Celal Eren Çelik
METİN FEYZİOĞLU ve BÜYÜK DEDESİ…
Malumunuz Saray’a tam “biatı” ile son günlerin Külliye gözdesi haline
gelen Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu son günlerde gündemde…
Şimdi uzattığı sakalı ile aslında “sisteme el uzatan” bu meşhur barolar birliği başkanımızın dedesi meşhurdur…CHP’nin 60’lı yıllardaki ünlü isimlerinden Turhan Feyzioğlu…Kendisi CHP içerisinde İnönü’ye sırtını dayamış,statükocu,”düzenden yana” Ecevit’in azılı düşmanı…
Şimdi tabii herkes dediğimiz gibi bu Ecevit karşıtı Turhan Feyzioğlu’nu tanır hatta dede Turhan Feyzioğlu CHP’den ayrılıp,Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni kurmuştur.Bununla da kalmamış Demirel-Türkeş ikilisinin Milliyetçi Cephe hükümetine de girmiştir kendisi..
Dedik ya dede Turhan Feyzioğlu “düzene” bağlı.. Güç nerede kendisi
orada…Şimdi sizlerle tarih yapraklarını biraz geriye saracağız..
Tarih yaprakları 1897’yi gösterdiğinde Harp Akademisi’nden bir Süvari Yüzbaşı mezun olarak Osmanlı Ordusu’na katılacaktır…Kısa süre sonra İttihat ve Terakki özellikle askeriye içerisinde çok güçlenmiştir…Ancak ne yaparsa yapsın bu genç süvari yüzbaşı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Merkezi Umumi’sinin güvenini kazanamaz…
Hal böyle olunca 1908 yılında gerçekleşen 2. Meşrutiyetin ilanında kendisinden daha alt rütbeli subaylar dahi daha etkin rollerde olurken kendisi dışlanır. İşte süvari yüzbaşı bunu hazmedemez…
İttihat ve Terakki Fırkası ile iyice arası açılınca ordudan da istifa eder… Sistemi değiştirmek için yola çıkan bu genç”ihtilalci”birden 180 derece dönerek saraya yakın davranışlar sergilemeye ve ilişkiler kurmaya başlar. Bunun “hediyesini” ise Kayseri Mebusu yapılarak alır.
Artık sisteme iyice yakın olan bir zamanların genç süvari yüzbaşısı 1.Dünya Savaşı sonrasında Damat Ferit Paşa’nın en yakın olduğu isimlerden birisi olur…
Tarih yaprakları 1919’u gösterirken bu bir zamanların genç süvari yüzbaşısı Damat Ferit Paşa tarafından saraya çağrılır.Mustafa Kemal,Anadolu’da kurtuluş mücadelesinin ateşini yakmıştır… Sivas Kongresi toplanacaktır ve Damat Ferit Paşa Mustafa Kemal’in ölmesini istemektedir…
Bu bir zamanların süvari yüzbaşısı ve ihtilalcisi,sonraları sarayın ve Damat Ferit’in has adamı olan “eski” ihtilalciye Damat Ferit’in teklifi açıktır. Sivas Valiliği ve 3.Ordu komutanlığı karşılığında Sivas Kongresi’ni basıp Mustafa Kemal’i öldürmek…
Bir zamanların ihtilalcisi her zamanki gibi “düzenin” ve gücün sadık adamı olarak teklifi hemen kabul eder.Karşılığında Sivas Valiliğini alır…Derhal Sivas’a hareket eder…
Bir zamanların ihtilalcisi,yeni düzen adamı yanına 100 kişilik bir kuvvet toplayarak Sivas Kongresi’ni basmaya kalksa da bunu başaramaz ve İngiliz binbaşı Edward Noel’e sığınır…
İşi başaramayınca çok güvendiği Saray da kendisine sahip çıkmaz.Bir zamanların ihtilalcisi Halep’e kaçar. Kurtuluş Savaşı sonrasında kendisini Adapazarı’nda 1 numaralı Askeri Mahkemede yargılanır ve beraat eder ama korkusundan ülkeye dönemez…
Ali Galip Bey
Ama yeni ve genç Cumhuriyet’in bu sarayın has adamını affetmeye hiç niyeti yoktur.Rauf Bey’in de bastırması ile “150’likler” listesine alınır ve Romanya’ya gönderilir. 1932’de Romanya’da at cambazlığı yaparken ölür…
İşte bu kendi menfaati için ihtilalcilikten saray ve Damat Ferit “yancılığına” savrulan adamın adı Ali Galip Bey’dir ve Ali Galip Bey, Metin Feyzioğlu’nun büyük dedesi olur!
Demek ki önce muhalif gözüküp sonra sisteme entegre olup,
sistemin ve gücün has adamı olmak bazılarında genetik…
Biz Metin Feyzioğlu’nu o nedenle gayet iyi anlıyoruz… O’nun anlamadığı ve tarihten ders almadığı ise bu milletin kendisine ihanet edenleri asla affetmediği…”