09 Mart 2015
Rifat Serdaroğlu
SİYASETİN BİNBİRSURATLARI
Gazetelerde sıkça okuruz. Sahte Savcı, esnafı dolandırdı veya sahte doktor,bir yıl boyunca hastanenin acil servisinde çalıştı, kimse anlamadı, diye…
Dolandırıcılık ve hırsızlık, insanlık tarihinin en eski mesleklerindendir. Kandırılmaya ve dolandırılmaya “Teşne-çok istekli” olan insanlar olduğu sürece de devam edecek!
Binbirsurat kod adlı dolandırıcılar elbette ki çok tehlikelidirler ve çarptıkları kişinin canını çok acıtırlar.Fakat esas tehlikeli ve ölümcül olanlar, siyasetteki binbirsuratlardır…
Bugün sizlere iki adet Siyasi Binbirsurat tipi tanıtmak istiyorum;
Bademler ve Kürtçüler!
Bademler;
Bademler, Siyasi İslam’ın günümüzdeki temsilcileridir. Hedefleri “İslam Devletini” kurmaktır. Bunun için yaşarlar, bunun için insanüstü bir gayretle çalışırlar. Türkiye’deki kemikleşmiş oyları % 6-8 arasındadır. Yıllarca bir adım ileri gidememişlerdir.
Bu yüzden kılık-surat değiştirmeye karar verdiler ve siyasi hayata “Milli Görüş” yalanını sokup, demokratik rejimin özgürlüklerinden yararlanıp güçlenmeyi ve günü gelince Demokratik Rejimi yıkıp, İran benzeri bir İslam Devleti kurmayı hedeflediler. Gayelerine ulaşmak için, salak siyasetçileri kullandılar!
-Bunlar kendilerini sözüm ona “Muhafazakâr Demokrat” olarak tanıtırlar. Bunlar demokrat mıdırlar? Hadi beraberce bakalım;
*Bademler “Biat-Şartsız İtaat” kültürüne inanırlar. Siyasi Hareketin başı ne derse anında yapılır. O eleştirilemez, tartışılamaz, ondan hesap sorulamaz,o Allahın yeryüzündeki gölgesidir! (Dün Erdoğan’a, Hoş Geldin Ya Allahın Elçisi diye bağırdılar, Erdoğan da gülerek el salladı)
*Bademlerin partilerinde, parti içi demokrasinin kırıntısı, ön seçimin gölgesi bulunmaz. Önder, karpuz seçer gibi seçer, beğenmezse isterse kişi Bakan olsun, tekme-tokat döver ve atar.
*Bademler parayı, taparcasına severler. Para gelsin de nasıl gelirse gelsin, onlar için farketmez! Müslümanların sadaka paralarını dolandırmaktan hiç utanmazlar. Biz topladığımız parayı hedefimiz ve dinimiz için harcıyoruz diyerek, hiç sıkılmadan yalan da söylerler. (Bakınız, Avrupa’da Yüzyılın Soygunu diye adlandırılan Deniz Feneri e.V soygunu ve 17/25 Hırsızlık-Rüşvet-Yolsuzluk Olayı)
Şimdi herkes elini vicdanına koyup söylesin; Bademden demokrat olur mu?
Kürtçüler;
(Bu yazıda kastedilen, özellikle Kürt kökenli TC Vatandaşlarımızı yıllardır istismar eden Kürtçülerdir) Bunlar kendilerini, Türkiye’de yaşayan tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi olarak tanıtırlar! Hadi beraberce bakalım gerçek öyle mi;
*HDP’nin hazırladığı rapora göre, 30 Mart 2014 te yapılan ve BDP+HDP birlikteliği ile gidilen seçimde alınan oy: 3 Milyon 914 bin 359.
*HDP’ ye göre Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaş sayısı; 25 Milyon!
*KONDA araştırmaya göre sayı: 14 Milyon 200 bin.
*CIA açıklamasına göre Kürt Nüfusun oranı % 18. Yani 14 Milyon.
Ortalama alındığında rahatlıkla 15 Milyon olarak kabul edebiliriz. Türkiye’de nüfusun yaklaşık %61’ i seçmendir. Yani Kürt kökenli toplam yaklaşık 9 Milyon seçmenimiz var demektir.
Kendilerini tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi ilan eden HDP 9 Milyon seçmenin sadece yaklaşık 4 milyonunun oyunu alabilmektedir. Üstelik alınan oyun büyük bir kısmı PKK’nın silah ve korkutması ile alınan oydur.
Şimdi beraberce soralım; Sen nasıl ve hangi hakla Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi oluyorsun? Aldığın oy belli. HDP bile kendi yaptırdığı araştırmada, kendisine verilen Kürt kökenli desteğin %45,5 olduğunu kabul etmiştir.
Demek ki, Kürtçü-Bölücüler-PKK’lılar Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi değildirler…
-Kürtçüler de, demokrat olduğunu söylerler! Yaptıkları mücadelenin demokrasi ve kurtuluş mücadelesi olduğunu iddia ederler!
-Bademler gibi Kürtçüler de, tek adama taparlar. İmralı Apo’su ne derse o olur. Apo kimi isterse, o Belediye Başkanı, Milletvekili olur. Apo’nun lafının üstüne laf söylenmez. PKK Marksist-Leninist bir Kürt Devleti kurmak hedefinde olduğunu söyler ama gerçekte tam bir faşist örgüttür.
-Kürtçüler, bölgenin feodal yapısının değişmesini istemezler. Zavallı insanları yüzlerce yıldır ezdikleri gibi ezmeye devam etmek isterler. Bölge halkı yoksuldur, fakirdir ama PKK İsviçre Bankalarındaki vakıf hesaplarında milyarlarca doların sahibidir. HDP Milletvekillerinin çoğu da toprak ağasıdır.Bunların ağzında bir gün olsun, “Toprak Reformu” sözünü duyamazsınız…
İşte böyle değerli okurlar. Bunlar siyasetin günümüzdeki Binbirsuratlarıdır. Bunların sesleri çok çıktığından, paraları çok olduğundan, edepsizliklerinden, bir kısmının ellerinde silah olduğundan ve yabancı istihbarat örgütleri ile iç içe olduklarından çok güçlü görünürler.
Bunları kırk sene sıksanız, bir gram demokrasi çıkmaz!
Esasında İrtica ve Bölücü takımı çok ödlektir. Türk Milleti ayağa kalktığında kaçacak delik ararlar…
Ayağa kalkma ve Türkiye Cumhuriyetine ve onun çağdaş değerlerine sahip çıkma zamanı önümüzdeki 7 Haziran Genel Seçimleridir.Oy kullanacağız, Bademlere ve PKK’lılara oy vermeyeceğiz, sandığa gitmeyenleri götüreceğiz, bu yağma ve ihanet devrini tarihin derinliklerine gömeceğiz.
Hadi bakalım, çalışmaya. Önce akraba ve komşulardan başlayalım…
Not; Türkiye’ye büyük hizmetleri geçmiş, ülkemizin geçek aydın ve vatanseverlerinden, Türkiye İhracatçılar Başkanlığı yapmış değerli dostum Sayın Evrensel Erdoğan Beyefendiyi kaybettik. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Mekânı cennet olsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle
http://rifatserdaroglu.com/2015/03/09/siyasetin-binbirsuratlari/