DİREN VALİDEBAĞ *** VALLAHİ ….“BEN ÇEVRECİNİN DANİSKASIYIM” !!! *** VALİDEBAĞ’DA NELER OLUYOR ?

Naci KAPTAN
25.10.2014

VALLAHİ ….“BEN ÇEVRECİNİN DANİSKASIYIM” !!!

GÜNÜN SÖZÜ ;

”Arkadaşlar maalesef bu memlekette fazla tolerans,
fazla iyi niyet karşındakini azdırıyor” *

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi TÜRKMEN

DİREN VALİDEBAĞ

Bugün Validebağ’da , yakın geçmişte Taksim gezi’de yaşanan çevre, ağaç ve toplum düşmanlığı arkasında RANT vardır.Validebağ’da sözde cami yapılacak alana 340 metre mesafede bir başka cami daha olup bunun dışında 700 mt mesafeye kadar 6 cami daha vardır. Cuma günleri hariç bu camiler boştur. Ağaçlar kesilerek ve halkın nefeslendiği yeşil alan yok edilerek aslında yapılmak istenen cami değil, cami altına yapılacak olan market ve alış veriş yerleridir.Uzun zamandır yapılan tüm camilerin altına AVM’ler yapılmaktadır. Cami ve dinsel alanlar artık rant için kullanılıyor.

Şimdi Neler Oluyor?
http://www.arkitera.com/haber/23229/validebag-korusu15

Son günlerin en büyük kent direnişlerinden biri Validebağ Korusu’nda yapılan cami inşaatına gösterilen tepki oldu. Neredeyse ikinci bir Gezi vak’ası diyebileceğimiz Validebağ’daki eylemlerde korunun yeşil alan olarak korunması için her türlü savaş veriliyor.

Üsküdar’da 354.000 m² alan üzerinde konumlanan Validebağ Korusu’nun geçmişi Osmanlı’ya kadar gidiyor. Anadolu Yakası’ndaki ikinci en büyük yeşil alan olan koru, 1927’de Atatürk tarafından öğretmenleri onurlandırmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın kullanımına tahsis edilmişti. Bu alanda öğretmenevi olarak hizmet veren Adile Sultan Kasrı, Abdülaziz Av Köşkü, Çamlı Köşk gibi tarihi yapılar da bulunuyor.

Mülkiyeti Milli Emlak’ta bulunan koru arazisi İBB’ye devredilmişti. 2012 yılında İBB, plan tadilatı ile 1.200 m²’lik alanı dini tesis alanı ilan etmişti. İçinde bir cami, imam odası ve cami camaati için sohbet odasını barındıran projeye Eylül 2014’te Üsküdar Belediyesi tarafından ruhsat verildi. Alanın yeşil alandan çıkarılıp dini tesise dönüştürülmesini kapsayan İBB’nin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’na dava açıldı. Mahkeme kararını beklemeden alanda başlayan inşaat faaliyetine 7. İdare Mahkemesi durdurma kararı verdi.

“Evrensel şehircilik ilkeleri siyasi hırslar uğruna hiçe sayılıyor”

Validebağ Korusu’nda yaşanan olayları protesto eden Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, yayınladıkları basın açıklamasında şunları ifade ediyor:

“… plan değişikliğinden, inşaatın başlamasına kadar her aşamada hukuksuzluğu seçen Üsküdar Belediyesi, planlama aşamasında ilk olarak bakılması gereken; dini tesis ihtiyacının bulunup bulunmadığını, dini tesis ihtiyacının nasıl tespit edildiğini, varsa ihtiyacın mevcut plan dâhilinde karşılanmasının mümkün olup olmadığını araştırmadan ve buna yönelik plan raporunda belirtilmesi gereken diğer çalışmaları yapmadan sadece cami inşaatının yer seçimine karar vermiş ve Belediye Başkanı sayın Hilmi Türkmen’in siyasi hırsları da konuyu bu şekilde gündeme getirmiştir.

Evrensel şehircilik ilkelerini, planlama esaslarını hatta ve hatta mahkeme kararlarını dahi dikkate almadan, hukuksuz bir biçimde yapılan her işlemin, hukuk tanımazlığın, suç olduğunu ve mevcut durum itibariyle tüm sorumluların da bu suça ortak olduğunu hatırlatırız

Validebağ koruluğuna yapılması planlanan caminin çevresinde bulunan camiler

Konumuza devam edelim;
Validebağ korusunu yok ederek cami adı ile AVM yapmak isteyen , yörede yaşayan halkın sesine kulak tıkayan ve faşistçe baskı kurmaya çalışan , işçilere belediye memuru elbisesi giydirerek halkın üzerine salan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi TÜRKMEN 1973 doğumlu ilköğretimini Trabzon Şalpazarı’nda, orta öğretimini Vakfıkebir İmam Hatip Lisesi’nde, üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı.2002’den buyana İmam Hatip mezunlarının çoğunluğu başta CUMBaşbakan Erdoğan olmak üzere Türkiye’ye ve toplumun en az yarısına karşı düşmanca bir tavır ve yolsuzluk sarmalı içindedir.

Hilmi TÜRKMEN

AKP’nin çıkar halkasında olanlar,kent merkezlerine AVM yapabilmek için CAMİ PROJESİ üretiyorlar.Validebağ da bunun en güzel örneklerinden birisidir.DİNciler her zaman yaptıkları takiyeyi yaparak Yeşil alanı ve ağaçları korumak isteyen çevre sakinlerini cami yapımına karşı olmakla itham ederken camiye ihtiyaç olmayan ve çevresinde 340 metreden başlamak üzere 26 cami olan bir yerleşim merkezinde , halkın yeşil yaşam alanlarını çalarak neden cami yapmaya kalktıklarını ikna edici verilerle açıklamalıdırlar.

ERDOĞAN NE KADAR DANİSKA ?

TARİH ;23 Ağustos 2008 Cumartesi
YER ; Rize Güneysu ilçesi

Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu:

“Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim. Belediye başkanlığımdan beri çevrecilik konusunda neler yaptığımızı özellikle İstanbul’da yaşayanlar çok iyi bilir. Nasıl ağaçlar diktim İstanbul’a, İstanbul nasıl ağaçlandı bunu orada yaşayanlar çok iyi bilir.Dünyanın çeşitli yerlerinden çevrecilerin olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, “Bunlara ‘ne yaparsınız’ dersin, inanın şöyle ele avuca gelecek bir şey yok. Sadece onların boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş bu…” dedi.”

Zamanın başbakanı Erdoğan’ın çevrecilikten ne anladığı bu konuşmasından ve 2002 yılından bu yana yapmış olduğu çevre düşmanlığından açıkça anlaşılmaktadır.Bakınız Erdoğan neler yapmıştır ;

CUMbaşbakan ERDOĞAN ÇEVRECİNİN DANİSKASI MIDIR ?

AKP iktidarı Türkiye’nin sadece huzurunu , kardeşçe yaşamayı , toplumsal birlik ve saygıyı , kamu parasını ve mallarını, demokrasiyi , insan haklarını , laik Cumhuriyeti çalmakla kalmadı.

Doğamızı, akarsularımızı , yüzyıllık ağaçlarımızı da gasp ediyor.Doğada yaşayan canlıların da yaşamlarını yok ediyor.HES’ler uğruna akarsular kuruyarak mırıltı türküleri susarken ,akarsuyun çevresindeki doğal yaşam yok olurken hergün binlerce, onbinlerce ağaç kesilerek Türkiye çölleştiriliyor.

ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ VE 3.HAVAALANI

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun açıklaması ;

“3. köprü yapımı maksadıyla 381 bin 96 adet ağaç kesilecektir. 3. havaalanı yapımı maksadıyla 2 milyon 330 bin 12 ağaç kesilecektir. Kanal İstanbul projesi için bakanlığımızca verilmiş izin yoktur” dedi.”

Şimdiye kadar kesilen ağaç sayısının BİR milyonu geçtiği sanılıyor.Bu arada yolun güzergahının yapımında bir hata yaptıklarını gördüler.Güzergahı yanlış olan alanda kesilmiş olan ağaç sayısı ise belli değil.Özetle 3. köprü ile 3. havaalanı için kesilecek ağaç sayısı 3 milyon civarında.

MADEN ALANLARI

AKP iktidarının hazırladığı 2004’te yürürlüğe giren ve adeta “Madencilik sektöründe sömürgecilik” döneminin başlamasını sağlayan 5177 Sayılı Yeni Maden Yasası ve bazı yasalarda yapılan değişiklikler ile yabancı şirketler maden ruhsatı almak için adeta Türkiye’ye akın etti.

TÜRKİYE’nin üstünü sata sata bitiren AKP ‘özelleştirme’ rotasını yer altına çevirdi.Sadece 2006-2008’de yüzde 2 vergi karşılığı 40 bini aşkın ruhsat veren iktidar, 4 bin maden sahasını satıyor. Yerli şirketlerin uluslararası devler karşısında yine şansı sıfır.

Türkiye’nin yüzde 19’u yabancıya geçti

YABANCILARIN ülkemizde sahip olduğu maden alanı 150 bin kilometrekareye ulaştı. Bir başka deyişle ülkenin yüzde 19’u yabancı kontrolünde… Anadolu’yu karış karış kazan yabancılar, altından kurşuna, mermerden kroma kadar ne bulursa götürüyor!

Sadece 2006-2008 yıllarında verilen ruhsat miktarı 40 bin 193. Yasa ile yer altı zenginlikleri sadece yüzde 2 vergi karşılığında yabancı sermayeli ve yerli şirketlere açılırken, zenginleştirme işleminin ülkede yapılması halinde devlet payı yüzde 1’e çekildi.

1.9 milyon hektar arazinin özelleştirileceği ihalelerde altın, kurşun, mermer, krom, gibi birçok maden sahası yer alıyor. Yabancıların Türkiye madenleri üzerindeki hakimiyeti rakamlara döküldüğünde çok açık bir şekilde görülüyor. Yabancıların Türkiye’de sahip oldukları maden alanı 150 bin kilometrekare alanı kapsıyor. Bu alan Türkiye yüzölçümü’nün yüzde 19’una tekabül ediyor.

Kazdağları ve Madra Dağlarında maden ocakları için maden havzaları ve ulaşım yolları için kesilen ve kesilecek olan yetişkin ve yüzyıllık köknar, sedir,çam,ceviz vb değerli ağaçların sayısı belli değil ama BİR milyondan az değildir. 2012 senesi verilerine göre sadece Kazdağlarında verilen maden arama ruhsatı 285’dir.

Maden Ocaklarının yabancı küresel şirketler tarafından talan edilmesinden sonra arkalarında bırakacakları ölümcül atıkları göz ardı etmemek gerektir. Altının topraktan ayrıştırılması için kullanılan siyanürün milyonlarca ton toprak dağlarının sürdüreceği ölümcül çevre etkisi yüz yıla varacak kadar uzundur.

250 ton altının çıkarılabilmesi için; 43.750 ton siyanür, 125 milyon ton su kullanılması ve 250 milyon ton toprağın kazılarak, hallaç pamuğu gibi atılması gerekiyor. Uygulamada ise, 2,5 milyar ton kaya ve toprağın siyanür havuzlarına taşınacağı hesaplanıyor!

Bu arada ne kadar ağacın kesileceği, orman altı dip bitkisinin ve endemik bitkinin yok edileceği, hayvan varlığının ne denli zarar göreceği, ne kadar yer altı ve içme suyunun siyanürlenerek zehirleneceği, ne kadar ağacının kuruyacağı, kaç dönüm mera alanının yok olacağının hesap edilmesi gereklidir.

HES’ler

Tarih ; 14 Şubat 2014
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) açıklaması ;

Türkiye’de 69 ilde toplam 478 Hidroelektrik Santral var, 61 ilde 534 HES daha yapılması planlanıyor, planlananların gerçekleşmesi durumunda HES sayısı 71 ilde bin 12’ye yükselecek. Planlan HES’lerin 160’ı inşaat aşamasında.

Yine DSİ’nin bir başka açıklamasına göre ;
Aralık 2012 itibarıyla Türkiye genelinde 1659 adet HES projesi bulunduğunu açıklıyor. Toplam kurulu gücü 30 bin MW’yi aşan 1494 adedine özel şirketler başvurmuş.4. Ne var ki bu rakamlara “mikro HES”ler dahil değil

DSİ açıklamalarına göre 478 akarsu yatağı artık kurumuş ve çevresinde tarım ve doğal yaşam ölmüştür.Var olan projeler tamamlandığında kuruyan akarsuların sayısı BİN’i geçecektir.

Bugün Validebağ’da , yakın geçmişte Taksim gezi’de yaşanan çevre, ağaç ve toplum düşmanlığı arkasında RANT vardır.Validebağ’da sözde cami yapılacak alana 340 metre mesafede bir başka cami daha olup Cuma günleri hariç cami boştur.Yapılmak istenen cami değil, cami altına yapılacak olan market ve alış veriş yerleridir.

Özetle geçmişin Başbakanı , günümüzün CUMbaşbakanı Erdoğan ÇEVRECİNİN sahte bir DANİSKASIDIR .

Kalın sağlıcakla

Naci Kaptan

This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, FAŞİZM, Gundem, Haber, HAYATIN İÇİNDEN, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *