Cem Gürdeniz
Aydınlık Gazetesi,
20.3.2017
Churchill’in Çanakkale ile imtihanı
Trafalgar kahramanı İngiliz Amiral, Horatio Nelson, 19’uncu yüzyıl başında “istihkâmlara taarruz eden gemi, delidir” diyordu. Yani savunması güçlü dar bir boğaz veya tahkim edilmiş bir kalenin bulunduğu limana, zorla girmeye çalışmayın diyordu.
Nelson bunu söylediğinde henüz yelkenden sitime geçilmemiş, gemi topları demir gülleler yerine patlayıcı taşıyan mermilere geçmemişti. 18 Mart 1915 sabahı İngiliz savaş gemileri rehberliğinde Çanakkale Boğazı açıklarına gelen müttefik filo, Nelson’ın prensibine tamamen aykırı bir strateji içinde 34 parça büyük savaş gemisi ile şimdiki adıyla Mehmetçik Fenerini iskeleden bordaladı. Mayın, kara top bataryaları ve mania ağları ile tahkim edilmiş Çanakkale Boğazı’nda, Bahriye Bakanı Winston Churchill’in direktifleri ile hareket eden müttefik donanma, emperyalizm tarihinin en büyük deniz felaketine hızla yaklaşıyorlardı. Churchill’i bu karara iten neydi?
DONANMASIZ OSMANLI
4 yıl geriye gidelim. 1911 yılında Libya yüzünden Türk-İtalyan savaşı çıktığında Abdülhamit’in 33 yıl donanmasız bıraktığı Osmanlı, bırakalım Libya’ya yardıma gitmeyi, Ege Denizi’ne bile çıkamamıştı. Daha kötüsü İtalyan Savaş gemileri boğaz ağzına gelerek Kumkale ve Seddülbahir tabyalarını bombalamıştı. Güney Ege’de başta Rodos olmak üzere 12 Adalar savaşın daha ilk günlerinde işgal edilmişti. İtalya’yla savaşın Uşi Antlaşması ile bittiği gün Balkan Savaşı başladı. Uşi Antlaşması ile 12 Adalar tekrar Türk egemenliğine geri verildiği halde, donanmasız Osmanlı, adaları savunamayacağı için İtalyanlardan geri çekilmelerini istemedi. 8 Ekim 1912’de başlayan Balkan Savaşı’nda Yunanlılar Averof isimli bağışla alınmış bir kruvazör ile 22 Ekim 1912’de Limni’yi, 31 Ekim’de İmroz ve Taşoz’u, 4 Kasım’da Sakız’ı, 17 Aralık’ta Midilli’yi işgal etti. Böylece son 400 yıldır Türk egemenliğindeki Doğu ve Boğaz önü adalarını 3 ayda kaybettik. 30 Mayıs 1913 günü henüz 5 yıl önce kurulmuş Bulgaristan’ın orduları Edirne’yi işgal etti, Çatalca’ya kadar ilerleyebildi.
1. DÜNYA SAVAŞI’NDA YUNANİSTAN PLANI
Balkan Savaşı’nda Ege’de uyguladığı abluka ile Osmanlıyı Marmara’ya hapsederek tüm adaları işgal eden Yunanistan, 19 Ağustos 1914’te, Osmanlı’nın henüz tarafsız bulunduğu sırada, kuvvetlerini İngiltere’nin emrine vermek suretiyle bir Çanakkale cephesinin açılmasını Londra’ya önerdi. Başlangıçta kabul gören bu plana göre İngiliz Deniz Kuvvetleri Yunan Kara Kuvvetlerini destekleyecek, Boğaz tahkimatını arkadan vuracak olan Yunan kuvvetleri, İngiliz filosunun Marmara’ya kolaylıkla girmesini sağlayacaktı. Ancak Yunan kuvvetlerini kapsayan bu öneri daha sonra reddedildi. Churchill savaş konseyine Almanların müttefiki Türklerin Süveyş’e saldırmaları halinde karşılık olarak Gelibolu yarımadasına bir istila önerisini iletti. Aynı günlerde İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Sir Louis Mallet de Çanakkale Boğazı’nın denizden zorla geçileceğini değerlendirdiğini rapor etti.
BOĞAZI ZORLAMA SEÇENEĞİ SOMUTLAŞIYOR
3 Ocak 1915’de Churchill Müttefik Filo Başkomutanı Amiral Carden’e, Çanakkale’yi yalnız donanma ile zorlamanın başarılı olup olmayacağını sordu. Amiral Carden, bu soruya 5 Ocak 1915’de, boğazın bir vuruşla değil, fakat çok sayıda gemi ve geniş ölçüde harekâtla ele geçirilebileceği cevabını verdi. İngiltere Savaş Kabinesi, 13 Ocak 1915’de İstanbul hedef olmak üzere şubat ayında bir deniz harekâtı için hazırlıklara başlanılmasına karar verdi. Ancak bu plana Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Fisher iki hafta sonra karşı çıktı. Fisher’in muhalefeti kabul görmedi. 28 Ocak 1915 tarihli harp meclisinin toplantısında bu muhalefete rağmen, Çanakkale’ye yalnız deniz kuvvetleriyle yapılacak olan saldırı hakkında kesin karar alındı.
HMS Irresistible abandoned and sinking
CHURCHİLL’İN KUMARI
Ancak zorlama kararı alınırken ne Nelson’ın tavsiyesi ne de geçmişte benzer harekatların başarısız kaldığı göz önüne alınmıştı. Kırım harbinde Sivastopol’ün, Amerika – İspanya harbinde San Diego’nun, Rus – Japon Harbinde Port Arthur’un sadece denizden bombardımanla işgal edilemeyişi ve sonuçta kara birliklerinin gerekli görülmesi tarihte yaşanmıştı. Churchill’in kumarının nedeni Türklerin boğazı savunmayacakları ön kabulüne dayanıyordu. Balkan bozgununda üç ay içinde adaları kaybeden ve Bulgar ordularını ancak Çatalca’da durdurabilen Türk ordusunun ve donanmasının düştüğü acıklı durum ortada idi. Çok değil henüz üzerinden 2 yıl geçmişti. Evet, Churchill elindeki her şeyi Boğaz’a sürdü ve kumarın sonu felaketle bitti. 18 Mart 1915 İngiliz ve Fransız donanmaları deniz tarihlerinin en büyük yenilgilerinden birisini aldı. Nusret’in 26 mayını ile sahil bataryalarının yiğit topçuları Churchill’i fena yendi. Ancak burada zaferle sonuçlanan süreçten ne kadar gurur duyuyorsak, bu zafere neden olan başlangıçtan da bir o kadar ders çıkarmamız gerekir. Churchill’i kumara iten temel neden donanmasızlık ve zayıf bir ordunun yarattığı psikolojik etki olmuştur. Hatırlatalım savaşlar demir ve kanla yapılır. Donanma demirdir. Dilerim tarih ve talihimiz bize asla donanmasızlığı bir daha yaşatmaz ve bu topraklar emperyalizmin zar attığı kumar alanı olmaz. Çanakkale şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.