Sizler de Bölünen ve Bağımsızlığını yitirmiş olan Türkiye ile birlikte, YOK OLUP gideceksiniz‏

SİYASİ PARTİLERİN HABER GRUPLARINDA BULUNAN TEMSİLCİLERİNDEN BU MEKTUPLARI PARTİ YÖNETİMLERİNE ULAŞTIRMALARI RİCA OLUNUR.

***

Sayın Reşit Çağın ile sayın Arzu Özok’un MUHALEFET PARTİLERİNE yazmış oldukları mektuplarına ben de bir mektup eklemek istedim ;

Bölünen ve Bağımsızlığını yitirmiş olan Türkiye ile birlikte, YOK OLUP gideceksiniz

Bu mektuplar CHP-MHP-İP – DSP’ ye yazılmıştır.

Muhalefet Partilerinin yönetimine ,
Sayın siyasetçi,

Referandum oylamasını yaptık ve Türk toplumunun önüne

%58 EVET
%42 HAYIR

Türk hukuk sistemini ve ona bağlı olarak demokrasiyi kökten etkileyecek olan
sonuç önümüze konuldu.

Sizler CHP – MHP başta parti liderleriniz ve yönetim kademesi olarak
meydan meydan dolaşarak,konuşmalar yaparak,İP ve DSP yönetimleri de
yazılar , yazarak TV’lerde konuşmalar yaparak ,
tercih yapacak olan seçmen kitlesini bilgilendirmeye ve uyarmaya çalıştınız.
Anayasa değişiklik teklifini kendi amaçlarına uygun olarak hazırlamış olan
AKP’ye karşı durdunuz.

Ne kadar başarılı olup olmadığınız,
alınmış olan referandum sonucundadır !!!
Yapmış olduğunuz çalışmalar Türkiye’nin geleceğini kurtaramamıştır !!!

Türkiye küresel boyutta kurgulanmış olan ve dış güçlerle işbirlikçilerinin birlikte eyleme koyduğu dozu hergün artan bir saldırı altında olduğu tarafınızdan da bilinmekte ve dile getirilmektedir.

Bir ülkeyi ayakta tutan,
Bir ülkeyi Devlet,
Halkını ulus yapan,
Demokrasi,laiklik,
Cumhuriyet yönetimi ,
gibi tüm kavramlar birlikte
Ulus Devlet’in temel kurumları bir bir kırılarak teslim alınmaktadır.

Demokrasi söylemi kullanılarak,
Hukuk söylemi kullanılarak ,
Türkiye dönüştürülmekte ve ülkemiz emperyalist güçlere teslim edilirken,
bölünmeye ve irticai bir şeriat yönetimine götürülmektedir.
Demokratik Cumhuriyet’in çağdaşlaşma ışığı ,
Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlığı söndürülmektedir.

Değerli politikacılar,

2002 – 2011 dönemi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir yer alacaktır.
Bu dönem ülkemizin yapısının ,
Laikliğin,
Cumhuriyet’in,
Demokrasinin,
Ülke bağımsızlığının,
Üniter Devlet yapısının ,
Emperyalizm-Tarikat ve cemaatlar-İşbirlikçi siyasetçilerlerin
birlikte el ele vererek değiştirildiği bir süreç olarak tarihe not düşülecek ve anılacaktır.

Tabii sizler de bu tarihi notun içinde görevini yapamamış muhalefet partilerinin siyasetçileri olarak yerleriniz alacaksınız.Konu artık siyaset olmaktan çıkmış,Ülkemizin var / yok olmak boyutuna gelmiştir.

Türkiye etnik olarak bölünmüş olup bu bölünme giderek derinleştirilmektedir.
Irak kuzeyindeki “Kürdistan” ABD-AB isteğiyle ve AKP’nin de büyük desteğiyle kurulmuştur.

Yine AKP tarafından imzalanmış olan İKİZ YASALARIN uygulanmaya konma zamanın da gelmiş olduğu BDP ile PKK ‘nın müşterek ve Devlet’e meydan okuyan siyaseti ,hergün kent ve ilçelerde yapılan BAŞ KALDIRI eylemleri ve Diyarbakır’da hergün boy gösteren yabancı parlamenterlerin varlığı ve açıklamalarıyla ortaya çıkmıştır.

Bu sürecin gidişini engellemesinler diye,Yüksek yargı , TSK yoğun baskı altına alınarak HUKUKSUZ ,hukuk ile sıkıştırılarak,hareket edemez hale getirilmişlerdir.

Ülkemizin GERÇEK akil adamları ve GERÇEK aydınları yapay ve syasi davaların içine iftiralarla çekilerek hapislere atılmışlardır.

Sizler ,
Muhalefetin sayın siyasetçileri,

SİZLER NE YAPIYORSUNUZ ???

NEDEN BİR ARAYA GELMİYORSUNUZ ???
NEDEN GÜÇ BİRLİĞİNE GİTMİYORSUNUZ ???

KOLTUK SEVDASINI,
SİYASİ İDEOLOJİLERİNİZİ,
SİYASETTEKİ YELPAZENİZİ,
ÜLKEMİZ SELAMETE ÇIKINCAYA KADAR
NEDEN GÖZ ARDI ETMİYORSUNUZ ???

Bu tutumunuz devam ettikçe,
2011 seçimlerinden sonra sizler de kaybolmuş Demokrasi içinde,
yerlerinizi,makamlarınızı kaybedecek,
Bölünen ve Bağımsızlığını ,adil hukuku yitirmiş olan Türkiye ile birlikte,
YOK OLUP gideceksiniz

Naci Kaptan
19 Eylül 2010

****

From: Arzu ÖZOK
Date: 19.09.2010 05:21:52

TÜM PARTİLERE,

PARTİLER HALA UYUYOR. UYUMAKLA KALMAYIP ÜST ÜSTE HATALAR YAPIYORLAR.DUYARLI VATANDAŞLARI HİÇE SAYIYOR, ÖNERİLERİ KULAK ARKASI EDİYORLAR.

HER ZAMANKİ GİBİ “EN İYİSİNİ BEN BİLİRİM” TAVRI İÇİNDELER.
HALA KOLTUK SEVDASINDA OLANLAR VAR. BİR SÜRE SONRA BU KOLTUKLARDAN KALKMAK ZORUNDA BIRAKILACAKLARINI ALGILAYAMIYORLAR. OYSA BİR SÜRE SONRA NE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ, NE ÇOK PARTİLİ SİSTEM, NE LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ KALMAYACAK. İŞTE O ZAMAN O DEĞERLİ POPOLARINI O KOLTUKLARDAN KALDIRDIKLARINDA İSE ÇOK GEÇ KALMIŞ OLACAKLAR.

TÜM PARTİLERE, KÜÇÜK VE BÜYÜK TÜM PARTİLERE ÇAĞRIMDIR.
LÜTFEN BİRLEŞİN, BİRLEŞİN Kİ GÜÇLENİN… BUNU ÜLKEMİZ İÇİN YAPIN…

FARKLI GÖRÜŞLERİN, KOLTUKLARIN, MAKAMLARIN, PARANIN PEŞİNDE KOŞACAK ZAMAN YOK ARTIK.

BU EGOLARI BİR KENARA ATIP ARTIK UYANIN…VE BİRLEŞİN…
BİRLEŞİN Kİ TÜRK MİLLETİ DE BİRLEŞSİN VE KENETLENSİN…
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALSIN…

ARZU ÖZOK

***

MUHALEFETE ÇAĞRI TAZELEMESİ!

Bizler övgülerini de yergilerini de hızlı ve güçlü yansıtan heyecanlı, duygusal ve genç bir toplumuz.

O nedenle referandumdan çıkar çıkmaz, 8 yılda ülkemizi her bakımdan tanınmaz hale getiren bir partiye karşı muhalefetin neden başarılı olamadığını sorgulamak ve sitemlerimizi yansıtmak istiyoruz.

Çünkü; AKP’nin nasıl bir parti olduğunu bilen, “değiştik” yalanlarına inanmayan ve ülkeye verdiği zararları gören bilinçli vatandaşlar olarak bir an önce yönetimden uzaklaşması gerektiğine inanıyoruz.

Ancak; onu demokratik yoldan uzaklaştıracak olan muhalefet partilerinin tekrarlanan hatalar, giderilemeyen eksikliklerle patinaj yaparak yetersiz kalmasını doğrusu hazmedemiyoruz. Çünkü;

Sizlere yıllardır tekrarlayıp durduğumuz düşünce ve önerilerimiz var.
Örneğin:

-Parti teşkilâtınızı yenilemenizi, gençlere, kadınlara, zaman sorunu olmayan bilgili, deneyimli ve kültürlü emeklilere parti kapılarınızı açarak onlardan yararlanmanızı önerdik.

-Meydanlar ne kadar dolarsa dolsun, seçmen sayısı, parmak boyası , bilgisayar sistemi gibi konularda YSK’ nın güvenilirliği sağlanmadan yapılacak oylamanın hiç bir anlam ifade etmeyeceğini, “testi kırılmadan önlem alınmasını” istedik.

-Gündem yaratılmasında AKP’nin oyununa gelinmemesini, yeni anayasa ile hangi tuzakların kurulduğunun ve bunlara içerden ve dışarıdan kimlerin, neden destek verdiğinin topluma anlatılmasını, dincilik ve bölücülükte taviz verilmemesini ısrarla talep ettik.

Fakat sizler; heyecansız, amaçsız, köhnemiş kadrolarınız, onun bunun adamı olmaya çalışıp birbirini yiyerek enerjisini tüketen hiziplerinizle bildiğinizi okumaya ve halkla ilişkilerden sınıfta kalmaya devam ettiniz.

Bu koşullar altında alınan sonuç yine de büyük başarıdır. Ama bunu sakın kendinize mâl etmeyiniz. Bizler; Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına, inanç sömürüsüne, cemaatleşmeye, çağdışı düşüncelere, Silivri zulmüne, vatanımızın emperyalizme peşkeş çekilmesine, bölücü hainlere taviz verilmesine, yolsuzluklara, tarımımızın, doğal zenginliklerimizin yok edilmesine karşı olduğumuz için AKP’yi istemiyor ve gidecek başka kapımız olmadığı için, biraz da mecburiyetten sizlere oy veriyoruz.

Yani çaresisiz. Yoksa, bizlere umut veren bir söyleminizi, plânınızı, projenizi duyup da peşinizden geliyor değiliz. Bize güven ve heyecan veren bir duruşunuz yok! Şaşkın ve acemi bir haliniz var üstelik. Şeytanca planlara, tuzaklara karşı uyanık ve tedbirli değilsiniz.

Olmadığınız gibi, ileriyi gören ve uyaranları da dikkate almıyorsunuz. Örneğin;

-İnternet sitelerinde, gazete ve dergilerde birbirinden değerli, ilginç düşünceler içeren yazılar yayınlanıyor. Bunları izleyen, değerlendiren ekipleriniz var mı? Bu düşünce sahiplerini partilerinize davet edip görüşlerinden yararlanmayı düşündünüz mü hiç?

-Bölücü ve dinci lider bozuntularının, iktidarın önde gelenlerinin, gerçek yüzlerini ortaya koyan geçmişe ve günümüze ait bir yığın görüntüsü, belgesi var. Bunları CD’ler, DVD’ler, kitapçıklar haline getirilip topluma neden dağıtılmaz? Onlar belge uyduruyor da, siz niçin olanları anlatamıyor sunuz?

-Bu toplumda neden hırsızlar, yobazlar ve bölücü hainler etkili oluyor da, çağdaş, namuslu, yurtsever kadrolar, toplumu uyarmak, uyandırmak, doğruları anlatmak ve kendilerine inandırmak konusunda yeterince başarılı olup ülkeyi yönetemiyor? Bunun bilimsel ve sosyolojik araştırması yapılıyor mu?

Sonuç olarak; % 42’ nin değerinin iyi bilinmesini, toplumun nabzının sürekli ve sağlıklı tutulmasını, kişisel hırs, çıkar ve hesaptan uzak önerilerimizin dikkate alınmasını, aksi takdirde yeni arayışlarla bu enerjinin parçalanma ve heba olma riskinin bulunduğunu sizlere hatırlatmak istiyoruz!

Muhalefetin bölünüp çoğalarak değil, düşüncede ve kadroda yenilenerek güçleneceğine inanıyoruz.

Reşit Çağın
16 Eylül 2010

This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *