ORGANİZE İŞLER * PERDE ARKASI * 55 milyonluk iletim hattı ihalesi kime? * 55 milyonluk ihaleyi kur çarpmış

Çiğdem TOKER 11 Eylül 2020

İhale yapan bir kamu kurumu halkın parasını harcadığı için ihaleyi önceden duyurması esastır. Kamu İhale Yasası’ndaki pazarlık usullerinden biri olan 21/b maddesinde böyle bir mecburiyet yok. Kurum, istediği firmayı önceden ilan etmeden çağırabiliyor. Böyle olduğunda kamu kurumları da, şirketler de açık ihaleye göre daha rahat davranabiliyor. İhale sırasında firmaların kamu lehine yapacağı indirim oranları çoğu kez düşük oluyor. Yani kamu kaynakları aleyhine sonuçlanıyor.
Bir önceki yazıda, nadir rastlanan bir durumu haber vererek Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 21/b usulüyle gerçekleştirdiği asfalt kaplama ihalesini değil ilan etmemek, YouTube’dan canlı yayımladığına yer verdim.
TEKLİFLER MALİYETİ AŞTI
Böyle bir istisnadan sonra yine topluma açıklanmayan bir elektrik iletim hattının 21/b ihalesini okurlara duyuralım. Kırklareli İli, Babaeski sınırları içindeki Verbena Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nde üretilecek elektriği İstanbul’a taşıyacak olan elektrik iletim hattının “tasfiye sonrası bakiye işleri”nin ihalesi. Geçmişi eskiye dayanan bu projede, TEİAŞ’ın (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.)  çağırdığı şirketler ile gelen teklifleri aşağıdaki tabloda paylaşıyorum.
Tabloya bakıldığında en düşük teklifi Kolin+Armin ortaklığının verdiği görünüyor. Ama ihalenin yaklaşık maliyetiyle karşılaştırıldığında düşük değil bu teklif… Çünkü TEİAŞ’ın bu proje için belirlediği yaklaşık maliyetin 55 milyon 58 bin 972 TL olduğunu öğrendik.
Devletin bu proje için saptadığı yaklaşık maliyetten daha yüksek bir teklifi TEİAŞ kabul edecek mi yoksa ihaleyi iptal edip yenileyecek mi, izleyip göreceğiz.
NEDEN ÖNEMLİ
Bu ihalenin neden önemli olduğunun ipuçları ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 14 Aralık 2018 tarihinde aldığı Eyüpsultan İlçesi’nin plan değişikliğine ilişkin kararında görünüyor.
Kararda plan değişikliği gerekçesi ayrıntılı olarak yer almış:
“Enerji arz güvenilirliği ve sürdürülebilirliği açısından, Kırklareli ilinde tesisi edilmesi planlanan ve İstanbul ilinin gelecek 50 yıldaki enerji ihtiyacını karşılaması öngörülen Verbena DGKÇS’de üretilecek olan yüksek potansiyelli enerjinin yaklaşık 165 bin m’ lik hat ile İstanbul 380kV Alibeyköy Trafo Merkezi’ne ulaştırılması planlanmaktadır.”
VE İSTANBUL HAVALİMANI
İBB kararında bu hattın İstanbul İlinin tamamının enerji ihtiyacını karşılayacağı belirtilirken, şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Ayrıca yapımı devam etmekte olan İstanbul III. Havalimanı projesinin elektrik ihtiyacının da bu hat ile karşılanacağı da hattın ehemmiyetini ve aciliyetini kat ve kat artırmaktadır.”
2 sene önce aciliyetinin büyük olduğu vurgulanan elektrik iletim hattı ihalesindeki sonucu da öğrenince duyuracağız.

Akkuyu’da sermaye ve Covid
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye-Rusya ilişkilerindeki yeri ve ağırlığını, saha uzmanları, deneyimli siyasetçi ve diplomatlar elbette biliyor. Ama ilişkileri askeri siyasi konularda değerlendirmek isteyen herkesin, ne kadar tartışmalı olursa olsun, Mersin Gülnar’da inat ve kararlılıkla devam eden bu büyük projeyi hesaba katmasında yarar var. Türkiye’nin 76 milyar TL yatırım tutarı üzerinden teşvik belgesi verdiği bir projeden söz ediyoruz.
Öte yandan “inat ve kararlılıkla” ifadesini boşuna kullanmadım. Zira bizim medyada fazla sıklıkla yer almasa da Rusya, bittiğinde 4800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu NGS ile ilgili önemli gelişmeleri duyurmaya özen gösteriyor. Daha doğrusu bunu önemsiyor.
Sözgelimi bundan iki hafta önce Bundan her biri 365 ton ağırlığındaki dört buhar jeneratörünün 3 bin km’lik bir deniz yolculuğuna çıkacağı duyurulmuştu. Dün de Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinde yer alacak reaktör üretiminde son aşamaya geçildiği haberlerini okuduk. Hayır, o da Türkiye’de değil. Rosatom’un Mühendislik Bölümü şirketinin yaptığı açıklamaya göre Volgodonsk’ta. “Yapılan iş nedir?” diye soracak olursanız, ilk güç ünitesinde yer alacak reaktörün kabı, kapağı ve iç parçalarının kontrol montajı. Sadece kapak 90 ton.
Reaktör kazanının içine yapılana bu montaj, reaktörün tüm iç parçalarıyla beraber kurulumu için gereken süreyi azaltıyor. Velhasıl, Rusya’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği 2023’de devreye alma sözünü tutmak için hızlı çalıştığı görülüyor.
10 MİLYAR RUS RUBLESİ
Bu sözün Türkiye tarafındaki güncel gelişmelerinden biri de geçtiğimiz günlerde Ticaret Sicil Gazetesi’ne yansıdı. Şirketin çıkarılmış sermayesinin arttırılırken ve bu nedenle pay sahiplerine rüçhan hakkı çağrısı yapıldı. 20 Ağustos 2020 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde yayımlanan yönetim kurulu kararına göre şirketin çıkarılmış sermayesinin 10 milyar Rus rublesine karşılık gelecek TL cinsinden hesaplanacak tutarda arttırılmasına karar verildi. Sermaye arttırımına katılacak tarafların bu tutarı ABD doları cinsinden ödemesi istendi.
Hemen belirtelim, güncel kurlarla 1 ABD doları 75,60 Rus rublesi. 1 TL de 10,10 ruble. Akkuyu kararında belirtilen 10 milyar ruble sermaye artışı, yaklaşık 135 milyon dolara karşılık geliyor.
COVİD İÇİN PCR CİHAZI
Öte yandan Covid-19 salgınının Gülnar sahasında etkili olduğu haberleri geliyor. Şirket yönetimi, pandeminin sahada yayılmasını önlemek için “eşsiz güvenlik tedbirleri” aldıklarını daha önce açıklamıştı. Ancak Mersin’den yazan bir okurum, işçiler arasında pozitif vakaların yayıldığını, Mersin Şehir Hastanesi’nde test kitlerinin yetmediğini,vaka sayısının çokluğu dolayısıyla sonuç almanın uzadığını, o nedenle Rusya’nın Silifke Devlet Hastanesi’ne Covid-19 teşhisini koyan PCR cihazı getirip kuracağını yazıyor. Mersin Şehir Hastanesi’nin inşaat sahasına uzak olması nedeniyle de Silifke’nin tercih edildiğini belirtiyor.
Yine adı bende saklı bir diğer doktor okurum da şu satırları paylaştı: “Yaz başında çok sayıda Rus hastanelere başvuru yapıyor. Bir çoğu maskesiz olmasına rağmen kapıdaki görevlilere onlara müdahale edilmemesi yönünde uyarıda bulunuldu. Açıkça kayırılıyorlar yani.” Binlerce işçinin çalıştığı Akkuyu NGS sahasında, salgının kontrolden çıkıp çıkmadığına dair bir açıklama toplum sağlığı açısından iyi olacaktır. [1]

14 Eylül 2020 / Çiğdem TOKER

55 milyonluk ihaleyi kur çarpmış

Kırklareli Babaeski’den başlayıp İstanbul Alibeyköy’de sona erecek elektrik iletim hattı (EİH) için yapılan ihaleye cuma günü yazımda yer verdim. TEİAŞ’ın (Türkiye Elektrik İletim A.Ş) pazarlık (21/b) usulü yaptığı ihalenin adı: “Verbena-Alibeyköy EİH’nin Tasfiye sonrasi bakiye işleri”
Devletçe belirlenen yaklaşık maliyeti:55 milyon 58 bin 972 TL 10 kuruş. Bu ihalede bizlerin ödediği vergi, yaşamak için mecbur bırakıldığımız zamlar açısından haber değeri taşıyan unsur şuydu:
Davet edilen dokuz firmanın verdiği teklifler arasındaki en düşük tutarlı olanı bile yaklaşık maliyetin çok çok üzerindeydi. Kolin İnşaat+Armin İnşaat ortaklığının verdiği o teklif şuydu:
59 milyon 789 bin 327 TL 10 kuruş. Aradaki 4 milyon 730 bin TL farka dikkat çekip, ihalenin nasıl sonuçlanacağını izleyeceğimizi vurguladım.
“İŞİN YÜZDE 80’İ DÖVİZE BAĞLI”
Kolin+Armin ortaklığı bir açıklama gönderdi. TEİAŞ’ın belirlediği yaklaşık maliyetin “Mart ayında TEİAŞ’ın birim fiyatları ile belirlenmiş bir bedel” olduğu belirtilerek bakın ne deniyor:
“Mart ayının başından bugüne kadar dolarda %25 ve Euro’da %30 seviyelerinde artış olmuştur. Bu işte kullanılacak demir aksam, alüminyum iletken ve bunlarla ilgili hırdavatların keşifteki tutarı %80’dir. Geriye kalan ise işçilik ve diğer işlerdir. Yüzde 80’i dövize bağlı olan bir işte yaklaşık maliyeti hesaplarken bu hususu dikkate almak gerekir. Konuyu bilgilerinize sunarız.”
Bir not düşmek zaruri: Kolin+Armin’in burada eleştiri yönelttiği yer, yazıdaki vurgular değil, TEİAŞ olmalı. Önemli bir proje için mart ayında belirlediğiniz yaklaşık maliyeti değiştirmeden, kur artışını yansıtmadan altı ay sonra ihale ederseniz böyle tuhaf bir tabloyla karşılaşmak kaçınılmaz olur. Dolayısıyla cuma günkü yazımdaki soru bir soru daha eklenerek hâlâ cevap bekliyor:
Bu ihale kime gidecek? Bu ihale altı ay önceki yaklaşık maliyet ve bu teklifler ile mi sonuçlandırılacak?
İlaç ruhsatı kasten mi bekletildi?
“Favipiravir ilacının yerli sentez çalışmaları için hangi gerekçelerle İstanbul Medipol Üniversitesi ile Atabay Kimya firması seçilmiştir?” Bu soru CHP Ankara Milletvekili Murat Emir tarafından resmen soruldu. Covid-19’un hepimize yaklaştığı, hastanelerde boş yatak bulunamadığı, insanüstü gayrete mecbur bırakılan sağlık çalışanlarının öldüğü, filyasyon ekiplerinin günlerce gelemediği bugünlerde o kadar önemli bir soru ki ne kadar görünür olsa o kadar iyi.
Hukukçu ve tıp doktoru bir siyasetçi olan Emir, Covid-19 sorunları ve hastalarla yakından ilgileniyor. Favipiravir adlı ilaçla ilgili soru önergesini okuyunca Emir’i aradım. Yakın zamana dek bulunmasında güçlük çekilen bu ilacın artık rahatça bulunabildiğini, ancak 10 gün öncesine kadar aylarca bulunamama gerekçesinin çok sorunlu olduğunun altını çizdi. Sadece bu da değil. Favipiravir’in yokluğunda, yan etkileri çok tartışılan Plaquenil’e hastaların mahkum edildiğini, eğer Favipiravir ruhsatı erken verilse, tedavilerden daha olumlu sonuçlar alınabileceğini de ekledi. Emir’in kesin bulgulara dayandığını vurguladığı meselenin özü ve soruları şöyle
AYLARCA İLAÇSIZ
Üç firma, Favipirapir’in yerli sentezini üretmek üzere mart ve nisan aylarında bakanlığa başvuruyor. Ancak bekletiliyor. Ta ki; Medipol Üniversitesi ile birlikte ilaç üreten Atabay Kimya’ya ruhsat verilinceye kadar. Emir, daha önce başvuran üç firmanın izinlerinin Atabay Kimya ile birlikte verildiğini belirterek, “Her taşın altından Medipol çıkıyor. Vatandaş, aylarca ilaçsız kaldı. Bu firmalara ruhsatlar daha erken verilmiş olsaydı, bu sıkıntılar yaşanmayacaktı” diyor.
Tiyatro ile müzik zorda
Fabrikalar üretimde. Toplu ulaşım araçları çalışıyor. Camiler ibadete açık. Lokantalar faal. Ama tiyatrolar açık havada dahi oyun sahneleyemiyor. Müzisyenler açık havada dahi konser veremiyor. Bütün hazırlıkları tamamlanmış sayısız gösteri, konser ve oyun iptal edildi. Neden? Covid-19 önlemleri kapsamında. İnsanların çok yakın mesafede bir araya geldiği yerleri açık tutan, her hafta davetli ihaleleri milyar milyar yaptıran iktidarın, inandırıcılık gibi bir derdi yok belki. Ama bu toplumda tahmin edemeyecekleri kadar çok yurttaşın sanat diye bir derdi var. Çıkış yolu, o dert sahiplerinden gelir elbet. [2]

[1] https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/cigdem-toker/55-milyonluk-iletim-hatti-ihalesi-kime-6032269/
[2] https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/cigdem-toker/55-milyonluk-ihaleyi-kur-carpmis-6036454/
This entry was posted in Ekonomi, ORGANİZE İŞLER, PERDE ARKASI, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *