YOLSUZLUKLAR * Yoksa ‘beşli çete’yi unuttuk mu

Yoksa ‘beşli çete’yi unuttuk mu

CUMHURİYET – Barış Terkoğlu – 13 Haziran 2024

Su akıyor, kir akıyor, düşen dal akıyor. İlerleyişi izliyor, konuşuyorsun. Asıl olan ise akış. İşte ona düzen diyoruz.
Mayıs seçimlerine giderken o iki kelimeyi ne çok duyduk: Beşli Çete! Sayısı çok daha fazlaydı. Buna rağmen düzeni anlatan kavram akıllara kazındı. Kamu ihalelerinden beslenen, öncüsü müteahhitlik olan, yaptığı hastaneyle de yolla da halkın cebinden çalan, servet transferiyle iktidarın büyüttüğü sermaye sınıfını tarif ediyordu. Kazandıkları paranın karşılığında siyaseti de medyayı da finanse ediyorlardı. CHP, olası iktidarında, “el koyma”yı ve “kamulaştırma”yı vaat ediyordu.
Seçim geçti. CHP değişim sürecini tamamladı. Hatırlayın, süreci başlatan seçim muhasebesi raporunu bu köşede yayınlamıştım. O raporda da örtülü bir dille “hesaplaşma”ya dayalı bu söylem eleştiriliyordu. Geçenlerde KRT TV’ye çıkan Kılıçdaroğlu, “Beşli Çete”nin partisi tarafından artık eskisi kadar anılmadığını söyleyince arşivi açtım. Gerçekten de hem medya taramalarında hem röportaj ve kürsü konuşmalarında, hem de politik önceliklerde “Beşli Çete” CHP’nin öncelikli gündemi olmaktan çıkmıştı.
Bunun üzerine “acaba” diyerek CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ı aradım. Evet, o CHP Grup Başkanvekili. Evet, CHP’deki değişim sürecinin mimarlarından. Ama bundan fazlası da var. CHP, “Beşli Çete” kavramını teorileştirirken, Başarır “Beşli Çete” kitabını yazdı (Kırmızı Kedi). Dahası, o kitabın önsözünde de Kılıçdaroğlu’nun imzası vardı.
10 ŞİRKETE 205 MİLYAR DOLAR
Önsözde “Erdoğan ve ekibi, ‘Beşli Çete’ aracılığıyla ülkemiz birikimlerinin büyük bir bölümüne yolsuzluk yoluyla el koymuş durumda” diyen Kılıçdaroğlu, AKP döneminde Kamu İhale Kanunu’nun yaklaşık 200 kez değiştiğini söylüyor ve ek yapıyordu: “Kanun yaparak, kanunları değiştirerek ortaya çıkartılan ihale rantının, başta ‘Beşli Çete’ olarak nitelendirdiğimiz firmalar olmak üzere, AK Parti iktidarıyla doğrudan ilişkili firmalara dağıtılmasına dayalı bu düzeni değiştireceğiz.”
Kitap, “Beşli Çete”nin kapsamlı bir fotoğrafını çekiyordu. Başarır, 2016-2021 aralığını işaret ederek şu ifadeleri kullanmış:
“AKP döneminde Kamu Özel İşbirliği kapsamında en çok ihale alan 10 şirkete toplam 205 milyar dolarlık proje verilirken, kıyaslama bakımından bu miktarın, toplam dış borcun yarısına, geçen yılın Gayri Safi Milli Hasılası’nın da neredeyse yüzde 25’ine denk geldiğini görmekteyiz. Özetle bugünkü kur üzerinden 1 trilyon lirayı aşkın servet AKP döneminde bu 10 şirkete transfer edilmiştir. 3. havaalanını alan beş şirketin aldığı payın toplamı ise 160 milyar dolardır.”
Başarır, sadece ihaleleri incelemekle kalmıyor; “Beşli Çete”nin çevre katliamlarını, siyasetle bağlarını, yasal düzenlemelere etkilerini, medya dizaynını ve tabii CHP’nin o dönem bu şirketlerle mücadelesini de anlatıyordu. Kitaba toplatma istendi, yazarı “Beşli Çete” medyasının hedefi oldu.
Kısacası, Değişim Sonrası CHP ve “Beşli Çete”yi soracak en doğru isim Başarır’dı.
“BEŞLİ ÇETE” VE CHP
“Beşli Çete”nin ülkede hala etkili olup olmadığını sorduğum Başarır, şunu söyledi: “Sermaye grubu her zaman isteklerinin gerçekleşmesi için siyasi çevrelerde lobi faaliyeti yürütür ve yürütmektedir. İhalelerde bakanları, bürokrasiyi memnun etmektedir. Bu sebeple sorunuza ‘hayır’ yanıtını vermek absürt olacaktır. Ekonomide hali hazırda büyük sermaye gruplarının vergi ödemelerinin, açıklanan ilk 100 vergi rekortmeninde göremediğimize göre, hala beşli çetelere ‘kıyak’ çekildiği apaçık ortadadır.”
Peki CHP’nin bu konuda bakışı değişti mi?
“Bir siyasi strateji değişikliği olup olmadığını soruyorsanız, bu konunun bir kenara bırakılmadığını söyleyebilirim” diyen Başarır, Ulaştırma Bakanı’nın bindiği sermaye uçağını gündem yaptıklarını hatırlattı: “Eğer CHP’nin odağı mı değişti diyorsanız, bizim odağımız bellidir. Halkın yanında, halk için varız. Dolayısıyla şu anda ekonomik ve sosyal adaletin, enflasyon karşısında yaşanan mağduriyetlerin, demokrasi önündeki bariyerlerin mücadelesindeyiz.”
Bir partinin değil her partinin denizinde gemisini yürütmek isteyen “Beşli Çete”nin CHP içinde etkili olma ihtimali var mı?
“CHP’nin ilkeleri 100 yıldır bu ülkeyi ayakta tutan ilkeler. Büyük sermaye grupları ekonomik güçlerini ve bağlantılarını kullanarak partimiz içinde bugüne kadar mevki kazanamadıysa bu ilkeler sayesindedir” diyen Başarır, sözlerini şöyle bitirdi: “Başta halkçılık olmak üzere hiçbir ilkemiz değişmeyecek. Bu nedenle de ne ekonomik gücü olanlar ne lobi faaliyetleri, ne siyasi stratejiler CHP üzerinde etkili olamaz.”
CHP’nin “Beşli Çete” denilen ve kamudan beslenen sermaye konusunda eksen değişikliği yaşayıp yaşamadığına ilişkin sorulara verdiği yanıt böyle. Son yıllarda “sağcılaşma” eleştirileri yapılan partinin, belki de en sol söylemi “Beşli Çete”ydi. Kamudan beslenen sermaye sınıfını hedef alan parti, kamulaştırmayı vaad ederek halkçı bir program öneriyordu. Değişim, normalleşme, yumuşama derken belki de gündemin gerisinde kaldı. Kesin olan şu ki hem cumhuriyetçi hem solcu bir parti, üretim ve bölüşüm ilişkisini yeniden kurmayı vaat etmek zorunda.
Ne su ne kir… Akışı gören insanın iradesi nehirleri tersine akıtacak güçtedir.

İŞTE CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ VE BEŞLİ ÇETE KİTABININ YAZARI ALİ MAHİR BAŞARIR’IN SORULARA VERDİĞİ CEVAPLARIN TAMAMI
1.“Beşli Çete” olarak tanımladığınız sermaye grubunun halen ekonomide, siyasette, bürokraside ve medyada etkili olduğunu düşünüyor musunuz?
Öncelikle bizim “Beşli Çete” olarak tanımladığımız sermaye grubu kimdir? Türkiye’de özellikle büyük altyapı projeleri ve devlet ihalelerinde yoğun şekilde yer alan, genellikle de büyük müteahhit firmalarıdır. Bunların ekonomik ve siyasi etkileri görmezden gelinemez. Bu grupların ekonomide, siyasette, bürokraside ve medyada etkili olup olmadığına dair değerlendirme yapmak için şunlara bakabiliriz. Bu firmalar, büyük projeler üstleniyorlar mı? Kamu kaynaklarından önemli paylar alıyorlar mı? Özellikle inşaat ve altyapı sektörlerine dönüp bakıldığında bu etkileri açıkça görebiliriz. Elbette, büyük ekonomik güce sahip firmalar, siyasi bağlantılar ve lobi faaliyetlerinde bulunur. Böylece politikacılar üzerinde etkili olabilirler. Bu da ihale süreçlerinde ve kamu kaynaklarının dağılımında kendini gösterir. Kamu projeleri ve ihaleleri yöneten bürokrasi üzerinde bu firmalar ne zaman etkili olur? Özellikle projelerin onaylanması ve yürütülmesi süreçlerinde. Büyük sermaye grupları, güçlü ekonomileri sayesinde medya kuruluşlarına sahipYOLSUZLUKLAR *  olma ya da medya üzerinde etkili olma yoluyla kamuoyuna da şekil verebilir, en azından bu potansiyele sahiptir. Nasıl görürüz bu etkiyi? Haberlerin sunumunda, gündemin belirlenmesinde.
Özetle, sermaye grubu her zaman isteklerinin gerçekleşmesi için siyasi çevrelerde lobi faaliyeti yürütür ve yürütmektedir. İhalelerde bakanları, bürokrasiyi memnun etmektedir. Bu sebeple sorunuza ‘hayır’ yanıtını vermek absürt olacaktır.
Ekonomide hali hazırda büyük sermaye gruplarının vergi ödemelerinin, açıklanan ilk 100 vergi rekortmeninde göremediğimize göre, hala beşli çetelere ‘kıyak’ çekildiği apaçık ortadadır.
Bugün neden gelir vergisinde adalet istiyoruz? Neden çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerektiğini söylüyoruz?  Sarayın önceliğinin beşli çete olduğunu, birilerini zengin etmek olduğunu tartışmaya gerek bile yok. Sarayın önceliğinde emekliler, çiftçiler, işçiler, yoksullar yok. Gıda fiyatlarındaki artış, işsizlik, hayat pahalılığı yok. 31 Mart seçimlerinin sonuçları o yüzden çok önemlidir. Bizim yerelde iktidar olmamızın sebebi sermayenin değil, halkın gücüydü. Biz sırtımızı sermayeye değil, halka dayadık, Türkiye ittifakına dayadık. Bugün asgari ücrette, emeklinin kök maaşında mutlak bir artış yapılması gerektiğini kim söylüyor? Sırtını beşli çeteye dayayanlar değil, sırtını halka dayayanlar yani Cumhuriyet Halk Partisi söylüyor.
2. CHP’nin yeni liderliği, “Beşli Çete” ile hesaplaşmayı neden eskisi kadar öne çıkarmıyor?
Burada bir siyasi strateji değişikliği olup olmadığını soruyorsanız, bu konunun bir kenara bırakılmadığını söyleyebilirim. Daha bundan iki hafta önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun kamudan en çok ihale alan büyük şirketlerden birinin özel uçağıyla yurtdışına seyahat ettiğini açıklamıştık. Üstelik Bakan, bunu o şirketle yaptıkları bir ihale şartnamesindeki maddeye dayanarak yaptığını itiraf etti. Yani kamu ihalesi sözleşmesine, ‘rüşvet’ anlamına gelen bir madde eklettirilmiş. Yani bakan suçunu itiraf etti. Daha kötüsü bunun normal olduğunu düşünüyor. Eski sisteme göre tam gensoru verilecek bir bakan ama Cumhurbaşkanlığı sisteminde bakanı düşürme hakkımız elimizden alındı.
Eğer CHP’nin odağı mı değişti diyorsanız, bizim odağımız bellidir. Halkın yanında, halk için varız. Dolayısıyla şu anda ekonomik ve sosyal adaletin, enflasyon karşısında yaşanan mağduriyetlerin, demokrasi önündeki bariyerlerin mücadelesindeyiz. Mücadele gereken yerde mücadele, müzakere gereken yerde müzakeredeyiz. Bizim en mühim meselemiz Türkiye.
3. “Beşli Çete”nin kitabını yazdınız. Bu yapının CHP içinde mevzi kazanması, birilerini desteklemesi ya da devirmesi ihtimalini görüyor musunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık bir parti. Genel başkan koltuğunda bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk’ün oturduğu bir parti. Halkçı bir parti. Sosyal demokrasinin öncüsü. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri 100 yıldır bu ülkeyi ayakta tutan ilkeler. Büyük sermaye grupları ekonomik güçlerini ve bağlantılarını kullanarak partimiz içinde bugüne kadar mevki kazanamadıysa bu ilkeler sayesindedir.
Cumhuriyet Halk Partisi halkçı bir parti. Önceliğimiz halktır, halkın ihtiyaçlarıdır. Emeklimiz, çiftçimiz, öğretmenimiz, işçimiz hepsinin derdi derdimizdir. 31 Mart’tan bu yana ne diyoruz; müzakere ise müzakere, mücadeleyse mücadele. Tematik mitinglerimizin sebebi de budur. Emeklilerimizle miting yaptık, sözleşmeli öğretmenlerimizle miting yaptık, çay üreticimizle miting yaptık. Bu hafta sonu buğday üreticimizle miting yapacağız. Çünkü bizim temel ilkemiz halkçılık ve her zaman ortak paydamız halk olacak. Başta halkçılık olmak üzere hiçbir ilkemiz değişmeyecek. Bu nedenle de ne ekonomik gücü olanlar, ne lobi faaliyetleri, ne siyasi stratejiler Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde etkili olamaz.
This entry was posted in YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *