KURAN BUYRUKLARI VE ÖRTÜNME *** İlâhiyatçılar da İslam dininde başörtüsünün yeri olmadığını, Kuran’da da başörtüsünün farz olduğuna dair herhangi bir ayetin bulunmadığını ve baş örtmenin Yahudi geleneğinden geldiğini belirtiyorlar * “Kadının Başını ÖRTMESİ GEREKTİĞİNE dair HİÇBİR YERDE Yazılmış TEK SATIR YOKTUR.İleri sürülen tek TALEP; KADININ GÖĞSÜNÜ ÖRTMESİNDEN ibarettir”

KURAN BUYRUKLARI VE ÖRTÜNME

Prof.GUMEC KARAMUK
gkaramuk@hacettepe.edu.tr
15.08.2018

Çok önemli gerçekleri açıklayan bu değerli yazıyı okuyunca yıllar önce değişik ortamlarda yazdıklarımı burada da yazmak istiyorum.

Çok değerli ilâhiyatçılar da İslam dininde başörtüsünün yeri olmadığını, Kuran’da da başörtüsünün farz olduğuna dair herhangi bir ayetin bulunmadığını ve baş örtmenin Yahudi geleneğinden geldiğini belirtiyorlar. Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün yazılarında da, televizyonda da bu konuda çok gerçekçi açıklamaları vardı.

Senelerdir “türban” tabiri YÖK’ün vaktiyle aldığı kararda kastedilen ve başka bir şey olan “türban bone”nin yerini aldı ve asıl anlamından saptırıldı. Yıllar öncesinden bilinen o ki, Bayan Ayser Doğramacı, saçlarını örtmek isteyen kız öğrencilerin, kadın şapka modasında kendisinin de beğendiği bir kenarsız başlık biçimini ifade eden “Turban”ı takmalarına izin verilmesini önermiş. Etimolojik kökeni itibarıyle “tour band” (dolanılmış şerit), bildiğimiz “sarık”ın karşılığıdır ve bundan hareketle sarığın stilize edilmiş bir türü olarak özellikle 20. yüzyılın yirmili yıllarında yaygın olan ve günümüze kadar başka zaman dilimlerinde de hanımlar tarafından benimsenen kenarsız şapka modeli ve “bone” v.b. adlarla da anılan “başlık” biçimidir.

Kültür tarihinin çerçevesine giren moda tarihinden bihaber kişiler, “türban” adını kendi istedikleri örtünme biçimi olarak dayatıp yaydılar ve böylece geleneksel Türk başörtüsüyle de alâkası olmayan, daha ziyade Vahabî kılığına benzeyen ve Nur suresinde 31. ayette geçen “hımar” sözcüğünün bu örtünme biçimini ifade etmediğini söyleyen çok değerli ilâhiyatçılar tarafından İslam’da yeri olmayan bir militan simge haline getirerek, gerçekten anayasaya aykırı bir kılığa dönüştürdüler ve Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın haklı itirazlarına yol açtılar.

Aynı şekilde “sıkma baş” tabiri de günümüzde asıl anlamıyla alâkası olmayan bu örtünme biçimine verilen ad oldu, çünkü bu tabirin 1920’li yılların (“Charleston time”) kâh “à la garçonne” saç kesimiyle birlikte, kâh uzun saçla da takılan ve Josephine Baker’ın görüntülerinden de hatırladığımız ufacık ve daracık başlıkları için Türkçe’de kullanıldığını, o yıllarda çocukluktan genç kızlığa geçen rahmetli Annemden biliyorum. Bu başlıkların kenarlarından da alın ve şakak kısmında virgül biçiminde incecik saç perçemleri çıkardı (kelimesi kelimesine komik bir çeviri olan “kalp kancaları”/”accroche de coeur”).

İslam’daki örtünme, Museviliğin ve Hıristanlığın dayandığı gelenek zincirinin son halkasıdır, her ne kadar kendilerini pek de dini bütün sanan kimileri bunu şiddetle reddetseler de. Bir önceki halka, Hıristiyan rahibe tesettürüdür. Alnın üstünden şakaklarda pli yaparak çeneye kadar indirilip bağlanan ve geleneksel örtünme biçimi olarak bizde görülen başörtüsünün Almanca adı, “Kopftuch à la russische Bäuerin”dir, yani “Rus köylü kadını tarzı başörtüsü”. Tamamen kültürlerarası aktarmalar oldu. Yakındoğu’nun bu üç kitap dinindeki örtünme geleneği, Assur yasalarındaki evli ve dul kadınların örtünme mecburiyetine dayanıyor; bunun da temelinde, Muazzez İlmiye Çığ’ın ortaya koyduğu gibi, genel kadın olarak mabet hizmetinde bulunan bazı Sümer rahibelerinin (tanrıça İnnana’nın manastırında) diğer rahibelerden ayırt edilebilmeleri için başlarını örtme mecburiyeti yatıyor. Malum, sevgili Çığ bulgularını yayınladıktan sonra hakkında açılan davadan beraat etmişti.

Saygılarımla

Gümeç Karamuk

15/08/18 03:25
Cemil Denk
denk.cemil@gmail.com

Değerli KADIN kardeşlerim,biraz daha düşünün ve “TÜRBAN TAKMAK öZGÜRLÜKTÜR”, Kutsal Kitabımız Örtünmemizi Emrediyor diyen SİYASİLER tarafından KANDIRILMANIZA DUR deyin!

Kuran’da; KADINLARLA ilgili 112 AYET vardır.Bunlardan yalnızca altı tanesi ÖRTÜNMEKLE ilgilidir Bu 6 ayette de ÖRTÜNMEK; Günahla ya da Sevapla ilgili değildir. TÜRBANIN,Dinimizin gereği olduğunu iddia edenlerin,En çok üzerinde durdukları ayet; Nur suresi 31 ayettir; Gelin bu ayetin neler dediğini; DİN adamlarından dinleyelim:

Yazar ve şair Mustafa Sağ’ın,“EVRENSEL ÇAĞRI, KUR’AN MEALİ” İsimli kitabından okuyoruz; Nur suresi 31’nci ayet:

“Mü’min kadınlara da söyle,GÖZLERİNİ HARAMDAN Sakınsınlar,CİNSEL RGANLARINI saklasınlar? IRZLARINI korusunlar…” ÖRTÜLERİNİ,GÖĞÜSLERİNİN (MEMELERİNİN) ÜZERİNE VURSUNLAR?”
***

İlahiyat Prof. Dr Yaşar Nuri Öztürk’ün “Allah İle Aldatmak isimli kitabından okuyoruz:

“Kadının Başını ÖRTMESİ GEREKTİĞİNE dair HİÇBİR YERDE Yazılmış TEK SATIR YOKTUR.İleri sürülen tek TALEP; KADININ GÖĞSÜNÜ ÖRTMESİNDEN ibarettir” AYETTE BAŞTAN BAHSEDİLMEZ.“Kuran’ın tarif ettiği Örtünmede Peçelerin, çarşafların, türbanların, Burkaların TARİFİ YOKTUR” .“BAŞIN ÖRTÜLMESİ Bir Sosyal Durum göstergesidir, Bir DİN BUYRUĞU DEĞİL”
***

(İlahiyat Prof. Dr Şahin Filiz’in,“Siyaset Tarikat Gölgesinde DİN ve KADIN” adlı kitabından):

SARIĞIN; Dinen kutsal bir Giyecek olarak Giyilmesi de, Kuranda Yoktur”, “İslam’da 76 tane temel FARZDAN bahsedilmektedir. 76 FARZDA da BAŞÖRTÜSÜ ve TÜRBAN’IN Tanımı GEÇMEMEKTEDİR. ” Başörtüsü, [‘TÜRBAN’] DİN’İN BİR EMRİ ya da Farz İbadeti DEĞİLDİR”. “Nur Suresi’nin 30. ve 31. ayetleriyle,AHZAB Suresi’nin 59. ayeti de Başörtüsüyle İlgili DEĞİLDİR. Çünkü bu ayetlerde BAŞ ve SAÇ sözcükleri GEÇMEZ. Asıl örtülmesi gereken GÖĞÜS kısmı ve CİNSEL ORGANLARDIR”
***

(Prof. Dr. Hüseyin Hatemi açıklama yapıyor):

“TÜRBAN veya başörtüsü İSLAMİ Bir EMİR DEĞİL, Yani FARZ DEĞİLDİR.”
***

(Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Bilgin açıklıyor):

“Kuran’da; KADINLARIN SAÇININ bir TELİ GÖZÜKMEYECEK şekilde ÖRTÜNMESİNİ” EMREDEN bir AYET YOKTUR.”
***

18 Mart Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Nasuhi Ünal Karaarslan açıklıyor:

“SAÇIN bir TELİ GÖRÜNMEYECEK” Şeklinde bir AYET YOKTUR”
***

Prof. Dr. Necla Arat,5 Haziran 2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde şöyle yazıyor:

“BAŞÖRTÜSÜ Takmak ile TÜRBAN Takmak, aynı şekilde DEĞERLENDİRİLMEMELİDİR”.Diyor ve devam ediyor: “GELENEKSEL BAŞÖRTÜSÜNÜ takan Köy ve Kasaba Kökenli Milyonlarca Kadın, Başörtülerini, Türbanlılar gibi, DİNSEL bir ÜNİFORMA olarak TAKMIYOR, Giymiyorlar.”

This entry was posted in DİN-İNANÇ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *