AŞIRMACILAR : Bir intihalcimiz daha oldu be..!

YAZIYAyorum

Bir zamanlar bizim rektör yardımcımız olan Metin Hulagü beyin de intihalci olduğu ortaya çıkmış. Yıllar önce düzenlediği bir panelde milliyetçilik ile terörizmi eşdeğerleştirmiş ve ben de naçizane kendisine itiraz etmiştim. Milliyetçiliği yerin dibine batıran bu panelde kendisi gibi İslamcı-liberaller arz-ı endam etmişlerdi. Bense milliyetçiliğin her zaman kötü bir şey olmadığını, aslında emperyalizme karşı koymanın tek yolu olduğunu, nitekim Türkiye de dahil bir çok ülkenin emperyalist sömürgecilerden milliyetçi/ulusalcılar (dinciler değil) sayesinde kurtulduğunu, günümüzdeki yeni emperyalistlerin de bunu bildikleri için kendilerine karşı koyabilecek tek güç olan milliyetçiliği yok etmek için kendileri gibi liberalleri kullandıklarını ifade etmiştim.

Bu arkadaşın şimdi böyle bir intihal meselesi ile gündeme çıkmasına dolayısı ile çok sevindim. Çünkü bu olay da yandaş oldukları için büyük mevkilere getirilen kişilerin aslında içlerinin nasıl da boş olduğunu bir kez daha bize kanıtlayan bir olay olarak hafızamıza işlenmiş oldu. Kendilerine bizi bir kez daha haklı çıkardıkları için teşekkür ediyor ve katıla katıla gülüyoruz arkalarından…

Ayrıca bizim küçük öğrenci kulübümüzün bir eylemi olarak planladığımız “andımız okunması” eylemini siyasi bularak izin vermeyen, ancak üniversitenin her köşesini polise ve Kayseri belediyesine teslim eden saygıdeğer rektörlük makamımızı da hep böyle yetkin (!) kişileri bulup büyük makamlara getirdikleri için tebrik ediyoruz….

Aşağıda bu konudaki köşe yazısı var.

Saygılarımla…
Ertuğrul Eşel

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
21 Kasım 2013

Bir intihalcimiz daha oldu be..!

Bilmeyenler için baştan söyleyeyim. İntihalci; ifade, buluş, düşünce, cümle, görüş, fikir hırsızı demek. Başkasının kitabından cümleleri, görüşleri, buluşları, ifadeleri kaynak göstermeden alıp, kendi ifadesi, cümlesi, görüşü diye sunana intihalci (bilim hırsızı) denir.

Suçtur.
Çok ayıptır.

Bir ünlü intihalcimiz vardı.
Adı Ömer Dinçer’di.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçkin kadrosundandı. Başbakanlık Baş müşavirliği ve müsteşarlığı yaptı. Başbakan onu çok tuttuğu için Milli Eğitim Bakanı görevine de getirdi. Ömer Dinçer, yazdığı bir kitapta başka bir yazarın kitabından bolca intihal yaptığı için “üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası” almıştı. YÖK’ün verdiği bu cezayı; Ankara 1. İdare Mahkemesi de “evet intihal gerçektir” diye karara bağladı.
* * *
Bir intihalcimiz daha oldu.
Ne yaman denk gelmedir.

Bir intihalcimiz daha yine Başbakan’ın seçkin kadrosu içinden çıktı. Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na getirilen Prof. Dr. Metin Hülagü, Padişah II. Abdülhamit, Sultan Vahdettin ve Halife Abdülmecit araştırmacısı ve onlara kişisel sevgi yüklü birisi olarak da biliniyor.Konferanslar veriyor.Avrupa kentlerine gidiyor.II. Abdülhamit’i anlatıyor.Anlatıyor ama kendi buluş, ifade ve cümleleriyle değil.
Hırsızlama cümlelerle…

Tarih araştırmaları yapan Sadık Müfit Bilge (Osmanlı Çağında Kafkasya- Osmanlı’nın Macaristan’ı adlı 2 kitabı var) Metin Hülagü’nün II. Abdülhamit dönemini anlatan “Devr-i Hamid” isimli 5 cilt, lüks baskılı makaleler kitabında yer verilen “Sultan II. Abdülhamit’in Eşleri ve Çocukları” adlı makalesinde yüzlerce intihal (hırsızlık) cümlesi buldu.Bana gönderdi.

Çalıntı merhum tarihçi Yılmaz Öztüna‘nın “II. Abdülhamit Zamanı ve Şahsiyeti” adlı kitabından satır satır yapılmıştı.
* * *
Hırsızlıktan birkaç örnek:

Nâzik-edâ:
“..esmer, siyah saçlı ve gözlü, uzun boylu, piyanist (Öztuna, 220),”
“..esmer, siyah saçlı ve gözlü, uzun boylu biridir, piyanistti (Hülagü, 275)
* * *
Sâfşi-nâz:
“..diğer kadınefendilerle geçinemedi, padişahtan kendisini boşamasını istedi, arzusu yerine getirildi ve hayat boyu ayda 50 altın maaş bağlandı bir de döşenmiş konak hediye edildi.. (Öztuna, 220-221)
“ ..diğer kadınefendilerle geçinemedi, padişahtan kendisini boşamasını istedi, arzusu yerine getirildi ve hayat boyu ayda 50 altın maaş bağlandı bir de döşenmiş konak hediye edildi.. (Hülagü, 275)”
* * *
Bidar:
“..Uzun boylu,yeşil ela gözlü, kumral, narin yapılı idi.. (Öztuna, 221),
“..Uzun boylu,yeşil ela gözlü, kumral, narin yapılı idi.. (Hülagü, 275).
* * *
Ayşe Desti Zer:
“.. 1924’ten ölümüne kadar çok nadiren dışarı çıkarak II. Abdülhamid’in Gazi Osman Paşa’ya ihsan ettiği Serencebey Yokuşundaki Şehzade Selim Efendi sarayı karşısındaki konakta oturdu… (Öztuna, 222).
“.. 1924’ten ölümüne kadar çok nadiren dışarı çıkarak II. Abdülhamid’in Gazi Osman Paşa’ya bağışladığı Serencebey Yokuşundaki Şehzade Selim Efendi sarayı karşısındaki konakta oturdu.. (Hülagü, 278).
* * *
Şadiye Sultan:
“ ..1953’te İstanbul’a döndü, 4 ay için Beyrut’a gidip döndü, Cihangir’de Muhittin Hacıbekir’in kendisine tahsis ettiği apartman dairesinde yaşayıp öldü.. (Öztuna, 225).
“..1953’te İstanbul’a döndü, 4 ay için Beyrut’a gidip İstanbul’a döndü, Cihangir’de Muhittin Hacıbekir’in kendisine tahsis ettiği apartman dairesinde yaşadı.. (Hülagü, 281).
* * *
Nokta virgülüne kadar aynı.
Dip not ve tırnak yok.
Böyle yüzlerce aşırma var.

Türk Tarih Kurumu’nun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir” demişti. Şimdi bu kurumun başına getirilen; aşırma becerili tarih yazıyor.

http://sozcu.com.tr/2013/yazarlar/necati-dogru/bir-intihalcimiz-daha-oldu-410577/

This entry was posted in EĞİTİM, Politika ve Gundem, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *