Vira bismillah! * Balık sezonunun başlamasına, balıkçılarımızın denize açılmasına sadece 48 saat kala… Asrın liderimiz kararname yayınladı, bazı su ürünlerinin “sıfır gümrük”le ithal edilmesine izin verdi.

Vira bismillah!

SÖZCÜ – Yılmaz Özdil

Av yasağı sona erdi.
Balıkçılarımız vira bismillah diyerek denize açıldı.
Balık sezonu başladı.
Ege kıyılarımızda balık malık kalmadı ama, Ege gümrüğünde maşallah bu sene çok bereketli Pasifik Morinası var. Karadeniz’de hamsinin bile kökünü kazıdık ama, Karadeniz gümrüğünde bu sene bol bol Arjantin Berlamı çıkıyor.
Marmara’yı foseptik çukuruna çevirdik ama, Marmara gümrüğünde bu sene mebzul miktarda Rosia Macrosoma yakalanıyor. Akdeniz sahillerimizi kuruttuk ama, hamdolsun, Akdeniz gümrüğünde bu sene Alaska Mezgiti akını var.
Çünkü…
Balık sezonunun başlamasına, balıkçılarımızın denize açılmasına sadece 48 saat kala… Asrın liderimiz kararname yayınladı, bazı su ürünlerinin “sıfır gümrük”le ithal edilmesine izin verdi.
Nedir o bazı su ürünleri derseniz?
> Pasifik Morinası, adı üstünde Pasifik Okyanusu’nda avlanıyor, Türkiye’ye kuş uçuşu 11 bin kilometre uzaktan getiriliyor.
> Alaska Mezgiti, aslında morina türevi bir balık, Alaska’yla Sibirya arasındaki Bering Denizi’nde avlanıyor.
> Arjantin Berlamı, mezgit türevi, Atlas Okyanusu’nda avlanıyor. Rosia Macrosoma, Porto Riko kökenli Latin Amerikalı şarkıcı gibi ismi var ama, aslında bildiğin kalamar, İrlanda kıyılarında yakalanıyor.
> Sebastes Marinus, bunun ismi de Roma imparatoru gibi ama, komple buzla kaplı Grönland’in çevresinde avlanıyor, kırmızı bir balık, gül balığı deniyor, kızıl levrek deniyor.
> Sepiola Rondeletii, cüce kalamar, Türkiye’de baby kalamar diye kakalıyorlar, Senegal kıyılarında yakalıyorlar.
> Loligo Vulgaris, Loligo Pealai, Loligo Gahi, kalamar çeşitleri, Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyılarında avlanıyorlar.
> Kömür balığı, sayın ahalimize “yerli mezgit fileto” olarak yediriliyor, Norveç’le Rusya arasındaki Barents Denizi’nde avlanıyor.
> Yaldızlı pisi balığı, o da Barents Denizi’nde yakalanıyor, patates kızartmasıyla beraber İskandinav mutfağının olmazsa olmazı sayılıyor.
Dikkat ederseniz, bazı “su ürünleri”nin sıfır gümrükle ithal edilmesine izin verilirken, bazı “deniz ürünleri” denmiyor. Çünkü, gelecek olanların hepsi deniz ürünü değil. Nehir ve göl ürünü de var!
Nil Levreği…
Tatlısu balığıdır, Nil Nehri’nde, Kongo, Senegal, Nijer nehirlerinde, Gana, Kenya, Çad göllerinde yaşıyor, yetişkinlerinin boyu iki metreyi, ağırlığı 200 kiloyu buluyor, dünyada en çok Tanzanya, Uganda ve Kenya’ya kıyısı bulunan Victoria Gölü’nde avlanıyor.
Evet, yanlış okumadınız. Üç tarafı denizlerle çevrili olan, kendisine ait iç denizi olan Türkiye, tee Afrika’daki gölden balık ithal ediyor!
Barbunu Senegal’den, tekiri Gabon’dan, ahtapotu İspanya’dan, lagosu Mısır’dan, karidesi Endonezya’dan, kalamarı Hindistan’dan, kalkanı Romanya’dan, lüks otellerimizde kılıç şiş diye yedirilen köpekbalığını Çin’den, uskumruyu Norveç’ten Avustralya’dan, kolyozu Japonya’dan, mercanı Gine’den, sinariti Gana’dan, dilbalığını Somali’den, midyeyi Şili’den, ıstakozu ABD’den, orfozu Moritanya’dan, pangayı Vietnam’dan, sardalyayı Yunanistan’dan ithal ediyorduk…
Şimdi de, Pasifik Okyanusu’ndan morina, Alaska’dan mezgit,
İrlanda’dan kalamar, Barents Denizi’nden pisi balığı getiriyoruz.
Afrika’daki Victoria Gölü’nden levrek getiriyoruz.
Ne kadar tebrik etsek azdır.
Buğday ekmek için Venezuela’da tarla kiralayıp,
ithal ineği ithal samanla besleyen ülkeye,
balık sezonunun da böylesi yakışır!

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/vira-bismillah-2-7341837/
This entry was posted in Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *