TÜRKİYE NASIL DÖNÜŞTÜRÜLDÜ ?
DİN TABANLI İSLAM DEVLETİNE GİDİŞİN SERÜVENİ – 3
Naci KAPTAN
Cumhuriyetin kuruluşunu 87. yılını birkaç gün önce kutladık.
Laik demokratik Cumhuriyet’e üstü kapalı , açık başkaldırılar ve saldırılar.
Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra başlamıştı
Laiklik ve Cumhuriyet karşıtları,
Tarikatlar ve cemaatlar ile radikal sağ , siyasetten ellerini hiç çekmediler.
Türkiye’nin demokratik bir hukuk Devleti olması,
Cumhuriyet ve laiklik karşıtlarının siyaset içinde de partileşmesine izin verdi.
Hukuk Devleti içinde siyasete giren bu düşüncenin sahipleri,
izledikleri politikalarla hep Mustafa Kemal Atatürk’ün laik ve demokratik,
Hukuk Devletiyle hesaplaşma ve laik Cumhuriyet sistemini ve hukuk Devletini
bir islam Devletine dönüştürme arayış ve çabalarında oldular.
Daha da güçlenebilmek için tarikatlara ve cemaatlarle,
Dini dernek ve vakıflara yasal kolaylıklar sağladılar.
Onlardan da destek aldılar.
Bu yetmedi AB’ye girecek GİBİ yapılarak ,
AB’nin siyasi etkinliği koltuk değneği olarak kullanıldı.
Türkiye’deki muhalefet ve ülke aydınları baskı altına alındı.
Emperyalizm ve tarikatlar ,siyasetçilerle saçayağı oluşturdular.
Türkiye küresel emperyalizme teslim olurken,
İslam Devletine dönüştürülmesi ivme kazandı …
Bu yazı dizisinde ülkemiz siyasetinde yaşanan bu olayları irdeleyeceğim.
Var olan Laik Cumhuriyet sistemine karşı bir arayış içinde olan
Yönetimde ve siyasette dini ögeleri öne çıkartan,
Laikliği zedeleyen politikaların sahibi olan partilerin temel kimliklerine bakalım.
Milli Nizam Partisi
26 Ocak 1970 açıldı * 20 Mayıs 1971 kapatıldı
Refah Partisi
19 Temmuz 1983 açıldı * 16 Ocak 1998 kapatıldı
Milli Selamet Partisi
11 Ekim 1972 açıldı * 12 Eylül 1980 ihtilal bütün siyasi partiler kapatıldı
Fazilet Partisi
17 Aralık 1997 açıldı * 22 Haziran 2001 kapatıldı
Saadet Partisi
20 Temmuz 2001 açıldı
Adalet ve Kalkınma Partisi
14 Ağustos 2001 açıldı
Yukarıda görüldüğü gibi birbirinin devamı olan bu radikal sağcı siyasi partiler,
laiklik karşıtı eylemler nedeniyle kapatılmışlardır.Kapatma nedeniyle birbiriyle ardışık gelen
bu partilerin genel başkanlarıyla üst düzey parti yöneticileri genelde aynı kişiler olmuştur.
İslam Demokrat Partisi ile başlayan ve Milli Nizam Partisiyle devam ederek günümüzde bu partilerin devamı olan Saadet ve AKP ile birlikte ,din tabanlı siyasi partiler kapatıldıkça farklı isimlerle adeta matruşka bebekler gibi birbiri içinden çıkarak uzantıları olan Refah Partisi – Milli Selamet Partisi – Fazilet Partisi -Saadet Partisi – Adalet ve Kalkınma partisi olarak bugünlere gelmiştir.
Son olarak 14 Mart 2008 tarihinde Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından,
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği” savıyla, Anayasa Mahkemesi’nde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temelli kapatılması davasını açıldı.
Başsavcı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında olduğu 71 kişinin, siyasetten 5 yıl uzaklaştırılmasını istedi. Anayasa Mahkemesi 30 Temmuz 2008’de açıkladığı kararla 10 üyenin 6’sı kapatılması yönünde, 4’ü hazine yardımı kesilmesi yönünde ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın ret oyuyla kapatılmadı. Hazine gelirinin yarısının kesilmesi kararı aldı.AKP böylece kıl payıyla ve Anayasa Mahkemesi Başkanının verdiği destekle kapanmaktan kurtuldu.2002 den bu yana halen iktidarda…
Şimdi AKP’den gerilere doğru gidelim ve din tabanlı radikal sağcı partilerin izlerini sürelim.
MİLLİ NİZAM PARTİSİ (MNP)
1950’lerde Demokrat Parti, 1960’larda da Adalet Partisi’nde örgütlenerek merkez sağ partiler içinde yer almayı tercih eden İslamcı siyasal akım, 26 Ocak 1970’te Millî Nizam Partisi (MNP) adıyla ayrı bir siyasi güç olarak ortaya çıktı.
Profesör Necmettin Erbakan Konya Bağımsız Milletvekili olarak parlamentoya girdiğinde, Milli Görüş Hareketi de siyasi arenada boy gösterdi. Yıl 1969’du. Kısa bir süre sonra Erbakan artık bağımsız bir milletvekili değil, Milli Nizam Partisi’nin kurucusuydu.
MNP, 1969 seçimlerinde Konya’dan bağımsız olarak parlamentoya giren Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından kuruldu.
Kurucuları: Necmettin Erbakan, , A. Tevfik Paksu, Ali Haydar Aksay, Süleyman Arif Emre, H.Tahsin Armutcuoğlu, Ömer Çoktosun, Ekrem Ocaklı, Ö.Faruk Ergin, Saffet Solak, Hasan Aksay, Ali Oğuz, İsmail Müftüoğlu, Nail Sürel, Fehmi Cumalıoğlu, Hüsamettin Fadıloğlu, Bahattin Çarhoğlu,Mehmet Satoğlu, Rıfat Boynukalın, Hüsamettin Akmumcu, Hüseyin Abbas, ikbal Şen .
Amblemi, işaret parmağını kaldıran sağ bir yumruktu. Genel başkanlığına Necmettin Erbakan’ın geldiği parti içinde, Ahmet Tevfik Paksu, Süleyman Arif Emre, Hasan Aksay ve Fehmi Cumalıoğlu gibi isimler vardı. MNP, Adalet Partisi’nden (AP) ayrılan Isparta milletvekili Hüsamettin Akmumcu ve Tokat milletvekili Hüseyin Abbas’ın da katılımıyla TBMM’de 3 milletvekili ile temsil edildi.
İslamcı bir söylemin egemen olduğu MNP’nin programında, milli ve manevi kalkınmaya önem verildi. Parti, ahlak ve fazilet kavramlarını ön plana çıkarttı. Serbest rekabetçi ekonomik anlayışa ve faiz sistemine karşı çıkarak, devlet müdahalesiyle ekonomide bir nizam sağlanması gerektiğini öne sürdü. Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği) girilmesine de karşı çıkan parti, Türkiye’de ağır sanayi yatırımlarına hız verilmesi gerektiğini savundu.
Partinin Kuruluş Beyannamesi’nde Aziz Milletimiz; Bugün, daima Hak’ka bağlılıkta, Hak’kı tutmakta, iyiyi destekleyici, kötüyü men edici hüviyetiyle insanlık tarihinin en ulvi mahreki üzerinde yürüyen Büyük Milletimizin çeşitli tesirlerle kendi yolundan saptırılması gayretlerinin hüküm sürdüğü oldukça uzun bir devreden sonra yeniden ulvi ve şanlı tarihi yörüngesi üzerine oturtulması için füzelerin ateşlendiği gündür. Milli Nizam Partisi; Milletimizi karışık ve karanlık devrelerden sonra aydınlığa götürecek, onu parlak tarihi yörüngesi üzerine yeniden oturtmak için ateşlenen güçlü füzedir. Bugün bu füzenin ateşlendiği gündür. Bugün bu mutlu gündür. Bütün milletimize uğurlu ve hayırlı olsun. Ey daima Hak’kı tutmak, iyiyi sağlamak ve kötüyü men etmek yolunda bulunmak üzere seçilmiş mümtaz ve Aziz Milletimiz! deniliyordu.[1]
MNP programı ile ortaya atılan bu görüşler, sonraki yıllarda “Milli Görüş” adı altında, Erbakan ve arkadaşlarınca kurulan veya kurdurulan bütün partilerin programlarının genel çerçevesini oluşturdu.
Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Mart 1971’de, MNP hakkında “laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü” gerekçesiyle dava açtı.
Bölüm 3 sonu – devam edecek
Naci KAPTAN
01 kasım 2010
