Naci Kaptan / 08 Eylül 2018
ŞABAN (gerçekten) DİŞLİ imiş
KİMLER NERELERE ATANDI ?
Eğer bir devlet işe göre yetkin , bilgili , eğitimli adam değil de adama göre iş verirse ,
Liyakat , bilgi , deneyim , ahlak gibi olguları göz ardı ederse batması haktır .
Öyle bir zamanlara geldik ki Mezarlıklar müdürü , Belediye konservatuarına müdür atandı. Adı Celal Sevencan , Yüksek İslam Enstitüsü mezunu 2006 yılında istanbul Büyükşehir Belediyesine Kent orkestrasına müdür atandı Nereden mi atandı ; mezarlıklar müdürlüğünden . Anlaşılan odur ki muhterem mezarlık sakinleri ile fasıl yaparak müzik bilgisini geliştirmiştir.
Ankara Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi müdürü Mustafa Sancar 13 Mayıs 2014 tarihinde TÜBİTAK’a müdür atandı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na bağlı (TÜBİTAK) Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi’nin (ULAKBİM) Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Ankara Hayvanat Bahçesi, 19 Ekim 2011 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na devredilmişti. Mustafa Sancar da, Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürlüğü görevini yürütürken, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’na bağlı çalışıyordu.
ABD vatandaşı olan fakat AKP tarafından laik cumhuriyetle hesaplaşmak adına tekrar Türk vatandaşlığı verilen Milletvekili seçildiği dönemde ABD vatandaşı olduğunu bildirmediği için vatandaşlıktan çıkarılmış olan Merve Kavakçı ise 16.11.2017 tarihinde Malezya Büyükelçiliği’ne getirildi.
Kamuda her kademe yöneticilerin imam hatipli olması öngörülmüş ve liyakat bilgi erdem unutulmuştur. Daha bugünlerde eski AKP’li siyasetçiler bakan yardımcılıklarına , danışmanlığa, rektörlüğe atanır olmuştur. İşte bu ve benzer atamalarla Türkiye her yönüyle çöküntü yaşamaktadır.
Daha yüzlerce yandaş , kardaş , damat , şöför , kızı , oğlu örneği yazabilirim. Tüm Devlet kadrolarında sülale kadrolaşmaları çığ gibi büyümektedir. Bu nedenle Devlet işleri yürümez olmuş , çalma çırpma işleri artmış . Devlet ihaleleri aile bireyleri arasında paylaşılır olmuştur. İhaleler maliyetinin 3-5 misli üzerinde verilerek arada şişirilmiş olan fark pay edilmeye başlanmış ve big father’ın havuzunun payı da unutulmamıştır.
İşte bu nedenlerle Türkiye tüm evrensel Dünya sıralamalarında , eğitimde , demokraside , bağımsız yargıda , basın özgürlüğünde, İnsan haklarında en diplere düşmüş ama yolsuzluk rüşvet , kadın cinayetleri , çocuklara tecavüz , uyuşturucu kullanma alışkanlığı,yoksulluk gibi sıralamalarda listelerin en başlarında yer almaktadır.Tüm bunların nedeni ise kişilere hak etmediği görevlerin ve makamların verilmesidir
FETÖ YAKINLIĞI VE ATAMALAR
Bu kez de ardında şaibeli rüşvet lekesi olan , 15 Temmuz karanlık kalkışmada görev alan FETÖ’cü olduğu iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ağabeyi Şaban Dişli Hollanda’ya büyükelçi atanmıştır!!!…
Sen tut ev sahibi istedi diye “EV KİRASINI” Bank Asya’ya yatıran , sattığı evinin parasını yüksek faiz verdiği için 5 günlüğüne yine aynı bankaya yatıran kişileri eşleriyle birlike kamudan ihraç et … Sonra da FETÖ’nün 15 Temmuz’un planlayıcılarından olan ve hatta Erdoğan’a kardeşinin terfisi için telkinde bulunan kişiyi önce danışman ata sonra da Büyükelçi yap !!!
Yetmedi ,16 yıl boyunca FETÖ’nün bankası Bank Asya’da yöneticilik yapmış olan Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nu SPK Başkanlığı görevine ata. “Bu ne perhiz ne lahana turşusu” demezler mi adama ? Bankanın önünden geçenleri tutuklarken FETÖ ile ilişkili olanlar nasıl oluyor da bu görevlere atanıyorlar ?
BÜYÜKELÇİ OLABİLMEK
Diplomasi incelikli iştir. Mülkiye’den mezun olunduktan sonra dış işlerinin tüm kademelerinde emek vererek , uzun seneler sonra büyükelçi olunur. Büyükelçiler kendi ülkesinin tarihi ile birlikte Dünya siyasi tarihini , jeopolitiği , sosyoloji , çok iyi bilmelidir. Bu bilgilerini bir veya birkaç lisan ile destekleyebilmelidir. Kültürlü olmalıdır . Çünkü Büyükelçi ya da eski adıyla sefir, bir ülkenin başka bir ülkede bulunmakta olan en üst düzey temsilcisi olan diplomattır.
Büyükelçiler, görevli oldukları ülkede, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanını temsil etmektedirler. Kadın büyükelçiler ve büyükelçilerin eşleri için ise sefire tabiri Osmanlı Devlet zamanlarında kullanılmıştır. Büyükelçiler, ülkesi ile görevli bulundukları ülkeler arasında siyasi, askeri, ekonomik, kültürel gibi ilişkileri geliştirmek adına çalışmalar yürütürler.Bir büyükelçinin politika, tarih ya da uluslararası ilişkiler gibi bir bölümden lisans eğitimi almış olması tercih sebebi olmaktadır. Sürekli olarak ülkeler arasındaki ilişkileri bilme gerekliliği olmasından dolayı, görevli olduğu süre boyunca eğitim kaçınılmaz olmaktadır.
Büyükelçi olarak atanmış olan Merve Sefa Kavakçı ile Şaban Dişli’de bu özelliklerden hangisi vardır ?
Gelelim Merve Kavakçı’nın eğitimine ve diplomasına ;
Merve Kavakçı ABD senatosundaki ifadesinde annesinin “profesör” olduğunu belirtmişti. Oysa annesi profesör değildi.Nisan 1999’da TBMM’ne sunduğu kişisel bilgi formunda da “Bilgisayar Mühendisi” olduğunu bildirmişti.
Yıllar sonra, 12 Ekim 2012’de, Nimet Baş başkanlığında toplanan TBMM darbeler komisyonunda “Bilgisayar mühendisi olabilmek için Amerika’ya gittim… Bilgisayar mühendisliği tahsilimi yaptım… 1994’te döndüm” dedi. Kardeşi Ravza Kavakçı Kan, AKP’den milletvekili ve AKP Genel Başkan Yardımcısı oldu.O da TBMM’ye sunduğu bilgi formunda, tıpkı ablası gibi, “Bilgisayar Mühendisi” olduğunu yazdı.
Ravza Kavakçı Kan Dallas’daki Teksas Üniversitesi’ni (University of Texas at Dallas) 1993’te bitirdiğinde üniversitede “Bilgisayar Mühendisliği Bölümü” yoktu. Merve Kavakçı da aynı üniversiteyi 1994’te bitirdi. Bu üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümü 2002’de açıldı. İlk mezunlarını da 2007-2008 döneminde verdi. ( Mustafa Yıldırım – Diplomasız Mühendis Kavakçı Kardeşler)
Merve Kavakçı da tıpkı Erdoğan gibi olmayan bir üniversiteyi bitirmişti !!!
ŞABAN DİŞLİ OLAYI
ODTÜ’de ekonomi ve istatistik okudu. New York Eyalet Üniversitesi’nde matematiksel ekonomi alanında master yaptı. Harward Üniversitesi’nde hızlandırılmış işletme programına katıldı. Yani Şaban Dişli’nin eğitimi diplomat olmaya uygun değil. Diplomat olabilmenin gereklerini yukarıda irdelemiştik.
Yolsuzluk ve darbeden gitti , büyükelçi olarak geri geldi!
2008’de yolsuzluk suçlaması ve 2017 yılında da kardeşinin darbe girişimine katılmış olması sebebiyle AKP’deki görevlerinden istifa etmek zorunda kalan Şaban Dişli büyükelçi yapıldı!
AKP’nin en tartışmalı isimlerinden biri olan parti kurucularından Şaban Dişli, Hollanda ile normalleşme yönünde atılan adımların ardından Lahey Büyükelçisi olarak atandı. Dişli, daha önce sırasıyla yolsuzluk suçlaması ve kardeşinin 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne katılmış olması nedeniyle iki kez görevinden istifa etmişti.
Dışişleri Bakanlığı’ndan konu ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik olarak mutabık kalındığı üzere karşılıklı atanan Büyükelçiler bugün açıklanmıştır. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla Şaban Dişli Lahey Büyükelçimiz olarak atanmıştır. Hollanda Dışişleri Bakanının Ekim ayının ilk haftasında ülkemize yapması planlanan resmi ziyaret, ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki müteakip adımı oluşturacaktır. Memnuniyet verici bu gelişmelerin, Hollanda’yla 400 yılı aşan köklü ilişkilerimize ve AB üyelik müzakere sürecimize olumlu yansımasını temenni ediyoruz.”
15 Temmuz gazisi isyan etti: “Kontrollü darbe, demek ki bizi kullandınız”
15 Temmuz gazisi Nejmettin Utus, darbe girişimi sanıklarından olan tutuklu Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ağabeyi Şaban Dişli’nin Lahey Büyükelçiliği’ne atanmasına tepki gösterdi. Utus, “Kılıçdaroğlu’nun sözü geliyor aklıma; kontrollü darbe. Demek ki bizi kullandınız tarihin çöplüğüne attınız” dedi.
“Beni ve gazileri şehitleri kurşuna dizen bir hain generalin kardeşini Hollanda’ya atamak demek… Kılıçdaroğlu’nun sözü geliyor aklıma; kontrollü darbe. Demek ki bizi kullandınız tarihin çöplüğüne attınız. Sizleri önce Allah’a sonra millete havale ediyorum.”
DİŞLİ KARDEŞLER VE 15 TEMMUZ TARTIŞMASI
Eski milletvekili Dişli, AKP’nin kurucu isimlerinden biri. Kamuoyu Dişli’nin ismini son olarak 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne katılan ve Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli nedeniyle tartışmıştı. Darbe Girişimi ardından 30 Ağustos 2017’de Erdoğan’ın ekonomiden sorumlu başdanışmanı olan Dişli, 19 Ekim 2017’de görevinden istifa etmişti. Dişli, istifasına dair yaptığı açıklamada, “Partime ve sayın genel başkanım Recep Tayyip Erdoğan’a her zaman, hangi makam ve mevkide olursa hizmet etmeyi bir onur olarak kabul ediyorum. Partimi ve Sayın Genel Başkanım Recep Tayyip Erdoğan’ı haksız yere, daha fazla yıpratmamayı teminen bu kutlu görevden istifa ettim” demişti. Açıklamasında ;
“Ancak bu şerefli göreve atanmamın ardından gerek basın gerek sosyal medya gerekse parti içinden birçok arkadaşımın yorumları beni son derece rahatsız etti. Etmeye de devam ediyor. Partime ve Sayın Genel Başkanım Recep Tayyip Erdoğan’a her zaman, hangi makam ve mevkide olursa hizmet etmeyi bir onur olarak kabul ediyorum. Partimi ve Sayın Genel Başkanım Recep Tayyip Erdoğan’ı haksız yere, daha fazla yıpratmamayı teminen bu kutlu görevden istifa ettim.”
YOLSUZLUK SUÇLAMASI
Ancak Dişli ile ilgili tartışmalar bununla da sınırlı değil. 2008 yılında, o dönemde CHP Grup Başkanvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, Şaban Dişli’yi, “Silivri’de bir arsanın imar durumunu değiştirme karşılığında 1 milyon dolarlık iş takibi ücreti talep etmekle” suçlamıştı. Kılıçdaroğlu, “Akademi Ofset A.Ş ile Şaban Dişli arasında imzalandığı ileri sürülen rüşvet belgesini” gazetecilere dağıtmış ve Dişli’nin istifa etmesini istemişti.
İddialara bir basın toplantısıyla yanıt veren Dişli, söz konusu para karşılığında iş takip belgesinin, ‘hukuki bir formatta hazırlandığını’ belirterek, “Basında yer alan başlıksız belge, eski ortağıma kredi temininde yardımcı olduğumu gösteren bir belgedir” demişti.
Bir süre devam eden polemiğin ardından iddialara cevap vermekte zorlanan Dişli, 2 Eylül 2008’de AKP’nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yürütme Kurulu’ndaki (MYK) görevlerinden istifa etmişti.
İddialar sonrası Kılıçdaroğlu’nun yaptığı suç duyurusu üzerine, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Dişli’nin milletvekili olması nedeniyle, TBMM Başkanlığı’na gönderilen soruşturma dosyası, tam 8 yıl boyunca rafta bekletilmişti. Bu sürenin ardından dosyayı inceleyen savcılık ‘kovuşturma yapılmasına yer olmadığı’na karar vermişti.
ŞABAN DİŞLİ’NİN FETÖCÜ KARDEŞİ
Şaban Dişli’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli 15 Temmuz darbesine katıldığı iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Mehmet Dişli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın boğazını sıkarak ona zorla darbe bildirisini imzalamak isteyen ekip arasında yer aldığı iddia edilmişti. Mehmet Dişli Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın özel kalem müdürü olarak görev yapıyordu.
15 Temmuz Darbe Girişiminde aktif rol aldığı öne sürülen Tümgeneral Mehmet Dişli’nin TSK içinde yükselmesinde kardeşinin siyasi telkinleri’ etkili oldu.Albaylıktan generalliğe yükselmesinde Şaban Dişli’nin referans olduğu belirtiliyor. Ayrıca son olarak Genelkurmay Karargahında Daire Başkanı olmasında da destek olduğu kaydedildi.
Şaban Dişli, kardeşi darbe girişiminden tutuklanınca “Empati yapın, ne diyebilirim.Ben Cumhurbaşkanımızın emrindeyim” dedi. Ancak bazı ilişkiler bu açıklamayı çürütüyor. Örneğin 2002-2007 arasında Şaban Dişli’nin TBMM Danışmanlığını yapan Durmuş Ali Koçer de Fetö üyeliğinden, tutuklandı. Danışman, Erdoğan’a hakaret ettiği için hapis cezası da almıştı. Özetle Şaban Dişli’nin çevresi FETÖ’cü olmak savıyla tutuklu !!!
Savcı tarafından “yurtta sulh konseyi” üyesi olduğu iddia edilen Eski Tümgeneral Mehmet Dişli hakkında 252 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis , 55 bin 880 yıl hapis cezası istendi.
GAYRİMENKUL İŞİ
Eski danışman Koçer, Sakarya’da Tümgeneral Mehmet Dişli ile gayrimenkul işi de yaptığı gazetelerde yazıldı.2014 yılında Osman Kariş isimli vatandaş düğün salona açmak bir dükkan kiralamak istediğinde Koçer-Dişli ailesi birlikteliği ortaya çıkmıştı. Ramazan ayı içinde Erdoğan’a Mehmet Dişli’nin Fetöcülerle birlikte olduğu yönünde rapor sunuldu. Şaban Dişli’nin bu iddia üzerine ‘Hepsi iftira, yalan, böyle bir şey ortaya çıkarsa intihar ederim’ dediği iddiası konuşuluyor. Daha sonraları Şaban Dişli’nin danışmanı olan Durmuş Ali Koçer FETÖ’cü iddiası ile tutuklandı .
Şaban Dişli’nin kardeşine terfisi için kefil olmasından sonra yargı süreci içinde tümgeneral Mehmet Dişli’nin bu darbenin beyin takımından olduğu, yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu ve çok önemli bir isim olduğu her geçen gün hem görüntülerle hem verilen ifadelerle çok daha netleşmeye başladığı köşe yazarı Abdülkadir Selvi tarafından yazıldı.