POLİTİKA – SEÇİM – GÜNDEM * Türkiye İttifakı nasıl olmalı?

Sayın Haluk Dural,
Ülkemizin içinde bocaladığı çok yönlü ekonomik, sosyal, kamusal, siyasal çöküşten nasıl çıkabileceğimiz konusunda yazmış olduğunuz değerli makalenizdeki satırbaşı önerileriniz çok yararlıdır. Bu nedenle teşekkürlerimi sunarım.

Makalenizi bir kaç kez okudum fakat planlı olarak yozlaştırılan, çökertilen, çağdaşlık ve bilimden islami , arap eğitimine dönüştürülen, MİLLİ EĞİTİM/EĞİTİM BİRLİĞİ konusunu göremedim. Bilindiği gibi ülkemizde Anadolu liseleri ve köklü eğitim kurumları planlı olarak imama-Hatip okullarına dönüştürülmüş, çağdaş, akılcı, Laik Cumhuriyeti özümsemiş olan eğitim kadroları/öğretmenler tasfiye edilmiştir. Son eğitim şürasında alınan kararla din eğitimi ana okuluna kadar indirilmiştir.

Tüm bunlar olurken ülkeleri, toplumları çağdaşlığa, bilime, gelişmiş sanayi ve teknolojiye taşıyacak olan BİLİM derslerinin sayısı azaltılmış, bazı dersler de kaldırılmış var olan derslerin de niteliği planlı olarak düşürülmüştür. Okul kitaplarından inkilap tarihinin, Atatürk’ün, aydınlanma devrimlerinin silindiği görülüyor. Aydınlanmaya karşı ayaklanan yobazlar ve yaptıkları ise masumlaştırılarak veya saklanarak tarihimiz tahrif ediliyor.
Bir ülkeyi birkaç kuşak sonra çökertebilmek için eğitim sistemi ile oynamak yeterlidir. Örneğin Fetullah Gülen’in ışık evlerinde yetiştirdiği cemaatı ile ile kamunun tüm kurumlarına yerleşerek Türkiye’yi büyük bir kaosa sürüklediğini gördük.

Bir diğer ve çok önemli olan diğer konu da;
Cumhurbaşkanı adayının, yeterince kamu görevi yapmış olması, kamunun çalışma düzenini çok iyi bilmesi, liyakatli ve deneyimli olması, adalet terazisini HAKÇA kullanması, toplumun tüm katmanlarını, ayrıştırmadan kucaklaması, ruh ve akıl sağlığının yerinde olması, iç ve dış ilişkileri başarıyla yönetebilecek olan kültür düzeyine sahip olması.Liyakatli, akîl, bilge danışman ekipleri oluşturarak Devlet yönetiminde akıl ve bilimi egemen kılmalıdır. En önemlisi bağımsız bir Türkiye için YURTSEVER bir aydın olması gereği vardır.

Ankara veya İstanbul Belediye Başkanları kesinlikle görevlerine devam etmelidir. Aksi halde bu başkanların yerlerine AKP’li bir başkan Belediye meclisi tarafından seçilecek ve Belediye başkanlığı el değiştirecektir. Bu ise AKP’ye can suyu ve moral olacak, el altından beslemekte oldukları dini veya yanlı dernekler, vakıflar yine palazlanarak AKP’ye güç kaynağı olacaklardır.

Son olarak,
MİLLET İTTİFAKI olabildiğince genişlemeli ve GÜÇ BİRLİĞİNİ büyütmelidir. nedenini aşağıda yakın zamanda yapılmış bir anketi referans olarak göstererek paylaşıyorum;

MetroPOLL Araştırma, aralık ayına ilişkin seçim anketinin sonuçlarını açıkladı. Anketin 11-15 Aralık tarihleri arasında 1514 kişi ile gerçekleştirildiği, 28 ilde tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemi ile yapıldığı bildirildi. Anketin hata payı 2,52 olarak belirtildi.

Kararsızlar dağıtılmadan AKP’nin oy oranı yüzde 23,9 olurken, CHP’nin oy oranı yüzde 20,3, İYİ Parti’nin yüzde 10,5, HDP’nin yüzde 8,8 oldu. MHP’nin ise oy oranı sadece yüzde 3,9 oldu. DEVA’nın yüzde 1,9, Memleket Partisi’nin yüzde 1,2, Saadet Partisi’nin yüzde 1,1, Gelecek Partisi’nin ise yüzde 0,8 olarak belirtildi.

“Kararsızlar, protesto oy ve cevap yok” yanıtları oransal olarak dağıtıldığında AKP’nin oy oranı yüzde 32,3 oldu. CHP’nin oyu yüzde 27,4 olurken, İYİ Parti’nin ise yüzde 14,2 oldu. HDP’nin oy oranı da yüzde 11,9 olarak belirtildi.

MHP’nin oy oranı yüzde 5,3, DEVA’nın yüzde 2,6, Saadet Partisi’nin yüzde 1,5, Gelecek Partisi’nin 1,1 ve diğer partilerin ise yüzde 2,3 oldu. Böylece CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın toplam oy oranı 41,6 oldu ve 37,6 oy oranına sahip Cumhur İttifakı’nı geride bıraktı. [ https://halktv.com.tr/gundem/son-anket-millet-ittifaki-4-puan-onde-658572h ]

SONUÇ OLARAK Cumhur itttifakı ile MİLLET İTTİFAKI arasındaki bulunan fark 4 puandır. Daha önceki seçim ve referandumlarda yaşadığımız hileleri göz önüne aldığımızda bu 4 puanlık farkı büyütmek gerekiyor. Bu da ancak SAADET-DEVA-GELECEK-MEMLEKET ve dahi diğer küçük partilerin de MİLLET İTTİFAKI şemsiyesi altına toplayabilmeyi gerektiriyor.

Tekrar teşekkür eder,
Saygılarımı sunarım

Naci Kaptan


Türkiye İttifakı nasıl olmalı?

Haluk Dural – 3.01.2022
Milli Merkez Genel Sekreteri

AKP’nin 19 yıllık iktidarının özellikle son yılında ayyuka çıkan ekonomik çöküş kendi oy tabanındaki, öncelikle DP-AP-DYP-ANAP çizgisinden gelen Atatürk ve Cumhuriyetle barışık milliyetçi-muhafazakâr seçmenin çözülmesini hızlandırmıştır. Yapılan kamuoyu araştırmaları, işsizlik ve gelir kaybının yanında yüksek enflasyonun muhafazakâr seçmenin de artık AKP’den uzaklaşmaya başladığını göstermektedir. AKP ve MHP genel başkanlarının ve sözcülerinin seçimlerin 2023 yılında zamanında yapılacağı yönündeki ısrarlı açıklamalarına karşın, asgari ücret zammı, memur ve emeklilere verilecek olan zamların TL’nın dolar karşısındaki değer kaybının devam etmesi ve bu nedenle başta elektrik, akaryakıt olmak üzere gıda maddelerindeki fiyat artışları ve genelde durdurulamayan enflasyon artışı nedeniyle ücret artışlarının kitleler üzerinde yaratacağı ferahlamanın beklenenin çok altında kalacağını hesap eden iktidarın bir erken seçime gideceği yönündeki işaretler giderek artmaktadır.

Benzer değerlendirmeleri yapan Millet İttifakı partilerinin başkan ve milletvekilleri yurt gezilerini sıklaştırarak halkın nabzını tutmakta, halkla kurdukları yüzyüze temaslarla gelecek seçimler için oy tabanlarını hızla büyütmektedirler. Bu gelişme iktidar partisinde büyük bir telaş yaratmakta ve kaçınılmaz sonucu algılayan iktidar giderek daha çok hırçınlaşmakta, muhalif basın ve yayın üzerinde baskı kurmakta, maddi cezalandırmaları arttırmakta, söylemlerinde kullandığı hakaretamiz üslup asgari nezaket kurallarının dışına taşmakta, bu tavırla ekonomideki kötüye gidişi muhalefete yükleyici, ötekileştirici, toplumu ayrıştırıcı konuşmalarla çözülen seçmen tabanını bir arada tutmaya çalışmaktadır.

CHP, İP, SP ve DP’den oluşan Millet İttifakı, AKP’den kopan, AKP’nin bütün eylemlerinde yer almış olanların kurdukları DEVA ve Gelecek partilerini de yanlarına alarak ve CHP liderinin HDP yönetimini ziyareti ile de birlikteliklerini büyütmeye çalışmaktadırlar. Altı partinin temsilcileri bir süredir üzerinde çalıştıkları, gelecek bir seçim öncesinde ortak hareket edebilecekleri ilkeleri belirledikleri “parlamenter sistem” metni henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olmakla beraber, 58 başlıkta toplanmış olan önerilerin yanında “Demokratik Sistemin Temel Esasları” ana başlığındaki belgede; temel hak ve hürriyetler, ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, basın özgürlüğü, RTÜK’ün yapısı, çevre hakları, kamu yönetiminde esas alınacak ilkeler, kamuya alım süreçlerinde liyakat ve mülakat, yolsuzlukla mücadele ve Siyasi Etik Kanunu gibi konularda da mutabakata varıldığı bilgileri basına sızmış bulunuyor.

Erken seçim işaretlerinin sıklaşmasıyla birlikte Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayları arasında adı en başta zikredilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dışında İBB Ekrem İmamoğlu ve ABB Mansur Yavaş’ın isimleri de sıkça konuşulmaya başlandı. Bu meyanda E. İmamoğlu’nun, kendi belediyesinin faaliyetleri kapsamında olmamasına rağmen sıkça yurt gezileri yapmakta olduğu çok dikkat çekmekte, muhtemel cumhurbaşkanı adaylığı ile buna yönelik çabalarının kamuoyu algısı yaratmaya yönelik olduğu gözlenmektedir.

Millet İttifakı ve bağlaşıklarının güç birliği çalışmaları ağırlıklı olarak AKP ve MHP genel başkanlarına cevap vermek ve günlük ekonomik sıkıntılar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu partiler AKP’den kopan büyük kararsız seçmen kitlesine, genel olarak demokrasi, adalet, bireysel özgürlükler gibi genel doğrular dışında, iktidar olmaları halinde ekonominin nasıl düzeltileceği, dış siyaset konusunda nasıl bir yol izleneceği hakkında somut çözümler ve önerilerde bulunmamaktadırlar.

Halbuki muhtemel bir seçimde Millet İttifakı partilerinin iktidara gelmesi durumunda, AKP iktidarından mali kaynakları tükenmiş, hazinesi boşalmış, yetersiz Bütçe, 460 milyar dolar dolayında toplam dış borç, -30 milyar dolar net rezervi olan Merkez Bankası ve 2022 yılında Hazinenin ödeyeceği 505,9 milyar TL[1] toplam borç devralacaktır.

    • Bu durumda Millet İttifakı yönetiminde:
    • Dış borç ödemeleri için;
    • IMF ile mi anlaşma yapılacaktır?
    • Londra Bankerlerinden mi borç alınacaktır?
    • Dış borç ana para ve faiz ödemeleri durdurulacak mıdır?
    • Moratoryum ilan edilip, dış borç ödemeleri yeni bir takvime mi bağlanacaktır?
    • İç borç ödemeleri hangi kaynaktan yapılacaktır?
    • Elektrik üretiminin yaklaşık % 48’i ithal girdi (%16,5 kömür ve %32,5 doğalgaz) iken elektrik fiyatlarını nasıl düşürülecektir? (Kömür için Avustralya, Rusya ve Kolombiya ile Doğalgaz için Rusya, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Cezayir ile uzun vadeli anlaşmalar yapılmalıdır.)

Millet İttifakı partileri devralacakları dış politika için;

    • ABD ve Rusya-Çin güç mücadelesinde Türkiye’nin jeopolitik kimliği nasıl tanımlanacaktır?
    • ABD’nin ve Fransa’nın Yunanistan’ı silahlandırması sonucu bir Yunan çılgınlığı karşısında, Ege Denizinde karasularını 12 mile çıkarması halini savaş sebebi (casus belli) sayan TBMM kararı, “6 milin üzerine çıkarması halinde” şeklinde revize edilecek midir?
    • Yunanistan’ın işgal ettiği ve Lozan’a aykırı olarak silahlandırdığı adalar konusunda neler yapılacaktır?
    • Libya ile imzalanmış olan Deniz Yetki Alanları anlaşmasının devamı olarak, Akdeniz’de AKP iktidarının yapmadığı Münhasır Ekonomik Alan ilan edilecek midir?
    • Doğu Akdeniz enerji kaynakları üzerindeki hak ve menfaatlerimizin korunması konusunda bize ait bölgede arama ve sondaj yapan yabancı devletlerin faaliyetlerine müdahale edilecek midir?
    • Doğu Akdeniz’de arama, sondaj ve üretim çalışmaları yapılacak mıdır?
    • ABD’nin Ukrayna’yı NATO’ya alma girişimine karşı çıkılacak mıdır?
    • Kırım konusunda Rusya ile mutabakat sağlanacak mıdır?
    • Montrö Sözleşmesi konusunun tartışmaya açık olmadığı net olarak açıklanacak mıdır?
    • Türk devletleri ve Pakistan’ın KKTC’yi resmen tanımaları istenecek midir?
    • Suriye, İsrail ve Mısır ile derhal diplomatik ilişki kurulacak mıdır?
    • Başta Suriyeliler olmak üzere Irak ve Afgan sığınmacılar derhal ülkelerine yollanacak mıdır?

Millet İttifakı partileri özellikle AKP’den kopan büyük kararsız seçmen nezdinde güven sağlayabilmek için iktidara geldikleri takdirde bu ve benzeri sorunlar konusunda net ve açık çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmalıdır.

Yirmi yıllık AKP iktidarının yarattığı yıkıntının içinde ülkeye verdiği en büyük zarar, devlet organlarındaki liyakatsiz, bilgisiz partililerden yaptığı kadrolaşma ile devlet aklının zafiyete düşürülmesidir. Muhtemel bir iktidar değişikliğini bekleyen en önemli sorunların başında bu tahribatın giderilmesi gelmektedir. Seçimler mevcut anayasaya göre yapılacağı için seçilecek cumhurbaşkanı şu anda R. Tayyip Erdoğan tarafından kullanılan yetkilere sahip olacaktır. Bu nedenle Millet İttifakı tarafından belirlenecek cumhurbaşkanı adayında olması gereken özelliklerin başında; kamu yönetim tecrübesi, ekonomiye aşinalık, dış politikada ise dünyadaki jeopolitik değişiklikleri okuyabilme becerisi gelmeli, sosyal medya tanınmışlığı ve gençlik/yakışıklılık gibi kıstaslar en sonda düşünülmelidir. Bilindiği gibi Türkiye’yi bugünkü açmazlara, İstanbul Belediye başkanlığında ve belediye kadrolarında edinilen kısıtlı tecrübe ile devlet yönetmeye kalkışmak sürüklemiştir.

Türkiye İttifakı

Millet İttifakının bu kadar karmaşık sorunlara üreteceği çözümler elbette sancısız olmayacak, toplumda tepkilere de yolaçacaktır. Bu nedenle Millet İttifakı bu birlikteliği daha da genişleterek bir “Türkiye İttifakı” oluşturmalıdır.

Bu genişleme Anayasanın ilk dört maddesini savunan, üniter devlet yapımıza ve laikliğe sıkı sıkıya bağlı, TBMM’inde temsil edilen ve edilmeyen bütün Atatürkçü, ulusalcı siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerini de kapsayacak en geniş şekilde oluşturulmalıdır.

Ancak Millet İttifakı partilerinin böyle geniş bir birliktelik oluşturmak yönünde bir eğilimi halen görülmemektedir. Millet İttifakı bileşenleri ve eklentilerinin oluşturduğu altı parti kurmaylarının hazırlamakta oldukları program metni, basına sızdığı kadarıyla ana fikri demokrasi, adalet, bireysel özgürlükler gibi genel doğrular etrafında dolaşmakta, açlık ve fukaralığa düşmüş özellikle AKP’ye oy veren eski merkez sağ kökenli seçmene, artan hayat pahalılığının giderilmesi için çare olarak demokrasiye dönüşten bahsetmek hiçbir şey ifade etmemektedir.

Bu nedenle yapıcı bir alternatif olarak yukarıdaki tanıma uygun parti ve demokratik kitle örgütleri; kendi programları ve ideolojileri saklı tutmak kaydıyla, birleşerek topluca imza altına alıp, kamuoyuna ortak katılımla açıklayacakları kısa bir program etrafında birleşerek bir “Üçüncü İttifak” kurmalıdırlar. Böyle bir birlik ve somut, kolay anlaşılabilir bir program, Millet İttifakı partilerinin yönetimlerinde etkili olamayan tabandaki gerçek Atatürkçüleri parti yönetimlerini uyarmak konusunda cesaretlendirecek, partilerini daha etkili muhalefet yapmaları yönünde zorlayacaktır.

Üçüncü İttifak, demokratik seçimlerle iktidarı devralacak Millet İttifakından uygulanmasını bekleyeceği kısa vadeli programda asgari neler olması üzerinde anlaşmalıdır. Bu hususlar kısaca:

1- Özellikle “Tek Adam” rejimine geçildikten sonra hızla tahrip edilen devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması için 2-3 yıllık bir geçiş dönemi olacaktır. Devletin yeniden yapılandırılması döneminin sonunda, kesin kuvvetler ayrılığına dayanan, iki meclisli parlamenter sisteme dönülmesini öngören kapsamlı bir anayasa değişikliği yapılmalıdır.

2- Memurların yargılanması hakkındaki 4483 sayılı kanun yürürlükten kaldırılmalıdır.

3- Beştepe kapatılıp, evrakları ilgili bakanlıkların arşivine alınmalı, sözleşmeli istihdam edilenlerin sözleşmesine son verilmeli, 657’ye tabi olanlar liyakatlarına uygun yerlere dağıtılmalıdır.

4- Derhal TBMM’ne derhal küçük bir anayasa değişiklik teklifi sunulmalıdır:

    • Anayasanın 4. Maddesine “işbu 4. Madde” ibaresi eklenmeli,
    • Anayasanın 146-147 Maddesindeki Anayasa Mahkemesi ile ilgili hükümler yeniden düzenlenerek, üyeleri bir defaya mahsus tüm üyeler cumhurbaşkanınca atanmalı,
    • Anayasanın 159. Maddesindeki Hakimler ve Savcılar Kurulu lağvedilip, Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu kurulmalı, bir defaya mahsus tüm üyeler cumhurbaşkanınca atanmalı,
    • Anayasanın 166. Maddesine Devlet Planlama Teşkilatı kurulması ile ilgili fıkra eklenmelidir.
    • Anayasaya devletler arası ilişkilerde “mütekabiliyet” zorunluluğu konulmalı,

3- 5237 Türk Ceza Yasasında ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi ve benzeri kanunlarda derhal kısa bir değişiklik yapılmalıdır:

    • İyi Hal İndirimi kaldırılmalı,
    • Kadın cinayetlerinde fail tutuklu yargılanmalı, her türlü tahrik sebebi kaldırılmalı, ceza ağırlaştırılmış müebbet olmalı ve infaz indiriminden muaf tutulmalı,
    • Reşit olmayan kız ve erkek çocuklara tecavüzle suçlananlar tutuklu yargılanmalı, her türlü tahrik sebebi kaldırılmalı, ceza müebbet olmalı ve infaz indiriminden muaf tutulmalı,
    • Lâikliğe aykırı suçlar ve cezaları tanımlanmalı,

4- Çiftçiye nakit destekleri kaldırılıp, kredi borçları ve faizleri silinmeli, vergisiz mazot (gıda nakli yapanlar dahil), gübre, tohum, ilaç desteği yapılmalıdır.

5- KÖİ projelerinin sözleşmeleri iptal edilmeli, ödemeler durdurulmalıdır.

6- AKP yöneticilerinin yurtiçi ve yurtdışı varlıkları araştırılmalı, Tiksindirici Borçlar için yargı süreci başlatılmalıdır.

7- Bakan Yardımcılıkları kaldırılıp, memuriyet kariyeri olan müsteşarlıklar kurulmalıdır.

8- Dışişleri kariyerinden yetişmemiş büyükelçiler derhal görevden alınmalıdır.

9- Birleşmiş Milletler İkiz Sözleşmeleri, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Sözleşmesi derhal yürürlükten kaldırılmalı. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Yasası iptal edilmelidir.

10-Suriye, Mısır, İsrail ile diplomatik ilişkiler derhal kurulmalıdır.

11-Başta Suriyeli, Iraklı ve Afganlar olmak üzere, sığınmacılar derhal ülkelerine gönderilmelidir.

Her türlü ideolojik farklılıkları bir kenara bırakarak; Atatürk’te birleşecek, ülke ve milletin bölünmez bütünlüğü ve lâikliği amasız ve sınırsızca savunacak olan, eğer biraraya gelebilirlerse TBMM’nde temsil edilen veya edilmeyen siyasi partiler ve demokratik kitle örgütler için iyi niyetle düşünülebilecek olanlar:

Türkiye İşçi Partisi, Memleket Partisi, Zafer Partisi, Yenilik Partisi, Doğru Parti, Bağımsız Türkiye Partisi, Yurt Partisi, Türkiye Değişim Partisi, Halkın Kurtuluşu Partisi, Demokratik Sol Parti, Adalet Partisi, Vecdet Öz, Doğru Yol Partisi, ADD, DİSK, TÜRK-İŞ, Birleşik Kamu-İş, Milli Merkez, Demokratlar Birliği, Boğaziçi Aydınlar Topluluğu bir lâhza da akla gelenlerdir.

SON Söz:

Umarım akıl, politik hırslara galebe çalar ve en kısa sürede Üçüncü İttifak+Millet İttifakı’ndan oluşan Türkiye İttifakı kurulur.


[1] : https://www.bloomberght.com/hazine-2022-de-dis-borclanmayi-artiracak-2290984
This entry was posted in CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, Politika ve Gundem, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *