Sarayın camları! *** İngiliz Başbakan, sıradan bir apartman dairesinde çalışır. İngiliz Başbakan’ın saygınlığı, gücü, asaleti, sözünün dinlenmesi, yaptıklarının izlenmesi; dış cephesine ve pencerelerine dünyanın en pahalı camlarını ithal edip taktırmış bir sarayda oturmuş olmasından gelmez. Demokratlığından gelir….

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
21 Şubat 2015
Sözcü
Sarayın camları!

Saray camlarının arkasında krallar, kraliçeler, lordlar, diktatörler, diktatörleşip başkan olmaya kalkanlar barınır. Saray camı sesi içeri koymaz. İç sesi dışarı vermez. Saray camı sivil ve demokrat değildir.

İngiltere’yi örnek al.
Kraliçesi var.
Kraliçe monarşiden gelir.
Sarayda oturur.
İngiltere’nin başbakanı ise seçimle gelir, seçimle gider.
Demokrattır.
Sarayda oturmaz

İngiliz Başbakan, sıradan bir apartman dairesinde çalışır. İngiliz Başbakan’ın saygınlığı, gücü, asaleti, sözünün dinlenmesi, yaptıklarının izlenmesi; dış cephesine ve pencerelerine dünyanın en pahalı camlarını ithal edip taktırmış bir sarayda oturmuş olmasından gelmez. Demokratlığından gelir.

Son 100 yıldır dünyanın en saygı uyandıran demokrat liderlerinden hiçbiri kendine camları başka ülkeden satın alınıp getirilen pahalı saraylar yaptırmadı. Bizim Cumhurbaşkanı, çok demokrat geçiniyor, kaça mal olduğunu bile söyleyemediği pahalı saray yaptırdı ve Türkiye’nin cam fabrikaları aynı camı üretirken o, sarayına çok pahalı ithal camlar taktırdı. Bu ithal camlara birim fiyatı 9 bin Euro üzerinden toplam 701 milyon TL ödendi. Önceki gece ithal camların arkasında sarayın yemek salonunda; futbol sahasının orta yuvarlağı büyüklüğünde bir yemek masasının etrafında etiketlerine “akademisyenler” dediği bir gruba yemek verdi:

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, TEPAV Direktörü Güven Sak, SDE Başkanı Birol Akgün, TESEV Başkanı Can Paker, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof.Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Prof.Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Prof. Dr. Gonca Bayraktar Durgun, Prof. Dr. İsmail Coşkun, Prof. Dr. Haluk Alkan, Prof Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ve doçentler;

fotoğrafta saydım 19 kişiydiler.
Titrleri akademisyen.
Saray’da hem yemişler.
Hem 3 saat konuşmuşlar.

Acaba bu sayın profesör ve sayın araştırmacılar, yemeğini yedikleri sarayın pencerelerinin ve dış cephesinin Türkiye’deki fabrikalarda üretilen yerli malı camlarla değil ABD’den döviz akıtılarak getirilme ithal camlarla niçin kaplandığını sormayı hiç akıllarından geçirmişler midir?

Ben olsam sorardım:
Sayın Cumhurbaşkanı.
Siz gecekondudan gelme bir seçilmiş, demokrat olmakla övünen politikacısınız. Hazır Çankaya Köşkü vardı, beğenmediniz. Bu pahalı sarayı yaptırdınız ve camlarını bile ithal malı kullandınız, bu tutumunuz; kafa olarak ve duygu olarak demokratlıkla en ufak bir yakınlığınızın olmadığını göstermez mi?

Akademisyen özgür olur.
Araştırmacı meraklı olur.
Belki de sormuşlardır(!)

Belki de; 19 kişi içinden bu soruyu sorup da
o saraydan dayak yemeden çıkmış bir akademisyen oldu(!)
Haber versin.Kendisini alkışlayacağım.

Çünkü kendisi de bir akademisyen olan Türkiye Şişe Cam Yönetim Kurulu Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Biz girişimde bulunduk ama yeni sarayın camlarını Guardian’dan (ABD şirketi) aldılar. Yani ithal ettiler” dedi.

Türkiye camın kralını yapıyor!

Otobüs, otomobil, kamyon taşıt araçlarının özellik gerektiren camları ve son moda yüksek binalarda, dolar milyarderi zengin evlerinde, köşklerinde kullanılan kurşun geçirmez, tabanca, piyade tüfeği, bombaya dayanıklı, balyozla vursan çatlar ama kırılmaz her çeşit dış cephe ve pencere camı, anti bakteriyel ve ışığı ayarlayabilen her türlü cam milli sermayeli Şişe Cam fabrikalarında, Türk işçi, mühendis, teknisyenlerin emeği ve bilgi birikimiyle üretiliyor. Türkiye camın kralını uygun fiyatlarla üretip ve ihraç da ederken Tayyip Erdoğan’ın yeni sarayını “sabit fiyatla değil emanet üsülü” ile yani “maliyet artı kar” üzerinden yapan yandaş şirket, pahalı ithal camı seçince kârı daha yüksek oluyor.

This entry was posted in Gundem, Haber, NECATİ DOĞRU YAZILARI, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *