Babür Hüseyin Özbek
bhozbek44@gmail.com
Sep 02 2017
GEMİLERİN AKIBETLERİ HEP MEÇHULDÜR
(TARİHTEKİ 5 BÜYÜK DENİZ FACİASI)
Bilirsiniz ilgi sahanız mesleğinize, kültürünüze ve duyarlı olduğunuz
konulara göre yoğunlaşır. Bu konu daha çok haber seyrederken, eş – dost
konuşmalarında ve siyasi sohbetlerde kendini gösterir.
Kurban Bayramının 10 gün sürecek tatili dün başladı. ( 26 Ağustos 2017)
Haber kanallarını ve denizcilik sitelerini tarıyorum. İşte beni birinci
derecede ilgilendiren bir konu *M/V. Leonardo isimli Moğolistan bayraklı
Rusya’da Azak Denizi çıkışlı Azov, Rostov ve Volgograd (Stalingrad)
şehirleri arasında Don Nehri’nde çalışan 114 m. boyunda, 13 m. eninde nehir
tipi bir kuru yük gemisi haberi. Boğaz girişinde Sarıyer – Kilyos
önlerinden kalktıktan kısa sonra bel veriyor ve ortadan ikiye bölünüyor*,
ortadan kıça doğru olan büyük bölüm Kıyı Emniyeti ekiplerince sahile
çekilip iskele tarafından kayalara oturtularak batması önleniyor. ( 27
Ağustos 2017 ) Hayli yaşlı 42 yıllık eski teknenin ömrü de burada
tamamlanıyor..
Zira* gemilerin de insanlar gibi akıbetleri hep meçhuldür*. Yılların
yorgunluğu nerede, nasıl biter belli olmaz. *Bir tersanede hurdaya
çıkarılıp sökülmesi, bir denizaltı torpidosu, serseri bir mayın veya top
mermileri ile denizin dibine inmesi* hep yaşana gelmiş hüzünlü gerçeklerdir.
Denizci olmayan dostlar, onarım – bakım için Türkiye’ye gelen ve
Tuzla’ya tersaneye giderken ikiye bölünen yaşlı teknenin kaptanı Türk
mü? *Denizle ilgisi olmayan bir Orta Asya ülkesi olan Moğolistan bayraklı da ne demek*,diye soruyorlar.
Aslında işin o safhaları o kadar da önemli değil.
Olay bana geçmiş yıllarda ( 30 sene önce ) yaşanmış, bu tip bol kötü
örneklerden birini hatırlattı*. 59 bin ton ham demir cevheri ile yüklü
Japon yapımı M/V. Topkapı S. Brezilya’nın Rio limanından kalkmış rotasında*
-ki denizci olmayan veya Cebelitarık Boğazı’nı çıkmayanlara anlatılmasında
fayda olan- *Güney ve Kuzey Atlantik, Cebelitarık Boğazı, Akdeniz ve Ege’yi
kat ettikten 29 gün sonra Marmara’da, Kumkapı önlerinde, teknenin
karinasındaki postaların attığı tespit edilmiş*. Varış limanı Karadeniz’de
Ereğli Demir Çelik Fabrikaları.
Ancak *Rio’da limandan avara ettikten kısa süre sonra tehlikeli bir
topuk atlamış ve muhtemelen karinada yara almıştı*. Gemi o hali ile kaynak
yapıla yapıla Atlas Okyanusu’nu güneyden kuzeye geçmişti. Şansına havalar
da iyi gitmiş olmalıydı. Özetle; “Arızalı – faal” di. Burada *ilim ve
teknikten uzak bir mantık var*. Mademki okyanusu aştı 8 – 10 saatlik kısa
bir seyirden sonra intikal limanına varsın, *orada gereken yapılır mantığı
ile* (Kumkapı’da gerekli onarım – tedbirler alınmadan) *yoluna devam
ettirilen gemi Karadeniz çıkışında Kefken – Akçakoca arasındaki
Pazarcıbaşı Burnu açıklarında ( 29 Ekim 1987 ) yakalandığı şiddetli
fırtınada battı*. Faciada 2’si ölü, 16’sı kayıp 18 denizci sulara gömüldü.
*Nereden nereye!*
* Gemilerin akıbetleri hep meçhuldür*. Ancak, ey kaptan, ey baş mühendis
“ Bu gemi bu haliyle okyanusu zor geçer “ demediniz mi?
Şirketin sahibi Hilmi Sönmez o zaman Deniz Ticaret Odası Başkanı idi.
Ama yaşanan facia onun itibarını sıfırladı, şirketin bitişine yol açtı.
DÜNYANIN DENİZDE GÖRÜP YAŞADIĞI 5 BÜYÜK FACİA
Dolaştığım denizler – okyanuslar kimleri, hangi gemileri ne şartlarda
yuttu, kimler ne hatalar yaptı… Savaşların yaşandığı dönemlerde içinde
yüzlerce binlerce masum yolcu ile batırılan gemiler, kimlerde ne
çağrışımlar yapıyor? Onları batırma emrini alçakça verenleri ananlar var mı?
Evet var. Baltık ülkesi Almanya dünyanın en kötü ilk iki deniz faciasını
yaşadı.
* 1 -* II. Dünya harbi bitmiş, Almanya bölünmüş, doğusu Rus kontrolüne
girmişti. Yüz binlerce Alman, Almanya’yı bi-şekilde terk ediyor, kaçıyor,
canını kurtarmak istiyordu. *30 Ocak 1945’te Prusya’nın Gotenhafen
Limanından resmi kayıtlara göre 6 050, gayri resmi 9 binin üzerinde salkım
saçak mülteci yüklü olarak kalkan Wilhelm Gustloff *isimli (25 550 tonluk 2
bin yolcu kapasiteli) gemi *Rus S – 13 denizaltısı tarafından batırıldı*.
Bu saldırı *dünya tarihinde denizde yapılan en büyük katliamdır*. Kazadan
903 kişi kurtuldu. Gayri resmi yorumlarda ise çığlıklar içinde Baltık’ın
buzlu sularında 8 binin üzerinde kişi öldü.
* 2 -* Çok geçmedi, 2 buçuk ay sonra aynı bölgede aynı sularda gene
Baltık’da gene *bir Rus denizaltısı bu sefer M/V. Goya adlı kayıtlı 6 bin
yüz, aslında 8 500 yolcu taşıyan mülteci gemisine saldırdı*. Gemi 9
dakikada sulara gömülürken 183 yolcu zor zahmet ancak canını kurtarabildi.
Olay dünya denizcilik tarihinin ikinci elim, can kaybı en yüksek denizcilik
katliamıdır. *J. V.Stalin’in denizlerdeki Baltık politikası işte budur.
Almanlar da bu sebeplerden açık veya gizli halen bir Rus aleyhtarlığı
vardır.*
* 3 –* Dünyanın üçüncü büyük deniz faciası ise 20 Aralık 1987’de *4 500
yolcu taşıyan Dona Paz Feribotu’nun Leyte Adası’ndan Filipinler’in başkenti
Manila’ya giderken M/T. Vector isimli benzin yüklü tankerle çarpışması*
sonucunda vuku buldu. Feribot infilak sonunda yanarak battı. Kaza raporları
ölü sayısını 4 375 olarak kayıtlara geçti
*4* – *Şanghay’ın güneyindeki Huanghu nehri ağzında* 4 Aralık 1948’de
binlerce kişiyi taşıyan *Kiangya buharlı vapuru II. Dünya Harbi sonunda
çekilirken Japon Donanmas*ı’nın yerleştirdiği mayınlara çarparak battı. *4
binin üzerinde Çinli öldü.*
Bu facialar listesini devam ettirmek mümkün şöyle ki*: 5 -* Lancestria
gemisi (St.Nazair Limanı – 1971). *6 *- Halifax Faciası – 1917. *7 –*
Sicilya Donanması’ndaki facia *8 *– La Joola feribotu faciası -2002
Titanik 1912 Southampton limanında
*Yukarıda ki kaza veya facialar 2 binin üzerinde can kayıplarını
içerir*. Ancak bir de ünlü, herkes tarafından bilinen kazalar var, mesela;
Titanik Faciası gibi.
Dünyada bu konu gündeme geldiğinde çekilen filmlerinde etkisi ile
oluşan şöhretinden dolayı bu gemiyi az çok herkes tanır. 15 Nisan 1912’de,
İngiltere’de Southampton’dan New York’a giderken Atlantik’te buz dağlarına
çarparak batan ve önceden *“bu gemi batmaz” , denirken sonrada 1514 kişiyi
soğuk buzlu sulara bırakıp denizin derinliklerine giden Titanik
Transatlantiği*.
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ, ÜSKÜDAR VAPURU VE REFAH FACİASI
Bizde de yaşanmış hayli elim deniz kazaları var. Bunlardan *en çok can
kaybı olan ilk üçünü *anmadan geçmek olmaz.
*A – Ertuğrul Fırkateyni*: 11 ay süren uzun bir deniz yolculuğunun
ardından Japonya’nın Yokohama Limanı’na vardı. Muhteşem karşılandı. Üç ay
Japonya’da kaldı. 15 Eylül 1890’da gene Yokohama Limanı’ndan ayrıldı ve
ertesi gün *16 Eylül 1890’da Kuşimoto Adası açıklarında tayfuna yakalanan
Ertuğrul Fırkateyni battı. Kazada 587 denizci şehit olurken 69 denizci
kurtuldu.* Kazazede kahramanları, Japon İmparatoru tarafından Hiei ve Kongo
adlı gemilerle İstanbul’a gönderildiler.
* B –* *Üsküdar Vapuru Faciası*: Rahmetli anneannem haberi ilk duyduğunda:
“ Oğlum bak gemi batmış çok da genç ölmüş, yazık, üzülüyorum.” demişti. O
yıllarda Antalya – Korkuteli’nde ortaokula gidiyordum, durumu pek
kavrayamamıştım. Şimdi aradan yıllar geçti. *1 Mart 1958’de İzmit ile
Değirmendere arasında tarifeli sefer yapan Üsküdar Vapuru şiddetli lodos
sebebi ile batmış 272 kişi yaşamını yitirirken 39 kişi kurtulmuştu*.
Gölcük sırtlarında yatan çoğu talebe o insanlara Gölcük’e her gidişimde
uğrar kabirlerini ziyaret ederim.
*C – Refah Faciası:* İngiliz Hükümeti *4 denizaltı ve 4 uçak filosunun
antlaşmalar gereği teslime hazır olduğunu* Türk Hükümetine bildirir. Türk
personelin en geç 25 Haziran 1941’de Mısır’da Port Said Limanı’nda
olmalarını ister. Oradan da Quenn Mary Transatlantiği ile İngiltere’ye
gideceklerdir. 40 yaşındaki eski buharlı makinesi ile 8.5 deniz mili
yapabilen Refah şilebi kiralanarak İstanbul’dan Mersin’e getirilir. Aslında
Kaptan İzzet Dalkıran geminin sefere çıkamayacağını Ankara’ya bildirmiştir.
*Refah ( Perseveranza ) 23 Haziran 1941’de saat 17.30’da taşıyacağı
personeli alarak Mersin Limanı’ndan avara eder*. Kalkıştan 5 – 6 saat sonra
milliyeti meçhul denizaltıdan atılan torpidolarla yaralanır, 4 saat su
üstünde kalır ve sonra da ikiye bölünerek batar. Toplam *167 şehit
verdiğimiz bu alçak saldırı sonunda ancak 32 kişi kurtulabilmiştir.* Bu
sayı hep can yeleği ile dolaştığı halde ölen İngiliz irtibat subayı ile 168
olmaktadır.
Bu alçak denizaltı saldırısını İtalya mı, Almanya mı, Fransa mı, yoksa
İngiltere mi tertipledi? Gel de lanetleme!
*Gemilerin akıbeti hep meçhuldür. Hele arkalarında yas ve hüzün
bırakanlar…*
***
* Deniz medeniyettir, deniz servettir*, deniz akılcı planlama ile
yarınlara daha güvenle bakmaktır. Özetle *uluslararası arenada söz sahibi
olmak, Atatürk Türkiye’si olmaktır.* 02 Eylül 2017
Babür Hüseyin ÖZBEK