UĞURLAR OLSUN METİN AYDOĞAN * “ Üzerinize bir FELAKET gibi çöken kitaplar gerek.Bir kitap içinizde ki DONMUŞ değerleri parçalayacak bir BALTA olmalıdır.İnsanı ISIRAN ve SOKAN KİTAPLAR OKUMALIYIZ. Okuduğumuz kitap bir YUMRUK indirerek bizi uyandırmıyorsa, NE İŞE YARAR “

Değerli arkadaşlar,
Bugün toprağa verilmiş olan Yurtsever aydın, araştırmacı yazar Metin Aydoğan’a yazılmış olan mektupları derleyerek okumanıza sundum. Aşağıdaki ilk vurucu mektup değerli Metin Aydoğan’ın yazmış olduğu BİTMEYEN OYUN kitabını okuyan değerli kalemdaşım ATATÜRK’ÜN kızlarından değerli Engin DEMİRKOLLU tarafından  kendisine gönderilmiştir. Bu derin Yurtseverlik ve vatan sevdası kokan mektubu okumanıza sunuyorum. Ne mutlu ki böylesi sağlam duruşlu, ülkesinin, halkının, Atatürk’ün sevgisini benliğine sindiren kadınlarımız, insanlarımız var.
Uğurlar olsun sevgili Metin Aydoğan, Vatan borcunu ödeyerek gittin. Işıklar içinde uyu.
Naci Kaptan

“ Üzerinize bir FELAKET gibi çöken kitaplar gerek.Bir kitap içinizde ki DONMUŞ değerleri parçalayacak bir BALTA olmalıdır.İnsanı ISIRAN ve SOKAN KİTAPLAR OKUMALIYIZ. Okuduğumuz kitap bir YUMRUK indirerek bizi uyandırmıyorsa, NE İŞE YARAR “

Engin Demirkollu / 17.06.2020 / engindemirkollu@gmail.com
Sevgili Naci Bey,
Metin Beyi yakından tanıyanlardan biriydim.Ve çok üzgünüm..Yarın bir mani çıkmazsa cenaze törenine katılacağım arkadaşlarımla birlikte.. Onun “Bitmeyen Oyun” kitabını okuduğum zaman hissettiklerimi kendisine göndermiştim.. Daha sonraki baskılarında benim mektubumu da kitabının sonuna koyduğu “Okur Mektupları” arasına almıştı..Cumhuriyet Tarihimizi ve Atatürk’ü en iyi anlayıp anlatanları birer birer yitiriyoruz..
Tanrı yattığı topraklarda huzur versin Metin Beye..Mekanı cennet olsun….:(

“Sayın Metin Bey,
Bugüne kadar bir çok kitap okudum, Türkiye’nin dünü, bugünü ve geleceği üzerine yazılmış.Hepsi de beni çok duygulandırmış,üzmüş ve hırslandırmıştı.Ama hiç birisi sizin yazdıklarınız gibi yüreğime bir hançer olup saplanmadı ve canımı yakmadı. Sn. Osman Pamukoğlu nun “ Ey Vatan “ adlı kitabının ilk sayfasında şu sözleri okuduğum zaman etkilenmiştim.Franz Kafka’ya ait olan sözler sanki “ Bitmeyen Oyun “ için yazılmıştı
“ Üzerinize bir FELAKET gibi çöken kitaplar gerek.Bir kitap içinizde ki DONMUŞ değerleri parçalayacak bir BALTA olmalıdır.İnsanı ISIRAN ve SOKAN KİTAPLAR OKUMALIYIZ. Okuduğumuz kitap bir YUMRUK indirerek bizi uyandırmıyorsa, NE İŞE YARAR “
İlk kez bir kitap , bu cümlelerde ki felaket gibi içime çöküp, bir balyoz gibi beynime beynime vurdu ve benim hem gönül hem de kafa gözümü bir daha hiç uyumamak üzere uyandırdı.Hiçbir övgünün, hiçbir iltifatın ve hiçbir duygunun sizin emeğinizin eseri olan bu kitabın değerini anlatmaya yetmeyeceğini bilsem de yüreğimden akan, şu birkaç cümleyi yazmaktan kendimi alamadım.Siz benim içimde ki beni ateşlediniz.
Ben bir asker kızıyım, şükürler olsun ki babam beni ve kardeşlerimi Atatürk sevgisiyle yetiştirdi.Bu benim için daima bir övünç kaynağı olmuştur.Ama siz gerçek bir tetikçisiniz ve bu kitabı eline alan herkes tam yüreğinden vuruluyor ama ölmüyor.Tersine yeni bir KURTULUŞ SAVAŞI için ölümü göze alan HAZIR ASKERE dönüşüyor.
Okurlarınızdan gelen mektuplar, TÜRKİYE’ nin dört bir köşesinde yürekleri yurt sevgisiyle dolu, sayısız HAZIR ASKERLERİN sadece bir komut beklediğini gösteriyor.Keşke her yurt sever sizin gibi onurlu davranıp, okurlarından gelen mektuplara kitaplarında yer verse.İşte o zaman, ULUS DEVLETİNİ koruyup kollamak için, hiçbir mücadeleden kaçmayacak olan insanların yalnızlıkları yok olacaktır.Siz bize tek başımıza olmadığımızı gösteriyor ve isim isim , şehir şehir birbirimizi tanıma fırsatını da veriyorsunuz.Bu şimdiye dek hiçbir aydın yazar ( en azından benim görmediğim) tarafından düşünülmemiş ve uygulanmamış büyük bir incelik.Size bu erdemli davranışınız için de ayrıca saygı duyuyorum.
Ve bu vesile ile affınıza sığınarak, tüm okurlarınıza en gür sesimle haykırmak istiyorum.
“ Gelin birbirimizi bulalım. NE YAPMALIYIZ ? sorusuna cevap aramaya, birbirimize ulaşmakla başlayalım.Kim olursak olalım, siyasi tercihlerimiz ne olursa olsun, nerede yaşarsak yaşayalım bu bizim buluşmamız ve tanışmamız için engel değil.İçimizde ki heyecanlar, kafamızda ki projeler ve bedenimizde ki yetenekler sözde, kağıtta,köşede kalmasın.Bu enerjiyi, BİREYSEL HAZIR ASKERDEN, DİNAMİK BİR ORDUYA DÖNÜŞTÜRELİM.”
Bu kitabın yazılmasında ki bir amaçta bu olsa gerek
Önce UYARMAK
Sonra UYANDIRMAK
Nihayet BİRLEŞTİRMEK ve tüm TÜRKİYE genelinde ÇOĞALMAK ve YAYILMAK
Sayın Metin Bey,
Siz bir yurtsever olarak “ Kendiliğinden devreye giren elektrik şebekesi “nin başlangıç noktası oldunuz, şimdi bu şebekeyi Türkiye geneline yaymak biz okurlarınıza düşüyor.Bu amaçla ben iletişim adresimi ve telefon numaramı açıkça yazmak ve sizin fikirleriniz etrafında birleşen herkesle tanışmak ve el ele vererek kucaklaşmak istiyorum.
Sizin kitaplarınızın ışığı ile güzel TÜRKİYE’ mizi aydınlatarak , TÜRKİYE’ nin sahipsiz olmadığını ve dünya durdukça TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ nin var olacağını tüm insanlığa ve hala anlamak istemeyenlere tekrar tekrar anlatmalıyız.Artık bunun için düşünme zamanı çoktan geçmiştir.Zaman artık karar verme ve uygulama zamanıdır.Ve memleketimizin bize her zamankinden çok ihtiyacı vardır.
Büyük Atatürk ve şehitlerimiz bu vatan için üzerlerine düşen görevleri fazlasıyla yerine getirmişlerdir.Görev sırası şimdi bizdedir.Bu görev yaşamaktan bile önemlidir.Atalarımız nasıl bizi hür yaşattı ise bizde geleceğin gençlerini hür yaşatmak zorundayız.Çünkü HÜR YAŞAMAK TÜRK MİLLETİNİN KAREKTERİDİR.
Güzel VATANIMIZIN selameti uğruna verdiğiniz emek için size sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, Tanrıdan sizi eşinize,yavrularınıza ve Türk Milletine bağışlamasını diliyorum.Birlikte daha yapacağımız çok işler var.”
Saygılarımla,
Engin DEMİRKOLLU

Prof.Dr. Süleyman Çelik 17.06.2020
“ÜLKEYE ADANMIŞ BİR YAŞAMI” UĞURLUYORUZ…
Geliştirici: Üçüncü Yol
Sözcüklerle tarifi imkânsız, çok ağır bir acının içindeyiz.
Araştırmacı-Yazar Metin Aydoğan’ı 75 yaşında ani bir kalp krizi nedeniyle kaybettik. O, onu kaybettiğimiz günün sabahında dahi halka duyduğu “aydın” sorumluluğu ile yazılarını paylaşmayı sürdürüyordu.
Esaslı bir Kuvayi Milliyeci olarak, atının üzerinde düşmanla dövüşürken yitirdik onu. Karanlık ve cehaletle savaşıyordu. Bu savaşta bir an olsun duraksamayı kendine ve Atatürk’ün miras bıraktığı yüksek ülküye ağır bir hakaret sayıyordu. Ve belki de kalbinin temizliğinden, herhangi bir araştırma yapamayacak hale gelmeden ayrıldı aramızdan.
Belki çok geç başlamıştı yazmaya ama ömrünün son saniyesine kadar üretti, fikir sundu, tartıştı ve paylaştı. Bilgiyi mülkiyet edinmez; tartışma fırınına sürer ve paylaştıkça bilginin güçleneceğine inanırdı.
O, ömrünün sonuna dek yazarlığıyla, örgütçülüğüyle, öğretmenliği ile güçlendirdi bilgiyi…
Şöyle diyordu “Ben ve Ülkem” kitabında: “Okudukça, bilgi edinmenin insana güç ve heyecan veren doyumsuz tadını aldım. Yaşamın anlam ve güzelliğini kavramanın bilgili olmaktan geçtiğini, bilgi ve bilincin insanı insan yapan tek değer olduğunu öğrendim. İnsanların, yaşamın ne olduğunu öğrenmeden göçüp gitmesine neden olan cehaletten nefret ettim; yaşamım boyunca onunla mücadele ettim.”
Evet… Yaşamı yukarıda bahsetmiş olduğu o mücadeleden ibaretti Metin Hoca’nın. 68 kuşağı olarak Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) içinde başladığı “tam bağımsız Türkiye” mücadelesi, yetmişlerde mimar olarak meslek örgütlerinde hak savunuculuğu noktasına ulaşmış ve sonrasında Türk Devrimi’ni daha iyi anlamak ve anlatmak için yazarlık mücadelesine başlamış, Atatürkçü Düşünce Derneği’yle (ADD) ise halkçı bir örgütlenmenin tabana yayılması noktasında önemli savaşımlar vermişti.
Tüm bu mücadeleler süresince, kimi zaman da kendi bedenin karşısına çıkardığı zorluklarla savaştı. Genç yaşta pek çok kişiyi ölüme sürükleyecek ağır hastalıklar, onda, mücadelenin tökezlemesi ihtimalinin verdiği endişe dışında bir korku yaratmıyordu. Cehalete ve cumhuriyet düşmanlarına karşı ne denli başarılı bir şekilde savaştıysa, hastalıklara karşı da o denli başarılıydı.
Hepsini yendi hastalıkların, hem de araştırmalarını yetiştirebilmek için ölümü göze olan bir yiğitlik sergileyerek… Metin Aydoğan’ yaşamını bilenler, hakiki devrimciliğinden kaynaklı destansı mücadelesine tanıklık etti.
Kitaplarının çoğunda, bilinmeyen belgelere ulaşan bir araştırmacı havası ya da Batı kaynaklı belge tarihçiliği duruşu yoktu. Cumhuriyet devriminin ruhunu, kaynaklarını ve mücadele anlayışını özgün bir dille gelecek nesle aktarma kaygısı vardı. Ruhu ve aklı bilgiye açık tüm Türk gençliğine, tarihin ortaya koyduğu özgüveni bu denli yalın ve eksiksize yakın bir şekilde anlatmak onun en büyük özelliği idi.
Türk Devrimi’nden gurur duyacak ve onu geliştirmeyi kendine amaç edinecek argümanları Türk gençliğine sunan en değerli öğretmenlerdendi. Ve gerçek bir cumhuriyet öğretmeni gibi, tüm bunları karşılık beklemeden yaptı. Akçeli işleri, bilgi ve bilinç aktarımı düzleminden tamamen kaldırdı.
Kitaplarından maddi bir kazancı kendi isteği ile olmadı. Kitaplarının telif gelirini yayınevinden kitap olarak aldı ve o kitapları satın alma imkânı olmayan binlerce kişiye dağıttı.
Kitaplarıyla; mücadeleye insan, kendisine dost, evlat kazandırdı…
12 Eylül’den sonra şiddetle artarak olağanlaşan aydın ihanetine karşı varlığıyla bir tepki gibiydi. 12 Eylül’ün aşağılıkça gerçekleştirdiği Kemalizm tahrifatına karşı mücadeleye girişen bir avuç aydından oldu. Uygarlık kıstası olarak gösterdiği örgütlenmeyi, hakça paylaşımı, emek mücadelesini her zaman Kemalist Devrim’e atıf yaparak savundu.
Aslında bilinen bir gerçeği işlenebilir bir bilgi haline getirme ustasıydı. Onu okuyan kendisini bilmiş saymaz, sadece daha çok öğrenme ihtiyacı duyardı. Kitaplarıyla bilgi edinme heyecanı aşılardı. Onu okuduktan sonra, felsefe, sosyoloji ve tarih ustalarının eserlerine yönelirdi okuyucu. Kişiye kazandırdığı donmuş kalıplar, ezberler, sloganlar, dönem methiyesi değil; yalın bilgi, gerçekçi özgüven, araştırma hırsı, bilgi edinme heyecanı ve örgütlenme isteği idi.
Bu gerçekler onu Türk aydını yapmıştı. Bu vasfı ile 21. yüzyıla ulaşabilen pek nadir kişilerdendi.
Tüm bunlarla beraber Üçüncü Yol ailesinin doğumuna somut varlığı ile güç ve değer katan biriydi. Her birimizin üzerinde emeği ve hakkı vardır. Mücadelesine sahip çıkarak, onu daha da geliştirerek bu hakkın karşılığını vermek istiyoruz. Varlığımız devam ettikçe bunun savaşımından vazgeçmeyeceğiz.
“Ülkeye adanan bir yaşamın” nasıl olması gerektiğini somut bir şekilde onu izleyerek gördük.
Metin Aydoğan’ı tanımakla, onun bu ülkenin bir aydını olmasıyla gurur duyuyoruz. Örnek yaşamını, mücadelesini, üretme aşkını öz varlığımızda ve savaşımızda her zaman yaşatacağız.
Üçüncü Yol ailesi olarak, kederli Aydoğan ailesine baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Türk ulusunun başı sağ olsun.
Metin Hocamızın aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyoruz, ruhu şad olsun.

Mustafa Atac / 18.06.2020 / atac64@yahoo.com
Tum Vatanseverlerin bas sag olsun!
Yazilarini, kitaplarini buyuk bir begeni ile okudugum, cok degerli bir “AYDIN”imizi kaybetmenin uzuntusunu yasiyorum.
Asagida, sayin Suleyman Celik tarafindan paylasilan yazi ve baslik duygularimizi dile getiriyor. Ne degerli Vatanseverlerimizi, omrunu Ataturk ilkelerine ve Turkiye Cumhuriyetine adamis aydinlarimizi kaybettik! Sukru Server Aya, Aydogan Kekevi, Metin Aydogan sadece muhtesem bir vatanseverlik ornegi oldular.
Bu degerlerin hepsi +75 gurubunda idiler!
Demekki insan isterse, yasaminin “kis” doneminde bile mukemmel ornek olusturabiliyorlar.
Cahil meczup ve Cumhuriyet dusmani bu yonetim’in, saygi gostermesi gereken bu yas gurubuna cektirmis oldugu “+65 yas” kepazeligini dusundukce kan beynime sicriyor!
Bizlere dusen gorev, elimizden geldigi kadar, ATATURK CUMHURIYET one inanan declare destek olmak ve onlari yetistirmektir. Iste o zaman sevgili Metin Aydogan’in gozu arkada kalmayacaktir.
Isiklar icinde olmasi dilekleri ile gonulden saygilar Sevgili Metin Aydogan.
Dr.Mustafa Atac

Rahmetli Metin Erdogan‘ Allah‘tan rahmet,
geride kalanlarina dabir diliyorum.
Rehan Gündogmus

Mehmet Boz / 18.06.2020 / bomemed@gmail.com
Metin Aydoğan Bey “karanlık ve cehalet ” ortamını yaratan zihniyetin toplum tarafından anlaşılması için Türkiye’nin yakın zamanı ile ilgili çok sayıda makale ve kitap yazan üretici bir aydındı.Aydın kılığında boy gösteren közkamanlardan( *) hiç değildi.
Atilla İlhan, ilk baskısı 1999 yılında yayımlanan Bitmeyen Oyun – Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler kitabı ile ilgili “Metin Aydoğan’ın Bitmeyen Oyun’unu Okuduğum sırada tadına doyamadığım satırlar, hem beni tekrar o ürpertici heyecana sürükledi, hem de Türkiye’yi yıllardır yönettiğini zanneden politikacı kısmının zavallılığını, bir kere daha düşündürdü; dikkatle okuyup, devlet nasıl yönetilirmiş,bir daha düşünsünler…. Sizi bilmem ama,ben hayatım boyunca şu okuduğumdan daha güzel bir şiir okumadım; heyecanlanırsam, haksız mıyım? ” diye yazmış.
Avustralya’nın Melbourne’den Tanju Yenisey’de “Sayın Metin Aydoğan,Şu anda Bitmeyen Oyun adlı kitabınızı okumaktayım. Elimden düşürmeden, soluk soluğa sayfaları adeta yutarcasına okuyorum. Sizi, bu kitaptan ve bundan önceki çalışmalarınızdan dolayı yürekten kutluyorum. Nebi Bey, Avustralya’ya getirttiği kitaplardan birini de radyomuza verdi, çok da iyi etti.Sizinle kitabınız hakkında bir radyo söyleşisi yapmak istiyorum. Ben Tanju Yenisey, Avustralya’nın 68 dilde yayın yapan devlet radyo-televizyon kurumu SBS’de (Special Broadcasting Service), Türkçe bölümü yayınlarında radyo program yapımcısı ve sunucusu olarak görev yapıyorum; ayrıca gazetecilik mesleğini sürdürüyorum.Sizin için uygun olan bir zamanda, bana telefonla yaklaşık 30-45 dakikanızı ayırabilirseniz çok sevineceğim. Yalnız, Avustralya Türkiye’den yedi saat ilerde. 27 Ekim’den sonra bu fark dokuz saate çıkacak. Bu nedenle sizin sabah saatleriniz bizim için uygun olabilir. Sevgi ve saygılarımla.” (1 ) Ülkesi ve milleti için yaptıkları önünde saygıyla…
(1 ) http://kuramsalaktarim.com/mektuplar/okurlardan/bitmeyen-oyun-turkiyeyi-bekleyen-tehlikeler/

ARAŞTIRMACI YAZAR, MİMAR, ATATÜRK SEVDALISI YURTSEVER BİR AYDIN DAHA BEYAZ ATINA BİNEREK EBEDİYETE GİTTİ…* UĞURLAR OLSUN METİN AYDOĞAN
Değerli aydın Metin Aydoğan’a rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum (Naci Kaptan)

Odatv.com / 16.06.2020
Cumhuriyet aydını ve araştırmacı yazar Metin Aydoğan geçirdiği ani kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Yaşamını Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet devrimini anlatmaya adayan Aydoğan “Türkiye Üzerine Notlar”, “Atatürk ve Türk Devrimi”, “Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye” kitaplarını yazmıştı.
Cumhuriyet’in “Olaylar ve Görüşler” sayfası yazarlarından, Kemalist Devrimi Türk halkına anlatmaya ve uygulayıcısı olmaya yaşamını adayan aydın, yazar Metin Aydoğan, geçirdiği ani kalp krizi nedeniyle dün aramızdan ayrıldı.
Afyon’da doğup, İzmir’de yaşayan 75 yaşındaki yazar, üniversite öğrenimini ise Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık Fakültesi’nde tamamlamıştı. Üniversite yıllarından itibaren demokratik kitle örgütlerinin her kademesinde yer alan Aydoğan, mimarlığın yanı sıra araştırmacılığa ve yazarlığa yöneldi. Yaşamının uzun yıllarını araştırmacılığa adayan yazar; Türk uygarlıkları, Kurtuluş Savaşı yılları, Kuvayi Milliye, Kemalist Devrim, Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihi, Atatürk’ün biyografisi, küreselleşme, ulusal bunalımlar ve ekonomi modelleri üzerine yüzlerce makale, onlarca kitap yazdı, panel ve konferanslara katıldı. Aydoğan, yayınevlerinden telif ücreti talep etmiyor, telif karşılığı olarak aldığı kitapları, maddi yetersizlikler nedeniyle kitaplarını edinemeyen veya ulaşamayan okurlarına ücretsiz olarak gönderiyordu. Okurları için, her kitabının önsözüne buna ilişkin bir “zorunlu açıklama” yazıyordu.
TÜRKİYE’NİN YAKIN TARİHİNİ YAZMIŞTI
Aydoğan, otuzdan fazla baskı yapan “Türkiye Üzerine Notlar, 1923-2015” kitabında, Türkiye’nin yakın tarihini yalın ve anlaşılır biçimde, belgelerle anlatmıştı. Atatürk’ü anlattığı “Ülkeye Adanmış Bir Yaşam” biyografi serisinde Türk ulusunun emperyalizme açtığı savaşı, Kurtuluş Savaşı’nı, Türk Devrimi’nin aydınlanmacı yanını ve yeni Türk devletinin kuruluş öyküsünü anlatan Aydoğan, geçen yıllarda yayımladığı “Ben ve Ülkem” kitabında, kendi yaşamını ve örgütlü mücadelesini yazmıştı. Aydoğan, önceki gün yazdığı son yazısı olan “15 Mayıs 1919 İzmir” yazısını, araştırma yazılarının tümünü yayımladığı “Kuramsal Aktarım” internet sitesinde yayımlamış, Yunan askerlerinin İzmir’i işgalini detaylarıyla anlatmıştı. Aydoğan’ın, Nasıl Bir Parti Nasıl Bir Mücadele, Bitmeyen Oyun-Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler, Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye, Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz?, Ekonomik Bunalımdan Ulusal Bunalıma, Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler, Küreselleşme ve Siyasi Partiler, Doğu ve Batı Uygarlıkları, Türk Uygarlığı kitapları da farklı yayınevlerinden onlarca baskı yaptı.
“ÜRETKEN BİR ANTİEMPERYALİST”
Tele1’de yer alan habere göre Aydoğan’ın yaşamını yitirdiği öğrenen yazarlar; öğrencileri, dostları ve okurları onu “sürekli ve üretken bir eylemlilik içinde olan bir antiemperyalistti” diye anarken, “Türk ulusu çok büyük bir aydınını kaybetti” mesajları yayımladı. Cumhuriyet gazetesi yazarı Doç. Dr. Barış Doster yaptığı açıklamada “Metin Aydoğan, Kemalist, Cumhuriyetçi, ulusalcı dünya görüşünün çok yetkin, çok üretken, çok başarılı, aydın ve araştırmacılarındandı” dedi. Aydoğan’ın “örgütlü topluma” inanan bir aydın olduğuna dikkat çeken Doster, “Kitaplarından elde edebileceği geliri para olarak almaz, yayınevlerinden kitap olarak alırdı. Telifi karşılığında aldığı bu kitapları da kitap alacak gücü olmayan okurlara, gençlere, posta bedelini de kendisi ödeyerek ulaştırırdı. Bu şekilde on binlerce gence kitap ulaştırmıştır” ifadelerini kullandı.
“ANADOLU HALKININ NABZINI TUTARDI”
Aydoğan’ın el vermeyi ve yardımcı olmayı çok seven bir cumhuriyetçi olduğunu belirten Doster, şu değerlendirmelerde bulundu: “İdeolojik berraklığının yanında, bu yönüyle de ustamız, ağabeyimiz, meslek büyüğümüzdü. Kitaplarının ulaştığı satış rakamı da Metin Aydoğan’ın Anadolu halkının, Atatürkçülerin nabzını ne kadar iyi tuttuğunu ve toplumsal karşılığının olduğunu ortaya koymaktadır. Bütün Cumhuriyetçilerin, Kuvayi Milliyecilerin başı sağ olsun.”
PERŞEMBE GÜNÜ UĞURLANACAK
Aydoğan’ın ailesinden yapılan açıklamada ise, “Babamız Metin Aydoğan’ı ani bir kalp krizi sonucunda kaybettik. Acımız tarifsiz. Tek tesellimiz bizlere verdiği sonsuz sevginin, yaşamımızı güzel, üretken kılan değerli hatırasının ve kitaplarıyla geride bıraktığı güçlü mirasın bizlerde ve hayatına dokunduğu binlerce insanda yaşayacak olması. Babamızı perşembe günü Bostanlı Beşikçioğlu Camii’nden ikindi namazı sonrası uğurlayıp, Karşıyaka Doğançay Mezarlığı’na defnedeceğiz” denildi.
https://odatv.com/metin-aydogandan-aci-haber-16062010.html
This entry was posted in CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DUYURULAR, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *