TARİHİN TOZLU SAYFALARINDAN * Saraydaki İngiliz Casusu Sahte Derviş Arminius Vambery’in Orta Asya Gezisi

Naci Kaptan / 11.12.2018

TARİHİN TOZLU SAYFALARINDAN

Saraydaki İngiliz Casusu Sahte Derviş
Arminius Vambery’in Orta Asya Gezisi

Siyonizm’in ünlü lideri Theodor Herzl, Arminius Vambery
ile görüştükten sonra, günlüğüne şunları yazar:

“Yetmiş yaşını aşkın bu topal Macar Musevisinin şahsında dünyanın en ilginç insanlarını tanıdım. Kendisinin Türk mü?, yoksa İngiliz mi olduğuna bir türlü karar veremeyen bu insan, Almanca kitap yazmakta, on iki dili aynı akıcılıkta konuşmaktadır; ayrıca ikisine ruhban olarak bağlandığı beş din değiştirdiğini iddia etmektedir. Bana Şark’ın bin bir muammasını ve Padişah’la olan ilişkisini anlattı. Bana tümüyle güvenerek kendisinin Türkiye’nin ve İngiltere’nin gizli ajanı olduğunu söyledi. Musevilere düşman olan bir toplumda çektiği sıkıntıları anlatarak Macaristan’daki öğretim üyeliğinin göstermelik olduğundan söz etti.”

Herzl’in deyimiyle bu “dünyanın en ilginç insanlarından biri”nin kişiliğini oluşturan daha başka nitelikleri de var: 33 derecelik masonluk, Siyonizm’in sadık hizmetkarlığı, sahte dervişlik, gezginlik, kaşiflik, Türk-Macar soybirliği savunuculuğu, Türk hayranlığı ve dostluğu, Jön Türklerin akıl hocalığı, devletler arası arabuluculuk… Bütün bu nitelikleri kendinde toplayan kişi, Vambery’den başkası değildir.

1832 senesinde (bugünkü Slovakya) Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeki Szerdahely’de doğan Arminius Vámbéry, Orta Asya’ya kadar gitti.

15 Eylül 1913 tarihinde ölünceye kadar Türklerin ve Müslümanların aleyhinde faaliyet gösteren Vambery’nin esas adı Hermann Wamberger, Bamberger ya da Vamberger idi. Macar asıllı bir Yahudi olan Vambery, bir müsteşrik ve Türkolog, seyyah ve İngiltere için çalışan bir casustu.

Vámbéry, fakir bir yahudi ailesinin oğlu olarak doğdu. Ayağı topal olan Vámbéry, 12 yaşından itibaren geçimini temin için önceleri terzi çırağı, sonraları özel öğretmen olarak çalışmak mecburiyetin kalmıştı. Bunun yanı sıra etnografya ve filoloji alanlarında araştırmalar yaptı. Vámbéry, Bratislava yakınındaki Svätý Jur Manastırı’nda piyaristlerin eğitimini aldıktan sonra kendi kendini geliştirerek çok sayıda lisan öğrendi. Önceleri Avrupa dillerine eğilen Vámbéry, daha sonra Arapça, Türkçe (Osmanlıca) ve Farsça lisanlarını gayet iyi bir şekilde öğrendi.

Macar halkının Asya menşelerini bulmak arzusu içinde 22 yaşındayken İstanbul’a seyahat edip, Asıf Bey ve daha sonra Rıfat Paşa’nın hizmetinde Frenk lisanları muallimi (Avrupa dilleri hocası) olarak çalıştı. İstanbul’da bulunduğu 1857–1863 yılları arasında, farklı Türk ağız ve lehçelerini öğrenme fırsatını da buldu. Aynı zamanda Türk tarihinden bazı eserlerin tercümelerini yaparak Almanca-Osmanlıca bir de sözlük yayınladı.

Macar İlimler Akademisi’nin desteği ile Sünnî bir Müslüman derviş kılığında 1861–64 yılları arasında, o dönemde Batılılara neredeyse kapalı bir bölge sayılan Ermenistan, İran ve Türkistan’ı gezdi ve yolculuğundan coğrafya, etnografya ve filoloji alanlarında önemli bulgularla döndü.

İngiltere Jeoloji Enstitüsü’nün hizmetinde ve Britanya Krallığının emrinde bir casus olarak ‘Raşid Efendi’ müstear (takma) adıyla önce İstanbul’dan gemiyle Trabzon’a, oradan katır üstünde kervanlarla Tebriz ve İsfahan’a seyahat etti. Oradan gittiği Tahran’da bir süre Osmanlı elçiliğinde kaldıktan sonra Hazar Denizi’nin güneyinden Buhara, Semerkant ve Hive’ye gitti, arkasından Herat ve Tahran üzerinden Osmanlı Devletine döndü ve İstanbul üzerinden memleketi Macaristan’a geri gitti.

“Travels and Adventures in Central Asia” (Osmanlıcası: Bir Sahte Dervişin Asya-yı Vustada Seyahati, Çeviren: A. H. Abdurrahim, Vakit Matbaası, Dersaadet, 1878)

adlı kitabı Avrupa’da 1864 yılında yayımlandığında, başta o dönemde bölgedeki hâkimiyet için Rusya ile rekabet halinde olan İngiltere olmak üzere bütün Avrupa’da büyük alaka gördü.

1864 yılının bahar aylarında geri döndükten sonra Londra’da büyük heyecanla karşılandı, daha sonra kendisine Budapeşte Üniversitesinde 1905 yılına kadar başkanlığını yaptığı Şark Dilleri kürsüsü verildi. Macar ile Fin dillerinin ortak kökene dayandığı Fin-Ugor savına en sert şekilde karşı çıkanlardandı. Vámbéry’e göre Macar lisanı sadece Ugor öğelere sahip bir Türk dilidir. Vámbéry’nin bu tezi günümüzde artık kabul görmemektedir.

Çağdaş dilbilimcilerine göre Macarca, güçlü Türkçe etkilerine sahip, köken itibarıyla Ugor bir dildir. Aralarında bazı romanların da bulunduğu eserlerini, İngilizce, Almanca ve Macarca olarak yayımladı. Osmanlıca yayınlanıp günümüz Türkçesine çevrilen eserleri de vardır. Ignaz Goldziher isimli meşhur şarkiyatçı, Arminius Vámbéry’nin öğrencilerindendi.

Vámbéry 1900 yılının Haziran ayında Sultan 2. Abdülhamid Han’ın huzuruna çıkmayı başardı. Seneler boyunca Osmanlı Devletinin Dâhiliye Nezareti’nin Sıhhiye Müdürlüğü’nü ifa etmiş olan Macaristanlı hekim Soma Wellisch, Vámbéry’yi Sultan ile tanıştıran kişiydi. (1)

Prof. Dr. Mim Kemâl Öke, “Saraydaki Casus” kitabıyla Arminius Vambery’nin gerçek tarihteki rolü ve etkilerini belgelerle gözler önüne seren bir kitap yazdı. Öke kitabında Arminius Vambery’i şöyle anlatıyordu ;

“İngiltere hesabına ajanlık, İngiltere’de II. Abdülhamid’in sözcülüğü, Taymis ile Boğaziçi arasında arabuluculuk, Siyonizm namına Filistin’de Musevi Kolonizasyonunun propagandacılığı bir araya getirilince ortaya en hayalperest tarihî macera filmini bile gölgede bırakacak bir senaryo çıkıyor” diye özetlediği kitabı hakkında Mim Kemâl Öke şu değerlendirmede bulunuyor:

Profesör Arminius Vambery: Doğumu 1831 ya da 1832 (tam olarak bilinmiyor);  ölümü: 1913. Musevi asıllı bu Türkoloğun bir insan hayatına sığdırdığı kimlikleri; seyyah, kâşif, derviş, öğretim üyesi, yazar, devletlerarası arabulucu, casus.. Bu süreçte yüklendiği misyonlar ise Orta Asya’da Türkoloji araştırmaları yapmak, Osmanlı Padişahı nezdinde İngiltere hesabına ajanlık, İngiltere’de II. Abdülhamit’in sözcülüğü, Taymis ile Boğaziçi arasında arabuluculuk, Siyonizm namına Filistin’de Musevi Kolonizasyonunun propagandacılığı..

Bütün bunlar Vambery’nin hayatını mercek altına almamız için fazlasıyla gerekçe oluşturuyor.Biz, Profesör Vambery ile İngiliz Devlet Arşivinde (Public Record Office) araştırma yaparken tanışma imkânını bulduk. Göz gezdirdiğimiz dosyalar bu ünlü bilim adamının bugüne kadar bilinmeyen bir yüzünü bize tanıtacaktı. Yine aynı incelememizi Türk ve İsrail belgelerini tarayarak sürdürürken, bu sefer elimize geçen bazı kayıtların bize Profesör Vambery’nin hayatından başka renkli boyutlar kazandırdığını gördük.

Böylece topladığımız günyüzü görmeyen materyalin çekiciliği ile Profesör Vambery’yi ayrı bir çalışma konusu yapmaktan kendimizi alamadık”Saraydaki Casus” isimli bu çalışmamız, yayınlandığı andan itibaren okuyucularımızdan büyük ilgi gördü. Bilgim dışında sayısız baskıları yapıldı, takip edemedim.(2)

KAYNAKLAR

(1) https://www.dunyabulteni.net/hayata-dair/ingiliz-casusu-sahte-dervis-h245463.html
(2) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/osmanli-cokerken-istihbarat-savaslari-211297h.htm
This entry was posted in GEÇMİŞİN İÇİNDEN, İSTİHBARAT KURUMLARI, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *