Gizli Ajanda

Soner Yalçın
syalcin@sozcu.com.tr
28 Ağustos 2014
SÖZCÜ

Gizli Ajanda

Dr. Lau­ren­ce J. Pe­ter ve Ray­mond Hull, 1968’de “T­he Pe­ter Prin­cip­le­” adın­da in­ce­le­me ki­ta­bı ya­yın­la­dı. Pe­ter il­ke­si; hi­ye­rar­şi­ye da­ya­lı bir or­ga­ni­zas­yon­da, ki­şi­le­rin enin­de so­nun­da ar­tık ye­ter­li ol­ma­dık­la­rı se­vi­ye­ye (ye­ter­siz­lik se­vi­ye­si­ne) ge­le­cek­le­ri­ni ön­gör­mek­te­dir.

Ya­ni: İda­ri hi­ye­rar­şi­de yer alan ki­şi­ler dai­ma bir üst mev­ki­ye yük­sel­mek is­ter­ler; ta ki ve­rim­siz ola­cak­la­rı, ya­ni li­ya­kat­siz­lik­le­ri­nin son sı­nı­rı­na çı­ka­cak­la­rı ye­re ka­dar.

Pe­ki, Tür­ki­ye si­ya­si ta­ri­hi­nin en ba­şa­rı­sız Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Ah­met Da­vu­toğ­lu’nun ge­nel baş­kan ve baş­ba­kan ya­pıl­ma­sı­nı na­sıl de­ğer­len­di­re­ce­ğiz? Böy­le­si­ne ye­ter­siz bi­ri, hi­ye­rar­şi­nin te­pe nok­ta­sı­na ka­dar na­sıl yük­sel­di?

Ay­nı so­ru Er­do­ğan için de ge­çer­li!
Ya­nı­tı­nı bul­ma­lı­yız

Yıl 1907.
Kı­dem­li Yüz­ba­şı Mus­ta­fa Ke­mal Se­la­ni­k’­te­ki ko­lor­du ka­rar­ga­hın­da gö­rev­li iken, bir gün ço­cuk­luk ar­ka­da­şı Kı­lı­çoğ­lu Hak­kı Be­y’­e şöy­le de­di: “As­ker­lik­ten çe­ki­le­ce­ğim. Ben bu ca­hil he­rif­ler­le an­la­şa­mı­yo­rum, ya­pa­ma­ya­ca­ğım.”

II. Ab­dül­ha­mit mek­tep­li su­bay­la­rı sev­mez, oku­ma yaz­ma­sı bi­le ol­ma­yan alay­lı su­bay­la­rı önem­li ma­kam­la­ra atar­dı. Bu li­ya­kat­siz­lik so­nu­cu Bal­kan­lar el­den çık­mak üzereydi.Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in ka­rar­gah­ta an­la­şa­ma­dı­ğı ca­hil alay­lı as­ker­ler­di. Fa­kat is­ti­fa et­me­di çün­kü ufuk­ta umut var­dı; İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti­’nin 322 no’­lu üye­si ol­du! 1908 Tem­muz Dev­ri­mi­‘ni yap­tı­lar. Bu dev­ri­min kül­le­rin­den Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti doğ­du.
Ara­dan yıl­lar geç­ti…

Bu kez ik­ti­dar­da II.Ab­dül­ha­mit­çi/”Os­man­lı­cı­” Er­do­ğan­lar, Da­vu­to­ğul­la­rı var. Ne de­di Da­vu­toğ­lu: “Kim­se­nin te­red­dü­dü ol­ma­sın ki son 12 yıl­da ger­çek­leş­ti­ri­len bü­yük res­to­ras­yon ha­re­ke­ti hiç­bir ara ve ke­sin­ti­ye uğ­ra­ma­dan de­vam ede­cek­tir.” Da­vu­toğ­lu­’nun bah­set­ti­ği “res­to­ras­yo­n” üze­rin­de pek du­rul­ma­dı.

12 yıl­lık res­to­ras­yon
Ne­dir bu res­to­ras­yon?

Ta­rih­te ge­ri dö­nüş­le­re “res­to­ras­yo­n” de­nir. La­tin­ce “res­ta­ura­re­”, “ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­” an­la­mı­na ge­lir. Dev­rim so­nu­cu dev­ril­miş ide­olo­ji­nin/re­ji­min ye­ni­den ik­ti­da­ra ge­li­şi­ni ifa­de eder. Si­ya­sal ta­rih­te çok bi­li­nen res­to­ras­yon dö­nem­le­ri var­dır:

Ör­ne­ğin: 1653’te İn­gi­liz kra­lı­nı ko­van Cum­hu­ri­yet­çi Crom­wel­l’­den son­ra, 1661’de, Stu­art Ha­ne­da­nı­‘nın (Kral II.Char­les) ye­ni­den ik­ti­da­ra gel­me­si­dir.

Ör­ne­ğin: Fran­sız İh­ti­la­li­’nin ürü­nü Cum­hu­ri­ye­t’­i yı­kan 1814-1830 Bo­ur­bon mo­nar­şi­si ve 1830-1848 Kral Lou­is Phi­lip­pe­’nin meş­ru­ti­yet res­to­ras­yo­nu­dur.İki ör­nek­te gö­rül­dü­ğü gi­bi res­to­ras­yon; dev­rim­ci­ler için “kö­tü­”, kral­cı­lar için “i­yi­” bir dö­nem.

Da­vu­toğ­lu “ne­yi­” yı­kıp, “ne­yi­” ge­tir­mek­ten bah­se­di­yor? Giz­li ajan­da­da ne­yin ya­zı­lı ol­du­ğu­nu yıl­lar­dır söy­lü­yo­ruz.Giz­li ajan­da­da Ke­ma­list Dev­ri­mi­’nin yı­kı­mı var­dır! Ço­cuk ol­ma­yı­nız ve be­ni “gar­drop Ata­türk­çü­le­ri­”y­le ka­rış­tır­ma­yı­nız.Ke­ma­list Dev­rim, si­ya­si ve eko­no­mik tam ba­ğım­sız­lık de­mek­tir.

Ya­ni: Os­man­lı­’nın “i­li­ği­ni ke­mi­ği­ni ku­ru­ta­n” ka­pi­tü­las­yon­la­ra son ver­me­si­dir.

Ya­ni: Köy­lü­nün “i­li­ği­ni ke­mi­ği­ni ku­ru­ta­n” aşar ver­gi­si­nin kal­dı­rıl­ma­sı­dır.

Ke­ma­list Dev­rim bu­nu yap­tı; o hal­de Da­vu­toğ­lu han­gi res­to­ras­yon­dan bah­se­di­yor?

12 yıl­da ne yap­tı­lar?
İç borç: 50 yıl­da 95 mil­yar do­lar idi; 12 yıl­da 212 mil­yar do­lar ol­du.
Dış borç: 50 yıl­da 130 mil­yar do­lar idi; 12 yıl­da 372 mil­yar do­lar ol­du.
Ca­ri açık: 50 yıl­da 63.7 mil­yar do­lar idi; 12 yıl­da 399 mil­yar do­lar ol­du.

Ki­şi ba­şı­na dü­şen borç: 1.963 do­lar idi 12 yıl­da 4.900 do­la­ra çık­tı!
Dün­ya­da ken­di­ne ye­ten 6 ül­ke­den bi­ri olan ta­rım cen­ne­ti Tür­ki­ye; buğ­da­yın­dan sa­ma­nı­na, kar­kas etin­den lob eti­ne, sü­tün­den pey­ni­ri­ne ka­dar it­hal edi­yor
.

Res­to­ras­yon de­dik­le­ri iş­te bu­dur!
Pe­ki bu ni­ye böy­le ol­du?
Dün bi­lin­me­den bu­gün an­la­şı­la­maz…

İş­te yık­tık­la­rı

Ke­ma­list Dev­rim, Aşar ver­gi­si yü­zün­den pa­ra­sız, to­hum­suz ve hay­van­sız ka­lan köy­lü­ye 4 bin li­ra ve ay­rı­ca; to­hum, fi­dan, hay­van ver­di.Köy­lü­ye ilk on yıl­da 1 mil­yon 77 bin 526 dö­nüm ara­zi da­ğıt­tı. “Ta­rım Kre­di Ko­ope­ra­tif­le­ri­”, “To­hum Is­lah İs­tas­yon­la­rı­”, “Top­rak Mah­sul­le­ri Ofi­si­” vb. kur­du. Zi­ra­i Do­na­tım Ku­ru­mu, çift­çi­nin ta­rım ale­ti -araç­la­rı ve güb­re ih­ti­ya­cı­nı sağ­la­dı. Da­la­man ve An­ka­ra­’da Ga­zi Or­man Çift­li­ği gi­bi nu­mu­ne çift­lik­ler aç­tı. Vs.Vs…

Son­ra ne ol­du?
Türk ta­rı­mı­na can ve­ren; Zi­ra­at İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Zi­ra­i Mü­ca­de­le Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Hay­van­cı­lı­ğı Ge­liş­tir­me Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Gı­da İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Ve­te­ri­ner İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Su Ürün­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Top­rak-Su Ge­nel Mü­dür­lü­ğü vd. ka­pa­tıl­dı.

Süt En­düs­tri­si Ku­ru­mu, Et Ba­lık Ku­ru­mu, Zi­ra­i Do­na­tım Ku­ru­mu, TÜG­SAÇ, Tİ­GEM; TE­KEL, ÇAY­KUR, TMO, YEM­SAN, SÜ­MER­BANK, şe­ker fab­ri­ka­la­rı han­gi­si­ni ya­za­yım gü­zi­de ku­ru­luş­lar özel­leş­tir­me adıy­la üç ku­ru­şa sa­tıl­dı.
Güb­re ve to­hum­da it­ha­la­ta yö­ne­lin­di. Özel­lik­le seb­ze to­hum­lu­ğun­da dı­şa­rı­ya ba­ğım­lı ha­le ge­lin­di. İt­hal mı­sır­dan (mo­di­fi­ye ge­ne­tik) şe­ker it­ha­lı için pan­car eki­mi bi­le ya­sak­lan­dı! Su­la­rı­mız, top­rak­la­rı­mız sa­tıl­dı.
IMF ve Dün­ya Ban­ka­sı­’nın, “ta­rı­ma des­te­ği kal­dı­rı­n” di­ret­me­si­ne bo­yun eğil­di.

33 mil­yon dö­nüm ve­rim­li top­rak, ta­rım ara­zi ol­mak­tan çı­ka­rıl­dı. Her 5 köy­lü­den 3’ü ha­ciz kıs­ka­cı al­tı­na so­kul­du.So­nuç­ta, ta­rım­sal ürün mik­ta­rı azal­dı ve tü­ke­tim dı­şa­lım­la kar­şı­la­nır ha­le gel­di.

Evet, ni­ye böy­le ol­du?
1980’li yıl­la­ra ka­dar Av­ru­pa ta­rım ürün­le­ri it­ha­lat­çı idi. Fa­kat ge­liş­tir­dik­le­ri -in­san sağ­lı­ğı­na za­rar­lı GDO­’lu- “en­düs­tri­yel ta­rı­m” ile ge­rek­si­nim­le­ri­nin çok üs­tün­de üre­tim yap­ma­ya baş­la­dı­lar. Stok­la­rı­nı dol­du­ran bu ürün­le­ri sat­mak zo­run­day­dı­lar. Bu­nun için, Dün­ya Bor­sa Fi­yat­la­rı­’nı çev­re ül­ke­le­ri­nin çok al­tı­na dü­şür­mek gi­bi çok oyun­lar yap­tı­lar. Bu­nu des­tek­le­dik­le­ri va­sat ik­ti­dar­la­ra yut­tur­du­lar.

İş­te Tür­ki­ye­’de ta­rı­mın yok edil­me­si­ne se­bep bu­gün mar­ket­ler­de sık­lık­la gör­dü­ğü­nüz en­düs­tri­yel ta­rım­sal ürün­ler­dir!Han­gi­si­ni ya­za­yım; ima­lat sa­na­yi­yi mi, ban­ka­cı­lı­ğı mı?

Er­do­ğan­la­rın, Da­vu­to­ğul­la­rı­nın yap­tı­ğı res­to­ras­yon bu­dur. El­bir­li­ğiy­le Tür­ki­ye­’yi çö­ker­ti­yor­lar.Ve Giz­li Ajan­da­’da ya­zı­lı olan bu­dur…

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, FAŞİZM, İrtica, Politika ve Gundem, SİYASİ PARTİLER, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *