Karalamaya karşı Uygur gerçekleri * Urumçi’de camiler doldu taştı’

Z. Ruhsar Şenoğlu
06 Temmuz 2015 Pazartesi
Aydınlık

Karalamaya karşı Uygur gerçekleri

Çin karşıtı kampanya yoğunlaşarak devam ediyor. Eylemler ırkçı boyutlara varıyor. Yalanların aksine Çin, 80’li yıllardan bu yana Müslüman vatandaşların din ve inanç özgürlüklerini koruyacak adımlar atıyor

Türkiye’de her Ramazan ayında olduğu gibi “Çin’de Uygurlara baskı yapıldığı” yönündeki kampanyaya bu yıl da hız verildi. Kampanya boyunca ileri sürülen iddiaların yalan olduğu, “belge” diye gösterilen fotoğrafların düzmece-montaj olduğu anlaşıldı. Ancak yalanlar üzerinden karalama kampanyası devam ediyor ve ırkçı boyutlara ulaşıyor. Eylemciler, Çin lokantalarına saldırıyor, Türkiye’yi gezmeye gelen Çinli ya da Çinli zannedilen uzakdoğulu turistlere sopalarla saldırıyor, Çin Devrimi’nin lideri Mao’nun maketini temsili olarak asıyor.

Çin’de Uygurların varlığının tanınmadığı, dillerini konuşamadığı, Müslüman oldukları için ağır baskı gördükleri, Uygur kadınların Çin öldürmesin diye gizli gizli doğum yaptığı gibi yalanlar özellikle sosyal medya üzerinden düzmece görüntülerle piyasaya sürülüyor.

Bu gelişmeler üzerine Aydınlık, bölgede bir Çinli ve bir Türk gazeteciye sordu. Acaba son dönemde Uygurların yaşadığı Xinjiang Uygur Bölgesi’nde “baskılar arttı” dedirtebilecek bir gelişme var mı? “Sadece resmi kurumlarda ibadet merasimleri yasak. Bunun dışında bir yasak yok” dediler. Laik bir ülkede, resmi kurumlarda ibadet merasimlerinin yasak olmasından daha doğal bir şey yok. Çin’de Uygurların ibadet özgürlüğü sınırlanmıyor. Tam tersine Çin hükümeti son yıllarda Uygurların yaşadığı bölgede özgürlükleri ve refahı yükseltme çabasına girişti.

CAMİ SAYISI 20 BİNİ AŞTI

Örneğin Çin Uluslararası Radyosu CRI’nin 2 Mart 2015’te yayınladığı habere göre  Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki cami sayısı son 30 yılda 10 kat artarak 20 bini aştı. Söz konusu dönemde din görevlisi sayısı 3 binden 28 bine yükseldi. Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK) 12. Ulusal Komitesi 3. Toplantısı Sözcüsü Lü Xinhua, 2001 yılından bu yana bölge yönetiminin çok sayıda kişiyi, çalışmalarını sürdürmek üzere Mısır ve Pakistan’daki İslami enstitülere gönderdiğini söyledi.

Sözcü, dini eserler, kitaplar ve diğer yayınların 1 milyonun üzerinde kopyasının Uygurca ve diğer dillerde basıldığını belirtti.

BAYRAMLAR MÜSLÜMANLARA TATİL

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi hükümeti, 2012 yılında Uygurlara ve diğer dokuz etnik gruba, Kurban ve Ramazan bayramlarında resmi tatil uygulaması başlattı. 10 etnik gruptan olanlar, Kurban Bayramı’nda üç günlük tatil yaparken, diğer etnik gruplardan olanlar bir günlük tatil yapıyor.

Yine helal gıda tüketen etnik grupların yasal hak ve çıkarlarını korumak için Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, “Helal Gıda Yönetmeliği” çıkardı. Ölülerini yakma geleneğinin yaygın olduğu ülkede, Müslümanların ölülerini defnetme adetine de saygı gösteriliyor.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Halk Meclisi Daimi Komitesi ve hükümet, 1980’li yıllarda çıkardığı yönetmeliklerle dini mekanların, dini faaliyetlerin, dini görevlilerin ve dini işlerin idaresini yeniden düzenledi. Bu düzenlemelerde  “Müslüman vatandaşların dini ve inanç özgürlüklerinin korunması ile din ve siyaset işlerinin ayrılması ilkeleri temelinde, Xinjiang’da İslam’ın sağlıklı gelişmesi” hedeflendi.

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

14 Temmuz 2015 Salı
Aydınlık

Urumçi’de camiler doldu taştı’

Urumçi’de Ramazan ayının son Cuma namazında camiler doldu taştı. Çin’de 3 yıl yaşayan Gazeteci Tunca Arslan da Uygurların ya da diğer müslüman etnik grupların baskı altında olmadığını anlattı

GBTimes Türkiye’nin hazırladığı, Radyo Mega’da yayınlanan “Çin’de Yaşam” programında Çin’in kuzeybatısında yer alan Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin merkezi Urumçi ile canlı telefon  bağlantısı yapıldı. Gazeteci Kamil Erdoğdu’nun sunduğu ve Sinema Yazarı – Gazeteci Tunca Arslan’ın konuk olduğu programda Çin’deki günlük hayat ve müslümanların yaşamı konuşuldu. Çin Uluslararası Radyosu muhabiri Cenk Özkömür, teravih ve cuma namazında camilerin dolup taştığını söyledi.

Çin’de 3 yıl yaşayan Tunca Arslan, Uygurların da diğer müslüman etnik grupların da dini ibadetlerinde baskıyla karşılaştıklarına tanık olmadığını ifade etti. Arslan, Çin aleyhtarı iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

GBTimes Türkiye’den Kamil Erdoğdu da Çin’de uzun yıllar yaşayan isimlerden. Erdoğdu, en son Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan izlenimlerde, Xinjang’da  ibadet konusunda bir baskı görülmediğinin aktarıldığına işaret etti.

CAMİLER TERK EDİLMİŞ DURUMDA’

Xinjiang Sosyal Bilimler Akademisi’nden araştırmacı Ma Pinyan, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde dini özgürlüklerin tamamen güvence altında olduğunu söyledi. Ma Pinyan, doğduğundan beri, 35 yıldır Xinjiang’da yaşıyor ve din konusunda araştırmalar yapıyor. Ma, Xinjiang’da 80’li yıllardan beri “din ve inanç özgürlüğü” politikası uygulandığını belirtti. Çin Uluslararası Radyosu Türkçe Bölümü’nün sorularını yanıtlayan Çinli araştırmacı şunları söyledi:

“Dini inancı ister olsun ister olmasın, herkes özgürce seçim yapabiliyor. Hükümet tarafından, diğer kurum ve kuruluşlar veya bireyler tarafından müdahale söz konusu değildir. Herkesin dini inanç özgürlüğü tamamen güvence altındadır.”

YENİ YERLEŞİMLERDE İNŞA EDİLİYOR’

Araştırmacı Ma Pinyan, Çin hükümetinin, kırsal bölgelerde yeni camiler inşa etme ya da mevcut camileri onarma politikası olup olmadığı, cami inşasına bütçe ayırıp ayırmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

“Çin hükümeti ihtiyacın karşılanabileceği sayıda caminin yapılmasını destekliyor. Xinjiang’da çobanları yerleştirme politikası yürürlüğe girdiğinden beri, çobanlar örneğin Kazakların oturduğu ve cami sayısı az olan bir köyde kalıcı olarak ikamet etmeye başladıysa, orada yeni cami inşa ediliyor. Veya söz konusu köylerdeki bazı eski camilerin onarımına da hükümet izin veriyor.”

 ‘BÜTÇEYİ O DİNİN MENSUPLARI KARŞILAR’

Ma Pinyan, ibadet yeri inşasına hükümetin bütçe ayırmadığını belirtti: “Yalnızca camiler değil, örneğin kilise yapımı söz konusu olduğunda da gereken bütçe, o dinin mensuplarınca karşılanıyor. Çin hükümeti hiçbir tapınağın, hiçbir caminin inşasına para sağlamıyor. Mevcut ibadethanelerin sayısı zaten halkın ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde. 1980’li yılların ilk yarısında, yani Kültür Devrimi’nden sonra dinler yayılmaya başladı. O zaman Xinjiang’da birçok cami inşa edildi. Söz konusu camilerin çoğunu bugün artık kimse kullanmıyor, terk edilmiş durumda. Bazı yerlerde her yüz metrede bir cami görebilirsiniz.” Ma Pinyan, Kültür Devrimi döneminde Xinjiang’da cami sayısının 2 bin dolayında olduğunu, 1986 yılında ise 20 bine ulaştığını belirtti. Ma, şöyle konuştu: “80’li yıllarda ihtiyaç olup olmadığı gözetilmeden cami inşa ediliyordu. Camilerin sayısı 20 bine ulaştıktan sonra artış yavaşlamaya başladı.”

SİNCAN’DA RENKLİ KARELER

Son dönemde Çin’in baskı uyguladığı iddialarıyla gündeme gelen Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tarihi Kaşgar vilayetini Anadolu Ajansı (AA) fotoğrafladı. Foto haberde tarihi İd Kah Camisinde vatandaşların namazlarını kıldığı belirtildi. Yerel Uygur nüfusunun yoğunluğuyla dikkat çeken kentte, ulaşım aracı olarak  motosikletler yaygın bir şekilde kullanılıyor. Kaşgar’da yaşayan kadınlar da genellikle motosiklet kullanıyor.

Sıcak havadan bunalan vatandaşlar gölge alanlarda ve parklarda serinlemeye çalışıyor, gazete okuyarak vakit geçiriyor. Tüm gün hareketliliğini koruyan kentin merkezindeki eski pazarda vatandaşlar, gıda giyim gibi alışveriş ihtiyaçlarını karşılıyor. Kaşgar’ın merkezinde bulunan halk meydanında Mao Zedung heykeli ve meydan düzenlemesi Çin’in Başkenti Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nı andırıyor.

htthttp://www.aydinlikgazete.com/dunya/urumcide-camiler-doldu-tasti-h73847.htmlp://www.aydinlikgazete.com/politika/karalamaya-karsi-uygur-gercekleri-h73315.html

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DİN-İNANÇ, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *