Türkiye – İsrail ilişkileri * Erdoğan-Netanyahu AŞ.

Erdoğan-Netanyahu AŞ.

İki binli yıllarda Arap dünyasında Filistin’e destek veren liderlerin isimlerini hurmalara vermek modaydı. 2006’deki Hizbullah-İsrail savaşında en kaliteli ve pahalı hurmalara Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın ismi verildi.

Daha sonraki süreçlerde kah İran lideri Mahmut Ahmedinecad, kah Venezuela’nin efsanevi lideri Hugo Chavez’in ismi ön plana çıktı. Aslında tüm bu isimlerin kendi liderlerini hiç sevmeyen Arap sokaklarının gönlünü kazanmak için çok fazla gayret göstermelerine gerek yoktu. Arapların gururunu okşayacak bir iki söz ve eylem yeterliydi.
2008’in son günlerinde başlayan ve 23 gün süren İsrail’in Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu ise Ortadoğu’da yeni bir liderin doğuşuna tanıklık etti; Recep Tayyip Erdoğan.
Bin 500’den fazla Filistinli’nin ölümüne, beş binden fazla kişinin yaralanmasına ve binlerce binanın ağır hasar görmesine sebep olan bir savaşa en sert tepkiyi gösteren lider şüphesiz Erdoğan’dı.
Bu sert tepkisinin en önemli sebeplerinden biri, dönemin başbakanı Ehud Olmert’le sürekli görüşmesine rağmen operasyona dair önceden kendisine bilgi verilmemesiydi.
Halbuki daha 22 Aralık’ta Erdoğan, İsrail-Suriye arasında arabulucu olmak için Olmert’i Ankara’da ağırlamış, Olmert görüşme ile ilgili olarak iki gün içinde görüşünü Ankara’ya bildireceğini söylemişti. Birkaç güne kadar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tel Aviv’e gitmesi dahi planlanmıştı.
Daha sonraki yıllarda Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan The National gazetesine konuşan dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu tarihi süreçle ilgili şu ifadeleri kullanıyor:
“İsrail-Suriye barışı için metin neredeyse hazırdı. Ben İsrail ve Suriye delegasyonlarının kaldığı oteller arasında mekik dokuyordum. 29 Aralık’ta Suriye ve İsrail liderleri bir araya gelecek ve ortak bir deklarasyonu dünyaya açıklayacaklardı. Metinde anlaşma sağlanamayan tek bir kelime vardı. Bu ihtilafın da Olmert ile Erdoğan arasında 27 Aralık’taki telefon görüşmesi ile aşılması planlanıyordu. Ancak görüşmenin yapılacağı saatte İsrail Gazze’ye operasyon başlattı.”
İsrail Haaretz gazetesi de 2009 yılında uzlaşmaya varılan deklarasyonun detaylarını yazmıştı. Buna göre, İsrail, kalıcı bir barış ve güvenlik düzenlemesi karşılığında tüm Golan’dan çekilmeye hazır olduğunu ilan edecekti.
Haaretz’de yayınlanan başka bir ilginç iddiada ise Erdoğan’ın danışmanlarından biri Erdoğan’ın saldırıyı öğrendiğinde Olmert’in kendisini sırtından hançerlediğini ve İsrail’in bunun bedelini ödemesi gerektiğini söylemesiydi.
Türkiye’nin eski Washington büyükelçilerinden Namık Tan ise yıllar sonra karşılaştığı Olmert’in kendisine, sebep olduğu hayal kırıklığından dolayı Erdoğan’a bir özür borçlu olduğunu söylediğini aktarıyor.
Bu savaşa kadar Türk-İsrail ve dolayısıyla Türk-Filistin ilişkilerinde tarihi gelişmeler yaşanıyordu. Dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Erdoğan’ın baş danışmanı Ahmet Davutoğlu neredeyse her gün Ortadoğu’da Filistin konulu görüşmeler yapıyordu. Türkiye’nin Erez’de bir serbest ticaret bölgesi kurmak için girişimleri tam gaz ilerliyordu.
Türk-İsrail ilişkilerindeki bu iyileşme Filistin’e de olumlu yansıyordu. Yardımlar rahatlıkla Filistin’e ulaşıyor, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi Gazze’nin etrafındaki duvarlar yavaş yavaş kalkıyordu.
Ehud Olmert gibi sosyal demokrat bir ismin iktidarda olması da Türk-İsrail ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştı. 2009 yılında sadece Türk-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası olan Gazze Savaşı yaşanmadı. Erdoğan’la dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez arasında Davos’ta yaşanan “one minute” krizi ve 31 Mart 2009’da elde ettiği başbakanlık koltuğunu günümüze kadar koruyan sağcı Binyamin Netanyahu da iki ülke ilişkilerinde derin yaralar meydana getirdi.
İki ülke ilişkilerindeki kriz bir sonraki yıl da devam etti. Kurtlar Vadisi adlı dizide Mossad ajanlarına hakaret edildiği gerekçesiyle Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’un Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dany Ayalon’dan daha alçak bir koltukta oturtulması iki ülke arasında bu kez “alçak koltuk” gerilimine sebep oldu.
Dökme Kurşun operasyonundan sonra iki ülke ilişkilerine en ağır hasarı veren gelişme ise Erdoğan’ın daha sonraki yıllarda “bana mı sordunuz da gittiniz” dediği Mavi Marmara olayı ile yaşandı. İsrail komandolarının açık sularda durdurduğu gemide 10 Türk vatandaşını öldürmesi iki ülkenin karşılıklı olarak diplomatik ilişki düzeyini indirmesine yol açtı. Bu tarihten itibaren iki ülke karşılıklı olarak maslahatgüzarlar seviyesine temsil ediliyor.
Mavi Marmara olayından sonra her ne kadar iki ülke zaman zaman uzlaşma yolları aradıysa da iki liderin dinci/milliyetçi politikalar izlemesinden dolayı ilişkilerde herhangi bir düzelme yaşanmadı.
Biden’ın ABD’de başkanlık koltuğuna oturması ile Erdoğan’ın bölgede başlattığı diyalog arayışlarına daha öncekilerin tersine bu kez İsrail karşılık vermiyor. Türkiye’nin Tel Aviv’e atayacağı büyükelçinin ismini dahi belirlemesine rağmen İsrail’den bir karşılık gelmemesi biraz da bölgede yaşanan başka gelişmelerle de ilgili.
Tıpkı Erdoğan gibi gerginliklerle koltuğunu korumaya ve raf ömrünü uzatmaya çalışan Netanyahu’nun uzun süredir hükümet kuramaması ister istemez bölgede tansiyonu yükseltici adımlar atmasına sebep oluyor. Son Gazze operasyonunun da temel nedeni Netanyahu’nun bu siyasi çıkmazı.
Beklendiği gibi İsrail’e yine en sert tepki Erdoğan ve Türkiye’den geldi. Türkiye’nin dört bir yanında AKP’nin organize ettiği yürüyüş ve gösteriler düzenlenirken Türk liderler, tüm siyasi partilerin de desteğini alarak İsrail’e ağır eleştirilerde bulunuyor.
Fakat Erdoğan’ın son çıkışı hem Türkiye’nin komşularıyla yaşadığı sorunlar ve hem de Uygurlar konusunda sessizliğini korurken Filistinliler için sesini yükseltmesi hem iç kamuoyu ve hem de uluslararası camiada istenen etkiyi meydana getiremiyor.

https://ahvalnews-com.cdn.ampproject.org/c/s/ahvalnews.com/tr/turkiye-israil/erdogan-netanyahu
This entry was posted in DIŞ POLİTİKA, İSRAİL - SİYONİZM, ORTADOĞU ÜLKELERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *