Cumhuriyet
03 Eylül 2013
Bekir Coşkun
Bal Gibi Diktatörsün…
“Sandık” deyip duruyorsun ya…
Kenan Evren de sandıktan çıktı…
Öyle yüzde 52 falan değil…
Yüzde 92.1 ile cumhurbaşkanı…
Yaşı tutsa hücredeydi…
*
Bak paşa seni görünce nasıl fırlıyor…
Tak…
Şak…
Ayağa kalkmayan kodeste, ayakta duran hapiste,
ikisinin ortası “yan gelip yatan” ne kadar varsa fırça ile uçtu…
*
Çiftlerin nerede aşk yapacaklarından
kadınların kaç çocuk doğuracaklarına…
Tiyatrodan heykele…
Başörtüsünden etek boyuna…
Sigaradan ayrana…
Hangi televizyona bakılacağından hangi arabaya binileceğine…
Neye ağlayıp neye kızılacağına sen karar veriyorsun…
Rastlantı (!) ertesi gün TBMM’den kanunu çıkıyor…
Diktatör değilsen…
Sana ne?…
*
Anayasa dediğin zaten:
Dilin; yasama…
Vicdanın; yargı…
Yumruğun; yürütme…
Oldu işte; üç kuvvet…
*
“Dördüncü kuvvet” medya dersen…
Bütün gazetelerin ve televizyonların sahibi sensin…
İstemediğin bir tek editör…
Bir tek köşe yazarı kaldı mı?…
Yok…
*
Önceki gün…
Barış gününde el ele tutuşmak yasaktı…
Neresini tutacaksın…
Barış günü bu…
Dünyanın neresinde -biraz olsun özgürlük,
demokrasi, uygarlık varsa-
insanlar el ele tutuştular diye dayak yer?…
*
Diktatörlüğün ilk belirtisidir…
Diktatör “Ben diktatör değilim” der…
Durup dururken…
Ben niye “Kimya mühendisi değilim” diye başlayarak durup dururken gelen misafirlere
“hakikaten kimya mühendisi olmadığımı” anlatmıyorum…
*
En iyisi kasetleri tak, kendi kendine bak…
Parmağını bozuk kamyon cam sileceği gibi salladığında…
*
Bal gibi diktatörsün…