1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı üzerine BİR MEKTUP İKİ yazı

ALINTERİNİ EKMEĞE ÇEVİREN ,
ALINTERİNİN KARŞILIĞINI,
İNSAN ONURUNA YAKIŞIR ŞEKİLDE İSTEYEN,
SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI OLAN TÜM EMEKÇİLERİN,
EMEK VE ÇALIŞMA BAYRAMI KUTLU OLSUN .

Önce taşaronluk sistemi dayatılarak emekçilerin alın teri ve ekmekleri ellerinden alındı.
Devleti yönetenler para ve malcıların yanında yer aldılar…
Sermaye ile birlik oldular…
Küresel düzenin kapitalizm teknesine bindiler.
Sermayeden yana olan , işçi ve emekten yana olur mu ?

İstanbul Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları iktidar tarafından yasaklanmıştır.
İstanbul’da kamu ve özel kara ve deniz araçları çalıştırılmamış,
Halk yollarda kalmış ne evlerine,ne de işlerine gidememişlerdir.
Polis sadece işçilere karşı değil,sade halka da gaz ve tazyikli su kullanmış,
hatta hastahanelere bile gaz bombası atılmıştır.
Orantısız güç kullanılmıştır.
AKP iktidarı Emekçilerin 1 Mayıs bayramını gaspetmiştir.

Naci Kaptan

BİR MEKTUP

Sayın Bülent Arınç
Türkiye Cumhuriyeti
Başbakan Yardımcısı

Sayın Bülent Arınç 01.05.2013 saat 16.15, haberleri takip etme fırsatını ancak bulabildim. Taksim Meydanını işgalci kuvvetlerden ( belkide düşman kuvvetlerinden ) gerekli ve de taktiksel önlemlerle koruduğunuzu ve de işgali önlediğinizi öğrenmiş bulunuyorum.

Çok heyecanlıyım. Önlemede büyük başarı sağlayan kuvvetleri sizin nezdinizde kutluyorum.Devlet güclerinin isabetli gaz bombası atmaları, yakaladıklarını copları ile dövmeleri, sonrasında da göz altına
almadaki başarıları göğsümüzü kabarttı.

Bu başarının; Kürtlerin işgali altında olan canım TÜRKİYE’m için sürmesini canı gönülden beklemekteyim.Canım TÜRKİYE’mi işgal eden kuvvetlerin, ayni Taksim Meydanında olduğu gibi, kolluk kuvvetlerimizce cansiparane gayret ve taktiklerle kovulmalarını beklemekteyiz. Biber gazı ve copun bu önlemler için de kullanılması sizin takdirlerinize sunulmuştur.

Yazıma son verirken kolluk kuvvetlerimizin, bu savaşta gazi olduklarını da öğrenmiş bulunmaktayız. Gazilerimize bir an önce sağlıklar dileriz.

Sevginin ve kardeşliğin harman olduğu canım İZMİR’den derin saygılarımızla,

Türker Baykal
turkerbaykal@hotmail.com

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı *1*

adnanserpen@mynet.com
01.05.2013

1880’li yıllar, ağırlıklı olarak bilek gücüne dayalı emeğin geçerli olduğu ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllarda çok küçük yaşta çocukların karın tokluğuna 14-15 saate kadar çalıştırıldığı yılardı. Şirketler eşi görülmemiş bir hızla büyürken, işçilere, işyeri güvenliği, sağlık koşulları, örgütlenme ve grev gibi en temel haklarını tanımayan, çalışanların haklarını aramalarının mümkün olmadığı siyasallaşmış bir hukuki sistemi ile karşı karşı karşıyaydılar.

1881 yılında bu yaşanan haksızlıklara karşı direnmek amacıyla yarım milyon işçiyi temsilen kurulan ” Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu ” 8 saatlik iş günü mücadelesini ülke geneline yaymak ve işçilerin kararlılıklarını göstermek amacıyla mücadele başlattılar.

ABD’nin Chicago kentinde İşçilerin 1 Mayıs 1886’dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlatılan mücadele sonucunda 1 Mayıs 1886’da ABD’nin büyük kentlerinde beş binden fazla grev ilan edildi. Polisle grevciler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi öldü, çok sayıda işçi yaralandı. Üç gün süren gösteriler sonrasında sendikacılardan dördü idam, dördü ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Chicago’da, Trade-Unions (İşçi Birliği) kongresinde 1 Mayıs 1886’dan itibaren normal iş gününün 8 saat belirlenmesini kararlaştırıldı. Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı’nın 1889 Paris Kongresi’nde (II. Enternasyonalin 1. Kongresi), işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir günün ortak bayram ilan edilmesi benimsendi.

Osmanlı döneminde Anadolu’da 1 Mayıs ilk kez 1905 yılında İzmir’de kutlandı.
İstanbul’da ise ilk kez 1 Mayıs 1910’da yapıldı. 1920 yılında 1 Mayısı, işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına rağmen 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. Cumhuriyet’in ilanından sonra 27 Mayıs 1935 tarihli “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun” ile 1 Mayıs “Bahar Bayramı” olarak kabul edildi.

12 Eylül döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılan 1 Mayıs, otuz yıla yakın aradan sonra Nisan 2009’da TBMM’ne verilen önergeden sonra tekrar resmi bayram olarak “Emek ve Dayanışma Günü” ilan edildi.

Evet çalışanlar ve emekçiler uzun bir mücadeleden sonra bugünlere gelindi. Fakat küreselleşme adına acaba tekrar 1886’lara mı dönüldü ?,evet taşeron işçi ve personel çalıştırma ile ortaya çıkan taşeronlaşmanın gittikçe her meslek mensuplarına uygulanır hale gelmesi sonucununda sendikalı işçi sayısının her geçen gün azaldığı, ülkemizde çalışanların şartlarının gittikçe 1886 yılının şartlarına dönüldüğünü düşünüyorum.

Tüm çalışanlara insan haklarına ve İLO şartlarına uygun çalışma haklarının sağlanması dileğiyle tüm çalışanların ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyorum, saygılarımla.

Adnan SERPEN
Veteriner Hekim
İZMİR

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı *2*

01.05.2013

BASIN AÇIKLAMASI

Bu yıl “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı”nı, yurt ve dünyanın daha da ağırlaşan sorunlarını yaşayarak kutluyoruz…

Uzunca bir zamandır “Küreselleşme, özelleştirme ve serbest piyasa…” anlayışını ülkelere dayatan emperyalizm, emek ve ülke sömürüsünü katlayarak sürdürmektedir. Özellikle ABD ve AB öncülüğünde, bu sömürgeleştirme süreci, sözde “insan hakları, demokrasi ve özgürlük…” gibi değerlerin altına gizlenmektedir. Öte yandan, etnik, dinsel, mezhepsel farklılıkları da kullanarak ulusları dağıtmakta, ulus devletleri çökertmekte, ülkeleri bölmektedir.

Afganistan ve Irak işgalleriyle kendini açıkça gösteren, bizim ülkemizde de PKK Terörüyle uzun yıllardır tanık olduğumuz bu insanlık dışı emperyalist senaryo, Irak’ın işgal edilmesi, parçalanıp yağmalanmasıyla azgınlaşmış, “Arap Baharı” denilen kanlı işgal ve iç savaşlar çıkartarak Kuzey Afrika ülkelerinin kana boğulması ve ulusal zenginliklerine el konulmasıyla doruğa tırmanmıştır. Şimdilerde Suriye’nin hedef alındığı ve ne yazık ki, ülkemizin de kullanıldığı bir kanlı alçaklık süreci ile tüm Ortadoğu da kanlı kargaşalara sokulmuştur.

Bu koşullar yurdumuzu, ulusumuzu ve cumhuriyetimizin de hedef alındığı ağır tehlikelere yol açmıştır. Tüm insanlığa örneklik ve öncülük eden bir ulusal kurtuluş savaşıyla bağımsızlığını kazanmış, cumhuriyet devrimleriyle de çağdaşlık yolunda hayranlık uyandıran başarılar kazanmış ulusumuz, ülkemiz ve Cumhuriyetimiz, bugün yine Batı Emperyalizminin ve işbirlikçi güçlerin saldırısı altındadır.

Bu tehlike hızla ağırlaşmaktadır.

Çünkü, ulusumuzun, başından beri ulusal kurtuluş, tam bağımsızlık ve çağdaş cumhuriyet kazanımlarını içine sindiremeyen Batı emperyalizmi, işbirlikçi güçleri de kullanarak saldırılarını artırmıştır. Önce ulusumuzun, özellikle emek güçlerimizin çağdaşlaşma, demokratikleşme, çabalarının faşist darbelerle ezilmesini sağlamış, son yıllarda da terör örgütlerini, özellikle de PKK’yı kullanarak ulusal birlik ve yurt bütünlüğümüzü bozma çabasına girişmiştir.

Bugün, Cumhuriyet tarihimizin en işbirlikçi ve gerici iktidarının girişimleriyle, özellikle de “Yeni Anayasa” denilen bölücü ve yıkıcı adımla, alçaklık planlarını sonuçlandırmak istemektedir.

Biz Türkiye’nin yurt ve ulusseverleri, emekçileri, çağdaş yurttaşları olarak; bu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramını, AB-D Emperyalizminin ve işbirlikçilerinin bu girişimlerini durdurma kararlılığımızı tüm ulusumuza ve dünyaya açıklama günü olarak değerlendireceğiz.

İnanıyoruz ki, işçi sınıfımızın ve ulusumuzun tüm emek ve üretim güçlerinin birlik ve dayanışmasına tam gereksinim duyduğumuz bir aşamadayız.

Hiçbir gerekçe, siyasal ya da sınıfsal bakış farklılıkları bu gereksinimden daha önemli görülemez.

Hiçbir siyasal ya da örgütsel rekabet hırsı, yurt ve ulusseverliğin önüne geçirilemez.

Bugüne kadar, ayrı örgütler ve alanlara bölünmemize neden olan, zaman zaman aynı sınıfın emekçileri ve gençlerini çatıştıran, bilinç karıştırıcı, kışkırtıcı işbirlikçilerin tuzaklarına, ne yazık ki, düşüldü.

Şimdi de aynı oyunlar sürdürülüyor.

Oysa,tehlike büyük. Yurt bütünlüğümüz, ulusal birliğimiz, cumhuriyetimiz, emek, hak ve özgürlüklerimiz saldırı altındadır.

Bugün, yeniden kurtuluşu sağlayana kadar, hem ulusumuzun, hem emek güçlerimizin birlik ve dayanışmasını örme, hem de tam bağımsızlık ve toplumsal eşitlik bayrağını yurdumuzun tüm burçlarında dalgalandırma kararlılığımızı gösterme zamanıdır.

Yaşasın Tam Bağımsızlık ve Toplumsal Eşitlik Mücadelemiz!

Yaşasın Cumhuriyet!

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ
YÖNETİM KURULU

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *