Nusret Kebapci
28.02.2018
TÜRKİYE VE TÜRK KELİMELERİNİ KALDIRMAK…
Doğrusunu isterseniz bunun nedenini bugün Türkiye’de yaşayan hemen herkesin sorması gerekiyor…
Neden mi?
Şöyle söyleyelim…
Bir süredir ülkede yaşananlara bakıldığında eğer…Önyargıyla değil, biraz objektif düşünüyorsanız bunun nedenini kendiniz de merak edeceksiniz…
Ama değil…
Yaşamınızda olanı biteni sorgulamak gibi bir düşünceniz yoksa inanın bana, bu yazı zaten sizin için değil…Önce şu Türk ve Türkiye kelimelerinin TBB ve TTB ‘nin adlarından kaldırılmak istenmesine bakalım…
Neydi bunu istemenin anlamı…
Anlamı şu;
Memleketi yönetenler TTB’nin savaşla ilgili açıklamalarından rahatsız olmuş ve hemen Türk ve Türkiye kelimelerinin bakanlar kuruluyla kaldırılmasıyla ilgili talimatı da vermişlerdi ama zaten devamını okuduğunuzda…
Burada amaçlananın… Yanlış davranışta bulunan bir örgütten; onun hak etmediği bir payeyi geri almak gibi bir düşüncenin değil…
Tam tersine…
Fırsattan istifade, tüm Türkiye’deki hekimleri ve avukatları tek çatı altında toplayarak gerçekten yaşanan haksızlıklar ve onları ilgilendiren konularda çok ciddi anlamda ses getiren bu örgütlerin ortadan kaldırılıp neredeyse hemen her etnik ve dini kimliğin kendi örgütünün ortaya çıkabileceği koşullara kapının aralandığı çok kolay anlaşılacaktır.
Tabi bu durum karşısında şöyle demek de mümkün…
Yıllardır…Türk Milletine karşı olup da, toplumu etnik ve dini kimliklere ayırmaya çalışan bir anlayışın…
Yargıyı ele alıp…
Sağlıkta da reform adı altında Şehir Hastaneleri gibi bir garabeti uygulamaya koymaya çalışırlarken…
Kendilerine muhalefet edebilecek…
Türk ve Türkiye gibi adları örgüt adlarının önüne koyarak ulusal çapta büyük ve güçlü olan meslek örgütlerine kayıtsız kalmaları düşünülemezdi…
Dolayısıyla onların da aynen memur sendikaları gibi hatta daha da fazla siyasi ve etnik hatta dini kimliklere ayrışarak parçalanması, işleri çok daha fazla kolaylaştırabilirdi ki…
Bu da ancak ilgili örgütlerin adının başındaki Türk ve Türkiye kelimelerinin kaldırılıp bu örgütlerin tekel durumuna son verilmesiyle mümkündü ki yapılmak istenen de aslında budur…
Böyle olduğunda da biliniyor ki
Sınıfsal düşünceden hareket ederek…
Kendi kitlesinin ekonomik ve sosyal hakları yanında…
İktidarın dayattığı ve bu örgütlerin ilgi alanına giren sağlık ve yargı gibi konularda da gerçekten güçlü ses getirebilen bu örgütler ya yok olup gidecek ya da çok küçülerek etkisiz hale gelecek…
Yerini ise iktidarın da desteğiyle…
Dini ve etnik kimliklerin ön planda olacağı memleketin başka hiç bir şeyiyle ilgilenmeyecek örgütler alacaktır…
Tabi böyle bir örgütlenme anlayışının bu alanları iktidar açısından dikensiz gül bahçesine çevireceğini söylemeye bile gerek yok ama…
Değişmez ölçüdür…
Her kim…
Atatürk’e, Türk ve Türkiye sözcüklerine sahip çıkıyorsa toplumu ulus kimlik temelinde birleştirmek…
Her kim…
Bunlardan rahatsız olup…
Sözde demokrasi adı altında alt kimliklerin ortaya çıkmasını destekleyip Atatürk adını hemen her yerden kaldırmak istorsa da ayrıştırmak istemektedir…
Ya da daha kestirmeden söyleyelim…
Böl…
Parçala
Yut…
Olay budur!
28–02–2018
Nusret KEBAPÇI