CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLAYANLARA DAVA ???

CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLAYANLARA DAVA ???

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
Cumhuriyet Bayramını kutlamak için,
Anıt Kabire ellerinde bayrak ve Atatürk’ün resimleriyle yürümek isteyen
yüzbinlerce Cumhuriyet sevdalısı Yurttaş hakkında soruşturma başlatmış !!!

***

Hukuk ile siyaseti ve iktidarın gücünü bir eden savcılara,

Değerli şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın
seslenişi ve bir yorum

Savcıya

Savcı, nedir düşündün mü,
Dağları sorguçlu kılan?
Onlar susmaz, gece gündüz,
onlar haykırır yüceden.
Gelmiş dağlardan yalnayak,
durmuş kapına bir ıssız,
Seni bile içli kılan.

Savcı, nedir hiç düşündün mü,
Bıçakları uçlu kılan?
Bir eski hak alınmamış,
bir dere kan sorulmamış,
Şunun bunun alın teri,
Alınları taçlı kılan.

Savcı, nedir düşündün mü?
Yazıları suçlu kılan?
Usla, yürekle büyümüş,
gündüzler geceye karşı,
Ama nedir çağlar üzre,
Beni senden güçlü kılan.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Savcıya

Savcı, bir sav (iddia) ileri süren hukuk görevlisidir. Savcı, devlet ve millet adına gördüğü “yasaya aykırılıklara” savaş açan görevli kişidir.

Yasa ve hukuk aynı şey değildir. Yasa “var olan düzenleme”, hukuk ise “olması gereken, vicdanları tatmin eden düzenleme”dir. Olan ile olması gereken arasında her zaman bir fark vardır; her toplumda vardır… Bize düşen olanı, olması gerekene doğru olabildiğince yaklaştırmak ve aynılaştırmaya çalışmaktır. Bu, toplumda adaleti sağlayacak, adaleti mükemmelliğe yaklaştıracaktır.

Ne var ki, yeryüzünde adalet perisinin “Azrail veya kötülük tanrısı” kadar hızlı olduğunu söyleyemeyiz. Bunun vebali de bir parça savcılaradır. Adalet perisine kanat takacak onlardır… Savcılar yavaş davrandığında; özgürlük ve adalet “savcının dizi dibinde, savcının gölgesinde, şehirlerde, adliye saraylarında” olmaz dağlara doğru kaçar nefes almak için…

Türkülere geçmiştir: “Benim meskenim dağlardır, dağlar! ” Dağlar özgürlüğün mekânı ve simgesi olmaya başlar yeniden… Bu her çağda ve her sistemde olabilir. Yoksul insan, mazlum insan senin kapına gelmiş ve adalet istemiştir… Ve sen ey savcı, o insanlara sırtını döndün! Adalet de senin ellerinden uçtu gitti… Sen artık “adalet dağıtan” şefkatli el değilsin…

İnsanlar, haklarını kendisi aramak zorunda kalır ey savcı! İnsanlar tırnak uzatırlar, bıçak taşımaya başlarlar… Çünkü hakları alınmamıştır. Senin yavaşlığından… Kanları yerde kalmış, hesabı sorulmamıştır. Alın teri horlanmış, emeği karşılıksız kalmıştır…

Ey savcı, bir de çağlardan beri yazıyı-şiiri suçlu sayarsın; neden?
(Şimdi de Cumhuriyet’i kutlamak isteyenlerin bayram kutlamaları suç sayılıyor !!! )
Aydınlar, akıl ve cesaretle cehalete, haksızlığa karşı savaş açmışlardır. En eski çağlardan beri işte bu yüzden bir milletin şairleri yasalarını yapanlardan ve yönetenlerden daha güçlüdür. Daha kalıcıdırlar.

Şairin son şiirlerinden biri olarak bu şiir vasiyet gibidir. İnsanlar farkında değildir belki; ama “adalet halkın ekmeği”dir.

Sedat Demirkaya

This entry was posted in HUKUK-YARGI-ADALET, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *