TARİHİN İÇİNDEN ÖNCÜ KADINLAR * Yoksul annelerin kalbine taht kuran Türkiye’nin ilk kadın doktoru: Safiye Ali

Yoksul annelerin kalbine taht kuran
Türkiye’nin ilk kadın doktoru: Safiye Ali

Türkiye’nin ilk kadın doktoru Safiye Ali (1894-1952),toplumun kız çocuklarının okutulmasını “lüks” kabul ettiği, üniversite kapılarının kız çocuklarına kapalı olduğu yıllarda doktor olma hayalinden bir an olsun vazgeçmedi.
Safiye Ali, Türk Tıp Tarihinin ilk kadın doktoru olarak bilinmektedir. Almanya’da eğitim gördükten sonra Türkiye’ye gelerek göreve başlayan Safiye Ali, kadınlarında seçilme hakkı için de önemli bir mücadele vermiştir.
Safiye Ali, 2 Şubat 1894 tarihinde dünyaya gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadındır. Anne çocuk sağlığı üzerine çalışmalar yapan Safiye Ali’nin adı Süt Damlası Bakımevleri ile anılır.Mesleki çalışmalarının yanı sıra ürk kadınının seçilme hakkı için mücadele etmiştir.
1891 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in yaverlerinden Ali Kırat Paşa, annesi Şeyhülharem Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanım’dır. Safiye Ali, dört kızkardeşin en küçüğü idi.
Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmıştır. Dedesi Hacı Emin Paşa 17 yıl Mekke şeyhülislamlığı yapmış ve halen aktif beş vakıf kurmuştur. Babasını küçük yaşta kaybeden Safiye Ali, dedesi Emin Paşa’nın Valideçeşme’deki konağında büyüdü.
Istanbul’da Amerikan Kız Koleji’nde öğrenim gördü. Ocak 1916 da kolejden mezun oldu. Kolej yıllarında iken tıp doktoru olmaya karar verdi. Kadın hastaların kadın doktorları tercih etmesinden ötürü kadın ülkede kadın doktorlara gereksinim duyuluyordu ancak Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu.
I. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya’ya giderek ile Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gördü. Dönemin Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey’in yardımıyla devlet bursu alan Safiye Ali, Çok hızlı bir şekilde Almanca öğrenerek hemen derslere başladı. Amerikan Koleji mezunu olması sebebiyle zorluk çıkaran Bavyera Milli Eğitim Bakanlığı, sınavda aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali’ye “doktor namzeti” unvanını verdi. 1921 yılında “bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması’ hakkındaki tezi ile diplomasını aldı.
“Safiye Ali, Almanya’ya bir Osmanlı paşasının kızı olarak gitmişti. İhtisasını bitirdikten sonra hizmet etmek amacıyla vatanına döndü. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti kurulmuş, henüz Cumhuriyet ilan edilmemişti. Diploması incelendi ve Türkiye’de doktorluk yapmasına izin verildi.
İstanbul’a döndükten Altı hafta sonra kadın ve çocuk hastalıkları ihtisası yapmak üzere tekrar Almanya’ya gitti. Burada eşi Dr. Ferdinand Krekeler (sonradan aldığı adı ile Ferdi Ali) ile evlendi.
Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu’nda muayenehane açtı.Günlerce boş muayenehanede hasta bekledi. İstanbullu hanımlar bu genç kadın doktora pek güvenmediler. Gelenler de kadın olduğu için muayene ücretinin yarısı ödemek istediler. Safiye Ali pes etmedi. Basında hakkında çıkan yazılar sonunda tanınınca, muayenehanesi hastalarla dolup taşmaya başladı.”

“Yoksul annelerin kalbinde taht kurmuştu”
Muayenehanesinin hastalarla dolup taşmasının Safiye Ali’yi mutlu etmediğini dile getiren Nuran Yıldırım, genç doktorun fakir ailelere ulaşmak, çocukların bakımsızlık ve gıdasızlıktan hasta olmalarını önlemek için tedbir almak istediğini ifade etti.
Prof. Dr. Nuran Yıldırım, Safiye Ali’nin Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi, Himaye-i Etfal Cemiyeti Süt Damlası Müessesesi, Anneler Birliği ve Türk Kadın Birliği Çocuk Muayenehanesi’nde haftanın belirli günlerinde ücretsiz muayene ve tedavi hizmeti verdiğini kaydetti.
Yıldırım, Safiye Ali’nin bu kurumlarda yaptığı çalışmaları da şöyle anlattı:
“Her çocuğa bir sağlık cüzdanı veriyor, böylece gelişimlerini ve sağlıklarını takip ediyordu. Muhtaç çocuklara yaşlarına göre pastörize süt, kutu sütü, pirinç, pirinç unu, irmik, şeker, makarna, sebze ayrıca yılda iki kez çamaşır ve giysi verilmesini sağlıyordu. Özellikle Süt Damlasındaki çalışmalarıyla İstanbul’un yoksul annelerinin kalbinde taht kurmuştu. Süt Damlasında anneleri çocuklarını nasıl besleyip bakacakları konusunda eğitiyordu.
Evlere ziyaretçi hasta bakıcılar yolluyordu. Bu hasta bakıcılar çocukların sağlıklı bakılıp bakılmadığını kontrol ediyor, annelere yoksulluk ortamında uygulanabilecek basit sağlık kurallarını öğretiyorlardı. Safiye Ali’nin Süt Damlasındaki hizmetleri kısa zamanda İstanbul’a yayılmış ve kadınlar arasında yardım seferberliğinin başlamasına neden olmuştu. Safiye Ali, bağışlanan gıda ve giysileri yoksul ailelere dağıtıyordu. Safiye Ali’nin özverili çabaları sonunda Süt Damlası, çocuk bakımı ve sağlığında başı çeken bir kurum oldu.”
İstanbul’da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Bu dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti.
1928’de sadece muayenehane doktorluğu yapıyordu. Bu tarihte, İstanbul’da muayenehanesi olan hekimler arasındaki tek kadındı. Bu dönemde toplum, kadın doktora o kadar yabancıydı ki Malul Gaziler Büyük Ticaret Salnamesinde adı, “Safiye Ali Bey” olarak geçmektedir. Erken Cumhuriyet dönemindeki kadın hareketinin içinde yer alan Safiye Ali’nin 1928’de Bolonya’da toplanan Beynelmilel Kadın Doktorlar Konferansı’nda edindiği sosyal ve bilimsel izlenimleri Servet-i Fünun’da yayımlanmıştır.
Kanser teşhisi konulması üzerine Türkiye’den ayrılarak Almanya’ya yerleşti. II. Dünya Savaşı yıllarında sağlığı elverdiği sürece mesleğini sürdürdü. 5 Temmuz 1952’de Dortmund’da hayatını kaybetti.
This entry was posted in CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, GEÇMİŞİN İÇİNDEN YAŞAM, KADIN HAKLARI, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *