sozcu.com.tr
Soner Yalçın
29 Mart 2017
Kuşak kaybı
Pazar günüydü…
Galatasaray Spor Kulübü, mali genel kurul toplantısı düzenlendi.Kurulun gündeminde FETÖ mensubu olduğu iddia edilen eski futbolcular Hakan Şükür ile Arif Erdem’in kulüp üyeliğinden ihracı vardı.Oylamada, Hakan ve Arif ‘in oyçokluğu ile kulüpten ihraç edilmemesine karar verildi.
Ortalık karıştı.Ardından…Galatasaray Yönetim Kurulu, tüzükteki maddeyi esas alarak Hakan Şükür ve Arif Erdem’i kulüp üyeliğinden aidatlarını yatırmadıkları gerekçesiyle ihraç etti.
Yetmedi!
Başta Erdoğan olmak üzere iktidar yanlıları Galatasaray Kulübü’ne ateş püskürdü; “ne demekti aidatını ödemediğinden dolayı atmak, FETÖ üyeliğinden atılmaları gerekiyordu!” Ortada kesinleşmiş bir hüküm var mı? Yok.İktidar yanlıları diyor ki:
“Suçsuz iseler kaçmayıp, gelip savcıya ifade verselerdi.”Hangi adalet, hangi hukuk meselesine girmeyeceğim.Tek bir argüman sunacağım:
Hakan Şükür ve Arif Erdem’in gıyabında yargılandıkları iddianameyi okudum. Fethullah Gülen’in en değerli müridi Emre Belözoğlu’nun nasıl sanık yapılmadığına şaşırıp kaldım! Hadi sanık yapılmadı, itirafçı tanık yapılsaydı; o da yok.Hakan Şükür ve Arif Erdem FETÖ için ne yaptı ise, Emre Belözoğlu yapmadı mı? İddianame “yaptı” diyor.O halde, Emre Belözoğlu’na kimse neden dokunamıyor? Galatasaray’a kızanların önce bu soruya yanıt vermeleri gerekmiyor mu? Neyse.
Meselem bu konuyu ele almak değil…
Bu mevzuya başka açıdan bakmak…
Ortak yönleri
12 Mart 1971 darbesi…
12 Eylül 1980 darbesi…
15 Temmuz 2016 darbesi…
Bu üç darbenin hiç gündeme gelmeyen ortak bir yönü var:
Türkiye’nin nitelikli genç nüfusu neden hep biçiliyor?
Türkiye’de bugün nitelikli kadro sorunu varsa bu üç darbenin büyük etkisi var.
Şunu demek istiyorum:
1960’lar; ülkesi-halkı için her türlü fedakarlığa hazır, idealist-devrimci üniversiteli bir kuşak ortaya çıkardı.12 Mart 1971 darbesi romantik bu saf/bozulmamış kuşağı tırpanla biçti; katletti.
Bitmedi. Kısa bir süre sonra…
Onca acılar ardından 1970’ler, benzer idealist kuşağı çıkardı.Ülkeleri ve halkı için canını vermeye hazır devrimciler ile ülkücüler birbirine düşman edildi. Kan gövdeyi götürdü. Yetmezmiş gibi…12 Eylül 1980 darbesi, -birbirine düşman edilen- bu kuşağı da yok etti.
İki kuşak iki aynı sonuç!
Ülkesi, halkı için mücadele veren her iki kuşağın da tırpanlanması tesadüf mü?
Evet, iki kuşağın da darağaçlarında, işkence tezgahlarında, kör karanlık yerlerde öldürülmeleri, hapislerde çürütülmeleri tesadüf mü?
Şunu da sormalıyım:
Türkiye’nin geleceğinin yok edildiği 1971 ve 1980 darbelerinin arkasında ABD/CIA olması tesadüf mü? “15 Temmuz 2016 darbesinin bununla ne ilişki var” dediğinizi duyar gibiyim!
Çok var…
Genetiğini bozdularEvet, Türkiye’nin akıllı, çalışkan, başarılı iki kuşağı yok edildi.Gelelim, FETÖ’nün “Altın Nesil”ine…Türkiye’nin nitelikli kadroları biçilirken “alternatif kuşak” olarak FETÖ’nün temelleri atıldı.
FETÖ’yü cahil bir imam mı kurdu? Hayır. Mesele sadece arkasındaki CIA-MOSSAD değil; Türk devleti bu cahiliye örgütlenmesine göz yumdu. Bu sebeple…Anadolu’nun gariban- yoksul akıllı çocuklarının toplanıp bilinçlerinin zehirlemesine devlet ses çıkarmadı.Sonuçta… Cahil bir imamın ağzına bakan “robot kuşak” ortaya çıktı.
Yani… Türkiye’nin geleceği yine karartıldı.Bir kuşak daha bu kez bilinçleriyle oynanarak yine biçildi.
Ve fakat: “Altın Nesil”in niteliği tartışılabilir; ama bu Anadolu’nun fakir akıllı çocuklarından oluşan kadro, 15 Temmuz 2016 darbesinden sonra ikinci kez kıyıma uğradı.
Buna…Anlamsız bir terörü sürdüren PKK’nın, binlerce üniversiteli genci ölüme gönderdiğini de ekleyin.Toparlarsam…Bir ülke düşünün ki:
Yaklaşık 50 yıldır geleceği olan kadroları sürekli yok ediliyor/ettiriliyor.Türk, Kürt, devrimci, ülkücü, cemaatçi adı altında kaç nesil biçildi?
Biçilmeye hala devam ediliyor.Peki…
Bu süreçte Türkiye, hangi kadroların eline teslim edildi?
Türkiye’nin bugün yönetilememesinin sebebini ne sanıyorsunuz?
İnsanımızın bu derece bozulmasının sebebini ne sanıyorsunuz?
“Birileri”… Türkiye’nin siyasetinde, ekonomisinde, sosyal yaşamında nitelikli kadroları hep biçtirdi.
Türkiye niteliksiz kadrolara/kılıç artıklarına kaldı!
Bugün; kalitesizliğin, vasatın, varoşluğun, değersizliğin sebebi budur!
Sadece yediğimizin genetiğini değiştirmediler, insanımızı da bozdular, yozlaştırdılar!
Liyakat bu nedenle değersizleştirildi.
Bakınız…
Türkiye’de tırpanı tutan eller sürekli değişse de, tırpanı o ellere verenlerin kimler olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayınız!
Referandumdan çıkacak “hayır” oyu, 50 yıllık bu büyük oyunu bozacaktır.
Türkiye’deki uzun kış 16 Nisan’da son bulacak; ülkemize bahar gelecek…