DİN, İRTİCA, ŞERİAT VE CİNAYET * KATLİ VACİP

Müftünün öldürülmesinde idamı istenen isim…
Türkiye’ye ne zaman döndü

Odatv.com – 14 Eylül Salı 2021


Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşesinde, Odatv Haber Müdürü Fethi Yılmaz’ın Katli Vacip kitabını ele aldı.

“ANADOLU ÇOCUKLARININ TARİKATLARIN ELİNE DÜŞMEMESİ İÇİN MÜCADELE VEREN BİR DİN ADAMIYDI”

Yazısının “Diyanet’in unuttuğu cinayet” başlıklı bölümünde Barış Pehlivan şu ifadeleri kullandı:

“28 Şubat davasında hapsedilen emekli generallerin rütbeleri söküldü. Eski AKP milletvekili Resul Tosun laikliğin anayasadan çıkarılması çağrısı yaptı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dinin ticarette, yargıda ve siyasette etkili olmasını istedi.

Gözden kaçırmayalım: Menzilci örgütlenmenin olduğunu yazdığım Jandarma akademisinin mezuniyet töreni bu ayın başına yapıldı. Tören yine Diyanet İşleri Başkanı’nın dualarıyla gerçekleşti.

Bugün tüm bunları düşünürken yeni bir kitabın sayfalarını karıştırıyorum. Adı Katli Vacip. Yazarı yıllarca yan yana mücadele verdiğimiz gazeteci dostum Fethi Yılmaz.

Kitaptaki İmdat Kaya’ya dikkat kesiliyorum.

1982 yılıydı. Üsküdar’da Hasan Ali Ünal adlı bir müftü vardı. Anadolu çocuklarının tarikatların eline düşmemesi için mücadele veren bir din adamıydı. Bu yüzden hedefti, öldürüldü.

Yedi sanıklı cinayet davasında, İsmailağa cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ve İmdat Kaya için idam cezası istendi.

“O SAATE KADAR MÜFTÜNÜN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ SADECE KATİLLERİ BİLİYORDU”

İmdat Kaya, cinayet dosyasıyla ilgili Emniyet’teki ilk ifadesinde itiraflarda bulundu. Müftü Ünal’ın öldürülmesine dair camide toplantı yaptıklarını ve “ölüm fetvası” verildiğini kendi el yazısıyla kaleme aldı.

Keza, Kaya’nın kardeşi Servet Kaya’nın bir telefonu da ilginçti.

Cinayetten bir gün sonraydı… Kardeş Kaya, Üsküdar Müftülüğü’nü arayarak “Müftüye suikast düzenlendi” dedi. Garip mi, o saate kadar müftünün öldürüldüğünü sadece katilleri biliyordu.

Sonunda ne mi oldu?

Diyanet, kendi müftüsünü öldüren gücün üstüne gitmedi. Tetikçi Hamza Akdağ 39 yıldır bulunamadı. Azmettiricilerin dosyası ise kapatıldı.

İmdat Kaya da 12 Eylül’ün mahkemesi tarafından “saygın isim” denilerek beraat ettirildi.

“AKP İKTİDAR OLUNCA DA GERİ DÖNDÜ PARTİNİN ‘VEFA’ YEMEKLERİNDE ‘KANAAT ÖNDERİ’ OLARAK AĞIRLANDI”

İşte o isim, yani İmdat Kaya yıllar sonra 28 Şubat sürecinde tekrar sahneye çıktı. Bir belediyede mezarlıklar müdürüydü.

O günlerde şu sözler duyuldu ağzından:

“Laik demokrat kafalı insanların namazları kılınmaz. Zorlarlarsa karşı gelmeyin. Cenazesini yıkamak için yanınıza gelince, ‘yasaktır’ diyerek kimseyi almayın. Artık baş başasınız, onu orada bir güzel halletlikten sonra pamuk kullanmayın, bizim memleketimizde budaklı odun çok…” Yetmemiş olacak ki “Çankaya, Ezankaya oluncaya kadar bu savaş sürecek” bile dedi.

Ve sonra… 28 Şubat döneminde Türkiye’den kaçtı. AKP iktidar olunca da geri döndü. Partinin “vefa” yemeklerinde “kanaat önderi” olarak ağırlandı.

Okuduğunuz yakın Türkiye tarihidir.”


https://odatv4.com/guncel/muftunun-oldurulmesinde-idami-istenen-isim-turkiye-ye-ne-zaman-dondu-210245


‘İmdat Hoca’ Erdoğan’dan yardım istedi

CnnTürk – 01.10.2007


28 Şubat sürecinde, Meclis’e, orduya, yüksek yargıya ve Cumhuriyet’e yönelik ağır hakaretleriyle tanınan ‘İmdat Hoca’ lakaplı İmdat Kaya, New York’ta bulunduğu sırada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Türkiye’ye dönebilmek için yardım istedi.

Açılan davalar yüzünden hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Kaya, New York’ta Erdoğan’a takkeli bir müridini yolladı.

BM Genel Kurulu’nun 62’nci dönem toplantılarına katılmak üzere ABD’nin New York kentinde giden Başbakan Erdoğan, 28 Eylül’de Türk Kültür Merkezi’nin verdiği Geleneksel Dostluk Yemeği’ne katılmıştı.

Yemeğin ardından Erdoğan’ın yanına, ‘İmdat Hoca’nın müridi olduğu belirtilen Emre Kahyaoğlu adlı takkeli ve sakallı bir kişi geldi.

Erdoğan, Kahyaoğlu’nun kendisine ayaküstü anlattıklarını dinledikten sonra kafasını ‘anladım’ şeklinde sallayarak otelden ayrıldı.

Laiklik karşıtı açıklamalar yapmıştı

Kahyaoğlu, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, “İmdat Hoca’nın haksızlığa uğradığını, hakkındaki kasetlerin montaj olduğunu ilettim. Sayın Başbakanımız selamı aldı ve konuyu araştıracağını söyledi” dedi.

28 Şubat sürecinde Sultanbeyli Belediyesi Belediyesi Mezarlıklar Müdürü olan “İmdat Hoca lakaplı İmdat Kaya, laiklik karşıtı sert açıklamaları nedeniyle hakkında açılan davaların ardından yurtdışına kaçmış ve bir daha ülkeye dönmemişti.

Kaya, söz konusu konuşmalarında TBMM’ye, orduya, sanatçılara, köşe yazarlarına, siyasi partilere, yargı mensuplarına ve Cumhuriyet’e yönelik ağır hakaretlerde bulunmuştu.


https://www.cnnturk.com/2007/dunya/10/01/imdat.hoca.erdogandan.yardim.istedi/394916.0/index.html

This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *