HAÇLI SEFERİ SURİYE’Yİ VURURKEN HAYDİ ÇOCUKLAR BALIĞA !!!

HAÇLI SEFERİ SURİYE’Yİ VURURKEN
HAYDİ ÇOCUKLAR BALIĞA !!!

Sayın Erdal Sarızeybek “ARTIK BAHÇELİ İLE KILIÇDAROĞLU BALIK TUTMAYA ÇIKABİLİR” başlıklı bir yazı yazmış.Yazının genel içeriğine katılıyorum ama ben de eklemelerde bulunmak isterim.

Aslında Erdoğan ile Bahçeli zaten balığa çıkmışlardır.
Yazının başlığının ARTIK TAYYİP İLE BAHÇELİ BALIK TUTABİLİR !!!
olması daha da gerçekçi olacaktır.
Her nekadar “Balığa çıkmak” benzetme de olsa..
Durumu açıklamaya uygundur.

Suriye yanarken,
Ülkemiz Suriye ile çatışmaya götürülürken,
Terör ülkemizin dört bir yanında mevzi tutarken,
Her hafta Onlarca şehit verilip de ocaklara ateş düşerken,

Başbakan Erdoğan ve O’nun !!! Meclisi ile
MHP Genel Başkanı Bahçeli,
Tatildedirler…

Dünya ,yaşadığımız coğrafyadan
III.Dünya savaşına itiliyor.

Savaş tehlikesi olsa da,
Ülkemizin her yanında terör can alsa da,
Ülkemiz her yönüyle baştan aşağıya çalkalanıyor olsa da,
Değerli Milletvekillerimiz yorgundurlar.

Gecenin köründe çuvala doldurdukları ve
içeriğini bilmedikleri yasa taslaklarını ,
“El kaldırılacak – Kaldır ” yöntemiyle
toptan yasallaştırmak kolay iş midir ?
Laik Cumhuriyet’i kırmanın,
TSK’yı güçsüz kılmanın,
Eğitimi dönüştürmenin,
Yargıyı arka cebe koymanın,
yorgunluğunu atmalıdırlar.
Varsın olsun ateş sınırımızdan içeriye girmiş olsa da …
Tatili hak etmişlerdir !

MHP lideri de bir zamanlar ,
meydanlarda AKP’ye veryansın etmiş olup,
İdam urganını bile halka doğru atmış idi…
Tiyatro kolay iş değildir !!!…

El hak ,
Bahçeli bey,
AKP her dara düştüğünde de yanında olmamış mıdır ?
Şimdi de AKP’ye el vermesi neden garipsenir ki !!!

Sıradan vatandaş olarak aklıma düştü;
Tatile paydos diyen Kılıçdaroğlu’na kızan liderler,
Balık tutmakla birlikte,
Deniz kenarında taş da kaydıracaklar mıdır ?

CHP ,tatilde olan Meclisin açılması için çağrılar yaparken,
Tatilde olan Tayyip Erdoğan ile Bahçeli
CHP’nin çağrılarına “her nedense” çok kızmaktadırlar.

“Biz illa Balık tutmaya devam edeceğiz,
hatta paça sıyırıp ayaklarımızı suya da sokacağız ”
Diye düşündükleri sanılmaktadır !!!

Türkiye büyük bir çatışma alanının dibindedir.Hatta bu çatışmaya silah ve militan desteğini sağlayan ülkelerden birisi durumundadır.Yakıcı küresel fırtınanın yok edici ateşi komşumuz Suriye’yi yakmaktadır.ABD’nin Ortadoğuyu teslim alma projesi sınırımıza dayanmıştır.
İran Gen.Kur.Başkanı bir gerçeği hatırlattığı için,
“Suriye’den sonra sıra Türkiye’de” dediği için (ki gerçektir )
Başbakanımız çok kızmıştır…

ABD-İngiltere,İsrail,Suudi Arabistan,Katar ,Suriye’nin parçalanması ve işgali için para,silah ve paralı militan desteği sağlamaktadırlar.Yayımlanan haber ve istihbarat raporlarına göre ne yazık ki Türkiye de komşusunun parçalanması için işgalci emperyalist güçlerle işbirliği yapıyor.
Suriye sınırına yakın açılmış olan mülteci kampları aslında Suriye’ye küresel güçlerin militanı olarak savaşmaya gidenlere bir barınak olmuştur.

Suriye Devletine karşı savaşan militanların büyük kısmı Adana’da Amerikan üssünde eğitildiklerini kendileri söylemektedir.Çatışmaların başlamasıyla birlikte Irak kuzeyindeki
Kürt’ler Suriye-Türkiye sınırına konuşlandırarak burada mevzi kazanmışlardır.
Türkiye’den Suriye’ye sızdırılan Libya’lı militanlar savaş öncesi ülkemizde hastahanelerde ve
otellerde AKP iktidarı tarafından barındırılmışlardır.Birkaç gün önce sağlık bakanlığına ait ambulanslarla Suriye’ye silah gönderildiği ve yaralı militanların da tedavi için ülkemize getirildiği ortaya çıkmıştır

Şemdinli merkez olmak üzere bölgede PKK terörü artmış ve teröristler vuruşarak yörede,
mevzi kazanmak için güvenlik güçleri ile uzun çatışmalara girmiştir.

Gen.Kur.Başkanlığı açıklamalarına göre 2000 / 2010 yılları arasında şehit sayıları;

Açılımın başladığı 2009 yılında şehit sayısı 135 olurken, 2010 yılında bu sayı 141’e yükseldi. Bölücü terör örgütünün saldırılarının artarak devam ettiği sürecin bilançosu ise dün şehit olan 5 polis ile bugün şehit olan askerlerle beraber toplam 258 oldu. Temmuz 2009 tarihinde Atalay’ın yaptığı basın toplantısıyla başlayan 2 yıl 5 aylık süreçte 234 asker ile 24 polis can verdi.(20 Ekim 2011)

2011 yılında 162 şehit verildi.

Son 8 aydaki şehit sayısı ise 90 .Şubat ayında 4, Mart’ta 8, Nisan’da 7, Mayıs’ta 16, Haziran’da 24, Temmuz’da 20, Ağustos ayının ilk haftasında ise 11 olmak üzere 2012 yılında toplam 90 güvenlik görevlisi şehit oldu.

Şimdi de Suriye ile savaşın eşiğindeyiz.
halk deyişiyle Irak,İran ile de “papaz” durumdayız…

Ehh artık balığa çıkmanın zamanıdır …
Yaşasın tatil…

Naci KAPTAN
10.08.2012

Söz değerli Erdal Sarızeybek’tedir..

ERDAL SARIZEYBEK

ARTIK BAHÇELİ İLE KILIÇDAROĞLU BALIK TUTMAYA ÇIKABİLİR

Vatanı sevmek kolay değil, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu için artık balık tutma zamanıdır.

AKP ile HAS Parti birleşiyormuş. Öyle ya Numan Kurtulmuş geldi, “Yetmez ama Evet” diyerek Saadet Partisi’ni AKP’ye sürükledi, ardından böldü ve şimdi de özüne döndü; AKP’ye geçiyormuş… Anlamı şudur; erken seçim, Erdoğan Cumhurbaşkanı ve Kurtulmuş Başbakan yani AKP tam kadro iktidar. Kamuoyu yoklamaları da aynı telden çalıyor zaten.
Ama bu ülke AKP ülkesi değil ki; CHP’si var, MHP’si var ve vatana sahip çıkacak partiler var. Peki onlar ne alemde?

Ahlak dışı bir kaset olayı sonrası CHP’nin başına gelen Kılıçdaroğlu, geldiği günden beri parti teşkilatı ve parti programı üzerinde çalışıyor. Sonuç; ne teşkilat ne de program kaldı, halbuki Atatürk’ün çizdiği yol belli idi, aynı yoldan başı dik alnı açık yürüyecekti, hepsi buydu ama yapmadı, yapamadı.

İktidar ortağı iken erken seçim isteyen Bahçeli, bırakın iktidardan düşmeyi, aldığı % 8,36’lık oyla Meclis’e bile giremedi. Diğer iktidar ortağı CHP ise %19.39’luk oyla muhalefet olmakla yetindi. Sözde yeni kurulmuş olan AKP ise %34.28’lik bir oyla, yani toplam oyların üçte biri ile tek başına iktidar oldu, nasıl demokrasi ise…

2002’den günümüze başımıza neler gelmedi ki; karakollarımız basıldı; şehit verdik, askerimizin başına çuval geçirildi; aşağılandık, Barzani-Talabani kafa tuttu; cevap bile veren olmadı, gururumuz incindi, Kıbrıs Rumlara satıldı; ihanete uğradık, Rumlar devlet oldu, Türkler ise hiç, özelleştirme yaptılar; yetime döndük, elimizde kaynak kalmadı, daha ne diyeyim…

AKP iktidarı ile geçen son on yılda çok şey kaybettik biz; en başta Alevi-Sünni ayrışmasına maruz kaldık, ardından Türk-Kürt ayrışmasına. Atatürk mirası her şey satıldı; bankalar, şirketler, borsa, limanlar, topraklar, madenler, iş sonunda Cumhuriyet Devleti’nin satılmasına kadar geldi. Onu da yaptılar; Cumhuriyet’in ordusuna saldırdılar, komutanlarını hapse attılar. Kurumlarına saldırdılar; ne adalete güven kaldı ne bürokrasiye. Milli Eğitime saldırdılar; öğretmenlerimiz aç, çocuklarımız ezberci, gerisi özel okul, özel dersane. Daha ne diyeyim, çok şey kaybettik biz, çok…

Şimdi ise Doğu Anadolu’da halkımızı kaybediyoruz, öyle ya İmralı çıktığı anda, halkımız esir olmuş demektir. Konu komşuyu da kaybediyoruz; Malatya’ya getirdiler ABD’yi, İran düşman, Suriye düşman oldu. En önemlisi kardeşliğimizi vurmak istiyorlar; Alevi Sünni’ye Kürt Türk’e, düşman etmek istiyorlar.

Biz kaybederken CHP’li Kılıçdaroğlu muhalefet, MHP’li Bahçeli de muhalefet ama Meclis’te görünen partiler idi. Ama nasıl bir muhalefetse bu muhalefet, ne kaybetmemizi önlediler, ne de kaybettiklerimizi geri almayı başardılar. Ve onlar hala muhalefet.

Sözün özü, önümüzde iki seçenek kaldı; ya bu CHP ve MHP yönetimleri değişecek, onlar değişmese oy veren halkımız değiştirecek ya da halkımız, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nu bir kenara bırakıp milli-ulusal çatı ve temelde birleşecek, onlar istese de istemese de, ülkemizi ve çocuklarımızı kurtaracak. Ne yani biz, Türk Milleti, Yahudi siyaseti güdenlere teslim mi olacağız, asla!

Vatanı sevmek kolay değil, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu için artık balık tutma zamanıdır. Gerisini halkımız halleder; unutulmasın ki bugün AKP’yi iktidara taşımış olan halkımız, onu devirmesini de bilir, çünkü güç halkımızdadır, başkasında değil!

ERDAL SARIZEYBEK

This entry was posted in EMPERYALİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *