30 Ocak 2015
Rifat Serdaroğlu
N’OLUR BİZE İKİ DEFA GELSİN
Ellerinde Türk gençlerinin kanı bulunan eşkıya Barzani’nin odasında saz çalıp, türkü çığıran Profesör Kalın, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Basın sözcüsü oldu. Bundan böyle “Sarayın Sazcısı” olarak da görev yapacak!
Prof. Kalın; “Sayın Cumhurbaşkanımız seçim öncesi 30 İl’e teşekkür ziyaretinde bulunacak” dedi!
Buyursun gelsin, kendisini Gâvur İzmir’e yakışır bir şekilde karşılar, uğurlarız inşallah! Prof. Kalın’dan “ince” bir ricamız var. “Sağlam İrade” İzmir’e iki defa gelmeli, program buna göre yapılmalı. İzmirliler olarak kendisine iki sorumuz olacak.
İlk gelişinde birini açıklasın. Köy düğününde bahşiş toplayan davulcu gibi dönsün-dolaşsın bir daha gelsin ve ikinci sorumuza cevap versin. Oldu mu Sayın Kalın? Senin soyadın kalın, bizimse kafamız kalın! Bir defada anlayamıyoruz, bu yüzden bizlere Gâvur İzmirliler diyorlar, kusura bakma…
İlk sorumuz;
Sayın Sağlam İrade Baş Serok Recep;
Bize şu “Paralel’i” güzelce bi anlatıver be! 1 değil, 2 değil, 3 değil tam tamına 12 yıl bunlar seni nasıl aldattılar yahu? Senin gibi uyanık biri nasıl oldu da bunların gerçek yüzünü 12 yıl boyunca anlamadı?
“Çok safmışız” diyorsun! Hangi saf adam 12 sene boyunca kandırılmasına göz yumar yahu?
Hele senin gibi bir “Dünya Liderini”, tüm İslam âleminin önderini, Avrupa Basınına göre dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biri olarak kabul edilen bir zekâ küpünü hangi yöntemle uyuttular yahu? Hadi onlar sahtekâr-vatan haini-haşhaşin-katil, iyi de sen çok mu safsın be Baş Serok?
“Paralelciler, ne istediler de vermedim” dedin. Neler verdin yahu? Verdiklerini kendi cebinden değil de Türk Milletinin cebinden verdiysen, bunları geri alalım. Bunların ayaklarındaki donları bile alıp, Türkiye’nin en güçlü yardım vakfı Türgev’e (Bilal Oğlanın) bağışlayalım!
Birde “Cemaat konusunda beni kimse uyarmadı” demişsin. Ayıp, ayıp çok kırıldım Serokçuğum! Kimse uyarmadıysa da ben defalarca yazıp seni uyardım. Uyarmasa idim bu yazılar için hem sen, hem de cemaat beni niçin mahkemeye verdiniz! Utanmadan emekli maaşıma göz koydunuz be ya!
Hadi anlat bize, yoka sen bile-bile uyudun da, bizi mi yiyorsun…
İkinci sorumuz;
İkinci gelişinde bize şu 17/25 Aralık Hırsızlık-Yolsuzluk darbesini anlatıver. Ülkenin Baş Serok’u yalan söylemez. Sen söylediğine göre, doğru söylüyorsundur. Demek ki darbe iddian doğru imiş!
İyi de, aradan 1,5 yıl geçti. Yalan yere tutuklanan birkaç polisten başka kimse yargılanmıyor! Ortada top yok, tüfek yok, örgüt yok, plan yok, eylem yok, en önemlisi darbeciler yok! Darbecisi olmayan darbe olur mu be yiğidim?
Anlat bize, darbecisi olmayan darbeyi anlat. Tekrar tekrar anlat ki, bu Gâvur İzmirliler de anlasınlar.
Sağlam İrade Baş Serok;
İzmir’e gelirken, sağ yanına çakma İzmirli Binali’yi al. Sol yanına da onun Kayınçosunu al. Hani otel bahçesinde ihale bağlayıp, avroları-dolarları çantaya tıkıştırırken polis kamerasına yakalanmıştı ya. Hah işte o kayınçoyu yanına al. Arkana da, Kayınço ’nun yakalanmaması için polis müdürüne fırça atan namuslu Vali’yi al. İzmirlilere böyle bir görüntü verdin mi, oylar sana doğru akar.
Çünkü İzmir’li işadamları, nasıl ihale bağlanır bilmezler! Namuslarıyla çalışıp vergilerini de gününde öderler. Görgüleri artsın bu insancıkların!
Sizi hasretle bekliyoruz. Yüzlerce Amerikan cipi, binlerce koruma, onlarca helikopterler, bindirilmiş kıtalarınla gel, bizleri bir güzel ez, pestile döndür. Meydan delikanlı görsün. Apo’dan da selam getirmeyi sakın unutma!
Onu da en az senin kadar severiz…
Not:
Sayın Hüseyin Hakkı Kahveci, “Yeşil Hücreler” isimli kitabını yayınladı.
Çok emek verilmiş değerli bir eser. Bugünün Türkiye’sinde yaşanan olayların gerçek nedenlerini bilmek isteyenlere mutlaka okumalarını öneririm.
Sağlık ve başarı dileklerimle