Sözcü
Emin Çölaşan
Kasım 4, 2015
Bahçeli istifa eder mi!..
Sevgili okuyucularım, Türkiye’de geçerli olan çok önemli bir kural (!) vardır:
“Ne olursa olsun makamına kıçından zamkla yapışacak ve asla istifa etmeyeceksin.”
Başbakanlar, bakanlar, parti genel başkanları, sendika başkanları vesaire, bu kuralı sonuna kadar uygular.İstediği kadar başarısız olsun, ne olursa olsun istifa etmeye yanaşmaz. Koltuğuna yapışmıştır, orada sabit durur…
Çünkü onu oraya seçen irade, başka bir deyişle milletvekilleri veya delegeler çoktaaan ayarlanmıştır.Her birinin, istifa etmesi gereken şahsa minnet borcu vardır. Onun sayesinde belli bir yere atanmış veya seçilmiş, onun sayesinde ün ve para kazanmışlardır.Hiç kimse velinimetini, kendisini adam edeni, köşe döndüreni kolayca harcamaz.
Şimdi şu Devlet Bahçeli’nin düştüğü duruma bakınız. 7 Haziran seçiminde Meclis’e 80 milletvekili ile girmişti.Seçim sonuçları henüz belli olmuşken gecenin yarısında ilk açıklamasını yaptı:
“İktidar ortağı olmayacağız, muhalefette kalacağız!..”Çünkü iktidar ortağı olmak zor işti, sırtına ateşten gömleği giyecektin.Muhalefet ise kolaydı, aklına estikçe iki nutuk atıp eleştirmek ve durumu idare etmek mümkündü.O sırada ortada partisi açısından sadece iki iktidar seçeneği vardı.İlki AKP ile koalisyon kurmak.İkincisi ise Meclis’te çoğunluğu sağlamış olan üç partinin (CHP-MHP-HDP) koalisyonu.
Arkadaş hiç kimsenin suratına bile bakmadan bütün seçenekleri bir kalemde ve daha ilk gece reddetti.Ne yaptığını, amacının ne olduğunu kendisi dışında bilen ve anlayan yoktu. Partisi bile anlamamıştı.Sonrasında da çeşitli bahaneler yaratıp görevden kaçtı.
Kendisine ve partisine “İktidar olsunlar” diye oy veren ve milyonlarca kişiden oluşan ülkücü tabanı daha ilk geceden satışa getirmeyi başarmıştı! Bunları yazarken sadece Devlet Bahçeli ile parti yönetimine getirdiği ekibini eleştiriyorum.Bu eleştirilerin iyi niyetli yurtsever ülkücü tabanla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Zamanı olan birilerinin şu iki seçim arasında, yani 7 Haziran-1 Kasım arasında muhalefet partilerinin tutum ve davranışlarını, yaptıkları yanlışları ve tek parti iktidarından düşürülen AKP’ye bu iktidarı nasıl yeniden teslim ettiklerini anlatan düzgün kitaplar yazması gerekir.7 Haziran sonrasında Meclis, yemin töreni dışında toplam 48 saat bile çalıştırılmadı.Oysa bu üç parti çoğunlukta idi.
Biraz dürtükleseler Meclis tatile girmeyecek, en azından yolsuzlukların ve terörün hesabı biraz olsun sorulacaktı.Yapmadılar…Böylece AKP’nin ekmeğine yağ sürdüler.Sanki gizli bir el üçünü de efsunlamış, beyin hücrelerini yok etmişti.
Keşke bu kadarla kalsaydı ama dahası var!..
Bay Devlet Bahçeli partili milletvekillerine emir verdi… Meclis Başkanlığı için yapılan seçimde AKP adayı İsmet Yılmaz, iktidar partisine bir kez daha stepne olmayı içine sindiren MHP’lilerin oy desteği ile Meclis Başkanı seçildi.Bahçeli, görevini bir kez daha yerine getirmiş oldu!
Bu beyefendinin kime ve neye hizmet ettiğini bugüne kadar anlayabilmiş değilim.Benim gibi milyonlarca insanımızın da anladığını hiç sanmıyorum.Bir yanda AKP’ye en ağır sözlerle saldıran, öbür yanda ise o sözlerini çöp sepetine atıp aynı partiye gerektiğinde el uzatan ve kurtaran bir Bahçeli!..O halde toplum hangi Bahçeli’ye nasıl güvenmeli?
Toplumun güvenmediği l Kasım seçiminde ortaya resmen çıktı.Partisi ciddi bir yenilgiye uğradı.Tabanı desteğini önemli ölçüde çekti.Oy miktarı iki milyona yakın düşüş gösterdi.Milletvekili sayısı 80’den 40’a düştü, yarı yarıya azaldı.Kelle sayısı itibariyle Meclis’te HDP’nin bile gerisinde kalıp dördüncü parti oldu.Kendisinin seçim bölgesi olan Osmaniye’de bile ikinci parti oldu.Bu durumlar tümüyle kendisinin ve parti yönetiminin yanlış kararlarından kaynaklandı, başka bir neden aramasın.7 Haziran sonrasında iktidar ortaklığını tepmenin faturası özetle böyle oldu.
Şimdi ortaya çıkıp söylesin bakalım, partisini ve kendisini böyle bir yenilgiye uğratan bir genel başkan, yerinde bir dakika olsun durabilir mi? (Yukarıda yenilgi dedim, hezimet diye değiştiriyorum.)
Adına “İstifa” denilen bir kavram vardır…Bunu aklına hiç getirmez mi?
Getirmediği anlaşılıyor.Siyaset yaşamında kendisine bundan sonra da, daha nice böyle başarılar dilerim!