Hiçbir devlet kadere ve fıtrata sığınamaz

Hiçbir devlet kadere ve fıtrata sığınamaz

CUMHURİYET – Emre Kongar – 18.10.2022


Devlet, ister “Şahsın Devleti” olsun ister “Halkın Devleti”, vatandaşlarını korumak zorundadır:
Her devlet, bütün işyerlerinin, özellikle de kömür madenlerinin, tersanelerin, inşaatların her türlü güvenlik önlemi almasını sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir devlet, işyerlerindeki ihmallerin sebep olduğu ölümlerden dolayı Allah’a, kadere, fıtrata, “kader planına” sığınamaz!
Kömür madenlerindeki iş cinayetlerinin temelinde yatan gerçekleri anımsayalım:
1) Temelde güvenlik ihmalleri yatmaktadır.
2) Güvenlik önlemlerinin ihmali sermayenin kâr hırsının ve denetimsizliğinin sonucudur.
3) Devlet işletmelerinin özelleştirilmeleri, bu ihmalleri yaygınlaştırmaktadır.
4) Sayıştay raporu özelleştirilmelerde hukuka aykırılık saptamıştır: “İhale bittikten sonra ihale şartlarında değişiklik yapılarak ihale şartlarında ve sözleşmede yer almayan bir imkânın işletmeciye tanınmasının rödovansçıya haksız çıkar sağladığı ve bu hususların hukuka aykırı olduğu da aşikârdır.”
5) Kömür madenlerindeki grizu patlamaları 2022 teknolojisinin iyi bir drenaj sistemi ile önlenebilir.
6) Madenlerdeki hassas uyarı mekanizmaları ve donanımlı yaşam odaları, ihmal edilen önlemler arasındadır.
7) 41 kişinin ölüme gönderildiği Amasra kömür madeni hakkındaki Sayıştay raporu uyarmış: “2019’da dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır.
Çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı bilinmektedir.
Müessese ocaklarında ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi’ hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.”
8) Particilik, kayırmacılık ve liyakatsizlik her yerdedir: Kozlu’da sekiz işçinin öldüğü maden kazası davasında 3 yıl 4 ay ceza almış olan Kazım Eroğlu, TTK Genel Müdürü yapılmıştır.
Peki Erdoğan, “Şahsım Devleti” olarak ne diyor:
1) “Biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını, hiçbir zaman ne yapmayacaktır? Olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır. Bunu da bilmemiz lazım.”
2) “Adli makamlarımız canımızı ciğerimizi yakan bu elim hadiseyi tüm boyutlarıyla soruşturacak, en ufak bir ihmali dahi karşılıksız bırakmayacaktır.”
Erdoğan, sekiz yıl önce, 301 madencinin öldüğü 2014 Soma faciasından sonra da 1800’lü yıllardan örnekler vererek aynı şeyleri söylemiş:
1) “Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok.”
2) “Bu kaza en ince ayrıntılarına kadar araştırılacak. Hiçbir ihmalin göz ardı edilmesine izin vermeyiz.” 
Soma faciasına ilişkin davada ne oldu?
1) Soma davasında davayı gören yerel mahkemenin yargıçları değiştirildi. Sonunda sanıklara düşük ceza öngören maddeden ceza verildi.
Yargıtay, yerel mahkemenin kararını değiştirdi, ağırlaştırılan cezayı öngören “olası kast” kararı verdi.
Fakat Yargıtay’ın bu kararı dört ay yerel mahkemeye gönderilmedi ve sonra Yargıtay üyeleri değiştirilerek beş iş günü içinde bu karar kaldırıldı. Cezalar yeniden indirildi.
Ayrıca Soma Davası’nın avukatları Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay, Gezi Direnişi Davası’nda mahkûm edilerek hapse atıldı.
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk, “Türkiye’yi Kemiren İhanet, Allah’la Aldatmak” adlı kitabında şöyle diyor:
“Kur’an, ‘Allah ile aldatılmayın!’ ihtarında bulunmasına rağmen Türk halkı, dinine olan derin saygısı yüzünden Allah ile aldatılıyor.”
“Kader planı” ve “fıtrat” söylemine ek olarak:
AFAD, olayı trafo patlaması olarak ilan etti, sonradan özür diledi.
TTK Sayıştay raporunun alıntılanmasını “dezenformasyon” olarak yalanladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, patlamaya ilişkin sosyal medyada provokatif içerikli paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 12 hesap yöneticisinin tespit edilerek adli işlemlere başlandığını duyurdu.
Bizim için karanlıkta çalışan ve hem iktidarın hem de işverenin ihmallerinden dolayı ölen emekçi evlatlarımız için ağlıyoruz ve isyan ediyoruz.
This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, KAPİTALİZM - LİBERALİZM, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *