TOPLUMSAL GELİŞME YERİNE DİN VE İNANCA ÖNCELİK VERMEK

TOPLUMSAL GELİŞME YERİNE DİN VE İNANCA ÖNCELİK VERMEK

Naci Kaptan / 07 Eylül 2022

2023 bütçesine DİB için 7 bakanlıktan daha çok kaynak ayrılmış. Türkiye Ekonomisinin 2023-2025 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP) göre Diyanet İşleri Başkanlığına 2023 yılı için ayrılan bütçe bir önceki döneme göre yüzde 60 arttı. 35 milyar liralık ödenekle Diyanetin bütçesi 7 bakanlığı geride bıraktı.
Siyasal islamın olduğu ülkelerde toplum yönetimine yasalar yerine şeri hükümler ve fetvalar yaşama egemen kılınıyor. DİN konusunda görevli kurumlara öncelik verildiği  için , ülkeyi daha çok çağdaşlaştıracak, ekonomiyi güçlendirecek, toplumu zenginleştirecek, mutlu edecek yatırımlar yerine din işlerine daha çok yatırım yapılıyor olması doğru mudur?. Bu durumda olan ülkelerin kalkınması olası mıdır?
Diyanet’e verilen ödenek önemli 7 bakanlığın bütçesini geçiyor. O zaman sormak gerektir;
Bu ülke/ler nasıl kalkınacak?
Diyanet kalkınmaya nasıl katkı verecek ?
GÜNÜMÜZDE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ DURUMU;
DİB ülkemizde var olan dinler arasında ayırım yaparak, sadece sünni islamı inanç kabul ederek destekliyor. İslamın diğer kollarına dahi üvey evlat muamelesi yaparak bu inançlara sahip olanları dışlıyor. Bu tutum inanç barışı sağlamak yerine toplumda bölünme, hizipleşmeler, çatışmalar yaratıyor. Böylece din amacından uzaklaşıyor.
DİB sanki bir fetva makamı gibi toplumun günlük yaşamına karışarak, aşağılayarak, ötekileştirerek açıklamalar yapıyor. Yaptığı açıklamalar toplumu çağdaşlıktan, medeniyetten uzaklaştırıcı ve kadınları, kız çocuklarını sosyal yaşamdan, çalışma hayatından dışlayıcı açıklamalar.
DİB açıkça siyasallaşmıştır. AKP/Erdoğan’ın siyasi çıkarına olan konularda vaazlar vermekte, açıklamalar yapmaktadır. Bunlara rağmen yolsuzluklara, kamu talanına, hırsızlık ve rüşvetlere, devleti güçten düşüren her türlü eyleme sessiz kalmaktadır.
DİB’e bağlı veya kayıtsız kuran kurslarında onlarca çocuk tecavüze uğruyor. DİB bunları soruşturmak yerine olayları kapatmaya çalışıyor. medyadan kaçırmak için haber yasağı aldırıyor.
DİB’in seçimler öncesi her bir ilin müftüsünü gizli toplantılara çağırarak, seçimde Erdoğan/AKP’nin desteklenmesini istediği basına yansımıştır. Özellikle görevde olan DİB Ali Erbaş siyasete doğrudan bulaşmış ve Diyaneti Erdoğan/AKP’nin bahçesi haline getirmiştir.
DİB, cahiliye döneminin yaşam dayatmalarını yapan hutbelerle, vaazlarla toplumu arap yaşamının kurallarına yönlendirmeye çalışmaktadır.. Özellikle iktidar siyaseten hangi konuda zora düştüyse, O konuya ilişkin, Erdoğan’ın açmazlarını, eksiklerini, yanlışlarını mazur gösterici dini açıklamalar yapmaktadır.
DİB bunları yaparsa diyanete bağlı camilerin imamları da neler söylemez!!! Cami imamları da toplum yaşamını, kadınları, kız çocuklarını, üniversiteye giden kızlarımızı, iş hayatında olan kadınları, eşlerini hedef alan, hakaret edici, aşağılayıcı konuşmalar yapıyorlar. DİB bunlardan hesap sormuyor. Bütünleştirici ve sözde sevginin dili olan islam toplum algısında uzak kalınması gereken bir olgu haline geliyor. İnsanlar camiden ve ibadetten uzaklaşıyor.
DİB’i örnek alan cemaatlar ve tarikatlar ise vites yükselterek  akıla, bilime, çağdaş yaşama bayrak açıyorlar. Her sene yapılmakta olan gençlik konserleri yobaz cemaatın başvurusu ile yasaklanıyor. Bu yasaklama kararı alan valiler ve kaymakamlar ise DİNbazlığa yenik düşüyorlar. Devlet baba, yavaş yavaş devlet olmaktan uzaklaşıyor. Büyük bir tarikata, kabileye dönüşüyor.
DURUM VAZİYETİ İŞTE BUDUR
Düşündüm, düşündüm fakat Diyanetin ülkemize olan yararını bulamadım. Yararı bırakın, Türkiye’nin çağdaşlaşmaya, bilime, aydınlığa giden yolunu kapatmaya çalışıyor. İstiyor ki aydınlık yerine yobazlığın kör karanlığı gelsin. İnsanlar 1400 yıl öncesinin kurallarıyla, o dönemin yaşantısına dönsünler. Ama topluma bunu dayatan kişi en lüks en pahalı ve en gelişmiş ülkenin bilge mühendislerince yapılmış olan Mersedes arabasını kullansın!!! Adama sormazlar mı; “Arkadaş neden deveye binmiyorsun?”
O da yetmedi; DİB Ali Erbaş’ın göç etmeye hazırlanan diğer AKP tayfası gibi Londra’da bir ev aldığı iddiaları dolaşıyor. Bunca sözü eden, çağdaş yaşama bayrak açan, din ve inancı AKP’ye ipotek eden Ali Erbaş’a yakışan Arabistan’da ev almasıdır.
Naci Kaptan/ 07 Eylül 2022
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, SİYASAL İSLAM, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *