Endülüs’ün son yılları ve Türkiye! * Ege Denizi’nde Türk egemenliği altında bulunan 18 ada, 2004 yılında Yunan egemenliğine terk edildi! Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “Hükümet 2004 yılında AB’den müzakere tarihi alabilmek için bu adaları alenen Yunanistan’a verdi. Şimdi de AB olmasa da olur diyorlar. İşlenen günah çok büyük.” diyor.

 

HABERE YORUM

Aydogan Kekevi
26.07.2017

Bu günün eğemeni taaa başlarda “Değişiklikleri alıştıra alıştıra yapacağız” dediğinde yandaşlar ne demek istediğini doğru anlamış, sabırla beklemişlerdi bu günleri; o günün bir kısım politikacısından köşe yazarına kadar muhalefeti ise “Biz artık değiştik” diyenler kimseyi küstürmeden dara sokmadan yavaş yavaş yapacaklar reformları” diye sevindirik olmuşlar, ama “hangi değişklikleri neleri değiştirecekler” diye sormayı unutmuşlardı.,

Biat erbabı verilen mesajı doğru almış, “teokratik devlet düzeni” diye anlamışlardı; “muhalefet” ise başta liboş takımı olmak üzere siyasetçisiyle yazarıyla “Batı (AB-D) daha seçilmemiş bir poitikacıyı böyle kırmız halılarla üst düzeyde karşılıyorsa ya seçilirse kimbilir…” diyerek AB zokasına takılmışlardı.

O yıllarda biz sıradan yurttaş olarak “Bunların gidişatları, hedefleri teokratık devlettir; laik Cumhuriyeti bitirmektir” dediğimizde yazdığımızda ise çevremiz bize gülüp geçmişlerdi.Şimdi de “atı alan Üsküdarı geçti”. Artık bekleyin bakalım atı alan “Atla dünya turunu bitirip bir daha üsküdara uğrar mı diye..

Uğrar, uğrar(!)

Aydoğan

Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
26.07.2017 00:00

Endülüs’ün son yılları ve Türkiye!

Muhsin Kadıoğlu, “Endülüs’ün Son Yılları: NAR ÜLKESİ” adlı tarihi belgelere dayalı bir roman yazdı. Romanda Endülüs’ün çöküş döneminde İspanya’ya Müslümanları ve Yahudileri kurtarmaya gönderilen Kemal Reis’in yaşadığı olaylar roman diliyle inceleniyor. Azerbaycan’dan edebiyat eleştirmeni Doç. Dr. Besire Azizali, “Bu roman, Türklüğe büyük bir hizmettir” diyor.

Endülüs’ü yıkanlar aynı yöntemlerle saldırıyor! Bu arada Ege Denizi’nde Türk egemenliği altında bulunan 18 ada, 2004 yılında Yanan egemenliğine terk edildi! Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “Hükümet 2004 yılında AB’den müzakere tarihi alabilmek için bu adaları alenen Yunanistan’a verdi. Şimdi de AB olmasa da olur diyorlar. İşlenen günah çok büyük.” diyor.

İnternetten mesaj gönderen bir okur ise bu işin nereye vardığını özetliyor:

“Çanakkale’nin Çamlıca köyünden arkadaşım, evlerin restore edildiğini, Yunanistan’dan sık sık turist geldiğini, eğlenceler düzenlendiğini anlattı. Köy okulu olarak kullanılan eski kilisenin restore edileceğini ve okul arazisinin tapusunun köye devredilmediğini bildirdi. Ben Gemlik Zeytinli köyünün adının Rumca Tirilye dönüştürülmesini anlatınca Çamlıca köyü tabelasına da eski Rumca adının ekleneceğini bildirdi.

Çanakkale merkezinde, ilçelerinde, köylerinde buna benzer çok dolaplar dönüyor. Bölgede eski Rum tapuları tespit edilerek ABD’ye gönderiliyor. Biz bunları 1922’de denize dökmüştük ama şimdi Yunanistan’a verilen 18 adanın dışında köylerimiz ve kasabalarımız da turizm maskesi altında Yunan’ a peşkeş çekiliyor!”

Siyasi iktidar ise ilk-orta öğretimden Türk Milleti’ne kendi toprağında egemenlik kazandıran Atatürk’ü, müfredattan çıkarmakla meşgul…Atatürk’le kimin meselesi olabilir? Eski milletvekili Orhan Şen, bu konudaki eski yazılarımı hatırlattı.

Bakın buraya nereden geldik:

*2003’ün Mart ayında, AB Genel Kurulu’na sunulan Türkiye raporunda Hollandalı muhafazakâr parlamenter Arie Oostlander, Kemalizm ideolojisinden arındırılmış yeni bir Anayasa yazılmasını talep etmişti.

*Yine Avrupa Parlamentosunun İngiliz milletvekili Andrew Duff, Diyarbakır ve diğer bölgelere “otonomi” verilmesini önermiş ve Atatürk için, “Bu eski liderin fotoğrafları kamu binalarından indirilmeli. Türkiye Kemalizmle yüzleşmeli” demişti.

*Teröristbaşı Abdullah Öcalan da benzer şekilde bir “iç konfederasyon”dan bahsediyordu. Dolmabahçe mutabakatındaki “eşit vatandaşlık” ve “ortak vatan” laflarının anlamı buydu.

*2007 yılında AKP milletvekili Zafer Üskül, Anayasanın başlangıç kısmında ve maddelerinde Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan “Atatürk milliyetçiliği” ve “Atatürk ilke ve inkılâpları” gibi kavramların kaldırılması gerektiğini söylemişti.

*Avrupa parlamentosu Yeşiller üyesi Daniel Cohn Bendit de Avrupa Birliği’ne katılmanın “Kemalist köktenciliğin havaya uçurulması” anlamına geldiğini belirtmişti.

*Wolfgang Koydl da “Türkiye her şeyden önce, her toplumsal ve politik gelişimini engelleyen taşlaşmış Kemalizmi kırmalıdır” diye konuşmuştu.

Ve 2008 yılında yeni bir yönetmelikle özel öğretim kurumlarından Atatürk köşesi kaldırıldı.Şimdi de müfredattan Atatürk çıkarıldı. Yine eski Genelkurmay başkanlarının “Egemenlik kavramı değişmiştir” veya “Egemenliğin devri tartışılmalıdır”, hatta “TSK’nın Avrupa Birliği’ne karşı olduğunu söyleyeni Allah çarpar” gibi sözler söylediğini de hatırlamak gerekir!

Ankara Üniversitesi Senatosu ise 30 Aralık 2003 tarihinde bir toplantı yaparak, bir karar yayınlamıştı:

“Bir devletin temel kuruluşunu belirleyen kurallar, o devletin anayasasını oluşturur. Bu oluşumda bazı ilkeler vardır ki, devletin bir bakıma varlık koşuludur. Bu temel ilkelerin sorgulanması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması düşünülemez; çünkü bu tür bir girişim, devletin de varlığının sorgulanması, değiştirilmesi veya sona erdirilmesi anlamına gelir.”

Şimdi Türkiye’nin Endülüs gibi olmasını istemeyenler, Türk devletinin temelleriyle uğraşanlara gereken cevabı vermek zorundadır

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/endulusun-son-yillari-ve-turkiye-43659yy.htm

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DIŞ POLİTİKA, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *