Tek adamlığa karşı cumhuriyeti savunan filozof: CiCERO *** “Ma­lı­nı kay­be­den bir şe­yi­ni kay­be­der; na­mu­su­nu kay­be­den bir­çok şe­yi­ni kay­be­der; ce­sa­re­ti­ni kay­be­den her şe­yi­ni kay­be­de­r”

 

Soner Yalçın
15 Şubat 2015
SÖZCÜ

Twitter: hsoneryalcin
E-mail: syalcin@sozcu.com.tr
Tek adamlığa karşı cumhuriyeti savunan filozof: CiCERO

Türkiye zorla şu gündeme saplandı: Başkanlık Sistemi! İstedikleri, Erdoğan’ın Başkanlık Sistemi’yle diktatörlüğünü sağlamlaştırması! Biliyoruz ki, bu sistemi savunanlar Cumhuriyet kılıfı ardına saklanıyor. İnsanlık tarihinde bu tür siyasi aldatmacaların çok örneği var.

İşte Roma’da Sezar’ın ve takipçilerinin “Cumhuriyet maskesiyle” yaptıkları ve buna karşı çıkan Cicero’nun mücadelesi…

Adı, Mar­cus Tul­li­us Ci­ce­ro (M.Ö. 3 Ocak 106-M.Ö. 7 Ara­lık 43)…

Türkiye zorla şu gündeme saplandı: Başkanlık Sistemi! İstedikleri, Erdoğan’ın Başkanlık Sistemi’yle diktatörlüğünü sağlamlaştırması! Biliyoruz ki, bu sistemi savunanlar Cumhuriyet kılıfı ardına saklanıyor. İnsanlık tarihinde bu tür siyasi aldatmacaların çok örneği var.

Ro­ma­lı ai­le­ler ad­la­rı­nı Fa­bi­us, Len­tu­lus ve Pi­so (mer­ci­mek, be­zel­ye ve fa­sul­ye) gi­bi ti­ca­re­ti­ni yap­tı­ğı bit­ki­ler­den alır­dı. Ci­ce­ro Ai­le­si­’nin is­mi no­hut an­la­mı­na ge­len Plu­tarch idi.

Ci­ce­ro…
Ro­ma­lı dev­let ada­mı…
Ede­bi­yat­çı… Hu­kuk­çu…
Akıl­cı… Ah­lak­çı… Fi­lo­zof

Soy­lu de­ğil­di; M.Ö. 63 yı­lın­da Cum­hu­ri­yet sa­ye­sin­de kon­sül ol­ma­yı ba­şar­dı.

Fa­kat…
O yıl Jül Se­zar, dar­bey­le “t­ri­um­vir­li­k” (“t­res vi­ri­”, “üç adam­dan olu­şa­n”) yö­ne­tim­le ön­ce se­na­to­yu pa­si­fi­ze et­ti. Ar­dın­dan…M.Li­ci­ni­us Cras­sus ve G. Pom­pe­ius Mag­nu­s’­tan olu­şan bu tri­um­vir­lik yö­ne­ti­miy­le, cum­hu­ri­yet bü­rok­ra­si­si ağır bi­çim­de mer­ke­zi­leş­ti­ril­di ve dik­ta­tör­lük cum­hu­ri­yet­çi ya­pı­la­rın ar­dı­na giz­len­di.

Oy­sa, Ro­ma de­mek, mec­lis yö­ne­ti­mi de­mek­ti.
Ci­ce­ro Ro­ma­’yı terk edip Ati­na­’ya git­ti…Ken­di­si­ni kral ilan edip bir mo­nar­şi ku­ra­ca­ğın­dan en­di­şe­le­nen Cum­hu­ri­yet­çi­ler, Jül Se­za­r’­ı dik­ta­tör ilan et­ti.Se­zar, M.Ö. 60’ta Ci­ce­ro­’yu Ro­ma­’ya da­vet et­ti. Ci­ce­ro da­ve­ti red­det­ti. Çün­kü ona gö­re, mut­lak hak mut­lak hak­sız­lık­tı.Cum­hu­ri­yet ise, halk idi…

Çok geç­me­di…Dik­ta­tör Se­zar, Brü­tüs ön­der­li­ğin­de­ki se­na­tör­ler ta­ra­fın­dan M.Ö. 15 Mart 44’te öl­dü­rül­dü.

TEK ADAM HIRSIZLIĞI

Jül Se­za­r’­ın ölü­mü ar­dın­dan Ci­ce­ro­’nun po­pü­ler­li­ği art­tı. Se­na­to­’nun en güç­lü, en sö­zü ge­çer ada­mı ha­li­ne gel­di. Hi­ta­be­ti güç­lüy­dü. Se­za­r’­dan son­ra gi­de­rek güç­le­nen Mar­cus An­to­ni­us’­u sev­mi­yor­du. Onun da cum­hu­ri­yet kı­lı­fı al­tı­na sak­la­na­rak dik­ta­tör ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor­du. Se­na­to­’da bu ne­den­le sert ko­nuş­ma­lar yap­tı.

Bu ki­tap he­pi­ni­ze Se­za­r’­ın ne­den öl­dü­rül­dü­ğü­nü açık­la­ya­cak bir ki­tap­tı­r” di­ye sö­ze baş­la­dı.Ki­ta­bın adı “De le­gi­bu­s” idi; ya­sa­lar üze­ri­ne ya­zıl­mış bir ki­tap­tı.

“Yıl­lar­ca ya­sa­la­rın de­ğil, dik­ta­tör­le­rin he­ge­mon­ya­sın­da-bas­kı­sın­da kal­dık. Ar­tık Ro­ma­’nın üze­rin­de Jü­pi­te­r’­in ye­ni ışık­la­rı do­ğa­cak ve cum­hu­ri­yet re­ji­min­den im­pa­ra­tor­lu­ğa ge­çen bu dev­let dün­ya­nın ge­le­ce­ği­ne dam­ga­sı­nı vu­ra­cak.”

Se­na­tör­ler­den bi­ri aya­ğa kal­ka­rak, “Yü­ce Ci­ce­ro,” di­ye sö­ze baş­la­dı: “Se­zar ile ara­nın iyi ol­ma­dı­ğı­nı tüm Ro­ma bi­li­yor. Se­za­r’­a kar­şı hep Pom­pe­iu­s’­un ta­ra­fı­nı tut­tun. Bu da bi­li­nen bir şey. Ama se­nin iki­si ara­sın­da­ki far­kı bi­ze an­lat­mak­ta hep güç­lük çek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Ro­ma Se­na­to­su ola­rak da­ha be­lir­gin çiz­gi­ler­le ne­yi is­te­di­ği­ni an­lat­ma­nı is­ti­yo­ruz.”

Ci­ce­ro genç se­na­tör Au­re­li­us’­a bir sü­re bak­tık­tan son­ra şöy­le de­di:
“Bü­tün in­san­lar­da or­tak olan akıl­dan hu­ku­ku tü­ret­mek­tir. Ro­ma, an­cak adil bir hu­kuk sis­te­miy­le ayak­ta ka­la­bi­lir. Öl­dür­mek, çal­mak, ya­lan­cı ta­nık­lık, giz­li ta­nık­lık…

Bü­tün bun­lar top­lum­la­rın, dik­ta­tör­le­rin ya da yük­sek yar­gıç­la­rın ka­ra­rıy­la ya­sak edil­miş de­ğil­dir. Bun­lar gü­nü­müz­de ge­çer­li. Se­zar bir dik­ta­tör­dü. He­pi­mi­ze bü­yük va­at­ler­de bu­lun­du, ama ilk işi Cum­hu­ri­ye­tin ba­şı­nı ez­mek ol­du ve tek ba­şı­na ül­ke­yi hem de acı­ma­sız­ca yö­net­me­ye baş­la­dı. Onu, de­de­le­rin­den Ca­li­gu­la ile eş tut­mak ge­rek.

Evet, Se­zar bü­yük as­ke­ri ba­şa­rı­la­ra im­za at­mış­tır, Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu­’nun sı­nır­la­rı­nı da ge­niş­let­miş­tir, ama ne­ye rağ­men? Hal­kı­nın tüm hak­la­rı­nı elin­den alıp, on­la­rı yal­nız­laş­tı­rıp, Ro­ma sur­la­rı­nın ge­ri­si­ne ite­rek ken­di im­pa­ra­tor­luk he­ves­le­ri­ni tat­min için acı­ma­sız­ca ölü­me ve aç­lı­ğa gön­der­miş­tir. Çal­mak, hır­sız­lık, giz­li ta­nık­lar, ya­lan­cı ta­nık­lar, ci­na­yet­ler…

Bü­tün bun­la­rı en­gel­le­ye­cek olan ya­sa­la­ra hiç do­kun­ma­mış, tam ter­si­ne da­ha da ser­best­leş­me­si­ni sağ­la­mış­tır. Bü­tün bu in­san­lık dı­şı uy­gu­la­ma­la­rı en­gel­le­ye­cek tek şey; akıl ile al­gı­la­na­bi­len, ka­nıt­la­na­bi­len bir hu­kuk­tur.”

ÇÖKEN AHLAK

Ci­ce­ro­’ya gö­re, mem­le­ket­ler pa­ra­sız­lık­tan de­ğil, ah­lak­sız­lık­tan çö­ker­di…
Sö­zü­nü sür­dür­dü:

“Sis­tem­le­ri ah­lak üze­rin­de tar­tış­mak ve ko­nuş­mak ge­re­kir. Önem­li olan ayak­ta ka­lan Ro­ma­’nın er­dem­le­ri­nin tar­tı­şıl­ma­sı­dır. Er­dem, pra­tik ha­yat­ta, özel­lik­le dev­let ha­ya­tın­da mut­lak de­ğer­dir. Onur, er­de­min ar­ma­ğa­nı­dır. Ar­tık za­val­lı (ta­hıl hır­sı­zı) Clo­di­us için bu­nun çok geç ol­du­ğu­nu ka­bul edi­yor­su­nuz. Sa­hip ol­du­ğun­dan faz­la­sı­nı is­te­me­yen in­san zen­gin­dir. Gi­de­rek ah­lak ve er­dem açı­sın­dan tam bir çö­kü­şe sü­rük­le­nen Ro­ma­’nın bu ba­tak­tan na­sıl çı­ka­ca­ğı­dır ko­nu­muz.

Ca­li­gu­la gi­bi se­fa­hat yol­la­rıy­la, de­li­lik­le ve zu­lüm­le mi; yok­sa Gai­us Oc­ta­vi­ani­us gi­bi er­dem­li ve adil bir im­pa­ra­tor­la mı?”

Bu son cüm­le üze­ri­ne se­na­to bir an­da ka­rış­tı. Ci­ce­ro­’nun, Mar­cus An­to­ni­us’­u sev­me­di­ği­ni, onun ye­ri­ne her za­man (Se­za­r’­ın ye­ğe­ni) Gai­us Oc­ta­vi­anu­s’­u ter­cih et­ti­ği­ni tüm Ro­ma bi­li­yor­du. Fa­kat Ci­ce­ro­’nun böy­le­si­ne ulu or­ta An­to­ni­us’­u kar­şı­sı­na al­ma­sı ne­re­dey­se ölüm fer­ma­nı­nı im­za­la­ma­sı de­mek­ti.

Ci­ce­ro ge­ri adım at­ma­dı. Ce­sur­du. “Ma­lı­nı kay­be­den bir şe­yi­ni kay­be­der; na­mu­su­nu kay­be­den bir­çok şe­yi­ni kay­be­der; ce­sa­re­ti­ni kay­be­den her şe­yi­ni kay­be­de­r” di­yen Ci­ce­ro, ayak­la­rı­nı ye­re vu­ra­rak ka­la­ba­lı­ğı sa­kin­leş­tir­me­ye ça­lı­ştı. Ci­ce­ro, “An­to­ni­us ile Oc­ta­vi­ani­us ara­sın­da­ki en bü­yük fark ne bi­li­yor mu­su­nu­z” di­ye ba­ğır­dı: “Ah­lak!”

Se­na­tör­ler sus­tu ve yer­le­ri­ne otur­du.
“Son kez söy­lü­yo­rum: Unut­ma­yın ki im­pa­ra­tor­luk­lar dik­tik­le­ri çar­mıh­lar­la an­cak ada­le­ti sağ­la­ya­bi­lir­ler. Ah­lak ve er­dem çök­tü­ğün­de, dev­le­ti yö­ne­te­mez­si­niz!

Ci­ce­ro söz­le­riy­le se­na­to­yu dik­ta­tör he­ves­li­si An­to­ni­us’­a kar­şı kış­kırt­ma­yı ba­şar­dı.As­lın­da…Hem An­to­ni­us’­u hem de Oc­ta­vi­anu­s’­u dev­re dı­şın­da bı­rak­ma ni­ye­tin­dey­di; ama ba­şa­ra­ma­dı.

Üs­te­lik…
Des­tek­le­di­ği Gai­us Oc­ta­vi­anus, düş­ma­nı Mar­cus An­to­ni­us ve Se­za­r’­ın sağ ko­lu M.Ae­mi­li­us Le­pi­du­s i­le an­la­şa­rak 2. tri­um­vur­lu­k’­u kur­du; tek­rar otok­ra­tik gü­cü ele ge­çir­di.Ci­ce­ro­’yu dev­let düş­ma­nı ilan et­ti­ler.

Cum­hu­ri­yet des­tek­çi­si Ci­ce­ro kaç­tı, fa­kat ya­ka­lan­dı. M.Ö. 43 yı­lı­nın 7 Ara­lık gü­nü ba­şı ke­si­le­rek idam edil­di. Ba­şı hal­ka teş­hir edil­di, el­le­ri ise se­na­to bi­na­sı­nın ka­pı­sı­na çi­vi­len­di…

Za­man­la Ro­ma­’da cum­hu­ri­yet ön­ce im­pa­ra­tor­lu­ğa dö­nüş­tü ve son­ra yı­kıl­dı git­ti…Cum­hu­ri­ye­t’­in sa­vu­nu­cu­su Ci­ce­ro ise adı­nı son­suz­lu­ğa yaz­dır­dı…

Şöy­le de­miş­ti…
Ya­rın­lar; yor­gun ve bez­gin kim­se­le­re de­ğil,
ra­ha­tı­nı terk ede­bi­len gay­ret­li in­san­la­ra ait­tir…

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *