Mudanya Mütarekesi 99 yaşında
Cumhuriyet – Prof. Dr. Mustafa ÖZYURT – 11 Ekim 2021 Pazartesi
Kurtuluş Savaşı’nın sonunda, Türkiye Cumhuriyeti için barışın başlangıcı, 11 Ekim 1922’de Mudanya’da atılan imzalarla başlamış ve günümüze değin kazasız belasız gelmiştir. Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından başlatılan Kurtuluş Savaşı sonuçlanmadan aylar önce Müttefikler, Mart 1922’de Paris’te yaptıkları toplantıda, Türklere önerilecek barış koşullarını kararlaştırırken Anadolu’nun boşaltılacağını baştan kabul etmişlerdir. 9 Eylül 1922 günü bayrağımızın İzmir Hükümet Konağı’nın gönderine çekilmesiyle, Anadolu düşman askerinden bir ölçüde temizlenmiştir.
Ancak Türk birlikleri 24 Eylül’de Çanakkale üzerine yürümeye, müttefiklerin “tarafsız bölge” diye tanımladıkları yerlere girmeye başlayınca, bütün dünya ve Türkler nefesini tutmuş, İngilizlerle çatışma olasılığını kaygılı gözlerle izlemiştir. Tam bu aşamada Müttefiklerin İzmit veya Mudanya’da ateşkes antlaşması önerisine, Mustafa Kemal ve arkadaşları “Mudanya bizim için uygun” diyeceklerdir.
İÇGÜDÜSEL RÖVANŞ
Burada, “Neden İzmit değil de, Mudanya” sorusu akla gelebilir. Şevket Süreyya Aydemir’in yanıtı şöyledir: “30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nin öcünü, adı M harfiyle başlayan yine küçük bir kıyı kasabası olan Mudanya’da almak gibi bilinçaltı içgüdüsünün dışa yansımasından kaynaklanmış olabilir”.
O günlerin Mudanyası’nı ünlü ABD’li gezgin yazar Ernest Hemingway, şu sözlerle anlatır, 23 Ekim 1922 günkü The Toronto Daily Star gazetesine: “Marmara kıyısında sıcak, toz toprak içinde, yolları arnavutkaldırımı döşeli, evleri ahşap, sivrisinek yuvası ikinci sınıf kıyı kasabasıdır. Batılılar buraya barış dilenmeye geliyorlardı. Yoksa barış istemeye ya da barış koşullarını dikte ettirmeye değil’’.
KARAYA ÇIKAMADILAR
Mudanya Mütarekesi görüşmeleri, Rus asıllı ticaret adamı Aleksandr Ganyanof’un yalısında, 3 Ekim 1922 salı günü öğleden sonra başlamıştır.
Aslında müttefik generaller, bir gün önce Mudanya’ya kadar gelmiş, kıyıya çıktıklarında kendilerini İsmet Paşa’nın karşılamadığını görünce geri dönmüşlerdir. Ertesi gün İngiliz, Fransız ve İtalyan generallerin karşısında, 38 yaşındaki Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa oturmaktadır. İtilaf Devletlerinin dört yıldır desteklediği Yunanistan delegesi Mudanya açıklarına kadar gelmiş, ama gemiden karaya çıkacak cesareti gösterememiştir.
Konferans dokuz gün boyunca, bir sinir harbi şeklinde geçmiştir. En önemli gelişmeler 10 Ekim’de yaşanmıştır. 11 Ekim 1922 sabahı imzalanan Mudanya Mütarekesi 14 maddeden oluşur. Koşullarından en önemlisi şudur: Yunanistan, tüm sivil memurlarıyla birlikte Doğu Trakya’yı boşaltacak, 30 gün içinde Türklere teslim edecektir.
MANİDAR “RASTLANTI”
Ayrılık günü, uğurlama töreni için yalının önünde askeri bando yerini alır. İsmet Paşa, konuk generallere veda ederken bir bölük asker selam görevini yerine getirmek için hazırdır. Generaller askerlerimizin önünden selamlayarak geçerken, askeri bandonun çaldığı marşın ritmine ayak uydurarak rıhtıma doğru yürürler. Müttefik generaller rıhtıma doğru ilerledikçe, marşın temposu hızlanır. Sonunda da oynak bir havaya dönüşür. Bu bir rastlantı mıdır? Yoksa bando şefinin zekice bir oyunu mudur? Bilinmez. Ama Mudanya Mütarekesi’ni imzalayan generaller, Mudanya’yı bu oynak marşın temposunda terk ettiklerini herhalde ömürleri boyunca unutmamışlardır.