YAKLAŞAN SEÇİMLER İÇİN DÜŞÜNCELER
Sayın Tuncay Erciyes’in aşağıdaki yazısına içtenlikle katılıyorum.
Türkiye’nin Laik demokratik Cumhuriyet ile İslamcı faşist bir yönetime gidişin yol ayrımındaki son şansı 2019 seçimidir.Bu nedenle tüm siyasi partiler AYKIRILIKLARINDAN vazgeçerek güç birliğine gitmelidir.AKP’nin şimdiye dek yapmış olduğu seçim hileleriyle Devletin tüm imkanlarını,kadrolarını ve parasını kullanarak YSK’yı esir alarak seçimleri kazandığını gözden kaçırmamak gerek.
Bir de buna muhalefet partisi Başkanının Cumhurbaşkanı seçiminde Ekmelettin İhsanoğlu gibi bir adayı tek başına belirleyerek yapmış olduğu büyük hatanın (veya bilinçli olarak) AKP’ye ve Erdoğan’a büyük avantaj tanıdığı ve Erdoğan’ın bu nedenle seçimi kazanmış olduğu unutulmamalıdır. Bunu yazma nedenim Kılıçdaroğlu’nun benzeri ve telafi edilemez hatalardan uzak kalmasıdır
R.T.Erdoğan 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için Devletin tüm kadrolarını ve parasını kullanacaktır.Şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde legal , illegal hatta alışılmadık yöntemler uygulanacaktır . Bu seçim Erdoğan , ailesi ve AKP için hayati boyuttadır.
Gerçek MHP’li arkadaşlara seslenmek isterim ;
Devlet Bahçeli ve birkaç kurmayı MHP’yi cumhurbaşkanı Erdoğan’a ipotek etmiş asli ilkelerinden uzaklaştırarak GERÇEK MHP tabanını kırarak partiden istifalarına neden olmuş ve halen olmaktadır.Yapılan seçim ön anketlerine göre MHP barajı geçemeyerek siyasi parti mezarlığında ne yazık ki kaybolacaktır.Akşener ve arkadaşlarının kuracakları yeni partinin MHP’nin gerçek misyonunu yürütebilecek olduğu düşünülmektedir. Temennim odur ki GERÇEK MHP’li arkadaşlar yeni kurulan partiyi destekleyerek 2019 seçimi için CHP ile işbirliğine gitsinler .
Yukarıdaki nedenlerle Tuncay Erciyes’in aşağıda yazdığı gibi CHP’nin öncülüğünde Türkiye’yi kuruluş ayarlarına döndürecek yeni bir KUVAY-İ MİLLİYE cephesi için tüm muhalet partilerinin görüş aykırılıklarını bir tarafa bırakarak GENİŞ VE GÜÇLÜ BİR MUHALEFET cephesi oluşturmaları hayati önem taşımaktadır.
ÜLKEMİZİN VE BİZLERİN GÜNÜMÜZ VE GELECEĞİMİZ AĞIR TEHDİTLER VE TEHLİKE ALTINDADIR . SİYASİ AYKIRILIKLARI BİR YANA BIRAKARAK İŞBİRLİĞİNE GİTMEK ZAMANIDIR
Ya devlet başa Ya kuzgun leşe
Saygılarımla
Naci Kaptan
25.09.2017
Tuncay Erciyes
tuncayerciyes@gmail.com
17 Eylül 2017
YAKLAŞAN SEÇİMLERDE
İLK HEDEFİMİZ NE OLMALIDIR
Sevgili Dostlarım,
Facebook profilimde paylaşımlarıma yapılan yorumlardan anladığım kadarıyla listemdeki arkadaşlarımın tümü AKP ve ERDOĞAN KARŞITIDIR. Bu çok sevindirici olsa da maalesef bazı çok ÖNEMLİ KONULARDA hemfikir olmamıza yetmiyor.
Örneğin, SAĞ GÖRÜŞÜ BASKIN Atatürkçü arkadaşlarımın bazıları MARKS, ENGELS, LENİN, MAO, CASTRO, CHE ve ülkemizin 68 kuşağından Deniz GEZMİŞ, Mahir ÇAYAN vb. Sosyalist Devrimcilere karşı son derece acımasızlar. Çünkü onları ATATÜRKÇÜLÜK DÜŞMANI olarak görüyorlar. Onların yaşadığı yılları BUGÜNÜN AKLI, bilgisi ve kabulleri ile değerlendiriyorlar. Yaptıkları şeyin, ATATÜRK’ÜN “2. Mehmet BÜYÜK adamdır” diyerek övdüğü FATİH’İ bugünün aklıyla SUÇLAMAKTAN FARKSIZ olduğunu anlayamıyorlar. Öncelikli hedef konusunda hemfikir olduğumuz için, gönderilerimin altında bu konuda tartışma pek çıkmıyor.
SOL GÖRÜŞÜ BASKIN Atatürkçü arkadaşlarımın bazıları ise, ülkücülere KAN DAVASI güdüyorlar. Eski defterleri karıştırıp bazı Ülkücülerin GEÇMİŞTE yaptıkları YANLIŞ işleri, İsmail Kahraman gibi Şeriatçılarla birlikte ABD’nin YEŞİL KUŞAK projesinde görev almalarını, Deniz Gezmişlere saldırmalarını, YENİ PARTİNİN desteklenmesini savunan her gönderimin altında dile getiriyorlar. Öyle bir dikkat dağıtıyorlar ki ERDOĞAN’IN iktidardan DÜŞÜRÜLMESİNİN Türkiye için çok önemli olduğunu unutturuyorlar. YENİ PARTİ kurmak için MHP’den ayrılan ÜLKÜCÜ kökenli insanların ATATÜRK, laiklik, demokrasi gibi konularda BİZLERLE AYNI şeyleri savunduklarını ve bizler kadar ERDOĞAN KARŞITI oldukları fark edilemez ya da önemsiz hale geliyor.
Hemen belirteyim, SOL GÖRÜŞÜ BASKIN Atatürkçü arkadaşlarımın hatırlattıklarına YALAN demiyorum. Sadece,
“ÖNEMLİ İŞLERE ÖNCELİK VERELİM” diyorum.
Şu an EN ÖNEMLİ TEHLİKE,
CUMHURİYETİN yok edilerek yerine Atatürk’ün unutturulduğu, TÜRKLÜK bilincinin yok edildiği, ARAPÇILIĞIN özendirildiği bir tür İSLAMİ FAŞİST DİKTATÖRLÜK kurulmasıdır.
Önce bunu ÖNLEMELİYİZ.
Bunun için de geçmişi kaşımayı bırakıp en GENİŞ CEPHEYİ kurmalıyız.
CHP de YENİ PARTİ de tek başına ERDOĞAN’IN BAŞKAN OLMASINI ÖNLEYEMEZ. Bu nedenle birbirlerini RAKİP değil MÜTTEFİK görmeleri, İTTİFAK yapmaları, yöneticilerinin ve taraftarlarının iyi geçinmesi ŞARTTIR.
Eğer ATATÜRK’ÜN kurduğu Laik demokratik Cumhuriyetimizin, ŞERİAT adını verdikleri İSLAMİ FAŞİST DİKTATÖRLÜĞE dönüştürülmesine KARŞIYSAK, bu iki partiyi YIPRATMAMALI, yanlış bir şey gördüğümüzde YAPICI yani, ÇÖZÜM ÖNEREREK ELEŞTİRMELİYİZ.
Sevgilerimle.
Tuncay Erciyes
17 Eylül 2017
NOT-1: İTTİFAK yapmak, TEK ADAY ile Başkanlık yarışına katılınması şeklinde anlaşılmamalıdır. CHP de YENİ PARTİ de KENDİ ADAYLARI ile Başkanlık yarışına katılmalıdır. Ama CHP’nin Başkan adayı Deniz BAYKAL veya Kemal KILIÇDAROĞLU gibi ERDOĞAN karşısında defalarca yenilen kişiler olmamalıdır. Bu şahıslar ikinci tura kaldığı takdirde Erdoğan karşısında hiçbir şansları yoktur.
NOT-1: Bu yazım https://www.facebook.com/terciyes1/posts/10212863460373583?notif_t=like¬if_id=1505527034471644
Adresinde de yayınlanmış olup, görüşlerinizi orada da paylaşmanızdan çok memnun olurum.