Yapılacak Şey Çok Ama Devlet Adamı Var mı?‏

 
Ne yapalım?” diyen gençler hep aynı yanıtı veriyorum:

– Okuyun, öğrenin ve örgütleyin! Demokrasiyi yıkmak isteyenler nasıl kapı kapı dolaşıyor, bir kişiyi yanlarına alabilmek için bile büyük çaba sarf ediyorlarsa; sizde aynı şeyi yapın..Onlar giyimleriyle, sakallarıyla topluma bir mesaj vermek, bir baskı mı oluşturmak istiyorlar? Sizde göğüslerinize Atatürk rozetleri takarak aynı şeyi yapın!…
 
Ahmet Taner KIŞLALI
 
*** 
 
Yapılacak Şey Çok Ama Devlet Adamı Var mı?
 
 
Yeşil bayrak çekip, “Laik diktatörlüğü yıkıp şeriatı getireceğiz!” Taksime yürüyenlere karşı polisin Atatürk Anıtını koruduğu noktaya iki günde gelmedik.
 
Önce “Siz isterseniz hilafeti bile getiririz!” diyen Bayar-Menderes çizgisi girdi devreye.
 
Türkçe ezan kaldırılıp, Arapça ezan yeniden geldi.Türkçe gitti, osmanlıca yeniden geldi..”Ticanilerin Atatürk’ün heykellerine saldırmaları dönemi yaşandı..” Devrimler’halkın kabul ettikleri ve etmedikleri’ diye ikiye ayrıldı.
 
Arkasından Demirel dönemi başladı.
İmam-Hatip okulları çığ gibi Anadolu’ya yayıldı.tarikatların sırtını sıvazlamak,Said Nursi’nin “itibarının iadesi” için kolları sıvamak “siyasal kurnazlık” sayıldı.Demirel, “Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır.” diye ilan etti.
 
Derken 12 eylül geldi.”Türk-İslam Sentezi” resmi ideoloji oldu. Devlet, “Rabıta ile işbirliği yapma yoluna girdi.”..”Zorunlu din dersi” anayasada yer aldı.
 
Ve Özal dönemi açıldı.

Devlet her yıl daha fazla sayıda genci “din devletinin gereklerine” göre yetiştiriyor.Her yıl daha fazlasına laik devletin iplerini teslim ediyor!…

Bu aynı zamanda imam-hatiplilere üniversite kapılarının açılmasıydı; devlet içinde “şeriatçı” kadroların köşe başlarını ele geçirmesiydi; 163’üncü maddenin kalkmasıydı; devletin geçmişte “şapka giymeyenleri” astığı iftirasının, bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından yapılmasıydı; “ikinci Cumhuriyetçiliğin” resmi ideoloji olmasıydı.
***
Din eğitimi görenlerin sadece yüzde 10’u dinle ilgili görevler üstleniyor.Geri kalanlar, hızla “laik” devletin kadrolarına yerleşiyorlar.
 

İÇİMİZE AKIYORLAR
 
AKP’li Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,Talim Terbiye Kurulu’na atadığı Ahmet Ergün Bedük, ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ kitabında kullanılan aile fotoğrafını , ‘yeteri kadar İslami öğe taşımadığı’ gerekçesiyle veto etmiş, ‘Müslüman milletlere ait’ fotoğraf istemiş.
 
Bu ne demektir biliyor musunuz?
Sizi kitaplardan siliyorlar!
Siz millet değilsiniz.
Fotoğrafınızda Müslüman bir milletin fotoğrafı değil.
…Diyelim ki türban, irtica simgesi değil.Diyelim ki herkes dilediği gibi giyinsin, türban takanlar okullardan ve kamudan dışlanmasınlar diyenler haklı. Ancak tavrın doğrusu eğrisi ne olursa olsun, bir kesinlik var ortada , başı açık kadınların milleti siz, artık irice bir azınlıksınız. Çoğunluk onlar. Sizlerin içki içtiğiniz restoranlarda,kahvelerde,otellerde gelip kalabiliyorlar, kimse onları zorla alkol içmeye ya da, oruç bozmaya zorlamıyor.Saçını başını açtırmaya, mayo giydirmeye kalkmıyor.Oysa siz onlara ait ‘helal’ restoranlarda içki içemiyorsunuz, ramazanda da oruç tutmamazlık edemiyorsunuz, ‘İslami’ otellerde mayoyla dolaşamıyorsunuz, erkeklerle birlikte havuza giremiyorsunuz…Yaşam alanınız daralıyor, farkındamısınız?
…Sizlere tesettürle uğraşmayın diyorlar, kendileri tesettütü yaymaya , türbanı devlet protokolüne sokmaya çalışıyorlar..Kitaplardan silindi fotoğrafınız, defterinizede gelecek sıra.
 
Vural SAVAŞ
 

 

This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *