AYM’den akıl tutulması bir karar daha *** “Dini nikâhın resmi nikâhın alternatifi mi olacak?”, “çocuk istismarcılarından ve çok eşli erkeklerden oluşan bir toplum mu istiyoruz?”

Burçak Cürül Öztürk \ bozturk@sozcu.com.tr
30 Mayıs 2015

AYM’den akıl tutulması bir karar daha

Tamamı erkeklerden oluşan Anayasa Mahkemesi, imam nikâhı kıymak için önce resmi nikâh kıyma şartını kaldırdı. Resmi nikâhtan önce imam nikahı kıyan çiftlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası veren maddeyi oy çokluğuyla ile iptal etti. Karar avukatlar ve kadın hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılanırken “Dini nikâhın resmi nikâhın alternatifi mi olacak?”, “çocuk istismarcılarından ve çok eşli erkeklerden oluşan bir toplum mu istiyoruz?” sorularını da akıllara getirdi.

Kararının gerekçesi jet hızıyla açıklandı: Dini özgürlük!

Anayasa Mahkemesi, resmi nikah öncesi dini nikah yaptıranlara ceza verilmesini içeren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili madddesini iptal kararı, 4’e karşı 12 oyla alındı. Mahkeme, karara gerekçe olarak, düzenlemenin din ve vicdan özgürlüğü ile özel hayatın korunması ilkelerine aykırı olmasını gösterdi.

Oysaki Resmi nikah olmadan dini nikah kıyan imam ile çiftlere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyordu.

Hafıza yoklama: 1999’da aynı başvuru reddedilmişti

Anayasa Mahkemesi, resmi nikah öncesi dini nikah yaptıranlara ceza verilmesini içeren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili maddesini iptal kararı, 4’e karşı 12 oyla alındı. Mahkeme, karara gerekçe olarak, düzenlemenin din ve vicdan özgürlüğü ile özel hayatın korunması ilkelerine aykırı olmasını gösterdi.

AYM, Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığı döneminde 24 Kasım 1999 tarihinde benzer bir iptal istemini, oybirliğiyle reddedip düzenlemenin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olmadığı belirtmişti.

Kadın ve çocuğu terk eden eşler için cesaretlendirici bir karar

Nikah akdi bir sözleşmedir ve kazanılan haklar adına mutlaka kayıt altına alınmalıdır. Bu karar resmi nikahın gerekliliğini ortadan kaldırmaz; fakat Dini nikâhın resmi nikâhın alternatifi haline gelerek kadını kamusal ve özle alanda güvencesiz bırakacak. Ayrılmalarda, ölümlerde kadının da çocuğun da kanunen hiçbir hakkı olmayacak.

This entry was posted in ANAYASA, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DİN-İNANÇ, HAYATIN İÇİNDEN, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *