LİDERLİK SIRRI

Liderlik sırrı
Soner Yalçın

Analitik zeka, kriz karşısında çözüm odaklı düşünmektir.
Analitik düşünme yeteneği, problemlere köklü çözümler getirir.
Bu kuşkusuz verilerin sistematik analiziyle mümkündür. Mesela:
Mustafa Kemal, Anadolu’ya ayak basar basmaz moral bozucu haberler almaya başladı:
Örneğin:
İngiliz Yarbay Rawlinson bizzat Mustafa Kemal’i tehdit etti:
-“Erzurum’da kongre toplamanıza izin veremeyiz.”
Örneğin:
Fransız Jandarma Müfettişi Binbaşı Brunot Sivas Valisi Reşit Paşa’yı tehdit etti:
–“Kongre Sivas’ta toplanırsa şehri beş gün içinde işgal ederiz.”
Sinirler gergindi…
Moraller bozuktu…
Milli Mücadele doğmadan boğulacak mıydı?
Mustafa Kemal, İngiliz Rawlinson’un tehdidinden bir gün sonra:
10 Temmuz 1919. Saat, 16.00. Erzurum Müstahkem Mevki Kumandanlığı binası.
Mustafa Kemal arkası pencereye dönük sekiz kişilik masanın baş tarafına oturdu. Bir yanında Erzurumlu Hoca Raif (Dinç) Efendi diğer yanında Kazım Karabekir vardı. Soğukkanlıydı. Masanın üstünde Avrupa haritası bulunuyordu. Erzurumlu “Dursunbeyoğlu” ailesinden maarifçi Cevat Bey, toplantıda neler olduğunu “Milli Mücadelede Erzurum” kitabında yazdı:
AVRUPA ÇÖZÜMLEMESİ
-“Mustafa Kemal Paşa masaüstündeki haritanın başında bize dünyanın o günkü askeri ve siyasi durumunu en ince noktalarına kadar anlattı. Sonra da Türkiye’nin o günkü durumuna geçerek Anadolu’da milli direnişin başarıya ulaşacağı düşüncesi üzerinde ısrarla durdu.
-“Paşa bu açıklamasında iki noktaya dayanıyordu: Birincisi, Türk milletinin bağımsız yaşamak konusundaki azmi. İkincisi de büyük bir savaştan henüz çıkmış bulunan o zamanki galip devletlerin ikinci bir dünya savaşına giremeyecekleri düşüncesi idi. Bu düşüncesini iki önemli noktaya dayandırıyordu:
-“Birincisi, bu milletlerin savaştan yorgun düştükleri ve başlarındaki hükümetlerinde ‘milli irade’ dışında hareket edemeyecekleri idi. Bu duruma örnek olarak bir ay kadar önce (Bolşevik Devrimi önlemek için savaşan) Vrangel ve Denikin ordularına yardım etmek üzere Kırım’a çıkarılmış olan büyükçe Fransız askeri birliğinin tek kurşun bile atmadan gemilerine dönmüş olduklarını ve Meriç’in batısında Bulgar milli kuvvetlerinin Yunan birliklerini çekilmeye mecbur bırakmaları karşısında, müttefiklerin yardımda bulunmamalarını delil gösterdi.
-“İkinci nokta galip devletlerin ‘ganimet paylaşmasında’ anlaşmazlığa düşmüş olmaları idi.
-“Paşa, dört saat süren oturumda sorulan çeşitli suallere inandırıcı cevaplar verdi ve oturumu iki cümleyle kapadı:
-“Görüyorsunuz ki, bu şartlar altında karşımızda yalnızca Yunan kuvvetleri kalacaktır. Eğer, Türk milletini tek bir direniş cephesi halinde birleştirebilir ve ordumuzu kısa zamanda düzene koyabilirsek çok geçmeden Yunan ordusunu denize döker, memleketi istiladan kurtarır, tam bağımsızlığa kavuştururuz.”
BİRAZ YANILDIM
Erzurum’daki o toplantıda Mustafa Kemal, “üç seneye kalmaz düşmanı yurdumuzdan atarız” öngörüsünde bulundu. Ki bunu söylediğinde padişah, sadrazam vekili ve Harbiye nazırı imzalarıyla ordudan çıkarılmıştı!
Bir örnek daha vermeliyim:
Falih Rıfkı Atay “Çankaya” kitabında yazdı:
-“Ankara’dan hareket edeceği günün akşamını Keçiören’de yakın arkadaşları ile geçirmişti. Yanındakilere:
–‘Taarruz haberini alınca hesap ediniz, on beşinci gün İzmir’deyiz’ demişti. Acaba içkinin tesiri mi idi? Arkasından hafifçe gülüştüler bile… İzmir’den dönüşünde, karşılayıcılar arasında o gece beraber bulunduklarından bir- ikisini görünce:
-‘Bir gün yanılmışım’ dedi; ‘Ama kusur bende değil düşmanda! İzmir’e taarruzun on dördüncü günü girmişti…”
Şunu da eklemeliyim:
Büyük Taarruzdan hemen önce askeri heyetle Anadolu’ya gönderilen İngiliz Albay H. Nairne rapor yazdı:
-“Türkler, Yunan mevzilerini dört beş ayda geçerlerse bir günde geçtik sayabilirler.”
Peki… Yunan Ordusu mevcudu fazlayken, makineli tüfek, top, uçak, cephane ve teknik gereçler bakımından güçlüyken ve askerlik genel kuralı olarak taarruz eden ordunun savunana göre en az üç kat güçlü olması arzu edilirken, Mustafa Kemal bırakın zaferden emin olmayı, savaşın kaç günde biteceğini nasıl bildi?
Kuşkusuz, zihninde risk analizleri yaparak kazandı savaşı:
Her şeyi ölçüp biçti; hedefi belirledi ve buna ulaşmak için etkili yolları araştırdı. Meclisin baskısına rağmen koşullar oluşmadan taarruza başlamadı. Gerçekçiydi çünkü. Ve saldırı emrini verdikten sonra bizzat cepheden savaşı sıfır hatayla yönetti. Kurtuluşun-kuruluşun lideri Mustafa Kemal, büyük bir analitik zekâya sahipti.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/soner-yalcin/liderlik-sirri-7327041/
This entry was posted in ATATURK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *