ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HAKKINDA GÖRÜŞLER *** ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE HAYIR – HAYIR – HAYIR

Naci kaptan

OLAĞANÜSTÜ HAL durumunda , demokrasi ve insan haklarının askıya alındığı ,askeri bir kalkışmanın yaşandığı , terörün büyük bir ivme ile arttığı , kentlerde patlayan bombalarla onlarca , yüzlerce insanımızın öldüğü , hergün onlarca askerimizin güvenlik güçlerinin şehit olduğu , tüm komşularımızla kavgalaştığımız , ülkemizde derin bir kaosun tırmandığı bir dönemde ANAYASANIN en temel ilkelerini kişiye özel kıyafet diker gibi , konsensüs aramadan , STÖ’leri , üniversiteleri , aydınları , baroları dışlayarak sadece iki siyasi partinin gizlice anlaşarak YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ yeni bir anayasa yapmaya kalkışmış olmalarının akıl yolu ile izahı olası değildir.

TBMM’de kabul edilmiş olan yeni anayasa değişikliği mantık dışı , demokrasiden ve hukuk devleti olmaktan uzak , Tüm ülkenin kaderi ve geleceğini tek adama bağlayan bir içeriğe sahiptir. Bu anayasa ile Türkiye uçuruma ve bölünmeye ve rejim değişikliğine sürüklenmektedir.

Bu şöyle bir şeydir ; En modern teknoloji ile yapılmış 5 saniyede 200 km sürate ulaşan bir arabaya sadece gaz pedalı koyarak fren koymamak gibidir. Bu değişiklik ile Başkan seçilecek kişiyi denetleyecek tüm erkler ortada kalkacaktır. Sadece gaz pedalı olan bir araba ile büyük bir süratle duvara toslamak kaçınılmazdır.

tumapa@mynet.com
23.01.2017

AKADEMİ

REFERANDUMDA 3 TEMEL NEDENLE -HAYIR ÇIKTIĞI ANDA
İKTİDAR EDEMEYECEK OLAN- AKP İKTİDARINA HAYIR DENİLMELİDİR

Bütün propaganda bu üç temel üzerinde yürürse CHP+MHP(tabanı)+HDP(Çok az,çoğunluğu başkanlığa oy verecek)+AKP(7 Haziran da oylarını çekip muhalefet hükümet kurmayınca yeniden veren yaklaşık AKP’ye oy veren %15+HAYIR Diyen küçük partiler) ile #HAYIR oyu sandıktan çıkar, ama şimdiye kadar olduğu gibi varolanla yetinilen bir referandum kampanyası eften püften,özellikle adamın boyu,hastalığı,saçma sapan işlerini esas alan bir kampanya ile AKP konsolide edilirse referandumda AKP+MHP+HDP en az %60 oy alır )

1- AKP iktidarı 2002-2017 de 15 yılda “terör” eylemlerini engelleyememiş tersine artırmıştır. (Terörizmi engelleyecek bir program elde bulunmalıdır)

2-AKP iktidarı “dış sorunları” çözememiş “Atatürkçü Dış Politika” gereklerini yerine getirmeyip özellikle komşularının içişlerine karışarak dış ülkeler ve komşularımızla sorunlarımızı artırmıştır.(Amerika,Avrupa Birliği,Nato,Ülkelere Elatma yanlısı olmayan bir Tam Bağımsızlığı esas alan Atatürkçü Dış Politika Programı elde olmalıdır)

3-AKP İktidarı 15 yıl içinde “ekonomi”yi katlarca büyütmüş fakat sosyal sınıflar arasındaki uçurumu artırarak “sosyal adalet”i yok saymış,gelir dağılımını uçurum haline getirmiştir. (Halkı daha da yoksullaştıran kapitalist merkezleri sürgit gören bir politika değil emeği öne çıkaran ve topyekun kalkınmada fikri ve bedeni emek sahiplerini ekonominin esas sürükleyici,geliştirici,adaleti sağlayıcı gücü yapan bir Halkçılık Programı elde olmalıdır.)

Bütün propaganda çalışmaları bu üç konu üzerinde olmalı,diğer konulara girip-şimdiye kadar olduğu gibi- AKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında “konsolide” edilmemelidir.

Çünkü, AKP’nin Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında konsolidasyonu tam bir emperyal merkez politikasıdır ve bu politika “Saddam,Kaddafi” benzeri bir gidişi istemekte ve “Saddam,Kaddafi” gibi Recep Tayyip Erdoğan’ı göndermenin altlığını yapmaktadır.

Şubat ayında başlayacak olan referandum kampanyasında AKADEMİ bu çerçevede çalışmalarını surdürecektir.

Hakki Keskin
mailto:hakki@keskin.de
19 Ocak 2017

Türkiye`deki siyasi durumu yakından ve büyük bir endişeyle izleyen,
çoğu dernek başkanı ve aydınlardan oluşan 344 kişi, milletvekillerine şu çağrıda bulunmaktadır.

AVRUPA’DAKİ TÜRK AYDINLARDAN BAŞKANLIK SİSTEMİNE HAYIR ÇAĞRISI

Son zamanlarda, iç ve dış güvenlik ve ekonomik bakımdan ülkemizin içinde bulunduğu durum son derece kaygı vericidir. Bu kaygıları ivedi olarak giderecek toplumsal uzlaşmaya dayalı birlik ve beraberliği sağlayacak politikalar gerekirken, tam aksine toplumu kutuplaştıran bir yaklaşımla, anayasa değişikliği gündemi doldurmaktadır. Geniş uzlaşmayla olması gereken anayasa değişikliği, her türlü demokratik ve anayasal kurallar bir tarafa itilerek, bir sistem değişikliğine dönüşmüştür. Hemde Türkiye`de olağanüstü hal yasaları yürürlükteyken. Böylece yıllardır zaten gergin olan toplumsal ortam, bir çatışma ortamına doğru sürüklenmektedir.

TBMM’de görüşülmesine başlanılan anayasa değişikliğiyle:

– Kayıtsız şartsız millete ait olan egemenlik, bir kişiye devredilmekte, Büyük Millet Meclisi etkisiz duruma getirilmektedir.

– Cumhuriyetimizin ve parlamenter sistemin en önemli dayanağı olan
kuvvetler ayrılığı yok edilmektedir.

– Anayasa Mahkemesi, Devlet Başkanı’nın buyruğuna verilmekte, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, siyasal iktidarın güdümüne sokulmaktadır.

– Yürütme organı olarak öngörülen Cumhurbaşkanı, Meclisin ve Yargının denetiminden kurtarılmaktadır.

– Partili Cumhurbaşkanı`na, TBMM’ni feshetme yetkisi bile verilmektedir.

Bu denli geniş ve denetimsiz yetkilere sahip olan başka bir başkanlık sistemi, hiç bir demokratik ülkede bulunmamaktadır.

Bizler, Türkiyemiz’de ülke yararına doğru ve isabetli adımlar atıldığında, Dünya`nın neresinde olursak olalım, olanca gücümüzle katkıda bulunmak ve destek vermek için, birbirimizle yarışırız. Ülkemizde, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini zedeleyen, hatta yok edecek kararlar alındığında ise, gerekli uyarı ve eleştirileri yapmayı da yurtseverlik görevi biliriz.

İşte bu nedenle, tüm milletvekillerine çağrıda bulunuyoruz. Üyesi olduğunuz Meclise sahip çıkınız. Yürürlükdeki anayasaya bağlı kalarak, Türkiye`nin Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk devleti Temel ilkelerinden uzaklaşmasına oylarınızla engel olunuz. Böylece tırmanabilecek gerginliği engelleyerek, toplumsal barışa ve uzlaşmaya en büyük hizmeti yapmış olacaksınız.

This entry was posted in ANAYASA, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *