“TGB’YE CANIMI VERİRİM” * Cumhuriyet sevdalısı Muazzez İlmiye Çığ’dan mektup var

“TGB’YE CANIMI VERİRİM”

MUHARREM YERLİ
KARS BORA GAZETESİ

(….) Cami avlularına bırakılan çocuklar. Aslında TGB’nin kapısına bırakılmalı. Daha güvenli. Kızlar ana olur.. Erkekleri baba.. Ağrı gibi duruyorlar. Daya sırtını. Dünya düşmanın olsun. (…)

Bir bakmışsınız Çanakkale’de. Seyid onbaşının yükünü almışlar sırtından. (..) Bir bakmışsınız. Diyarbakır’da Bismil’de bir köyde. Kahvaltı ediyorlar topraksız köylüyle. Ve duvarına harç koyuyorlar Cumhuriyet’in. (..)

Onlar Bodrum’da çıkardılar. Ve geçirdiler başına Coni’nin! Olur ya: Kalırsanız birgün ateş hattında. Başınızı kaldırmanız yeterli. Onların her yerde kazdıkları birer siper göreceksiniz. (..)

Bu sizin yiğitler. Köylüyü harmandan. İşçiyi fabrikadan. Esnafı tezgahtan. Memuru masadan. Sizi evinizden çağıracaklar. (..)

Türkiye Gençlik Birliği’nin. İşaret edeceği Güçbirliği ya da parti. Karargahı olacak bu memleketin. Ve yine yeniden mazlumların umudu olacak. Ve o zaman işte. Ardahan Edirne’nin alnından öpecek. Sinop Kars’a eğilecek. Düğün kurulacak Ankara’da. Çarşı Pazar şenlenecek. Her şehir, her ilçe bohçaları ile gelecek Ulus’a. Türkiye bayram yeri olacak. Bir sancıdır çektiğimiz. Tan’ı kendi elleri ile yırtıyor TGB. Ağarsın diye vatan.

Kendi adıma söyleyim: Üç canım olsa üçünü de verirdim.
İki canım olsa ikisini de. Tek canımı da isterlerse.
Hazırım.

“Canımı TGB’ye verdim geldim” desem.
Sorgusuz geçerim herhalde cennete.”

CUMHURİYET SEVDALISI
DEĞERLİ BİLİM İNSANI
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ’DAN MEKTUP VAR ;

Sayın dostlar, bu yazıyı bir yıl önce yazıp bir yerlere göndermiştim. Bugün bir arkadaşın TGB hakkındaki çok güzel yazısını okuyunca ben de bunu bir kez daha sizlere gönderiyorum.

Ben hep onlarla beraberim, Ülkemizin en büyük dayanağı onlar şimdi. Onlara elimizden geleni az çok demeden yapmalıyız. 29 Ekim de yürüyüşün başını çekmek üzere ankarya gideceğim . haydi sizler de….

muazzez

Türkiye Gençlik Birliği

Nedir Türkiye Gençlik Birliği, Benim İlgim Nasıl başladı Onlara?

2 YIL KADAR ÖNCEYCİ, Mersin’de bazı gençler elime Kırmızı Beyaz adlı dış görünüşleri çok sevimli iki dergi verdiler. Akşam eve gelince dergileri satır atlamadan sonuna kadar okudum. Hiçbir dergiyi bu şekilde okuyamam. Ama bunun yazarları gençlerdi, yaşlarına göre çok da güzel yazmışlar, tam benim ilgilendiğim konulara değinmişlerdi.

Bunu yayımlayan Türkiye Gençlik Birliği gençleri ile tanışmalıydım! İstanbul’a döner dönmez Dergiden aldığım telefon numaralarını aradım. Karşıma Adnan Türkkan çıktı. Buluştuk yanında başka arkadaşları da vardı. Uzun soru yanıtlardan sonra anladım ki, bu geçler tam Atatürk’ün istediği gençlerdi. Onlar 3 yıl önce (şimdi 5 yıl oldu)Türkiye Gençlik Birliği adında merkezi Ankara’da bir dernek kurmuşlar. Buraya herhangi bir ayrım yapmadan her genç üye olabiliyor. Aralarında bir tek bağlantı var Atatürk’ün ülkemizin var olması, çağdaşlaşabilmesi için ön gördüğü kuralların gerçekleştirilmesi ve halkımızın bu yolda eğitilmesi, uyarılması.

Gençlerin hiç dedikoduya sapmadan, atıp, tutma yoluna gitmeden, dürüst ve de umutlu olarak konuşmaları beni hayran bıraktı. Meğer ne cevherlerimiz varmış da haberimiz yokmuş. Bazı engeller yüzünden derneklerini çoğaltamamışlar. Fakat öyle bir organize olmaya başlamışlar ki, bugün 71 ilde en az 20.000 gençten oluşan bir topluluk haline gelmişler.

“Her gün üyemiz artıyor, bunun için biz kimseye ne para ne de başka bir hediye veriyoruz, tüzüğümüzü okuyup, bizlerle konuşup üye oluyorlar. Yaptığımız araştırmalarla şunu gördük ki, Atatürk başta olmasaydı ne bu güzelim ülke kalacak ne de bugünkü durumumuza ulaşabilecektik, diğer taraftan O zamanlar büyük sıkıntılar ve özverilerle elde edilenlerin tükenmekte olduğunu görüyoruz. Bu gidiş sürerse ne Türkiye diye bir vatan ne de bir Türk milleti kalacak. O zaman buna bir DUR diyenler gerek. O DUR’u biz söylemek zorundayız, çünkü bu bizim geleceğimiz. Biz bir Türk milletiyiz, vatanımız Anadolu. Bu ikisini korumazsak ne dinimiz, ne milletimiz, ne de vatanımız kalacak. Bunu algılayan, algılamayı bilen gençler bize katılıyor.”

Bu sözler beni son derece etkiledi. Ama yapacakları işler için para gerekti. Bunu nasıl karşılıyorlardı? Bir kere bütün çalışanlar gönüllü imiş. Bu bana Atatürk zamanını anımsattı. O zaman hepimiz vatan için gönüllü olarak çalışmaya hazırdık. Çoğu da öyle oluyordu. Önce vatandı düşündüğümüz. Derneğe verilen bağışlarla masraflarını karşılamaya çalışıyorlarmış. Duyarlı bazı vatandaşlarımız varmış bağış yapan. Nasıl mutlu oldum. Yaptığımız bağışlar yine kendi çocuklarımız ve torunlarımız için. Bunlara ne kadar yardım edersek o kadar güçlenip seslerini çıkarabilecekler. Protesto yürüyüşleri yapabilecekler. Yapıyorlar ama hepsi her yere ulaşım masrafı yüzünden gidemiyor. Her yerden otobüs tutmaları, pankartlar hazırlamaları, gittikleri yerlerde kalmaları, yemeleri için para gerek. Bu yüzden bazı gidecekleri yere gidemiyor veya az olarak gidiyorlarmış.

Ben bütün bunları duyunca çok çok mutlu oldum. Karanlık düşünceler hemen silindi kafamdan. Ülkemizi aydınlığa gençlerin çıkaracağına inandım ve onlarla bir olmaya karar verdim. Aramızda yaşa fark çok ama kafalarımız ayni yaşta. Onlarla her zaman beraberim. Nereye gitmemi, hangi okulda konuşmamı isterlerse durmadan gidiyorum. Okullarda konuşmalar düzenliyorlar, gençleri bilgilendirmek için. Yürüyüşlerinde de önlerinde olmak beni çok mutlu ediyor. Zengin değilim maddi yardım edemiyorum. Ama Belki edebileceklere önayak olabilirim, diyorum.

Demokrasi adına Elimden ne gelirse Türkiye Gençlik Birliğine yapacağım, herkesin de yapmasını öneririm. Onlara yapacağımız her yardım kendi çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği içindir, bu iyi bilinsin ve değerlendirilsin

Muazzez İlmiye Çığ
17. 3. 2011

Aydınlık gazetesi, 03.10.2012

This entry was posted in DUYURULAR, Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *