Bölüm I / Naci Kaptan / 29.07.2019
GÖÇLER – TÜRKİYE’Yİ PLANLI
“İSTİKRARSIZLAŞTIRMA ” OPERASYONLARI
Türkiye’nin emperyalizmin ilgi odağı olmasının ardında, kendi ülke zenginlikleri dışında Avrupa’dan Asya’ya ve özellikle zengin petrol kaynaklarının olduğu Ortadoğu ülkelerine giden köprü yolunda ve enerji hatları aktarım geçişinde bulunuyor olması vardır.
Ortadoğu bölgesi içerdiği zengin petrol kaynakları ve gittikçe önem kazanan zengin tarım alanlarına sahip olması, Fırat ve Dicle gibi akarsuların bulunuyor olması ,güçlü işgalci devletleri bu bölgede egemenlik arayışına ve güç gösterisine yönlendiriyor.
Ortadoğu bölgesi I. Dünya Harbinden bu yana emperyal devletlerin öldürücü ve yok edici savaş alanı olmaya devam ediyor. Bu nedenle bölgemizde bulunan tüm ülkeleri planlı ve sistematik olarak dönüştürmeye egemenlikleri altına almaya çalışıyorlar.
DEVLET ADAMLIĞI ve LİYAKAT
Bölgemiz ülkelerini yönetenlerde devlet adamı vasfı ve liyakati olmazsa, bu yöneticiler yurtsever, bilge, kültürlü olmazsa, işbirlikçi olurlarsa bugünlerde aynen ülkemizde olduğu gibi ülkeler ve toplumlar küresel emperyalist tuzaklara düşecek, kendilerine ait olmayan kaos ve savaşların içine sürüklenecektir. Ne yazık ki AKP iktidarıyla birlikte Türkiye bu tuzağa düşürülmüş olup, Türkiye kendisine ait olmayan çatışmalara, savaşa, istikrarsızlığa ve bölünmeye sürüklenmektedir. Buna BOP görevde diyebiliriz.
Ortadoğu Bölgesinde çıkar çatişmalarında Emperyalizmin kullandığı üç ana kaldıraç var ;
1* Aynı ülkenin insanlarını ETNİSİTE İLE BÖLEREK KAVGALAŞMA/ÇATIŞMA yaratmak
2* Aynı ülkenin insanlarını DİN / İNANÇ / MEZHEP FARKLILIĞI ile ÇATIŞTIRMAK.
3* Ülkelerin yönetimine ABD ve İsrail’in politikalarına bağlı ve uyumlu olabilecek, bagajı dolu siyasetçileri görev başına getirmek ve bu ülkeyi ekonomik bağlamda borçlandırarak emir alır konuma getirmek.
CIA VE SÜNNİ Şİİ ÇATIŞMASI
Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) eski yetkililerinden Michael Scheuer’in 2015 yılında yaptığı açıklamalar sosyal medyanın gündemine geldi. Söz konusu kayıtta ABD’deki bir TV kanalının canlı yayınına konuk olan Scheuer; Orta Doğu’dan Batı’ya yönelik tehditlerin geldiğini savunan Scheuer, bunu kaynağında durdurmak gerektiğini altını çiziyor. CIA’da 22 yıl ajanlık yapan Scheuer, “Ne biz Amerika olarak ne Batılı güçler oralara kendi askerimizi göndermek istemiyoruz. Sayın Obama ve Sayın Cameron (İngiltere eski Başbakanı) ve çoğu Batılı liderler, kendi kara kuvvetlerini göndermek yerine Sünnileri ve Şiileri, birbirleriyle, kanları kururcasına savaştırmak fikrine hayran kalacaklar gibi görünüyor. Şu an en büyük ümidimiz Sünniler ve Şiiler arasında bir savaştır” diyor.
Özellikle İslam ülkelerinde asırlardır oynanan küresel oyunun temeli budur. İşte bu durumdaki ülkeler artık küresel düzenin kölesi olmak üzere olabildiğince zayıflatılarak ehlileştirilmiştir. İstanbul’un işgalinde İngiliz komiser Ryan’ın yazdığı gibi “Ülkeyi yönetenler müslüman gözükecekler fakat bize hizmet edecekler” deyişi günümüzde de geçerlidir.
ORTADOĞU GÖÇLERİNİN ANA NEDENİ ; BOP VE GOP
7.8.2003 tarihli Washington Post gazetesinde o tarihte ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı olan Condoleezza Rice şöyle diyor:
BOP ile Türkiye Dahil 22 Ülkenin Sınırları Değişecek
Condoleezza Rice’ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayınlanan “Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” Başlıklı yazısında Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu açıkça ifade ediyor.
2006 yılında ise ABD’li bir albay BOP dahilinde sınırlar değiştirilirken parçalanacak devletler ile yeni kurulacak devletleri gösterir ayrıntılı bir harita çiziyor ve bu haritanın kapsam ve gerekçelerini ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nin Haziran 2006 baskısında ayrıntılı olarak anlatıyor.
E.Albay Erdal Sarızeybek bu konuda şöyle diyor:
BOP Haritasını çizen Amerikalı bir asker Ralph Peter’s’dir. Çizdiği harita ve bu haritaya ek gerekçeleri “Kanlı Sınırlar, Daha İyi Bir Ortadoğu” başlığı altında açıklamış ve bu ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nin Haziran 2006 baskısında yayınlanmıştır. BOP haritası öylesine açık yazılmıştır ki “bu planın uygulanması sonucunda Türkiye’nin kaybedeceği” vurgusu da uluslararası ilişkiler açısından hiçbir kaygı duyulmaksızın yapılmıştır.
BOP Haritasını çizen Amerikalı Albay Ralph Peter’s 2006 yılında çizdiği BOP haritasının ABD açısından stratejik öneminin izahını yaparken Türkiye ve bölgemiz için şunları söylüyor:
“Balkanlar ve Himalayalar arasındaki adaletsizliği ile ünlü topraklardaki en göz alıcı haksızlık bağımsız bir Kürt devletinin yokluğudur. Orta Doğu’da bitişik bölgelerde yaşayan 27 ile 36 milyon arasında Kürt vardır (bu rakamlar muğlaktır zira hiç bir devlet dürüst bir nüfus sayımı yapılmasına müsaade etmemiştir). Günümüz Irak nüfusundan daha büyük olan bu grup, düşük nüfus tahminini bile göz önünde bulundurduğumuzda Kürtleri dünyanın kendine ait bir devleti olmayan en büyük etnik grubu yapmaktadır. Daha kötüsü, Kürtler, Ksenofon’un zamanından beri yaşadıkları tepe ve dağların bulunduğu bölgeyi kontrol eden her devlet tarafından ezilmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri ve koalisyon ortakları Bağdat’ın düşmesinden sonra bu haksızlığı düzeltmek için ellerine geçen muhteşem fırsatı görememişlerdir. Uyumsuz parçaların birbirlerine Frankenştayn canavarını andıran şekillerde dikilmesinden oluşan bir devlet olan Irak, o anda üç küçük devlete bölünmeliydi. Korkaklık ve vizyon eksikliğinden bunu başaramadık ve Iraklı Kürtleri yeni Irak hükümetini desteklemeleri konusunda zorladık – ki bunu iyi niyetimize karşılık olarak isteyerek yapıyorlar. Ancak özgür bir halk oylaması gerçekleştirilecek olsaydı, hiç şüpheniz olmasın ki Irak Kürtlerinin neredeyse %100’ü bağımsız olmak için oy verirlerdi.
Şiddetli askeri baskılara maruz kalan ve on yıllar boyunca “dağ Türkü” olarak nitelendirilmek suretiyle kimlikleri yok edilmek istenen Türkiye Kürtleri de aynı şekilde oy verirlerdi. Ankara’nın önünde bulunan Kürt sorunu son on yıl içerisinde bir miktar kolaylaşmış olmasına rağmen baskı yakın tarihlerde tekrar yoğunlaştı ve Türkiye’nin doğusundaki beşte birlik bölümü işgal edilmiş bir bölge olarak görülmelidir. Suriye ve İran Kürtleri de mümkün olsa bağımsız bir Kürdistan’a katılmak isterlerdi. Dünyanın meşru demokrasilerinin Kürt bağımsızlığını muzaffer kılmayı reddetmeleri medyamızı sık sık heyecanlandıran beceriksizce yapılan hafif günahlardan çok daha kötü bir insan hakları ihmalidir.
Ayrıca Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanan bağımsız bir Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olacaktır. “
Son cümleye dikkat: “Ayrıca Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanan bağımsız bir Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olacaktır.” [1]
Condoleezza Rice “BOP ile Türkiye Dahil 22 Ülkenin Sınırları Değişecek” açıklaması yaparken ve BOP Haritasını çizen Amerikalı Albay Ralph Peter, haritasının gerekçesini ““Kanlı Sınırlar, Daha İyi Bir Ortadoğu” olarak tanımlarken Türkiye de çok anlaşılmaz ve akıl dışı bir açıklama günün başbakanı R.Tayyip Erdoğan tarafından yapılıyordu, Erdoğan şöyle diyordu; BEN “BOP”un BÖLGE EŞBAŞKANIYIM. Hangi ülkenin yöneticisi amacı Ülkesinin sınırlarını ve yönetimini kanla değiştirmeyi hedefleyen emperyalist bir projenin eş başkanı olmayı kabul ederdi?
[1] http://www.adimlardergisi.com/turkiye-icin-dagilma-zamani-3/
Naci Kaptan / Bölüm I / devam edecek
Pingback: GÖÇMEN DOSYASI : GÖÇLER – TÜRKİYE’Yİ PLANLI “İSTİKRARSIZLAŞTIRMA ” OPERASYONLARI – Bölüm I – Stratejik Güvenlik