Cumhuriyet
Çiğdem Toker
18 Nisan 2018 Çarşamba
‘Türkiye düşmanları’ kim?
16 yıl arayla ikinci kez.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim takvimine 1.5 yıl kala erken seçim gündeme getirdi. 16 yıl önce ABD, “kimyasal silah” gerekçesiyle Irak’ı işgal etmeyi planlıyor, bu planı uygulamak için Türkiye’nin rızasını arıyordu. Bahçeli’nin erken seçim çağrısı önce siyasetin denklemini sonra da Türkiye’nin kaderini değiştirdi.
2001 ekonomik krizinin ardından siyaseten Derviş öncülüğündeki “acı reçete”nin bedelini ödemekte olan Türkiye’de AKP iktidarının önünü açtı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, gazeteci Mehmet Çetingüleç’in kaleme aldığı “Ecevit’in Anıları” kitabında şöyle anlatıyor:
“Hükümetin daha bir buçuk yılı vardı ve bu süre içinde kamuoyuna iyi mesajlar verebilecek duruma gelmiştik. Ağır ekonomik sorunları göğüslemek pahasına çok cesur adımlar attık. Tam bunların sonuçlarını alacak duruma geldiğimizde, erken seçim gündeme getirildi.
Nasıl oldu bu? MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Ankara dışındayken bir demeç verdi. ‘Kasım ayı sonunda seçim yapılmalı’ dedi. Halbuki kısa bir süre önce bütün koalisyon ortağı partiler erken seçime gerek yok demişlerdi. Ama birdenbire bir karar değişikliği oldu. Bunun nedenini anlayamadık. Öyle tahmin ediliyor ki, Sayın Devlet Bahçeli, kendi partisine yönelik birtakım tertipler düzenlendiği izlenimi edinmiş ve o karara varmış. Kimse içyüzünü bilmiyor tam olarak. Öyle bir nedenden veya başka bir nedenden bilemiyorum erken seçim istedi ısrarla… Ne tertibi olduğunu ben bilmiyorum, kimse de bilmiyor.”
Ve dün.
Bahçeli, bu kez rejimi “resmen” de değiştirme niteliğine sahip seçimlere bir buçuk yıl kalan erken seçim çağrısında bulundu. Erken seçim için “meydan muharebesi” çağrışımlı tarihi verirken “Türkiye düşmanlarına gereken dersi vermesi en makul yol” diye niteledi.
Bahçeli bu çağrıyı, değerli lira, tek haneli enflasyon, makul bir işsizlik oranı, makul bir bütçe açığı, katlanılabilir bir faiz ortamında yapmadı. Bahçeli bu çağrıyı, Hazine garantili büyük altyapı projelerini, yaygın konut projelerini üstlenen şirketlerin ödeme güçlüğü içine düştüğünün, sayılarının giderek arttığının herkesin bildiği bir sır haline geldiği günlerde yaptı.
Bahçeli’nin “Ne amaçlıyorsak Türkiye lehinedir” dediği dakikalarda, dört yıldır ataması yapılmayınca intihar eden 25 yaşındaki Merve Çavdar defnedilmeye hazırlanılıyordu.
Bahçeli bu çağrıyı, “resmen” 109 bin öğretmen açığı bulunan Türkiye’de, öğretmene maaş ve kadro için ayrılmayan ödeneğin, 21/b ihaleleri üzerinden partili müteahhitlere akıtıldığı bir bütçe ortamında yaptı.
Bahçeli, “Türkiye düşmanlarına gereken dersi vermesi için en makul yolun seçim olduğunu” söylediğinde, Cumhuriyetin şeker fabrikaları satılıyor, herkesin ormanlarının şirketlere satışının önü açılıyordu.
Bahçeli bu çağrıyı devletin bekası için yaptığını söylerken Ergene’ye zehirli atıklarını boşaltan sanayi şirketlerinin bekasına halel gelmesin diye saklanan gerçekleri -Cumhuriyet’te- okuyorduk.
***
Ecevit’in bilmediğini biz bilemeyiz.
Bildiğimiz şu: Bahçeli’nin ilk erken seçim çağrısı yaptığı dönemde, krizden çıkış için uygulanan ağır restorasyon programı sonucu, ekonomik göstergeler piyasalar açısından toparlanma yoluna giriyordu.
AKP, Bahçeli çağrısıyla yapılan 2002 erken seçiminde, tüm önlemleri alınmış, toparlanma yoluna girmiş bir ekonominin üzerine geldi. Bahçeli’nin 16 yıl sonra dünkü erken seçim çağrısı ise kamu kaynaklarının talan edildiği, AKP’nin, rayına girmiş biçimde devraldığı ekonomik göstergelerin bozulduğu bir konjonktüre rastlıyor.
(Not: Konjonktür, Suriye’nin kimyasal silah gerekçesiyle vurulduğu haftayı da içeriyor.)
Peki, ekonomik göstergeleri hangi Türkiye düşmanları bozmuş olabilir?