Bağlantılı yazı https://nacikaptan.com/?p=34010
03 Ocak 2016
Genel Kurmay Başkanlığına sunulmak üzere
Gen:Kur.Başkanlığı Basın ve Halkla ilişkiler Daire Başkanlığına,
Sayın Genel Kurmay Başkanı ,
Aslında size hitabımı özde daha saygın ve içten olması için
Sayın Genel Kurmay Başkanı(M) olarak yazmak isterdim.
70 yaşını aşmış bir Türk vatandaşıyım. Türk Ordusu, Laik Cumhuriyet’i içine sindirmiş, Atatürk’ün aydınlanma devrimlerini rehber alan her bir vatandaşın ayrılmaz bir parçası idi. Sizin canınız yansa bizim de yanardı.Türk Silahlı Kuvvetleri ailemizin bir ferdi gibiydi. Ordumuzun her bir acısı bizim de acımız , her bir başarısı da bizim kıvancımızdı. Devran döndü ve TSK komuta kademesi , Doğal ve ulu komutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden uzaklaşmaya başladı.
Gazi Paşa’dan uzaklaşırsan ,
Laik demokratik Cumhuriyet’ten uzaklaşırsın…
Akıl ve bilimi rehber alan aydınlanma devrimlerinden uzaklaşırsın.
Yurtta SULH cihanda SULHtan uzaklaşırsın
Çağdaşlıktan , bağımsızlıktan , ekonomik gelişmişlikten uzaklaşırsın.
Üniter Devlet yerine Federasyon çığlıkları başlar.
Etnik ve dini bölünmeler yaratılarak kardeş kavgası başlar.
Ülkemizin bölünme olasılığı eşikten içeri girer.
Üzülerek belirtmeliyim ki Emekli Gen.Kur.Başkanı Necdet Özel ile bu yol açılmıştır. Sıra sizdedir , Ulus Ordumuzun ve bizlerin yolunu siz göstereceksiniz . Gözümüz sizdedir …
Yukarıda belirtiğim nedenlerden dolayı , Türk Ulusunun ve benim de bir parçam olan TSK’nin komuta kademesine açık eleştiri ve sorularım var !
Sayın Gen.Kur.Başkanı
Ergenekon , Balyoz , Casusluk v.b. davalarla TSK hedef alınarak zayıflatıldı ve en değerli kadrolar tasfiye edildi . Bu tasfiyelerin ardında ABD ve AB ile müştereken çalışan ve eylem sahası yaratan işbirlikçi siyasetçiler ve Fetullahi cemaatın olduğu, suçlanan değerli askerlerimizin ve aydınlarımızın yargıtay mahkemesi tarafından aklanmasıyla ortaya çıkmış ve dahi çıkmaktadır. Bu davanın savcısı olduğunu söyleyen kişi ise , Eski Gen.Kur.Başkanı Özel tarafından Harp Akademileri Komutanlığına davet edilerek onurlandırılmış ve TSK’nın değerli subaylarına konuşma yapması olanağı sağlanmıştır.
Dünyada hiç bir İktidar hükümeti yoktur ki kendi ordusunu,ulusal savunma gücünü hedefe koyarak darmadağınık etsin. (Örnek; Süleymaniye olayı) En değerli komutanlarını bir cemaatın sözde yargıç ve savcılarına teslim ederek en ağır suçlamalarla onurları kırılsın, gelecekleri ve yaşamları çalınsın. Derin operasyonla Türkiye’yi zayıflatarak bölünmeye sürüklesin. İktidarın başı “Davanın savcısı olsun!” Bunlar sizin tarafınızdan da çok iyi bilinen konulardır.
Bunları yazma nedenim ; Bu asimetrik savaşın diğer unsurlarını da sizlere hatırlatmak ve TSK’nın duruşunu sorgulamaktır ;
TSK ve Türkiye üzerinde uygulanan bu derin operasyonun temel unsurlarından birisi de, operasyonu geliştirecek ve kamuoyunun algısını yönlendirecek medya gücü idi. Bu işlevin ögelerinden, TSK ve saygın mensupları hakkında en ağır yazıları yayımlayan gazetelerden birisi de YENİ AKİT Gazetesi ve Genel yayın yönetmeni , siyasal İslamcı , Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı , kaleminden irin akan Hasan Karakaya’dır.
03 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde şu haber yayımlandı ;
Yeni Akit’e, TSK’den taziye mesajı gitmiş
“Genelkurmay Başkanlığı, Ergenekon ve Balyoz Davası sürecinde üst düzey komutanlar aleyhinde yaptığı haberler ve attığı başlıklar nedeniyle tepkilerin odağı olan Yeni Akit gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya için başsağlığı mesajı gönderdi.
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün, Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü ve yazarı Hasan Karakaya’nın vefatı dolayısıyla taziyede bulunduğu bildirildi.
Yeni Akit gazetesinde yer alan haberde, Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün Hasan Karakaya’nın vefatı dolayısıyla taziyelerini ilettiğini duyurdu.
Yeni Akit’te yer alan haberde şu ifadelere yer verildi:
“Usta kalem Hasan Karakaya’nın oğlu Fatih Karakaya ile görüşen Tuğgeneral Özkürkçü, Hasan Karakaya’nın Türkiye’nin en önde gelen gazetecilerden olduğunu belirterek, ‘Haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir.’ dedi. Vefatıyla birlikte Türk gazeteciliği açısından yeri doldurulamayacak bir boşluğun oluşacağını söyleyen Özkürkçü, başta ailesi olmak üzere, Akit camiasına, Türk Basınına ve okurlarına, Genelkurmay Başkanlığı adına başsağlığı dileklerini iletti.”
Sayın Komutan,
Bu haberle benim ve benim gibi olan , TSK’yı aileden kabul eden , TSK’yı Gazi Paşanın ordusu olarak benimseyenlerin yüreklerini dağladınız. Cumhuriyet karşıtı kara kalemli yazılarında siyasal İslamcı yanını öne çıkartan , küfürlü, ağır yazılar yazan , ölülere dahi saygı göstermeyen, iktidarın kayığından inmeyen bir kişiyi hiç de hak etmediği ve içeriği doğru olmayan bir yazıyla nasıl onurlandırırsınız ?
Aynı davranışı Laik demokratik Cumhuriyeti özümsemiş başka medya mensuplarına , aydınlara, sanatçılara da yaptınız mı ve yapacak mısınız ?
Sayın komutan ,
Bir sorum daha olacak ; Bilindiği gibi Ulusal bayramlarımızın kutlanması geleneği iktidar hükümetinin kısıtlamalarıyla engellenmeye başlandı . Ulusal anma günleri de kutlanmaz oldu.Bunlardan birisi de TSK’nın bir subayı olan Devrim şehidi Kubilay’ın anma törenidir. İzmir Valisi senelerdir Menemen’e Kubilay’ı anma törenlerine katılmamıştır. İktidar hükümeti anmayla ilgili bildiri yayımlamamıştır. Anma toplantıları Menemen Belediyesince yapılırken bu sene ilk kez siz sayın Gen.Kur.başkanlığı da adeta iktidar hükümeti gibi davranarak, anma gününe katılımı talimatla kısıtladınız. Böylesi önemli günlerimize katılımı arttırmak ve toplum duyarlığının devamını sağlamak sizin de görevinizdir. Tersini yaparak yüreğimizi bir kez daha yaktınız ...
MÖ 500’de Wu Devleti’nde (Şimdiki Çin)’de yaşamış ünlü komutan, filozof ve askeri bilge Sun Tzu ‘nun bir deyişini hatırlatmak isterim.
“Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.”
Sayın gen.Kur.Başkanı ,
Komuta kadememizin ve TSK’nın Atatürk Cumhuriyetinin laik demokratik ilkelerine bağlılıktan ödün vermemesini umut ediyor ve bekliyoruz.
Saygılarımla
Naci Kaptan