DERİN DEVLETİN SİVİL VESAYETÇİLERİ
Naci KAPTAN
Derin Devlet’i yok ettik !!!
Askeri vesayete son verdik !!!
Size en ileri demokrasiyi getirdik !!!
Diyorlar…
Acaba öyle midir ?
Nasıl olduğunu Ülkenin yarısı bilse de
Yarısı bilmiyor !!!
Kandırılanlar,Yalanlara inananlar bilmiyor…
Toplumu bölenleri,
Ordusunu uçuruma atmaya çalışanları,
Milli varlıklarımızı yabancılara,yandaşlara peş-keş çekenleri,
Çağdaşlık ve bilginin aydınlığı yerine,
Cahiliye’nin yobaz karanlığına yol verenleri,
Ülkenin bağımsızlığını dışarıya ipotek edenleri,
Aile boyu zenginleşenleri,
Henüz bilemiyorlar.
Konumuz derin Devlettir.
Aslında bütün ülkelerin Derin Devleti olduğu varsayılır…
Yasal olmasa da ;
Derin Devlet, kendi yapısını ve varlığını korumak için,
Devletin kuruluş ilkelerine uygun olarak yapılandırıldığı savlanır..
Amaç ;
Devletin varlığının korunması ve devamlılığını sürdürmesidir.
Devletin varlığına yönelik tehditlerle,
Hukuki yollarla baş edilemezse,
Derin Devlet kendi koruma makenizmasını çalıştırır.
Derin Devlet idealist ,aydın,bilge,Yurtseverlerden başkasının eline geçerse,
Devletin geleceği yine tehlikededir.
Derin Devletin unsurları gerçek Yurtseverler olmalıdır.
Ki Devleti,
Yönetenlerin de ihanetlerinden koruyabilsin.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
artık korumasızdır…
Onurlu,bilge,aydın Yurtseverler, hapistedir.
En önemli davaların Cumhuriyet savcılarının ve yargıçların,
Evrensel Hukuka uygun davranmıyor olmaları gündemdedir ve sorgulanmaktadır
Türkiye ihaneti yaşamaktadır.
Görünen odur ki ;
Yurtsever Derin Devlet tasfiye edilmiş,
Devletin kendisini koruma gücü zayıflatılmıştır.
Yargının da siyasallaştırılmasıyla,
Siyasetçilerin taşaron politikalarıyla,
İhanetin Derin Devleti kurulmuştur..
İhanetin Derin Devleti ;
Türkiye’nin gerçek Yurtsever aydınlarını hapsetmiş,
Silahlı Kuvvetleri zayıflatmış,
sahte belgelerle ve yalanlarla,iftiralarla gücünü kırmış,
Komuta kademesini kendi siyasi anlayışlarına göre şekillendirmiştir.
Yüksek yargıyı tek komutla oybirliğiyle karar alacak duruma getirmişler,
Devleti denetleyen kurumları da kaldırmışlardır.
Bunlar olurken tarikatçı cemaatlar ve müridleri,
Devlet yönetim kademelerine getirilmiştir.
Askeri vesayetin yerine ,
Daha baskıcı,
faşist,dış güdümlü vesayet gelmiştir !!!
Polis egemen bir yapı oluşturulmuştur.
Şeriat ve din devleti isteyenler güçlendirilmiştir.
Başbakan kindar ve dindar nesiller yaratılacağını açıklamıştır.
Kime KİNDAR ???
İhanetin sivil vesayeti,
devlet içinde derinleşerek,
Devleti yönetmektedir..
Bunun da adına “İLERİ DEMOKRASİ” deniyor !!!
Toplum ne askeri,
Ne de sivil vesayeti istememektedir.
Aşağıda ihanetçi derin devletten bir örnek vardır.
Devletin gücünü kullananlar,
Sahte isimler beyan ederek mahkemeleri yanıltıp,
“telefon dinleme” izinleri çıkartarak,
Dinleme izini istedikleri kişileri değil,
Başkalarını dinledikleri açığa çıkmıştır
Sayın Milletvekil Atilla Kart’ konuyu hukuki yollardan takip etmektedir.
Yasal olmayan Dinlemeler yetmezmiş gibi,
Yetkililer tarafından konu karartılmakta,
Araştırma ve soruşturma yolları kapatılmaktadır.
İşte AKP’nin İleri demokrasisi böyle birşeydir.
AKP hukuku ve şaffaflığı da böyle birşeydir !!!
Türkiye’ye gerçek demokrasi ve bağımsız yargı geri geldiğinde,
Ülkeye,Devletin varlığına,Laik Cumhuriyet rejimine,insan haklarına,
İhanetle yargılanacak olan çok siyasetçi ve kamu görevlisi vardır.
Dinleme Konusuna ilişkin yazı aşağıdadır .
Naci KAPTAN
28 Aralık 2012
28 Aralık 2012
Basın DuyurusuYasa Dışı Dinleme Yapanlar
Neden Himaye Ediliyor….?
Taraf Gazetesi Yazarlarını suç tasniinde bulunarak sahte belge üreterek adli mercileri iğfal ederek yasaya ve gerçeğe aykırı beyanlarla dinledikleri ortaya çıkan MİT Mensuplarıyla ilgili olarak idari süreç hakkında bilgi ve belge verilmesi yönünde yaptığımız başvuruya Başbakanlık red niteliğinde işlem tesis etmiştir.
Red işlemine karşı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanlığına yaptığımız itirazın bir örneği ilişikte sunulmuştur.
Taraf Gazetesi Yazarlarının bir bölümünün“Temel Hak ve Özgürlükler Masumiyet Karines iKamuoyunun Doğru Bilgilendirilmesi” gibi konularda Siyasi İktidar ile doğrudan ve dolaylı ilişkiler içinde yarattıkları karartma ve yol açtıkları mağduriyetlere karşı tüm ihtirazi değerlendirmelerimizi saklı tutarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması fail ve sorumluların tespiti ve hukukun üstünlüğü kavramları çerçevesinde olayı takip etmeye devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunuyoruz.Gelişmeler hakkında kamuoyu bilgilendirilecektir.
Atilla Kart
Konya Milletvekili
28 Aralık 2012
Başbakanlık Bilgi Edinme
Değerlendirme Kurulu Başkanlığına
Ankara
İtiraz EdenAtilla Kart.
Konya Milletvekili-TBMM-Ankara.
İtiraz Olunan Karar Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığının 18 Aralık 2012 tarih- 94/40064 sayılı ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığının 21 Aralık 2012
tarih –BİMER-697959 sayılı ve her 2 talebimizin de reddine dair niteliğinde olan işlemler.
T.KonusuTaraf Gazetesi Yazarları hakkındagerçeğe aykırı beyanda bulunarak ve Devlet nüfuzunu kötüye kullanarak dinleme kararı tesisini sağlayan MİT Yetkilileri hakkınd aidari ve adli sürecin işletilmesi yönündeki başvurumuzun reddine dair mezkûr işlemin itirazen iptaliyle itiraz konusu bilgi ve belgelere erişimimize karar verilmesi talebinden ibarettir.
Tebliğ Tarihi21 Aralık 2012.
İtiraz Sebepleri(I) . Olay. Taraf Gazetesi Yazarlarının bir bölümünün “Temel Hak ve Özgürlükler Masumiyet Karinesi kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi….” gibi konularda Siyasi İktidar ile doğrudan ve dolaylı ilişkiler içinde yarattıkları karartma ve yol açtıkları mağduriyetlere karşı tüm ihtirazi değerlendirmelerimizi saklı tutarak iş bu itirazı“maddi gerçeğin” ortaya çıkartılması ve “fail ve sorumluların” tespiti amacıyla yaptığımızı önemle ifade ediyoruz.
(1) . MİT’inİstanbul 11 ve 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarını dayanak alarakTaraf Gazetesi Yazarları Ahmet Altan,Yasemin Çongar,Markar Eseyan,Amberin Zaman ve Prof.Dr.Mehmet Altan’ı 30.12.2008 ile 04.11.2009 tarihleri arasında 1 yıl boyunca dinlediği ortaya çıkmıştır.
Ancak Mahkeme kararları aşamasında MİT’in yaptığı başvurularda telefon numaralarının yanına gerçek abonmanların isimleri yerine yabancı kod isimlerinin yazıldığ ıisnad olunan suç olarak “terörist faaliyetlerin” ifade edildiği casusluk ve örgüt suçlaması ulusal çıkarların ihlal edilmesi gibi gerekçelerin bu arada dile getirildiği ortaya çıkmıştır.
MİTbasın mensupları hakkında bir taraftan suç tasniinde bulunmuşbir taraftan sahte belge düzenlemişbir taraftan da adli mercileri iğfal etmiştir. Basın özgürlüğü ayaklar altına alınmış insanların temel hak ve özgürlükleri yok edilmiş mahremiyetlerine girilmiştir.
(2) . Bu ihlâller sebebiyle 4982 sayılı Yasanın 4 ve müteakip maddeleri gereğince bu işlemlerin kimlerin talimatı ve onayıyla gerçekleştirildiği Başbakan’ın bu süreçteki dahli MİT’inyasal dayanağı bulunmayan bu keyfi eylemleri sebebiyle“Kanunsuz Emir ve Talimatları” verenler ile bu talimatları uygulayanlar hakkında Başbakan olarak idari ve adli sürecin neden işletilmediği açık bir şekilde sorulmuştur.
Bu 3 noktada bilgilendirme yapılması talep olunurkenayrıca siyasi yorum ve değerlendirmeler de yapılmıştır.
. İlginçtir Başbakanlık bu başvuruya karşı hem Hukuk Hizmetleri Başkanlığı ve hem de Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı vasıtasıyla 2 ayrı gerekçeyle 2 ayrı işlem tesis etmiştir.
30 yılı aşan hukuk ve siyasi yaşantımda bu nitelikte bir idari işlemle ilk kez karşılaştığımı yeri gelmişken ifade etmek gereğini duyuyorum.
Hukuk Hizmetleri Başkanlığı başvuruyu 18. madde kapsamında değerlendirmiş istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin olarak bilgi veya belge verilemeyeceği mealinde işlem tesis etmiştir.
Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı iseyapılan başvurununYasanın 27. maddesinde düzenlenen “Tavsiye ve Mütalaa Talepleri” kapsamında kaldığından bahisle başvurumuzun reddine karar vermiştir.
Hangi gerekçeye itibar edeceğiz???
Cevap aşamasında bile karartma yapan bir anlayış…
(II) . Tesis olunan her 2 işlem de keyfi nitelikte olup haksız ve yasal dayanaktan yoksundur.
(1)Bilgi edinme başvurusunda açık bir şekilde yasaya ve gerçeğe aykırı beyanlara dayalı olan dinleme taleplerinin Kim’lerin talimatı ve onayıyla gerçekleştiğini Kanunsuz Emir ve Talimatı verenler hakkında Başbakan olarak idari ve adli sürecin neden başlatılmadığını soruyoruz.
Soruşturma ya da iddia içeriklerine yönelik istihbari ve yahut Devlet Sırrı niteliğinde bir bilgiyi sormuyoruz.
Görev ve yetkilerini kötüye kullananlar Kimlerdir? Bunu soruyoruz.
İstediğimiz bilgi ve belge bu çerçeveyle sınırlıdır.
(2) . Hal böyle olmasına rağmen Başbakanlık keyfi ve sorumsuz bir şekilde ve tamamen karartma yapmak amacıyla birtakım soyut değerlendirmeler yaptıktan sonra olumsuz yönde işlem tesis etmiştir.
(3) . Aynı başvuru hakkında Başbakanlık bünyesinde 2 ayrı Birim’in 2 ayrı gerekçeyle işlem tesis etmesi ve akabinde talebi reddetmes ibaşlı başına bir hukuka aykırılık sebebidir. Öncelikle bu yönden itirazımızın kabulü gerekir.
Başbakanlık’ın ilgili 2 Birim’i her nedense panik halde ve birbirleriyle yarışırcasına red yönünde işlem tesis etme yoluna başvurmuşlardır. Salt bu tablo bile Başbakanlık’ın yasayı amacına göre yorumlamak yerine belli önyargılarla hareket ettiğini ve işlemi tesis edenleri korumak istediğini göstermektedir.
(III) . Özetle Açıklanan sebeplerle Basın mensupları hakkında bir taraftan suç tasniinde bulunanbir taraftan sahte belge düzenleyenbir taraftan da adli mercileri yanıltan Kamu Görevlileriyle ilgili idari süreç hakkında bilgi almaya yönelik olan başvurumuza karşı Başbakanlık’ın dile getirdiği gerekçelerin hiçbir yasal ve haklı dayanağı yoktur.
Başbakanlık suç ilişkilerini ve suç işleyenleri korumaya devam etmektedir.
Kamu yönetimindeki partizan ve niteliksiz yapılanma sebebiyle Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun objekti fâdil ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme yapacağı konusunda iyimser olmamakla birlikte iş bu başvuruyu yasal ve usuli prosedürü tamamlamak amacıyla yaptığımızı öncelikle beyan ediyoruz.
Bu talep ve değerlendirmelerimiz ışığında itirazımızın kabulüylebilgi ve belgeye erişimin sağlanmasına karar verilmesini saygıyla talep ederiz.
Muteriz
Atilla Kart
Konya Milletvekili