2015 YILINDA TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNUNUN ÖNEMİ *** ” Milleti meydana getiren unsurlardan biri dil birliğidir. Dil Birliği, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde konuşulan dillerin içinden bir Milliyetin (Kabile) dilinde birlik sağlanmasıdır.”


Mehmet Pınar
Tarihçi Yazar

2015 YILINDA TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNUNUN ÖNEMİ

Osmanlı İmparatorluğu, 1300 yılında, Ortaçağda kurulmuş, feodal nitelikte bir devlet idi. Osmanlı Devleti eğitim vermekle yükümlü değildi. Has ve Zeamet toprak sahipleri ya da çiftliklere sahip kişiler vakıf kurarak ya da cemaatler kendi aralarında yaptırdıkları binalarda kendi etnik dil ya da dinlerinde eğitim yaparlardı.

Osmanlı Devleti, 1838 yılında, Rekabetçi Kapitalizm aşamasında olan İngiltere ile yaptığı Hünkâr İskelesi Anlaşması ile gümrük duvarlarını indirmiştir. Bu tarihten sonra yavaş, yavaş emperyalizmin denetimine girmiş, yarı sömürge yarı feodal bir devlete dönüşmüştür. Tanzimat ve Islahat Fermanları devletin aleyhine işleme konan kapitalist devletlerin baskısı sonucu uygulanan yaptırımlardır.

Osmanlı devletinde, bu tarihten sonra batılı anlamda okullar açılmış, medreselerin yanında ikili eğitim başlamıştır.Mustafa Kemal önderliğinde emperyalizme karşı verilen bağımsızlık savaşı başarıya ulaşmıştı, ancak Halifelik kalkmadan eğitim de birlik sağlanamazdı. Halife, yurtdışına çıkarıldı ve malları millileştirildi.

Türkiye de, eğitimde birliği sağlamak amacıyla 3 Mart 1924 tarihinde, Öğretimde Birlik Yasası çıkarılarak ikili eğitime son verilmiştir. Azınlık okulları ve yabancı okulları da Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı. Dini eğitimini düzenlemek içinde Diyanet işleri başkanlığı kurularak İlahiyat Fakülteleri ve İmam Hatip Okulları açılmıştır. Osmanlı Devleti, çok kültürlü, çok dilli, çok farklı para kullanan, çok gümrüğü olan mozaik bir devlet idi. Türkiye Cumhuriyeti ise yekpare, tek dilli, tek kültürlü, tek para kullanan, tek gümrüğü olan üniter yapıda devlettir.

Milleti meydana getiren unsurlardan biri dil birliğidir. Dil Birliği, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde konuşulan dillerin içinden bir Milliyetin (Kabile) dilinde birlik sağlanmasıdır. Türk devrimcileri de, Osmanlıda ki çok dil içinden Türkçeyi milletin dili olarak kabul etmişlerdir. Bu yapılırken kabul edilen dilin içindeki kabul görmemiş kelimeler ayıklanmıştır.

ABD Emperyalizmi, BOP Projesi dâhilinde, Ulus devletleri kendine düşman seçmiş, onları etnik temelde parçalamak istemektedir. Devrimle kurulan Türkiye cumhuriyetinde, Anadilde Eğitim talebiyle dil birliği parçalanmak istemektedir. ABD Emperyalizminin isteği doğrultusunda, AKP Hükümeti 2015 Yılına geldiğinde, Milleti meydana getiren unsurlardan biri olan Kürtlerin dili ve diğer etnik dillerde eğitimin önü açmıştır.

AKP ve PKK; Mustafa Kemal ve arkadaşlarının oluşturduğu TBMM’sinde bölünme anayasası çıkartılması için kavgalar vermektedir. ABD’nin kurup örgütlediği PKK ile ortak Mustafa Kemal’in resminin önünde ona ve Türk Milletine inat Türk bayrakları fon olarak kullanarak, 10 maddelik ihanet ve anlaşmasını okumaktadır.

Bugün, Anadilde Eğitim, Kürtçe seçmeli ders, Kürdoloji Enstitüleri eşliğinde vatan parçalanmakta millet dağıtılmaktadır. Böylece bir yandan yeni anayasa yapılarak, diğer yandan İç Güvenlik Paketi altında düzenlemeler ile bölünme hayata geçirilmek istenmektedir. Acı olan şudur, bugün Türk Sol örgütleri içinde bu talebe karşı gelen örgüt ya da parti yoktur. Bugün haziran seçimlerinde yapılması gereken şudur, Seçimlerde AKP’nin 367 milletvekili bulmasını önlemek olmalıdır.

Cumhurbaşkanı seçiminde AKP’nin ayağı ya da beli kırılabilirdi. Ekmelettin İhsanoğluna oy vermeyerek, sandığa gitmeyerek ya da gidip boykot ederek, Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yaptılar. Bugün, Atatürkçü Düşünce Derneğine büyük görev düşmektedir. Öne çıkma bu gidişe dur demek bütün parti örgüt ve sendikalar ile görüşmeler yapmaktır. AKP ve PKK dışında hangi aday milletvekili seçilebilecek düzeyde oy alacaksa, özellikle CHP ve MHP’li adaylar şartsız desteklenmelidir.

pnarmehmet@gmail.com
http://mehmetpinar.weebly.com

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, EĞİTİM, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *