izleme ve casusluk yazılımları üreten NSO adlı şirket, hedef aldığı bilgisayarlara, bilgisayar sahibinin hiçbir işlem (adrese tıklamak, bir resim indirmek ya da dosya açmak gibi) yapmasına gerek kalmadan girebiliyormuş. Uzmanlar, bu casus yazılım karşısında şimdilik hiçbir savunma aracının olmamasını dehşetle karşılıyorlarmış. Uluslararası Af Örgütü’nün bir araştırması, NSO’nun yazılımını özellikle insan haklarını savunan yolsuzlukların üzerine giden gazetecileri susturmak isteyen hükümetlerin satın aldığını gösteriyor.
Mahşerin atlılarının toynakları altındaki uygarlığın ürettiği “büyük veri” üzerinde, Elon Musk’ı bile korkutan bir hızla gelişen “yapay zekâ”nın, kontrolden çıkma riski 2022’de daha da artacak.
Ergin Yıldızoğlu “Mahşerin atlıları çoğalıyor” 30 Aralık 2021 yazısından bölüm alıntısı