PERDE ARKASI * TSK’da NELER OLUYOR? * Bari terfi ettireni terfi ettiren konuşsun

Cumhuriyet / Barış Terkoğlu / 15 Şubat 2021 Pazartesi

Suyu bırakıyorsun. Tümsekten iniyor. Bilyeyi salıyorsun. Aynı yolu izliyor. Marifet ne suda ne bilyede. Yerin eğiminde. Suya bakıyor, bilyeyi inceliyoruz. Ama yolu konuşmuyoruz.
On yıl önce bu saatlerde hücredeydim. Zekeriya Öz’ün talimatıyla gözaltına alınmıştım. Karanlık odada beklerken, benim aklımda Öz hakkında hazırlanan o iddianame vardı. Hayır, kastettiğim Öz’ün valizini çekerek kaçmasının ardından yazılanlar değil. Bizzat o gün, Öz daha görevdeyken, Erdoğan’ın verdiği zırhlı aracıyla gezerken, AKP iktidarının kahramanıyken…
ZEKERİYA ÖZ İDDİANAMESİ
Dönemin Hava Kuvvetleri Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, “Kayseri soruşturmasını sonuçlandırabilseydik bugün başımıza gelen Balyoz, Askeri Casusluk benzeri davaları önleyebilirdik” dediği, TSK içerisindeki FETÖ yapılanmasına ilişkin ilk soruşturmayı başlatmıştı. FETÖ’nün yetiştirip TSK içerisine sızdırdığı üç subayı tespit etmiş ve örgütün kumpaslarını belgelemişti. Gelgelelim, FETÖ’yü kurtarmak için o gün her şey yapıldı. Meclis’e getirilen yasayla soruşturmanın TSK’den alınması mı dersiniz? Yoksa örgütün Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz’ün, bizzat Gülen’in görevlendirmesiyle, Kayseri dosyasını tersine çevirmesi mi? Nihayetinde 11 yıl önce FETÖ’cü subaylar kurtulurken; Üçok, ardı ardına açılan uyduruk davalarla tutuklandı. Hakkında yüzlerce yıl hapis cezası istendi. Yıllarca tutuklu kaldı.
Üçok, o yıllarda bir iddianame hazırlığındaydı. Zekeriya Öz’ün, TSK’nin üst düzey personeli dahil, birçok ismi yasadışı şekilde dinlettiğini tespit etmişti. Öz hakkında iddianame yazmaya başlamıştı. Gelgelelim o iddianame de tutuklamayla birlikte yarım kaldı. İşte ben, 2011 Şubatı’nda, gözaltına alınmadan iki gün önce, Öz hakkında yazılan o iddianameden haberdar olmuştum.
FETÖ’CÜYE TAKİPSİZLİK NORMAL Mİ
Geçen hafta yazdığım, Fahrettin 451 başlıklı yazıdan sonra, aklıma Üçok geldi. Hatırlayın, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na, FETÖ’cü olduğunu itiraf eden, rütbesini Gülen’in taktığını söyleyen Serdar Atasoy’un getirilmesini sorgulamıştım. Sorumlusunu arıyorduk. Hem Kara Kuvvetleri’nin hem Genelkurmay’ın Atasoy’un emekli edilmesini istediği halde, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ve tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son şeklini verdiği listeyle terfi ettiğini anlatmıştım. Geçen bir haftada, Bakan Akar kendisini, Atasoy hakkında daha önce verilmiş takipsizlik kararıyla savundu.
Üçok’u hatırlamamın nedeni buydu. Acaba Akar’ın referans verdiği o karar yerinde miydi? Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından şaibeli bulunup göreve başlatılmayan Atasoy’un, YAŞ’ta terfi etmesi gibi bir tuhaflık o takipsizlikte de var mıydı? Bir zamanlar TSK’deki FETÖ’cüleri kuyruğundan yakalamış, Savcı Öz’ü bile soruşturmuş Üçok, acaba ne düşünüyordu?
Söz konusu takipsizlik kararı 1 Nisan 2019 tarihini taşıyordu. Altında savcı Alparslan Ağcakale’nin imzası vardı. Üç buçuk sayfalık metnin sonunda, Atasoy hakkında kovuşturmaya yer yok kararı veriliyordu.
SORUŞTURMA GENİŞLEMEDEN KAPANDI
Üçok, o karar için “şiddetle eleştiriyorum” ifadesini kullandı. Ona göre, savcının önündeki dosya, daha çok inceleme yapılmasını gerektiriyordu.
Üçok, Atasoy aleyhindeki delilleri dört maddede özetliyordu…
Birincisi Serdar Atasoy, 15 Temmuz’da Dakka’da askeri ataşe olarak bulunduğu sırada, FETÖ’cü Sinan Sürer tarafından kurulmuş “Ataşeler” isimli WhatsApp grubunda yer alıyordu. Darbe gecesi bu gruptan yapılan “ordunun yönetime el koyduğu bilgisinin muhataplara iletilmesi” yönündeki talimata, “emredersiniz komutanım” karşılığını veriyordu. Devamında talimatı yerine getirerek Dakka Büyükelçisi izinde olduğundan, ikinci kâtibe ilettiği bilgisini aynı grupta paylaşıyordu.
İkinci olarak; Cemil Turhan isimli, en son görevi general ve amiral şube müdürlüğü olan, FETÖ üyesi kişide bir CD ele geçmişti. İncelemede “Cumhurbaşkanı Başyaver Aday Havuzu” başlığı altında, 139 kişilik listede 10. sırada, Atasoy’un ismi yer alıyordu.
Üçüncüsü; Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26 Ekim 2018 tarihli yazısı ile yürütülen ankesörlü arama soruşturmalarında Atasoy’un izine rastlanmıştı. Kayıtlar incelendiğinde askeri personel Ruhi Bağçivan, öğretmen Neriman Saygılı ve Serdar Atasoy; FETÖ imamı tarafından ardışık aranmıştı.
Dördüncü olarak; Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca FETÖ şüphelisi asker şahıs İlhami Polat ile Serdar Atasoy arasında irtibat bulunmuştu.
İşte bu 4 delil de savcı Ağcakale’nin önünde olduğu halde, soruşturma genişletilmemiş, Atasoy lehine kapatılmıştı.
ANLAŞILABİLİR GİBİ DEĞİL
Üçok, bu sonucun normal olmadığını düşünüyordu:
Serdar Atasoy hakkında bu kadar çok FETÖ şüphesi mevcutken, Savcı Alparslan Ağcakale’nin sadece Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gönderilen ankesör incelemesi ile yetinmesi anlaşılabilir gibi değildir. Bu durum ankesör, sabit hat soruşturmalarının başladığı ilk yıllarda olsa belki kabul edilebilir. Ancak, 2019 yılında, neredeyse tüm illerde ankesör ve sabit hat bilgileri elde edilmişken, Serdar Atasoy’un görev yaptığı tüm illerde ankesör ve sabit hat incelemesi yaptırtmamış olması, savcılık lisanında anlaşılabilir değildir. Atasoy, itirafçı olduktan sonra verdiği ifadesinde, görev yaptığı tüm birliklerde ağabeyleri tarafından arandığını söylüyor. Hatta Kıbrıs’ta görev yaparken arandığını ayrıntıları ile anlatıyor. Bu tecrübedeki bir savcının böyle bir hata yapmaması, daha geniş inceleme yapması gerekirdi. Ne kadar önemli görev yaptığının farkında olması gerekirdi. Bakın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hürriyet gazetesinde Sedat Ergine verdiği röportajda, ‘Savcılıktan kovuşturmaya yer olmadığı kararı gelince terfi ettirdik’ diyor.
Kısacası FETÖ devleti ele geçirmişken dahi örgütün varlığını delillendirebilen Üçok, bu kararı normal bulmuyordu.
SAVCI DA HEMEN TERFİ ETMİŞ
Peki, o kararı verdikten sonra savcıya ne olmuştu?
Yanıtını bulmak için HSK kararlarını taramak gerekiyor. Çok ilginç, 31 Mayıs 2019 tarihli kararnamede, savcı Alparslan Ağcakale’nin adı var. Kararnamenin 588. sırasında, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’ndan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Üyeliği’ne terfi ettiği görülüyor.
FETÖ itirafçısı Serdar Atasoy’un terfisine referans verilen takipsizlik kararını 1 Nisan 2019’da veren savcı Ağcakale de Mayıs 2019’da ilk kararnameyle terfi ediyor!
Anlayamadığım ve çok şaşırdığım bir durum” diyen Üçok, “eksik soruşturma” yaparak Atasoy’un terfisinin yolunu açan savcının terfisi için, “Herhalde HSK bir açıklama yapar” yorumuyla yetindi.
Tesadüf demek için biraz fazla değil mi? Bir tweet’ten, bir konuşmadan, bir fikirden hapishaneye yol döşeyen düzenin, kendi yolundaki eğim bizi hep aynı yere götürmüyor mu? Kim bilir, belki yanıt o yolun sonundadır…

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/bari-terfi-ettireni-terfi-ettiren-konussun-1813759
This entry was posted in Fetullah Gülen, HUKUK-YARGI-ADALET, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *