DOĞA, ÇEVRE, EKOLOJİ * ZEYTİN DİKEN KARATAVUK

Soğadaki  zeytin ağaçlarının bir bölümünün karatavuk
kuşları tarafından dikildiğini biliyor muydunuz?

Zeytin ağacı genç dallarından alınan sürgünlerin “çelikleme” küçük plastik saksılar içinde toprağa dikilerek kök vermesi beklenir ve toprağı ile birlikte ilkbahar gelirken ağacın yetişeceği alanlara dikilir. Ayrıca doğanın kendi eliyle zeytin ağacı yetiştirme yöntemi vardır. Bu görevi de KARATAVUK kuşları yapar.  Doğa bir yaşam mimarıdır. Karatavuklar yedikleri zeytinlerin çekirdeklerini sindirim sisteminden geçirdikten sonra çekirdeğin özünü uçtukları yerlere bırakırlar. Cömert doğa ana görevini yapar ve bu kalnıtıdan bir tane zeytin fidanı yetiştirir. Ayrıca ardıç ağacı da değerli bir ağaç olup kendi tohumundan doğal yolla yetişmez, tıpkı zeytin gibi,  Ardıç ağacının sevdalısının adı ardıç kuşudur.  Ağaç ile ardıç kuşu bir araya geldiğinde doğada yeni ARDIÇ FİDANLARI boy verir. Bunun öyküsünü daha sonra anlatacağım.

Naci Kaptan


Zeytini kuşlar diker diye kitap görmüştüm adı çok hoşuma gitmiş, çok ilginç gelmişti gerçekten böyle olabilir mi diye araştırdığımda zeytini diken o tatlı kuşla karşılaştım

Karatavuk Kuşu
Ötüşünü sürekli duyduğumuz ufacık siyah tüylü, sarı–kavuniçi
gagalı kuşun adını bugün ilk defa öğrendim. Adı: Karatavuk

En bilinen adı kara tavuk kuşu , bazı bölgelerde bakal, bazı bölgelerde makal deniliyor (erkeğine kara bakal dişisine boz bakal )

Zeytin ağacının diğer meyvelerden bir farkı ; toprağa gömünce fidana / ağaca dönüşmez. Zeytini yedikten sonra toprağa atın kolay çimlenemediğini göreceksiniz, hatta hiç çimlenmeyecektir.

Zeytin çekirdeği çok zor çimlenen bir tohumdur bunun sebebi zeytin ağacının yetiştiği coğrafi şartlar sebebiyle sıcak-kurak iklim tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Zeytin ağaçları az suya ihtiyaç duyup , bünyesine çok su alamaz bu yüzden zeytin ağacı / odunu sert ve kuru olur. İşte zeytin ağacının hem dallarının hem çekirdeğin sert olmasının sebebi budur

Karatavuk kuşu ve zeytin ağacı
İşte tam burada Karatavuk kuşu devreye giriyor ve bu olayı bize Cenk Durmuşkahya, Tübitak Bilim Teknik dergisi Ocak 2006 sayısında aşağıdaki gibi anlatıyor

20-25 cm boyunda olan sim siyah tüyleriyle sarı – kavuniçi renk gagası bulunan bu özel kuşlar zeytin meyvelerini çok severler.

Bu meyveleri bir çırpıda yutan bu kuşlar kursaklarında zeytinin etli kısımlarını sindirirler. Ancak, onlar da bizim gibi odunsu yapıda olan zeytin çekirdeklerini sindiremezler ve dışkılama yoluyla sindiremedikleri çekirdekleri dışarıya atarlar.

İşte sadece bu karatavukların kursağından geçmiş olan zeytin çekirdekleri toprağa düştüğünde çimlenebilir. Çünkü karatavuk kursağındaki küçük taşlarla ve sahip olduğu kuvvetli asitlerle zeytin çekirdeklerinin odunsu kabuğu, sindirim sırasında incelir ve yumuşar. Bu yüzden de karatavuklar tarafından kabukları inceltilmiş ve yumuşatılmış çekirdekler toprağa düştüğünde çimlenebilir. [1]


Sayın Nazım Peker “KARATAVUK VE ZEYTİN” başlıklı yazısında şöyle anlatıyor


Tarım ülkeler için elzemdir. Üretmeyen toplumlar köle olmaya mahkûmdur. Tarım ülkelerin yaşam kaynağı ve lokomotifidir.

Ülkelerin stratejik ürünleri vardır. Bu ürünler genelde insan eliyle yetiştirilmesine rağmen kimi hallerde de kuşlar ve böceklerce bilinmeden yapılır. Tohumları yiyen kuşlar, bunları dışkılarıyla doğaya bırakarak yeni fidanların ekimine, bilmeden katkıda bulunurlar.

1989’dan beri Akdeniz’i de yakından tanıdım. İç Anadolu’da yetişmeyen portakal, mandalina, incir, nar, harnup zeytin gibi ürünleri de tanıdım. Bir şey dikkatimi çekti. Yere atılan harnup, mandalina gibi meyvelerin tohumları yeşerirken, zeytinin hiç kendiliğinden yeşermediğini gördüm.

Öyleyse doğada zeytin tohumları nasıl çimleniyor, zeytin ağaçları nasıl ortaya çıkıyor?

Zeytin ağacı, sert bir odun yapısına sahiptir. Yapı böyle olunca doğal olarak zeytin çekirdekleri de çok sert bir odunsu yapıya sahip oluyor. Zeytin çekirdeğinin içindeki fidecikler, doğal ortamlarında bu sert kabuğu ayırarak filizlenme şanslarına sahip değillermiş. Bu fideciklerin gücü, bu sert yapıyı kırmaya yeterli değil.

Onun için bizim doğaya attığımız zeytin çekirdeklerinin kendiliğinden çimlenme şansları yoktur. Bundan ötürü attığımız ya da kendiliğinden toprağa düşen çekirdeklerden zeytin ağacı yetişmez, yetişmiyor.

Peki durum bu ise, doğada onca zeytin ağacı insan eli değmeden nasıl yetişiyor?

İşte burada devreye bir kuş giriyor. Latince adı: Turdus Merula olan KARATAVUK. Karatavuklar ne hikmettir bilinmez ama zeytin meyvelerini çok severler. Zeytin tanelerini yutan karatavuklar, meyvesini sindirirler ama çekirdeğini sindiremezler.

Ne mi olur?

Hayvanın kursağındaki zeytin çekirdeği sindirilmez ama kursaktaki kimyasallarla sert kabukları epey incelir ve sertliklerini kaybederler. İyice yumuşamış ve sertliğini kaybetmiş zeytin çekirdeklerini dışkı yoluyla doğaya bırakırlar. İşte sadece karatavuk kursaklarından geçen zeytin çekirdekleri toprakla buluşunca; çimlenme yeteneğine kavuşurlar.

Bunları neden mi yazıyorum?

Sadece beslenme içgüdüsüyle bizlere, bu güzel hizmeti yapan karatavukların soyu tükenmesin.

Demek ki neymiş?

Karatavuklar olmazsa; stratejik bir ürün olan zeytin ağaçlarının nesli de tehlike altına girecek. İster misiniz böyle bir doğa sonlanmasını?

Keklikler de, tabiatta ki keneleri temizleyerek bizlerin sağlığına büyük katkı sunmaktalar. Sakın ha unutmayalım.

Bazen spor diye bazen de avlanma aşkına elimize aldığımız tüfeği; hangi hedefe doğrulttuğumuzu ülkemizin, geleceği adına iyi düşünelim.

This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, DOĞAL YAŞAM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *