A’mâk-ı Hayâl *** Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi’den namaz nedir ne değildir

Yaşar Nuri Beyin beyanlarına nasıl uyuyor.
Bu gün değişen bir şey var mı?

***

A’mâk-ı Hayâl (Hayâlin Derinlikleri) yazarı ilk Türk felsefecilerinden, Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi (1865-1914)’den bir alıntı paylaşıyorum.

Filibeli Ahmet Hilmi yabancı bir gözlemciden aktarıyor…

“Türkler gayet mükemmel namaz kılan bir kavimdir. Fakat onların ibadetlerinde kelimenin yüce manasıyla çok din aranmamalıdır… Türklerde namaz günlük vazifelerdendir. Kendiliğinden anlaşılır ki, bu vazife elbise giymek, işini yapmak, yemek yemek ve uyumak vazifeleri gibi yerine getirilir. Eskiden beri alışılmış bir adet takip edilir. Ne halde bulunulursa bulunsun ve hal ne kadar elverişsiz olursa olsun namaz kılınır.Örneğin;

A.Konuşma sırasında bir zat amiyane bir hikaye anlatırken, o sırada müezzin ezan okumaya başlamışsa, hikayeyi anlatan hikayeyi keser, namazını kılar, sonra hikayesine kaldığı yerden devam eder…

B.Bir tacir yalan söyler, aldatır, sonra namaz kılar, sonra yalan söylemeye ve insanları kandırmaya devam eder…

C.Bir paşa vahşice bazı zulümler veya cinayet için emirler vermekle meşgüldür; ezan okunduğunu işitir, gayet huzurla seccadesini yayar, sakalını sıvazlar, rahat olduğu kadar muhteşem bir sima ile namazına başlar. Namaz kılındıktan sonra zalimane talimatını vermeye devam eder.

***Çünkü namazı ile vicdanının hiçbir alakası yoktur ve hiç kimse bunda hayret edilecek bir şey görmez, hiç kimse bundan arlanmaz, herkes kılınması gereken zamanlarda namazını kılar ve bununla her şey olmuş bitmiş olur…” (Filibeli Ahmet Hilmi; Tarih-i İslam, s. 535-536)

This entry was posted in DİN-İNANÇ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *